Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

KORKMAK

C Çevrimdışı

cendel

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

“Onlardan korkmayın benden korkun.” (Maide: 3)

“...İnsanlardan korkmayın, benden korkun...” (Maide: 44)

“İnsanlar onlara: “Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun” dediklerinde bu onların imanını artırmıştı ve şöyle demişlerdi: “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” Bu yüzden kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan, Allah’ın nimeti ve lütfu ile geri döndüler. Ve Allah’ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir. Şeytan, ancak kendisine dost olanları korkutur. Siz onlardan korkmayın eğer -mü’min iseniz- benden korkun.” (Ali İmran: 173-175)

Bu ayetler gösteriyor ki; korkmak bir ibadettir. Tevhid sadece Allah’tan korkmayı gerektirir. Burada bahsedilen mahlukattan korkmak, Allah istemediği halde bir kötülük gelebileceğine inanmak veya zannetmek demektir.


Yalnız Allah’u teala’nın elinde olan şeyler hakkında Allah’u teala’dan başkasından korkmak büyük şirklerdendir.

Örneğin; neslini kesebileceği endişesiyle insan veya cinden korkmak. Çünkü bu, sadece Allah’u teala’nın elindedir.

(Allah’ın izni olmadan) hastalık, fakirlik, sakatlık verebileceği zannıyla insanlardan veya cinlerden korkmak da böyledir.

Ölüden veya cansız bir varlıktan zarar geleceği zannıyla korkmak büyük şirktir. Velev ki bu, ölünün hayatta iken yapabileceği türden şeyler olsun.

Örneğin; bir ölünün kendisini dövebileceğinden korkması gibi… Bu büyük şirktir. Çünkü ölünün, bunu yapmaya kudreti yoktur.

Bir mahlukattan korktuğundan dolayı ona ibadet etmek büyük şirktir. Örneğin; bir kimseden korkması sebebiyle onun için kurban kesmek gibi…

Oturacağı yeni bir evde cinler kendisine zarar vermesinler diye, onların şerrinden korunmak amacıyla cinler için kurban kesmek gibi… Bu amellerin her biri büyük şirklerdendir.

Allah’tan korktuğu gibi, birisinden veya birşeyden korkan kişi müşriktir.

“Şeytan, ancak kendisine dost olanları korkutur.”

Bu ayetin en kuvvetli manası şöyledir: Şeytan, imanlı olanları kendisine dost olanlarla korkutur.

“Korkutur” fiilinin faili şeytandır. Yani; şeytan tevhid ehlini kendine dost olan tevhid ehlinin düşmanlarıyla korkutur.

Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

“Allah’ın mescidlerini ancak, Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı gereği gibi kılan, zekat veren ve yalnız Allah’tan korkan kimseler imar ederler. Muhakkak onlar doğru yolda olanlardır.” (Tevbe:18)

Bu ayet gösteriyor ki sadece Allah’tan korkulması gerekir. Ayette Allah’u teala sadece kendisinden korkanları övmüştür.

Allah-u Teala şöyle buyuruyor:

“(O peygamberler) Allah’ın gönderdiği emirleri duyururlar. Allah’tan korkarlar ve O’ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah yeter.” (Ahzab: 39)

Hz. İbrahim kavmiyle tartışırken şöyle demiştir:

“Ben sizin ortak koştuklarınızdan korkmam. Rabbim ne dilerse o olur. Rabbim bilgice herşeyi kuşatmıştır. Hala öğüt almıyor musunuz? Hem siz, Allah’ın size (ilah oldukları) hakkında hiç bir delil indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmuyor musunuz da ben nasıl (O’na) ortak koştuğunuz şeylerden korkarım? Şimdi biliyorsanız (söyleyin), iki topluluktan hangisi (tek Allah’a inananlar mı, yoksa Allah’a ortak koşanlar mı) güvende olmaya daha layıktır. İnananlar ve imanlarını zulme (şirke) bulamayanlar...İşte güven onlarındır. Ve doğru yolu bulanlar onlardır.” (En’am: 80-82)

“Andlarını bozan, Rasulü (Mekke’den) çıkarmaya yeltenen ve ilk önce kendileri sizinle savaşa başlamış olan bir kavimle savaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer gerçekten inananlar iseniz, kendisinden asıl korkmanız gereken Allah’tır.” (Tevbe: 13)

“...Benden sakının” (Bakara: 41)

“Kim Allah’a ve Rasulüne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’ndan sakınırsa...” (Nur: 52)

“Hz. Nuh (a.s.)’da kavmine:

“Allah’a kulluk edin, O’ndan korkun, bana itaat edin...” demiştir. (Nuh: 3)

Böylece, ibadet ve korkmayı Allah’a ait kılmada, kendisine itaat edilmesini istemiştir. Nitekim, Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Biz hiç bir peygamberi Allah’ın izni ile itaat edilmekten başka bir amaçla göndermedik...” (Nisa: 64)

Hz. Hud, Salih, Şuayb, Lut ve diğer peygamberler de: “Allah’tan korkun, bana itaat edin...” demişlerdir. (Ali İmran: 50)

Onlar ki: Korkma ve sakınmayı Allah’a ait kılmış, kendilerine de itaat edilmesini istemişlerdir. Aynı şekilde, Kur’an-ın pek çok yerinde “Allah’tan korkun”, “Allah’tan sakının”, “Sizden önce kendilerine kitap verilenlere ve size Allah’tan korkun diye tavsiye ettik.” buyurulmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

“Allah’ın mescidlerini ancak, Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı gereği gibi kılan, zekat veren ve yalnız Allah’tan korkan kimseler imar ederler. Muhakkak onlar doğru yolda olanlardır.” (Tevbe: 18)

“İnsanların bir kısmı; Allah’a itaat ettik der. Fakat Allah yolunda eziyet görünce, insanların yaptığı eziyeti, Allah’ın azabı gibi kabul eder...” (Ankebut: 10)

Yani; insanların fitnesini, eziyetlerini Allah’ın azabına eşit tutmuştur. Ve bu aziyetten korkarak Allah’ın ona farz kıldığı şeyleri terketmiş veya Allah’ın ona haram kıldığı şeyleri yapmıştır.

Ebu Said (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.av.) şöyle buyurdu:

“Allah’ı kızdırarak insanları memnun etmek, Allah’ın ihsan ettiği rızık dolayısı ile (bunun Allah’tan değil insanlardan geldiğini düşünerek) insanları övmek, Allah’ın ihsan buyurmadığı hususlardan dolayı insanları suçlamak, inanç zayıflığından ileri gelir. Zira Allah’ın rızkını, ne hırslı kimsenin hırsı getirebilir, ne de rızkı istemiyenin isteksizliği önleyebilir.” (Beyhaki, Ebu Naim rivayet etmiştir.)

Aişe (r.a.)’den Rasulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“İnsanları darıltmak pahasına da olsa, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışan kimseden, hem Allah razı olur, hem de İnsanları ondan razı eder. Allah’ı kızdırarak, Allah’ın rızasını kazanmaya çalışan kimseye, hem Allah kızar, hem de insanların ona kızmasını sağlar.” (İbn-i Hibban sahih senetle rivayet etti.)


Korkmak En Önemli ve En Yüce İbadetlerden Birisidir.

Korku Üç Türlüdür:


1- Gizli Korku



Allah’tan başka herhangi bir mahluktan, puttan veya tağuttan, Allah istemediği halde, kendisine zarar verebileceğini düşünerek kalpten gizlice korku duymaktır. Tıpkı Hud (a.s.)’ın kavminin düşündüğü gibi... ki bunlar hakkında Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

“Hud (a.s.)’un kavmi: “Sana ancak şunu deriz:

“İlahlarımızın bazıları seni çarpmıştır.” Hud (a.s.) şöyle cevap verdi:

“Allah’ı şahid tutarım, siz de şahid olun ki; ben Allah’ı bırakıp ortak koştuklarınızdan beriyim. Hep birlikte yapacağınız hileyi bana yapın. Sonra elinizden gelirse bana hiç fırsat vermeyin.” (Hud: 54-55)

Put, tağut veya herhangi bir mahluktan bu şekilde korkan kimse şirk işlemiş ve dinden çıkmış olur.



2- Farz Olan Bir İbadeti İnsanlardan Korktuğu İçin Terk Etmek



Bu korku bizatihi haramdır. Çünkü o, harama vesile olmuştur, yol açmıştır. Harama vesile olan haramdır. İşte bu türlü korku tevhidle asla bağdaşmaz ve kişiyi şirke götürür. Bazı alimler bu tür korkuyu büyük şirkten saydılar.

Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

“İnsanlar onlara: (İnsanların bazıları mü’minleri cihaddan alıkoymaya çalışmışlardır.) “Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun” dediklerinde bu onların imanını artırmıştı ve şöyle demişlerdi: “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.” Bu yüzden kendilerine hiçbir kötülük dokunmadan Allah’ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler. Ve Allah’ın rızasına uydular. Allah büyük lütuf sahibidir. Şeytan ancak kendisine dost olanları korkutur. Eğer inanmışsanız onlardan korkmayın benden korkun” (Ali İmran: 175)

“Yeminlerini bozan, rasulü (yurdundan) çıkarmaya çalışan, ilk olarak size (karşı savaşa) başlayan bir kavimle savaşmıyor musunuz ? Onlardan korkuyor musunuz ? Eğer mü’minlerden iseniz Allah, kendisinden korkmanıza daha hak sahibidir.” (Tevbe: 13)

Farz olan islam tebliğini, farz olan cihadı insanlardan korkma sebebiyle terketmek haramdır. Kuldan korktuğu için haram işleme konusunda kula itaat etmek aynı hükmü alır. Farz olan cihadı yaratılanlardan korkulduğu için terk etmek şeytanın işidir. Çünkü şeytan, tevhid ve iman ehli farz olan cihadı terk etsinler diye, onları kendi bağlıları olan Allah’ın düşmanlarıyla korkutur. İşte bu sebeple bu korku haramdır. Daha açık bir deyişle; Allah’ın düşmanlarından korkulduğu için cihad farzını terketmek yada Allah’ın herhangi bir farzını terketmek haramdır. O halde müslüman kulun sadece Allah’tan korkması, şeytanın dostlarından korkmaması gerekir.

Korku, küçük şirk de olabilir. Bu ise; bir kimseden korkması sebebiyle bir farzı terk etmek ya da haramı işlemekle olur.

Bir erkeğin, insanların alay etmesinden veya kendisini ayıplamasından korkması sabebiyle sakalını kesmesi ya da bir kimsenin aynı sebepler nedeniyle emri bil maruf nehyi anil münkeri terk etmesi veya bulunduğu mevkiyi, makamı ve işini kaybetmemek için cemaat namazını terk etmesi veya haram olan bir şarkının dinlenildiği bir yerde oturulmasına rağmen nehyi anil münkeri terk etmesi gibi meseleler küçük şirk olan korkuya örnek gösterilir.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Allah’u teala kuluna kıyamet günü şöyle diyecektir: “Münkeri gördüğünde onu değiştirmekten seni alıkoyan neydi.”

Kul: “Ey rabbim! İnsanlardan korkmamdır” der. Allah’u teala ona: “Benden korkman daha öncelikli idi.” diyecektir. (Ahmed b. Hanbel)



3- Normal Korku



Yani düşmandan, yırtıcı hayvanlardan veya buna benzer şeylerden -Allah’ın onlar vasıtası ile kendisine zarar verebileceğini düşünerek- korkmak. Bunun İslam açısından hiçbir sakıncası yoktur. Ve tevhide de kesinlikle ters düşmez. Bu mü’minlerde de bulunabilen fıtri bir duygudur.

Allah’u Teala şöyle buyuruyor:

“Bunun üzerine Musa, korka korka, çevresini gözetliyerek şehirden çıktı. “Rabbim beni şu zalim kavimden kurtar.” dedi.” (Kasas: 21)

Fakat gerçekten korkulacak bir sebep olmadan veya çok basit bir sebepten dolayı korkmak İslamda hoş karşılanmayan kötü huylardandır. Müslümanların bu gibi korkuları terketmesi gerekir. Zira, bu her nekadar insanı dinden çıkarmasada sahibine korkak sıfatını kazandırır.

Bazı insanlar:

“Ya Rabbi! Senden ve senden korkmayanlardan korkarım.” derler. Bu, doğru olmayan boş bir sözdür. Aksine, kula gerekli olan yalnızca Allah’tan korkmak, O’ndan başkasından korkmamaktır. Zaten Allah’tan korkmayanlar, kendilerinden korkulmaktan çok çok uzaktırlar. Ve buna değmezler. Onlar zalimlerdir ve şeytanın dostlarıdır. Şeytanın dostlarından korkmak ise yasaklanmıştır. Ama: “Bana eziyet edebilirler.” denirse “Bu ancak Allah’ın musallat etmesi ile olabilir.” deriz. Allah onların vereceği zararı senden uzaklaştırmak isterse, uzaklaştırır. Bu, O’nun isteğine kalmıştır. Kuluna, günahları sebebi ile bazı korkuları musallat eder. Sen Allah’tan korkar, sakınır, O’na dayanır ve tevekkül edersen, seni zararın her türünden korur, onları üzerine musallat etmez. Çünkü Cenab-ı Hak: “Kim Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter.” buyuruyor. Eğer sana bir şeyi musallat etmişse, bu senin günahlarının sebebi ve o şeyden korktuğun içindir. Allah’tan korkar, günahlarından tevbe eder, O’na istiğfar edersen, Allah seni her türlü kötülükten korur. Nitekim: “Onlar istiğfar ettikçe Allah onlara azap edecek değildir.” buyurur.
 
Ahadun Ahad Çevrimdışı

Ahadun Ahad

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
korku filmi izlemiştim tırsmıştım, şimdi kendimi tuvalete kitliycem ışığıda kapatcam.
 
Üst Ana Sayfa Alt