Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kıyame Suresi İniş Sebebi

Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
75- KIYÂME SÛRESİ


Sûrenin tamamı Mekkîdir ve Kâria Sûresinden sonra nazil olmuştur. İbnu'l-Cevzî Sûrenin Mekkî oluşunda icma olduğunu söyler.[1]

3. İnsan zanneder mi ki Biz, onun kemiklerini bir araya toplayamayız
4. Evet, Biz, parmak uçlarını bile düzeltmeye Kadiriz.
5. Fakat insan önündekini yalanlamak ister de:
6. "Kıyamet günü de ne zamanmış?" diye sorar.
Amr (veya Adiyy) ibn (ebî) Rabîa hakkında nazil olmuştur. Bir gün Peygamber'e (sas) gelmiş ve: "bana kıyamet gününden bahset; ne zaman olacak, nasıl olacak?" demiş. Peygamber'in (sas) bunları haber vermesiyle de: "Bunları bugün gözlerimle görsem bile ey Muhammed yine de seni tasdik etmem ve iman etmem. Allah, bu kemikleri mi bir araya toplayacak!?" demiş. Peygamber'in (sas): "Evet." demesi üzerine de onunla alay etmiş ve işte bunun üzerine Allah Tealâ (cc) bu âyet-i kerimeleri indirmiş (Vahidî, age. s. 321; İbnu'l-Cevzî, age. vm,416-417). Beğavî bu Adiyy ibn Rabîa'nın Zuhre oğulları ile antlaşmalı ve el-Ahnes ibn Şerîk (veya Şureyk)'in damadı olduğunu da kaydeder.[2]
Ayet-i kerimenin, Allah düşmanı Ebu Cehl'in ölümden sonra diriltilmeyi inkârı üzerine nazil olduğu da söylenmiştir.[3]

16. Onu acele etmen için dilini onunla depretme.
17. Onu toplamak, onu okutmak şubhesiz bize aittir.
18. Öyleyse biz onu okuduğumuz zaman sen onun kıraatine uy.
19. Sonra onu beyan etmek de hiç kuşkusuz bize aittir.
Buhârî'nin değişik kanallardan Abdullah ibn Abbâs'tan rivayetine göre Peygamber (sas), Cibrîl kendisine bir vahiy getirdiğinde onun okuması bitmeden, kendisine vahyolunanı unuturum endişesiyle hemen okumaya çalışır, dilini depretir ve bu da tabîî kendisine oldukça zor ve ağır gelirmiş. İşte bunun üzerine Allah Tealâ (cc) "Onu acele etmen için dilini onunla depretme. Onu toplamak, onu okutmak şubhesiz bize aittir. Öyleyse biz onu okuduğumuz zaman sen onun kıraatine uy. Sonra onu beyan etmek de hiç kuşkusuz bize aittir." âyetlerini indirmiş. Bundan sonra Peygamber (sas), Cibrîl vahyi inzali bitirinceye kadar dikkatle dinler ve onun ayrılmasından sonra kendisine va'dedildiği gibi, Cibrîl'in indirdiğini aynen okurmuş.[4]
Aynı hadisi Humeydî'nin İbn Abbâs'tan rivayetinde "Allah'ın Rasûlü (sas) kendisine Besmele indirilinceye kadar sûrenin tamamlandığını (sûrenin sonuna ulaşıldığını) bilmezdi" fazlalığı vardır.[5]
Muslim'in de kendi isnadıyla "Onu acele etmen için dilini onunla depretme." âyet-i kerimesi hakkında İbn Abbâs'tan rivayetle tahric ettiği haber ayrıntılarda bir takım farklarla şöyledir: Peygamber (sas), Cibrîl kendisine bir vahy getirdiğinde dilini dudaklarını hareket ettirir ve (hem vahyi dinlemek hem de dilini dudaklarını hareket ettirmek) kendisine zor gelirdi. Peygamber'in (sas) vahyin gelişi sırasında dilini dudaklarını deprettiği herkesçe görülen, bilinen bir haldi. İşte bunun üzerine Allah Tealâ (cc): "Onu acele etmen için dilini onunla depretme. Onu toplamak, onu okutmak şubhesiz bize aittir. Öyleyse biz onu okuduğumuz zaman sen onun kıraatine uy. Sonra onu beyan etmek de hiç kuşkusuz bize aittir.'" âyetlerini indirdi de ondan sonra Peygamber (sas), kendisine Cibrîl geldiğinde başını eğer (onun getirdiği vahyi dinler), o gittikten sonra da Allah'ın kendisine va'dettiği gibi (kendisine gelen vahyi) okurdu.[6]

31. İşte o tasdik etmemiş, namaz da kılmamıştı.
32. Fakat yalanlamış, yüz çevirmişti.
33. Sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.
Katâde'den rivayete göre bu âyet-i kerimeler de Ebu Cehl hakkında nazil olmuştur. Rivayete göre o "salına salına yürürmüş"[7]

34. Yazıklar olsun sana yazıklar.
35. Yine yazıklar olsun sana yazıklar.
Neseî'nin Yakub ibn İbrahim kanalıyla Saîd ibn Cubeyr'den rivayetle tahricine göre o, İbn Abbâs'a bu âyet-i kerimeleri sormuş da İbn Abbâs: "Bunları Rasûlullah kendiliğinden (bir vahye dayanmaksızın, ya da kendisine bunları söylemesi vahyolunmuş olmaksızın) söylemiş, daha sonra da Allah Tealâ (cc) indirmiştir." demiş.
a) İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den naklettiği haber bunu açıklığa kavuşturuyor. Şöyle ki: Peygamber (sas) bir gün Ebu Cehl'in yakasından tutmuş ve: "Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun." buyurmuş. Allah'ın düşmanı Ebu Cehl: "Ne o, beni tehdit mi ediyorsun? Allah'a yemin ederim ki ne sen, ne de Rabbın bana bir şey yapamazsınız. Mekke dağlarının arasında yürüyenlerin elbette en güçlüsü benim ben." demiş ve işte bunun üzerine bu âyet-i kerimeler nazil olmuş.[8]
b) İbn Cerîr'in Avfî kanalıyla İbn Abbâs'tan naklettiği bir hadiste o şöyle anlatıyor: "Onun üzerinde ondokuz vardır." âyet-i kerimesi nazil olduğunda Ebu Cehl, Kureyş'e: "Analarınız size ağlasın, İbn Ebî Kebşe (Muhammed'i (sas) kastediyor) size, cehennem bekçilerinin ondokuz olduğunu haber veriyor. Siz ki bu kadar çok ve güçlüsünüz; sizden on kişi cehennem bekçilerinden birini tutamayacak (hakkından gelemeyecek) mi?" demiş. İşte bunun üzerine Allah Tealâ (cc) peygamberine, Ebu Cehl'e varmasını ve ona "Yazıklar olsun sana yazıklar olsun. Yine yazıklar olsun sana yazıklar olsun." demesini vahyetmiş.[9]


[1] İbnu'l-Cevzî, age. VIII,415; Kurtubî, age. XIX,60.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nuzûl, Çağrı Yayınları: 2/924.
[2] Bak: Beğavî, Meâlimu't-Tenzîl, IV,421.
[3] Kurtubî, age. xıx,61.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nuzûl, Çağrı Yayınları: 2/924.
[4] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 75 (el-Kıyâme Sûresi), 1-2 Bed'u'l-Vahy , 4; Muslim, Salât, 147; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Kıyâme, 75/1, hadis no: 3329; Ahmed ibn Hanbel, Musned, 1,343; Ahmed Abdurrahman el-Bennâ, Minhatu'l-Ma'bûd fî Tertibi Musnedi't-Tayâlisî Ebî Dâvûd, 11,25.
[5] Ebu Bekr Abdullah ibn ez-Zubeyr el-Humeydî, el-Musned, tah: Habîbu'r-Rahmân el-A'zamî, Beyrut tarihsiz, 1,242-243, hadis no: 527, 528.
[6] Muslim, Salât, 147-148.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nuzûl, Çağrı Yayınları: 2/924-925.
[7] Taberî, age. xxıx,124.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nuzûl, Çağrı Yayınları: 2/925.
[8] Taberî, age. XXIX, 124; İbn Kesîr, age. VIIU08.
[9] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl. 11,189.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nuzûl, Çağrı Yayınları: 2/925-926.
 
Üst Ana Sayfa Alt