"Cuma gecesi Kehf suresini okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki cuma arasında işlediği (küçük) günahlar da affolur."
(Değişik rivayetler için bk. et-Terğıbü ve't-Terhib, Kitabu'l-Cuma, 1/512-513)
Ancak teşvik için yapılan bu rivayetleri değerlendirirken bazı noktalara dikkat etmek gerekir.
Kehf Suresi hakkında rivâyet edilen diğer hadislerden ikisinin anlamı şöyledir:
"Sahâbeden Üseyd b. Hudayr, Kehf sûresini okumuştu. Evinde de bir atı vardı. Bu sırada at ürkmeğe, deprenmeğe başladı. Bunun üzerine (Üseyd) 'Yâ Râb! Sen âfetten emin kıl.' diye dua etti. Hemen onu duman gibi bir şey, yahut bir bulut kapladı. Sonra (Üseyd) bu olayı Hz. Peygambere (asv) anlattı. Rasûlüllah (asv),"Oku ey kişi. Çünkü o bulut gibi görünen şey Sekine'dir. Kur'ân dinlemek için yahut Kur'ân'ı yüceltmek için inmiştir." buyurdu.
(Buhârî, Menâkıb, 25; Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 11; Tirmizi, Fedâilu'l-Kur'an, 6).
Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurmuştur:
"Kim, Kehf sûresinin evvelinden (bir rivayette sonundan) on âyet ezberlerse, Deccâl'den korunmuş olur."
(Müslim, Müsâfirûn, 257; Ebû Dâvud, Menâhim, 14; Tirmizi, Fiten, 59; İbn Mâce, Fiten, 33).
(Değişik rivayetler için bk. et-Terğıbü ve't-Terhib, Kitabu'l-Cuma, 1/512-513)
Ancak teşvik için yapılan bu rivayetleri değerlendirirken bazı noktalara dikkat etmek gerekir.
Kehf Suresi hakkında rivâyet edilen diğer hadislerden ikisinin anlamı şöyledir:
"Sahâbeden Üseyd b. Hudayr, Kehf sûresini okumuştu. Evinde de bir atı vardı. Bu sırada at ürkmeğe, deprenmeğe başladı. Bunun üzerine (Üseyd) 'Yâ Râb! Sen âfetten emin kıl.' diye dua etti. Hemen onu duman gibi bir şey, yahut bir bulut kapladı. Sonra (Üseyd) bu olayı Hz. Peygambere (asv) anlattı. Rasûlüllah (asv),"Oku ey kişi. Çünkü o bulut gibi görünen şey Sekine'dir. Kur'ân dinlemek için yahut Kur'ân'ı yüceltmek için inmiştir." buyurdu.
(Buhârî, Menâkıb, 25; Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 11; Tirmizi, Fedâilu'l-Kur'an, 6).
Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurmuştur:
"Kim, Kehf sûresinin evvelinden (bir rivayette sonundan) on âyet ezberlerse, Deccâl'den korunmuş olur."
(Müslim, Müsâfirûn, 257; Ebû Dâvud, Menâhim, 14; Tirmizi, Fiten, 59; İbn Mâce, Fiten, 33).