Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Küfür Etmenin Vebali Nedir? Müslümana veya Kâfire Küfür (sövme) Etmek Arasında Fark Var mı?

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Esselamualeykum Rahmatullahi ve Berekad

ALLAH kötü sözün açıktan söylenmesini sevmez ve müslümanın,müslümana sövmesi fasıklıktır.

peki kafire karşı ?

islama göre sövmenin yeri nedir ?

 
MuhacirSelman Çevrimdışı

MuhacirSelman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konuda benimde bir sorum var bu söveni ikaz ettiğimiz halde yine aynı adam 10 kelime söylüyor 7 si küfür sövüyor ve aynı ortamda sürekli iş icabı hergün bulunuyorum bu durumda ne yapmak gerek
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
MUFLİS KİMDİR?

muflis 1.jpeg
muflis 2.jpeg
muflis 3.jpeg
Ebu Hurayra radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre;
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Muflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu.
Ashab: - Bizim aramızda muflis, parası ve malı olmayan kimsedir, dediler.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Şubhesiz ki ummetimin muflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıb, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeble iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevabları biterse, hak sahiblerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir" buyurdular.
(Muslim, Birr 59. ; Tirmizî, Kıyamet 2)


Açıklamalar

İnsanlar arasında muflis, parası ve malı bulunmayan veya pek az olan kimse diye bilinirse de, Peygamber Efendimiz, hakiki muflisin bunlar olmadığını açıklamıştır. Çünkü bu durum, daha sonra zengin olmakla ortadan kalkabilir veya ölümle sona erebilir. Gerçek muflis ise hadiste bildirilendir. Böyle kimseler tamamen mahvolmuş, helak olmuş, ahirete götürdüğü hayır ve hasenattan elinde hiç bir şeyi kalmamıştır. Bunların bütün iyilik ve sevabları, üzerlerinde hakları olanlara ve alacaklılarına verileceği gibi, günahları da onların üzerlerine yüklenecek, sonra da cehenneme atılacaklardır. Gerçek zarar ve ziyan, hakiki iflas işte budur. Böyleleri ahiret yoksulu sayılırlar.
Peygamber'in "muflis kimdir?" tarzındaki sorusu, toplum tarafından onun kelime olarak bilinen manasını açıklamak değil, onları irşad etmek, aydınlatmak gayesi taşımaktadır. Nitekim, Allah Rasulu'nun muflisin ahiret hayatıyla ilgili olan gerçek anlamını onlara açıklamasından bunu anlamak mümkün olmaktadır.
Kişinin namazı, orucu, zekatı ve benzeri ibadet ve taatları onun iyilik kazanmasını ve sevab elde etmesini sağlar. Ancak, cennete girmek için bunlar yeterli olmaz. Emredilen ibadet ve taatlarla birlikte, hatta bunlardan daha önemli olarak dinin haram kıldığı, nehyettiği şeylerden sakınılması icab etmektedir.
Özellikle maddî ve manevî yönü itibariyle, kulların haklarına tecavuz, amme mallarına hıyanet, Allah'ın affetmeyeceğini bildirdiği büyük günahlar arasındadır. Bu nevi günahları işleyenler, dünyada hak sahibleriyle helalleşip tevbe etmedikleri takdirde, ahirette hak sahibleri onlardan haklarını alacak ve Allah'ın huzurunda hesaplaşacaklardır.
Başkasına sövmek, hakaret etmek, kötü söz söylemek, iftira etmek, namuslu insanların namusuna dil uzatmak, haksız yere birinin malını yemek, kanını dökmek, insanları dövmek, her nevi zulüm ve haksızlık, iyilikleri ve onlardan elde edilen sevabı ortadan kaldırır, sahibini cehenneme sürükler.
Kıyamet gününde ödenecek bir mal ve mülk yoktur. Dolayısıyla haksızlıkların karşılığı haksızlık yapanın iyi amellerinin sevaplarının alınması, üzerinde hakkı olanların günahlarının haksızlık yapanların üzerine yükletilmesi şeklinde olacaktır. Orada hiçbir hak zayi olmayacak, kimseye en küçük bir zulüm ve haksızlık yapılmayacaktır.

Hadisten Öğrendiklerimiz

1.
Kul hakları başta olmak üzere, her türlü haramdan sakınmak gerekir.
2. Kul hakları, maddî ya da manevî olabilir.
3. Kişinin ibadet ve taatleri, üzerinde bulunan kul haklarını afv ettirmez.
4. Kul hakları, ibadet ve taatin ve her çeşit iyiliğin sevabını ortadan kaldırabilir.
5. Gerçek muflis, ibadet ve taatı olduğu halde, üzerinde bulunan haklar sebebiyle, bu amellerin sevabı hak sahiblerine verilince, kıyamet gününde cehenneme girmeyi hak edenlerdir.


-------------------------

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Müslümana sövmek fâsıklık, onunla savaşmak küfürdür." (Buhârî, Îmân 36; Muslim, Îmân 116)

Sebbetmek, sövüp saymak, karşısındakini rencide edecek şekilde konuşmak, şerefine, namusuna, dinine, imanına, hasılı insanlık ve müslümanlık değerlerine söz etmek, saldırıda bulunmak demektir.

Yukarıdaki hadis-i şerifte, iki fiil, iki ayrı terimle değerlendirilmektedir. "Müslümana sövmek (sibab) fasıklıktır; müslümanla savaşmak (kıtal), küfürdür," buyurulmaktadır.
Fasıklık (Fısk), hak yoldan sapmaktır. "Şeytan, Rabb'inin emrinden çıktı" (Kehf, 50) âyetinde bu mâna açıkça görülmektedir. Bununla birlikte her haktan sapma ve çizgiden çıkma olayı fısk kelimesiyle ifade edilir. Haksız yere müslümana sövüp saymak işte bu mânada bir fısktır. Fâsık da yoldan çıkmış günahkar kimse demektir. Müslümanla savaşa (kıtale) tutuşmak, onu öldürmeye teşebbüs etmek ve mûmin olduğu için öldürmek küfürdür.
Hadisi, "Müslüman ile sövüşmek fâsıkların, müslüman ile kıtale tutuşmak da kafirlerin işidir, onlara yakışır. Binaenaleyh böyle bir yola sapanların fısk ve küfür bataklığına düşmelerinden korkulur," şeklinde anlamak ve yorumlamak da mümkündür.

"Hiç kimse, bir başkasına fâsık veya kafir demesin. Şayet itham altında bırakılan kişide bu sıfatlar yoksa, o söz onu söyleyene döner."
(Buhârî, Edeb 44)

Başkalarına fısk ve küfür ithamında bulunmanın, fâsık ve kafir demenin tehlikesine dikkat çekmektedir. Bu çok kötü ithama maruz kalan kimsede bu haller varsa mesele yoktur. İthamda bulunan doğru söylemiş olduğu için sorumlu olmaz. Fakat itham edilen kişide o haller yoksa işte o zaman itham, ithamı yapana döner. Yani durup dururken bir müslümana fâsık veya kafir diyenin kendisi fâsık veya kâfir durumuna düşer


Müslüman, Müslüman’ın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” (Riyâzu’s-Sâlihîn, 211)

Allah Rasulu (s.a.v.) şöyle konuşuyor:

Biri sana dil uzatır ve sende olmayan bir kusurla seni ayıplarsa, sen onu sahib olduğu kusurla dahi ayıplama. Onu, günahı kendine, sevabı sana olduğu halde terk et. Kimseye asla sövme.” (Câmiu’s-Sağîr, 1/66)

Birbiriyle sövüşen iki kimsenin söyledikleri şeylerin günahı, kendisine sövülen haddi aşmadığı sürece ilk sövmeye başlayan kimse üzerinedir.” (Muslim, Birr, 68)



Peygamberimiz ( s.a.v.) “Kim bir zımmiye eziyet etse, şubhesiz ben onun hasmıyım, düşmanıyım (Ebu Yusuf, Harac, Matbaatu's Selefiye, 1397 h. Kahire, s.135) buyurmuştur.



PB6E849.jpg

İlgili Konu :

Küfürbaz Arkadaşlarla İlişkiler


Ebu Bekir'in Urve'ye "lat Putunun Fercini Yala" Sözü Normal mi?
 
Üst Ana Sayfa Alt