Çözüldü Karısının, Arkadaşımı Aldattığını Öğrendim. Arkadaşıma Haber Vermem Gerekir mi?

selamün aleyküm.2 gün önce arkadaşımın karısının bir sosyal paylaşım sitesinde bir erkekle yapmış olduğu konuşmaları tesadüf eseri okudum.bu konuşmalarda kadının kocası aldattığını gösteren ifadeler mevcut.konuştuğu erkek zina sırasında neler yaptıklarını anlatıyor.kadında konuşmalarında erkeğin anlattıklarını onaylıyor.erkek kadının evine gelip zina yapacaklarını söylüyor kadında bugun ev müsait değil yarın görüşelim diyor.bu yapılan konuşmaları bilgisayara kaydettim.bu konuşmaları gördükten sonra 2 gündür kendimi kötü hissediyorum.arkadaşıma söyleyip söylememek konusunda kararsız kaldım.arkadaşımın çocukları var eğer söylersem bir yuvanın yıkılmasına sebep olurum diye düşünüyorum.bir yandanda kadın sürekli zina yapmaya devam edeceğini düşünerek arkadaşım için üzülüyorum.konuyu arkadaşıma söylersem ,bu konuyu direk yüzyüze söylememin zor olduğunu düşünerek başka bir mail adresinden arkadaşıma konuşmaları göndermeyi düşünüyorum.islam hukuku açısından karısının aldattığını arkadaşıma söylemelimiyim yoksa cocukları düşünerek bu konuyu unutmaya çalışmalımıyım.2 gündür gözüme uyku girmedi çok ağır bir yükün altına girdim.ne yapacağımı bilmiyorum.bu konuda beni lütfen bilgilendirirmisiniz.allaha emanet olunuz.

Aleykum selam ;

Kardeşim evvela böyle ahlaksızlıkların uluorta anlatıldığı ve üçüncü şahısların bu tür paylaşımları takib edebileceği, sizin böyle hassasiyetle sual sormanıza rağmen nasıl böyleleriyle aynı ortamlarda (sanal da olsa) nasıl oluyor anlayamıyorum.

Kadın zina yaptığını yazılarında itiraf ediyorsa, bu boşanmak (lânetleşerek, mulâne) için yeterlidir, recm için değil.
"Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahidleri olmayanların şahidliği; kendisinin doğru sözlülerden olduğuna dair Allah'ı dört defa şahid tutmasıdır. Beşincisi ise; eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasıdır. Kocasının yalancılardan olduğuna dair dört defa Allah'ı şahid tutması kadından cezayı kaldırır. Beşincisi ise; kocası doğrulardan ise kendisinin Allah'ın gazabına uğramasıdır." (Nur 6-9)

İbni Abbas (r.anhuma)'dan şöyle rivayet edilmiştir:
"Allah'ın tevbelerini kabul ettiği üç kişiden biri olan Hilal bin Umeyye (r.anh), akşam vakti tarlasından döndüğünde ailesinin yanında bir erkeğin bulunduğunu gözleri ile gördü ve kulakları ile işitti. Sabah oluncaya kadar ona bir şey söylemedi. Sabahleyin doğru Rasulullah (s.a.v.)'e gelerek şöyle dedi:
Ya Rasulallah! Ailemin yanına geldiğim zaman yanında bir erkeğin bulunduğunu gözlerimle gördüm ve kulaklarımla işittim.
Allah'ın Rasulu onun söylediği bu haberden hiç hoşlanmadı. Daha sonra üzerine vahyin şiddeti çöktü ve mulaane; "Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanların şahitliği; kendisinin doğru sözlülerden olduğuna dair Allah'ı dört defa şahid tutmasıdır.” (Nur 6) ayeti ve devamındaki iki ayet indi. Allah Rasulu (s.a.v.)’den vahyin ağırlığı kalktıktan sonra; "Müjdeler olsun ey Hilal, Allah, senin için bir çıkış ve ferahlık yolu kıldı” buyurdu.
Hilal şöyle dedi: "Zaten ben de Rabbimden bunu diliyordum."
Rasulullah (s.a.v.) Hilalin karısına haber göndermelerini söyledi ve ona birisini gönderdiler. Allah Rasulu inen ayeti her ikisine de okudu. Onlara hatırlatmada bulundu, ahirat azabının dünya azabından çok daha şiddetli olduğunu bildirdi.
Hilal: "Allah'a yemin olsun ki ona karşı doğru söyledim" dedi.
Kadın: "Yalan söylüyor" dedi.
Bunun üzerine Rasulullah(s.a.v.): "Aranızda lânetleşin" dedi.
Hilal'e: Şehadet et denildi.
Kendisinin doğru sözlülerden olduğuna dair dört defa Allah'ı şahid tutarak şehadet etti. Beşinciye geldiğinde ona: “Ey Hilal, Allah’tan kork. Şubhesiz ki dünya azabı ahirat azabından daha hafiftir. Bu beşinci ile azabı kendine vacib kılıyorsun” denildiğinde; "Allah'a yemin ederim ki bu sebeble Allah bana azab etmeyecek. Nitekim bu sebeble bana değnek vurma cezası da verilmeyecek" dedi.
Ardından beşincisinde de; eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını isteyerek şehadet etti. Sonra kadına, kocasının yalancı olduğuna dair dört defa Allah'ı şahid tutarak şehadet et, denildi. Beşincisine gelindiğinde kadına: "Allah'tan kork, muhakkak dünya azabı ahirat azabından daha hafiftir. Bu beşinci ile kendi üzerine azabı vacip kılmış oluyorsun" denildi de bir süre durakladı, sonra: "Allah'a yemin ederim ki kavmimi rusvay etmeyeceğim" dedi ve beşinci defa şehadet ederek eğer, kocası doğru sözlülerden ise kendisinin Allah'ın gazabına uğramasını istedi.
Bunun üzerine Allah Rasulu (s.a.v.) aralarını ayırdı ve kadının geçiminden ve barındırılmasından Hilal'in sorumlu olmadığına hükmetti.”
(Ebu Davud, Talak, 1923)
Eğer zinayı sözlü olarak da itiraf (bir - dört kere) ediyorsa kabul edilir ve Dar'ul İslam'da olması durumunda recm tatbik edilir.
Ebu Hurayra (r.anh) şöyle demiştir:
Sizler Rasullullah (s.a.v)’in huzurunda bulunduğunuz sırada birden bedevilerden bir adam ayağa kalktı ve; "Ya Râsulullah! Benim için Allah’ın kitabı ile hükmet!"dedi. Akabinde ona muhasımı olan kimsede ayağa kalktı ve: "Ya Râsulullah! Hasmım doğru söyledi. Sen onun için Allah’ın kitabı ile hükmet, ve söz söylemek üzere bana izin ver!" dedi.
Peygamber (s.a.v.)’de ona; "Sözünü söyle." buyurdu.
O da şöyle dedi: "Benim oğlum, bu Arabinin yanında asif, yani ücretle çalışan bir kimse idi. Oğlum bunun karısı ile zina etmiş. İnsanlar bana oğlum üzerine taşlanmak cezası olduğunu haber verdiler. Ben bu adama oğlum adına yüz koyun ve birde cariyeyi fidye vererek oğlumu bu cezadan kurtardım. Bundan sonra ben bu meseleyi ilim ehlinden sordum. Onlarda bana onun karısı üzerine taşlama cezası düştüğünü, benim oğluma da ancak yüz değnek vurulma ile bir yıl gurbete sürgün edilmek üzere, ceza olduğunu haber verdiler!" dedi.
Rasulullah (s.a.v)’de: "Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki ben sizin aranızda elbette Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunları kendi sahibine geri veriniz. Senin oğluna gelince: onun üzerinde yüz değnek cezası ve bir yıl gurbete sürgün edilme cezası vardır." buyurdu.
Bundan sonra Eslem kabilesinden bir adam olan Uneys’e de: "Sana gelince ya Uneys! Sende bu adamın karısına git tahkikini yap, eğer kadın suçunu itiraf ederse onu recm et buyurdu."

Ravi: Uneys o kadına gitti, kadının suçunu itiraf etmesi üzerine, Uneys ona taşlama cezası uyguladı demiştir.
(Buhari : 15.c / 7107s., Muslim : 5.c / 1697.N, Tirmizi : 3.c / 1457.N)

Ayrıca zina yaptığını itiraf eden ve bu sebeble recmedilen; Maiz b. Malik el-Eslemî (r.anh) (Muslim, Hudud, 22; eş-Şevkânî, Neylul-Evtâr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 314 vd.) ve Gâmid'li kadın (Muslim, Hudud, 22, 23, 24; Ibn Mâc'e, Diyât, 36; Mâlik, Muvatta', Hudud, II)

Konuyla ilgili :

https://www.islam-tr.org/konu/islamda-recm-sabittir.10976/

Zina ikrarında bulunanın akıllı, ergin olması ve zorlama altında bulunmaması gerekir. Ayrıca ikrarın dört defa yapılması gereklidır. Çünkü Mâiz b. Mâlik'e Allah elçisi dört defa ikrar esasını uygulamıştır. Hanefi ve Hanbelî'lerin görüşü budur.
Şâfiî ve Mâliki'lere göre ise tek ikrar yeterlidir. Bunlar da işçinin kendi patronunun eşiyle zina etmesi olayına dayanırlar. Çünkü orada dört ikrardan söz edilmemiştir.
(Buhârî, Âhad,I, Şurüt, 9; Muslim, Hudûd, 25; el-Bâcî, el-Muntekâ, VII,135; Ibn Kudâme, el-Muğni, VIII, 191 vd.).

Velev ki kocası zina yaparken kendisi şahid dahi olsa recm edemez, boşanabilir (ya da öldürebilir).
Fakat recm için İslam'ın şartı, olay anının gözlemcisi en az 4 şahidin olmasıdır.
"Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahid getirin. Eğer onlar, şahidlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin." (Nisa 15; Nur 4, 14)

Şahid sayısı dörtten az olur veya dördüncü şahid "sadece bunları bir yorgan altında gördüm" gibi kesin zinaya delâlet eden beyanda bulunmasa, ilk üç şahide "zina iftirası (kazf)" cezası uygulanır. Zina isnat edilenden had düşer. Çünkü Hz. Ömer, Muğîre (r.anh)'in zinasına şahidlik eden üç kişiye zina iftirası cezası uygulamıştır (Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ans., VI, 48)
Ali'den (r.anhuma) şöyle dediği nakledilmiştir: "Önce şahidler taş atmaya başlar, sonra devlet başkanı, sonra diğer insanlar" (Zeylai, Nasbu'r-Râye,., III, 319 vd.; es-Şevkânî, Neylu'l Evtâr, VII, 108)
Bekârların zinasında ise değnek cezasına şahitlerin başlaması gerekmez. Çünkü onlar bunun usul ve şeklini bilmeye bilirler ve bu durum zulme yol açabilir.

Teknoloji vs faydalanması ictihadi meseledir ki onu da muctehidler yapar, biz değil. Teknolojide sıkıntılar da olabilir, fotomontaj gibi, ya da mesajlarda da olduğu gibi, 'ben yazdım ama yalan, şaka yazmıştım' diyebilir, ya da kendisine ait olmadığını iddia edebilir. Bu sebeble recm düşer.

Sizin arkadaşınıza söylerseniz onun yapacakları sizi ilgilendirmez. Siz olayı gözünüzle görmüş gibi anlatmayın yeter. Yada belgeleri bir mektub tarzı birşeyle kendinizi deşifre etmeden, şüpheleri araştırması babında arkadaşınızı bilgilendirmelisiniz. Bundan razı olarak sessiz kalamazsınız.

Sorunuzun kısa ve öz cevabı için aşağıdaki konulardan faydalanabilirsiniz.



Kayınvalidem, Kayınbabamı Aldatıyor! Ne Yapalım?
https://www.islam-tr.org/konu/kayinvalidem-kayinbabami-aldatiyor-ne-yapalim.30030/

Zina Hadisesine Tanık Olanın, Şahidlikten Çekinmesi Doğru mudur?
https://www.islam-tr.org/konu/zina-hadisesine-tanik-olanin-sahidlikten-cekinmesi-dogru-mudur.28905/

Evliyken Zina Yapan Kadının Ve Nikahın Hükmü Nedir ?
https://www.islam-tr.org/konu/evliyken-zina-yapan-kadinin-ve-nikahin-hukmu-nedir.19730/

selamun aleyküm.arkadaşımla aynı işyeriden çalışıyoruz.karısı işyerine gelmişti benim bilgisayarımı kullanmış fakat güvenli çıkış yapmamış.ben aynı siteye girdiğimde onun hesabı açıldı ve konuşmalarını gördüm.olay bundan ibaret.

soruma net bir cevap alamadım.ben zina yapışmadığını görmedim fakat gördüğüm yazışmalarda zina yapıldığı gözüküyor.bu yazışmalar bende mevcut.arkadaşıma göndermem mi( belki gönderirsem arkadaşım karısını öldürecek ) hayırlı yoksa susmam mı ve kadının zina yapmasına devam etmesini seyretmek mi karar veremiyorum.