Çevrimdışı
Ebu Hureyre (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
«İnsanlara bir zaman erişir ki, o devirde kişi ele geçirdiği mal haramdan mı helalden mi kazanıldığına hiç aldırmaz.»
(Buhari)
HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ
- Bugün müslümanlar beşeri hükümlerle yönetilen cahili sistemlerin tahakkümü altındaki topraklarda yaşıyorlar. Onların içinde bulunduğu toplum cahiliye toplumudur. Bu toplumda hüküm, söz ve hayat tarzını belirleme yetkisi cahili kafalara bırakılmıştır. Cahili toplumlarda mücadele veren müslümanlar her an ve her yönde cahiliyyenin saldırılarına maruz kalıyorlar. Çünkü, inananların böylesi toplumlarda dinlerinin gereklerini harfiyyen yerine getirmeleri asla mümkün değil. Evet, müslüman nerede olursa olsun imanını cahiliyyenin etkilerinden, batıl inançlarından mutlaka koruyabiliyor. Ama, Allah'ın helal ve haramlarına riayet hususunda cahiliyyenin pislikleri mü'mini çepeçevre kuşatmıştır, inananlar yiyecek ve içeceklerinden tutun da, ticaret ve kazançlarına kadar birçok şeye şüpheyle bakmak zorunda kalıyorlar.
Çünkü cahili toplumda hakim olan faiz sistemi inananların kazancının doğrudan kaynağı olmasa da uzaktan ve yakından mutlaka etkiliyor, onları. Ticaret ve iş muamelelerinde cahiliyye hükmünün hakim oluşu müslümanları son derece dikkatli olmaya zorluyor. Fakat -imanı ilgilendiren konular müstesna- helal ve haram hususunda -son derece sakınmamıza rağmen-cahiliyye toplumundan bize, bizim bilgimiz dışında bulaşan her pislikten Allah'ın bizi arındıracağını ve bizi bağışlayacağını umarız. Çünkü bu husustaki suç, .hadiste bildirildiği gibi kazancını helal yoldan sağlamak hususunda hiç dikkat etmemektir.
«İnsanlara bir zaman erişir ki, o devirde kişi ele geçirdiği mal haramdan mı helalden mi kazanıldığına hiç aldırmaz.»
(Buhari)
HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ
- Bugün müslümanlar beşeri hükümlerle yönetilen cahili sistemlerin tahakkümü altındaki topraklarda yaşıyorlar. Onların içinde bulunduğu toplum cahiliye toplumudur. Bu toplumda hüküm, söz ve hayat tarzını belirleme yetkisi cahili kafalara bırakılmıştır. Cahili toplumlarda mücadele veren müslümanlar her an ve her yönde cahiliyyenin saldırılarına maruz kalıyorlar. Çünkü, inananların böylesi toplumlarda dinlerinin gereklerini harfiyyen yerine getirmeleri asla mümkün değil. Evet, müslüman nerede olursa olsun imanını cahiliyyenin etkilerinden, batıl inançlarından mutlaka koruyabiliyor. Ama, Allah'ın helal ve haramlarına riayet hususunda cahiliyyenin pislikleri mü'mini çepeçevre kuşatmıştır, inananlar yiyecek ve içeceklerinden tutun da, ticaret ve kazançlarına kadar birçok şeye şüpheyle bakmak zorunda kalıyorlar.
Çünkü cahili toplumda hakim olan faiz sistemi inananların kazancının doğrudan kaynağı olmasa da uzaktan ve yakından mutlaka etkiliyor, onları. Ticaret ve iş muamelelerinde cahiliyye hükmünün hakim oluşu müslümanları son derece dikkatli olmaya zorluyor. Fakat -imanı ilgilendiren konular müstesna- helal ve haram hususunda -son derece sakınmamıza rağmen-cahiliyye toplumundan bize, bizim bilgimiz dışında bulaşan her pislikten Allah'ın bizi arındıracağını ve bizi bağışlayacağını umarız. Çünkü bu husustaki suç, .hadiste bildirildiği gibi kazancını helal yoldan sağlamak hususunda hiç dikkat etmemektir.
