Hakikate açılan pencereden hakikatleri görmek için, hak ehli olmanız gerekmektedir. Zira, imanın nüfuz etmediği bir ruhta enkazlar baş göstermeye başlar.
Düşünün bedenimizi sağlam temeller üzerine aşama aşama inşaa eden bir mimar var. Ruhumuzuda inşaa etmek için bizim bu mimarın kaynağına, bilgilerine ihtiyacımız var. Ruh sağlam temeller üzerine inşaa edilmediği sürece hayattaki sarsıntılar da kaçınılmaz olacaktır. Anne karnında inşaa edilen bedene, ruhi bir inşaa çalışması da başlatılmalıdır.
Zira hakikati aralayacak ilk adım oradan başlamaktadır.
İnsanoğlu sabah akşam Rabbinin tesbih ettiği gibi, anne karnında da bu başlanılmıştır. Yalnızca insanlar için değil tüm kainat muazzam mimarisi " yaratıcısı" için hamd etmektedir.
İmanın istila ettiği bir ruh, beden birleştiğinde hakikatler bir nur gibi yolunuza ışık tutacaktır. Ve ondan sonra ne bir sarsıntıta ne de bir enkazla karşılaşırsınız. Bilakis karşılaştığınız enkazları onarmaya çalışırsınız.
Her insanın hayatı sağlam temeller üzerine Rabbi tarafından en güzel şekilde inşaa edilmiştir. Ve insan akıl edilebilecek olgunluğa geldiğinde kendi inşaasını kendisi devam ettirmek durumundadır.
Kur'an' dan harç, imandan hayat, Rabbinden güç almalıdır ki hayata sabit basabilsin. Nizama kanun koyucuya iteaat edebilsin.
Gece ve gündüz nasıl bir değilse hak ve batıl da bir değildir. Hak ve batılı ayıran öyle ince bir çizgi vardir ki, bunu tan yerinin ağırmasına benzetebiliriz.
Her yeni bir günümüzün bizler için yeni imtihanlara gebe olduğunu unutmamalıyız. Iki günümüzü asla eşit kılmamalıyız.
Hadisi Şerifte buyurduğu gibi " iki günü bir olan ziyandadır." Bundan yola çıkarak anlamalıyız ki mümin ve mümin olmayan arasında Kur'an-i bir hüküm vardır.
Ve hakikatin kaynağı Kelimetullah ile hayatın intizarı değiştirilmeli...
"La" diyebilmeli insan beşeri tüm islam dışı sistemlere. Zira " La" hakikatin tüm kapılarını ardına kadar aralar.
Unutulmamalıdır ki hakikat meşalesi Kur'an'dır. Ve biliniz ki onu eline alan ve diline dolayan kazanmıştır.
Vallahi bi kulli şey'in alim...
Düşünün bedenimizi sağlam temeller üzerine aşama aşama inşaa eden bir mimar var. Ruhumuzuda inşaa etmek için bizim bu mimarın kaynağına, bilgilerine ihtiyacımız var. Ruh sağlam temeller üzerine inşaa edilmediği sürece hayattaki sarsıntılar da kaçınılmaz olacaktır. Anne karnında inşaa edilen bedene, ruhi bir inşaa çalışması da başlatılmalıdır.
Zira hakikati aralayacak ilk adım oradan başlamaktadır.
İnsanoğlu sabah akşam Rabbinin tesbih ettiği gibi, anne karnında da bu başlanılmıştır. Yalnızca insanlar için değil tüm kainat muazzam mimarisi " yaratıcısı" için hamd etmektedir.
İmanın istila ettiği bir ruh, beden birleştiğinde hakikatler bir nur gibi yolunuza ışık tutacaktır. Ve ondan sonra ne bir sarsıntıta ne de bir enkazla karşılaşırsınız. Bilakis karşılaştığınız enkazları onarmaya çalışırsınız.
Her insanın hayatı sağlam temeller üzerine Rabbi tarafından en güzel şekilde inşaa edilmiştir. Ve insan akıl edilebilecek olgunluğa geldiğinde kendi inşaasını kendisi devam ettirmek durumundadır.
Kur'an' dan harç, imandan hayat, Rabbinden güç almalıdır ki hayata sabit basabilsin. Nizama kanun koyucuya iteaat edebilsin.
Gece ve gündüz nasıl bir değilse hak ve batıl da bir değildir. Hak ve batılı ayıran öyle ince bir çizgi vardir ki, bunu tan yerinin ağırmasına benzetebiliriz.
Her yeni bir günümüzün bizler için yeni imtihanlara gebe olduğunu unutmamalıyız. Iki günümüzü asla eşit kılmamalıyız.
Hadisi Şerifte buyurduğu gibi " iki günü bir olan ziyandadır." Bundan yola çıkarak anlamalıyız ki mümin ve mümin olmayan arasında Kur'an-i bir hüküm vardır.
Ve hakikatin kaynağı Kelimetullah ile hayatın intizarı değiştirilmeli...
"La" diyebilmeli insan beşeri tüm islam dışı sistemlere. Zira " La" hakikatin tüm kapılarını ardına kadar aralar.
Unutulmamalıdır ki hakikat meşalesi Kur'an'dır. Ve biliniz ki onu eline alan ve diline dolayan kazanmıştır.
Vallahi bi kulli şey'in alim...