Selamunaleykum .
Kur'an Vahyin-Tevhid Akidesi Önünde Engeller
-1.Kısım
-Tasavvuf Mitolojisi-
Mitoloji Nedir ?
Mitoloji kelimesi, Yunanca mythos ( masal - hikaye-Ütopyo ) ve logos ( söz ) kelimesinden yapılmıştır. Mitoloji; çok eski zamanlarda gelmiş ve yaşamış olan ulusların inandıkları tanrıların, kahramanların, devlerin ve perilerin hayat ve bahseden hikayelerdir.
Bizim Mitolojiye verilen isimler içerisinde en uygun bulduğumuz isim “Efsane Bilimi” dir..
Her toplumun kendine özgü bir mitoloji maceraları vardır. Ve temsil ettiği topluluğun aynası gibidir. Mitolojiler toplumdan topluma farklılık gösterdiği gibi ortak yanlarda çok bulunmaktadır. Mitolojide geçen öykülerin hepsi hayal ürünü değildir,Şahıslar ve Ruhaniler çoğunlukla yaşamış ve ölmüş insanlardır. Birçok mitolojide bu gibi Süper kahraman inancı vardır...
Mitoloji Tanımı İçin Söylenenler:
Carl Gustave Jung’a göre, “Kendi içsel görümüze göre ne olduğumuz ancak mitos aracılığıyla ifade edilebilir. Mitos bilimden daha bireyseldir ve yaşamı ondan daha kesin biçimde ifade eder
Murry Hope’ye göre, Gerçekte tüm mitler gerçeğin bir parçasını içerirler. Kimi yetkelerin salt mitolojisi saydığı Oera Linda Kitabı, Tufan öncesi ve sonrasındaki kadim Frisya halklarının tarihini aktarmaktadır. (Atlantis Efsane mi Yoksa Gerçek mi? sf. 38,39)
Brockhaus adlı Alman ansiklopedisine göre, “Tarihde adı geçmeyen, artık unutulmuş büyük kahramanlara ait efsaneler, mitolojinin kadrosuna girer" (Prof. Dr. B. Ögel. Türk Mitolojisi Cilt 1. sf. 5 ).
E. A. Gardner’e göre, Mitoloji, ”Tabiat varlıkları ile olaylarına, kişilik verme sureti ile anlatma şeklidir (Prof. Dr. B. Ögel. Türk Mitolojisi Cilt 1. sf. 5 ).
Prof. Dr. B. Ögel’e göre, “Efsanelerin kendilerine Mythus veya Mythe denir. Mitoloji ise bu efsaneleri inceleyen bir ilim koludur. Mitoloji araştırmaları, din tarihi incelemeleri ile de yakından ilgilidir. Fakat mitoloji, yalnızca bir din tarihi de değildir.
Mitoloji, insanlığın ruh aleminin sembollerle ifade edilmiş bir aynasıdır. (Prof. Dr. B. Ögel. Türk Mitolojisi Cilt 1. sf. 5,6 ve19)
Ayça Akgüner’e göre Mitoloji, “Efsane Bilimi”dir.
Yani ilkel insanların ve insanüstü varlıkların başından geçen masalsı olayların incelenip anlatılmasıdır. Eski çağlarda yaşamış olan insanların doğa olaylarına, sosyal ilişkilerine, dini inançlarına bakış açılarının yorumlanmasıdır. Her ulusun, her ülkenin tarihi; çeşitli efsaneleri, destanları, kahramanlık öykülerini, inanç sistemini tanrılarını, insanlarını, masallarını, söylencelerini barındırır.”
Yukarıdaki alıntılarda mitolojinin ne olduğu çok iyi bir şekilde ifade edilmiştir. Çünkü mitoloji, doğa üzerine işlenmiş olan prototipler’in (İlk Örnekler) harici kısmının hayâllerde canlandırılarak (veya onları canlı görerek) anlatılma şeklidir. Bir başka deyişle, kadim inisiyecilerin trans halindeyken doğa üzerinde gördükleri resim ve şekilleri, doğa üstü olaylarla süsleyerek anlattıkları hikayelere mitoloji adı verilmiştir.
Tasavvuf ve Mitoloji'yi Nasıl Buluşturduk
Tasavvuf; Efsanelerin ve Kurtarıcıların İnsanları uçarak bir yerden bir yere görüten (Gavs-Kutup-Hızır-Ruhani Enerjik Akımlar-Mesihi Güçler -Ölüleri Allah adına Dirilten Şeyhler-)
İnsan üstü Güçlere sahip olmak için verilen Gayret ve Cehd esnasında elde edilen
-İnsan-ı Kamil'de Erime kaybolma (Fena-fiş Şeyh)
-Kendi yorumları ile İnandıkları ,Peygamber'de Kaybolma (Fena-fir Rasul)
-Tevhid Akidesi dışında Ortakları ve Aracıları olan bir Allah İnancına Sahip olan Tasavvuf Ekolu-İlah'da Kaybolma (Fena-Fillah)...İlah olma yolunda Seyr'ü Sülük etmek için Cehd ederler...
-Vahdet-i Vucud (Yaratılmışların Birliği,İnsanın Uzleti,İlahın Ruhundan Kopmaları ve Dönüşleri ''Şeb-i Arus'')
-Şeb'i Arus ; ( Gecesi Manasında)
Arus, Arapça bir kelime olup, lugat manası "gelin" dir.
Şeb-i Arus lügat manası düğün gecesi demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumikendi ölümüne kendi İlahına duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşma yani düğün gecesi demiştir.
-Keramet
-Keşf'ül Gayb
-İlmi Ledünni
-Gayri İhtiyari Davranışlar
- Sır - Sırrın Sırrı-
-Öz,Özün özü
-Cevhere Sülük
-İbdai Hayatın Tezahürüne Ulaşmak
-Doğru,doğrunun doğrusu
Tasavvuf; Aklını Kullanmayıp kendi Pirine Feda eden Fedai ve Kahramanların Akılsız ve İradesiz yaptıkları ve Hayal ettikleri/Düşündükleri Şizofrenik/ütopik bir hayatın Dışa vurumudur..
-Hakikat-i Muhammediye ;
Peygamberi Tanrılaştırma
Hıristiyanlar İsa aleyhisselamı tanrı yaptılar. Onlara göre İsa olmasaydı kainat yaratılmazdı. Göklerde ve yer yüzünde görünen ve görünmeyen şeyler, tahtlar, egemenlikler, yönetimler ve hükümranlıklar… Her şey onun aracılığıyla ve onun için yaratılmıştır[1].
Yanlış inanç, bulaşıcı hastalık gibidir, çabuk yayılır. Yukarıdaki inançlar müslümanlara da bulaşmıştır. Bir uydurma Allah Teâlâ’nın Peygamberimiz için şöyle dediği iddia edilmiştir: “Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım[2]”.
Kimi tarikatlara göre Muhammed aleyhisselam, var oluşun başlangıcıdır.
Allah’tan başka hiçbir şey yokken ilk defa hakîkat-i Muhammediye var olmuş, bütün yaratıklar ondan ve onun için yaratılmıştır. Hakîkat-i Muhammediye nur olması bakımından âlemi yaratma ilkesi ve onun aslıdır. Bu nur ölümsüz ve ebedi olduğundan Peygamber için “öldü” denmez. …
Hakîkat-i Muhammediye bütün peygamberlerin ve velilerin ledünnî ve bâtınî bilgileri aldıkları kaynaktır. Bu hakikat Hak’tan gelen feyzin halka ulaşmasında aracı olur[3].
Bu inancın tam şirk olduğu açıktır.
Katoliklere göre “Mesih İsa, gerçek Allah ve gerçek insandır. İşte bu nedenle insanlarla Allah arasında tek aracıdır[4]. Bu inanç kimi tarikatçılara da bulaşmıştır. Onlara göre Allah ile hakîkat-i Muhammediye aynı gerçeğin ön ve arka yüzleridir[5].
Bu konuda şöyle bir şiir söylerler:
“Ahad Ahmed’dir,kim mim eder fark,
Bütün âlem o mîm içre olur gark.”
Şiiri açıklamak için şu ilave de yapılır: “Ahad yani Allah’tır[6].”
Ahmed, Muhammed aleyhisselamın Kur’ân’da da geçen isimlerindendir.
“Ahad Ahmed’dir” “Ahad Allah’tır” sözünün tabii sonucu, “Allah Ahmed’dir yani Muhammed’tir” olur. Bu da Hıristiyanların, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” iddialarıyla aynı anlamı taşır. Bu şiire göre, Ahad (أحد) ile Ahmed (أحمد) arasında farklı olarak sadece bir mim harfi vardır. Bu fark yazılıştadır ve Ahmed’in lehinedir. Çünkü onlara göre bütün alem o mimin içindedir!.. Bu inancın İslam ile ilgisi olmadığı açıktır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَامُحَمَّدٌإِلَّارَسُولٌقَدْخَلَتْمِنْقَبْلِهِالرُّسُلُأَفَإِيْنمَاتَأَوْقُتِلَانْقَلَبْتُمْعَلَىأَعْقَابِكُمْوَمَنْيَنْقَلِبْعَلَىعَقِبَيْهِفَلَنْيَضُرَّاللَّهَشَيْئًاوَسَيَجْزِياللَّهُالشَّاكِرِينَ (144)
144-“Muhammed, başka değil, sadece bir elçidir; ondan önce de nice elçiler gelmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır” (Al-i İmran 3/144)
قُلْاِنَّمۤااَنَابَشَرٌمِثْلُكُمْيُوحۤىاِلَيَّاَنَّمۤااِلَهُكُمْاِلَهٌوَاحِدٌفَاسْتَقِيمۤوااِلَيْهِوَاسْتَغْفِرُوهُوَوَيْلٌلِلْمُشْرِكِينَ (6)
6-“De ki: ‘Ben başka değil, tıpkı sizin gibi bir insanım. Bana; Tanrınızın bir tek tanrı olduğu bildiriliyor. Artık ona karşı dürüst olun ve ondan bağış dileyin. Yazık o eş koşanlara.” (Fussilet 41/6)
قُلْإِنِّيلَاأَمْلِكُلَكُمْضَرّاًوَلَارَشَداً {21} قُلْإِنِّيلَنيُجِيرَنِيمِنَاللَّهِأَحَدٌوَلَنْأَجِدَمِندُونِهِمُلْتَحَداً {22} إِلَّابَلَاغاًمِّنَاللَّهِوَرِسَالَاتِهِوَمَنيَعْصِاللَّهَوَرَسُولَهُفَإِنَّلَهُنَارَجَهَنَّمَ
خَالِدِينَفِيهَاأَبَداً {23}
21-“De ki: “Benim size ne zarar vermeye gücüm yeter, ne de sizi olgunlaştırmaya.
22- De ki: “Beni Allah’ın azabından hiç kimse kurtaramaz. Ben ondan başka bir sığınak da bulamam.
23- Benimkisi yalnız Allah’tan olanı, onun gönderdiklerini tebliğdir, o kadar.Artık kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.” (Cin 72/21-23)
Müslümanlarbeyaz bir sayfa açmaya, tefsir, hadis, fıkıh, akaid ve diğer ilimleri Kur’ân ışığında gözden geçirmeye mecburdurlar. Yoksa dünya da elden gider, ahiret de.
Kaynaklar;
[1] Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, par. 331.
[2]İsmail b. Muhammed el-Aclûnî, Keşfu’l-hafâ (كشف الخفاء), Beyrut 1988/1408, c. II s. 164. Aclûnî bu eserini, halk arasında hadis diye bilinen sözleri, eğrisiyle doğrusuyla ortaya çıkarmak için yazmıştır. Bu sebeple o kitapta çok sayıda uydurma hadis vardır. Bu hadis de uydurmadır.
[3] Mehmet Demirci, “Hakikati Muhammediye”,Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA) c. XV, s. 179-180.
[4] Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, par. 480.
[5] Mehmet Demirci, “Hakikati Muhammediye”,DİA, c. XV, s. 179-180.
[6] Ali Ramazan Dinc, iki Cihan Serveri Peygamberi Zîşânımız, Yeni Dünya Dergisi, 58-59. sayılar, Ağustos-Eylül 1998, s. 32.
Bu şahıs, İlahiyat Fakültesi mezunudur ve Nakşibendi tarikatı şeyhlerdendir. Bu yazıyı dergide gördüğüm gün onu, İstanbul Gedikpaşa’da bulunan bir müridinin evinde ziyaret ederek gerekli uyarıyı yaptım. Ancak o, bunun sevgiden kaynaklandığını iddia edip kendini canla başla savundu. İnşaallah ölmeden tevbe eder. Günahı yazılı işlediği için tevbesi de yazılı olmalıdır.
Devamı Gelecektir...
Kur'an Vahyin-Tevhid Akidesi Önünde Engeller
-1.Kısım
-Tasavvuf Mitolojisi-
Mitoloji Nedir ?
Mitoloji kelimesi, Yunanca mythos ( masal - hikaye-Ütopyo ) ve logos ( söz ) kelimesinden yapılmıştır. Mitoloji; çok eski zamanlarda gelmiş ve yaşamış olan ulusların inandıkları tanrıların, kahramanların, devlerin ve perilerin hayat ve bahseden hikayelerdir.
Bizim Mitolojiye verilen isimler içerisinde en uygun bulduğumuz isim “Efsane Bilimi” dir..
Her toplumun kendine özgü bir mitoloji maceraları vardır. Ve temsil ettiği topluluğun aynası gibidir. Mitolojiler toplumdan topluma farklılık gösterdiği gibi ortak yanlarda çok bulunmaktadır. Mitolojide geçen öykülerin hepsi hayal ürünü değildir,Şahıslar ve Ruhaniler çoğunlukla yaşamış ve ölmüş insanlardır. Birçok mitolojide bu gibi Süper kahraman inancı vardır...
Mitoloji Tanımı İçin Söylenenler:
Carl Gustave Jung’a göre, “Kendi içsel görümüze göre ne olduğumuz ancak mitos aracılığıyla ifade edilebilir. Mitos bilimden daha bireyseldir ve yaşamı ondan daha kesin biçimde ifade eder
Murry Hope’ye göre, Gerçekte tüm mitler gerçeğin bir parçasını içerirler. Kimi yetkelerin salt mitolojisi saydığı Oera Linda Kitabı, Tufan öncesi ve sonrasındaki kadim Frisya halklarının tarihini aktarmaktadır. (Atlantis Efsane mi Yoksa Gerçek mi? sf. 38,39)
Brockhaus adlı Alman ansiklopedisine göre, “Tarihde adı geçmeyen, artık unutulmuş büyük kahramanlara ait efsaneler, mitolojinin kadrosuna girer" (Prof. Dr. B. Ögel. Türk Mitolojisi Cilt 1. sf. 5 ).
E. A. Gardner’e göre, Mitoloji, ”Tabiat varlıkları ile olaylarına, kişilik verme sureti ile anlatma şeklidir (Prof. Dr. B. Ögel. Türk Mitolojisi Cilt 1. sf. 5 ).
Prof. Dr. B. Ögel’e göre, “Efsanelerin kendilerine Mythus veya Mythe denir. Mitoloji ise bu efsaneleri inceleyen bir ilim koludur. Mitoloji araştırmaları, din tarihi incelemeleri ile de yakından ilgilidir. Fakat mitoloji, yalnızca bir din tarihi de değildir.
Mitoloji, insanlığın ruh aleminin sembollerle ifade edilmiş bir aynasıdır. (Prof. Dr. B. Ögel. Türk Mitolojisi Cilt 1. sf. 5,6 ve19)
Ayça Akgüner’e göre Mitoloji, “Efsane Bilimi”dir.
Yani ilkel insanların ve insanüstü varlıkların başından geçen masalsı olayların incelenip anlatılmasıdır. Eski çağlarda yaşamış olan insanların doğa olaylarına, sosyal ilişkilerine, dini inançlarına bakış açılarının yorumlanmasıdır. Her ulusun, her ülkenin tarihi; çeşitli efsaneleri, destanları, kahramanlık öykülerini, inanç sistemini tanrılarını, insanlarını, masallarını, söylencelerini barındırır.”
Yukarıdaki alıntılarda mitolojinin ne olduğu çok iyi bir şekilde ifade edilmiştir. Çünkü mitoloji, doğa üzerine işlenmiş olan prototipler’in (İlk Örnekler) harici kısmının hayâllerde canlandırılarak (veya onları canlı görerek) anlatılma şeklidir. Bir başka deyişle, kadim inisiyecilerin trans halindeyken doğa üzerinde gördükleri resim ve şekilleri, doğa üstü olaylarla süsleyerek anlattıkları hikayelere mitoloji adı verilmiştir.
Tasavvuf ve Mitoloji'yi Nasıl Buluşturduk
Tasavvuf; Efsanelerin ve Kurtarıcıların İnsanları uçarak bir yerden bir yere görüten (Gavs-Kutup-Hızır-Ruhani Enerjik Akımlar-Mesihi Güçler -Ölüleri Allah adına Dirilten Şeyhler-)
İnsan üstü Güçlere sahip olmak için verilen Gayret ve Cehd esnasında elde edilen
-İnsan-ı Kamil'de Erime kaybolma (Fena-fiş Şeyh)
-Kendi yorumları ile İnandıkları ,Peygamber'de Kaybolma (Fena-fir Rasul)
-Tevhid Akidesi dışında Ortakları ve Aracıları olan bir Allah İnancına Sahip olan Tasavvuf Ekolu-İlah'da Kaybolma (Fena-Fillah)...İlah olma yolunda Seyr'ü Sülük etmek için Cehd ederler...
-Vahdet-i Vucud (Yaratılmışların Birliği,İnsanın Uzleti,İlahın Ruhundan Kopmaları ve Dönüşleri ''Şeb-i Arus'')
-Şeb'i Arus ; ( Gecesi Manasında)
Arus, Arapça bir kelime olup, lugat manası "gelin" dir.
Şeb-i Arus lügat manası düğün gecesi demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumikendi ölümüne kendi İlahına duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşma yani düğün gecesi demiştir.
-Keramet
-Keşf'ül Gayb
-İlmi Ledünni
-Gayri İhtiyari Davranışlar
- Sır - Sırrın Sırrı-
-Öz,Özün özü
-Cevhere Sülük
-İbdai Hayatın Tezahürüne Ulaşmak
-Doğru,doğrunun doğrusu
Tasavvuf; Aklını Kullanmayıp kendi Pirine Feda eden Fedai ve Kahramanların Akılsız ve İradesiz yaptıkları ve Hayal ettikleri/Düşündükleri Şizofrenik/ütopik bir hayatın Dışa vurumudur..
-Hakikat-i Muhammediye ;
Peygamberi Tanrılaştırma
Hıristiyanlar İsa aleyhisselamı tanrı yaptılar. Onlara göre İsa olmasaydı kainat yaratılmazdı. Göklerde ve yer yüzünde görünen ve görünmeyen şeyler, tahtlar, egemenlikler, yönetimler ve hükümranlıklar… Her şey onun aracılığıyla ve onun için yaratılmıştır[1].
Yanlış inanç, bulaşıcı hastalık gibidir, çabuk yayılır. Yukarıdaki inançlar müslümanlara da bulaşmıştır. Bir uydurma Allah Teâlâ’nın Peygamberimiz için şöyle dediği iddia edilmiştir: “Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım[2]”.
Kimi tarikatlara göre Muhammed aleyhisselam, var oluşun başlangıcıdır.
Allah’tan başka hiçbir şey yokken ilk defa hakîkat-i Muhammediye var olmuş, bütün yaratıklar ondan ve onun için yaratılmıştır. Hakîkat-i Muhammediye nur olması bakımından âlemi yaratma ilkesi ve onun aslıdır. Bu nur ölümsüz ve ebedi olduğundan Peygamber için “öldü” denmez. …
Hakîkat-i Muhammediye bütün peygamberlerin ve velilerin ledünnî ve bâtınî bilgileri aldıkları kaynaktır. Bu hakikat Hak’tan gelen feyzin halka ulaşmasında aracı olur[3].
Bu inancın tam şirk olduğu açıktır.
Katoliklere göre “Mesih İsa, gerçek Allah ve gerçek insandır. İşte bu nedenle insanlarla Allah arasında tek aracıdır[4]. Bu inanç kimi tarikatçılara da bulaşmıştır. Onlara göre Allah ile hakîkat-i Muhammediye aynı gerçeğin ön ve arka yüzleridir[5].
Bu konuda şöyle bir şiir söylerler:
“Ahad Ahmed’dir,kim mim eder fark,
Bütün âlem o mîm içre olur gark.”
Şiiri açıklamak için şu ilave de yapılır: “Ahad yani Allah’tır[6].”
Ahmed, Muhammed aleyhisselamın Kur’ân’da da geçen isimlerindendir.
“Ahad Ahmed’dir” “Ahad Allah’tır” sözünün tabii sonucu, “Allah Ahmed’dir yani Muhammed’tir” olur. Bu da Hıristiyanların, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” iddialarıyla aynı anlamı taşır. Bu şiire göre, Ahad (أحد) ile Ahmed (أحمد) arasında farklı olarak sadece bir mim harfi vardır. Bu fark yazılıştadır ve Ahmed’in lehinedir. Çünkü onlara göre bütün alem o mimin içindedir!.. Bu inancın İslam ile ilgisi olmadığı açıktır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَامُحَمَّدٌإِلَّارَسُولٌقَدْخَلَتْمِنْقَبْلِهِالرُّسُلُأَفَإِيْنمَاتَأَوْقُتِلَانْقَلَبْتُمْعَلَىأَعْقَابِكُمْوَمَنْيَنْقَلِبْعَلَىعَقِبَيْهِفَلَنْيَضُرَّاللَّهَشَيْئًاوَسَيَجْزِياللَّهُالشَّاكِرِينَ (144)
144-“Muhammed, başka değil, sadece bir elçidir; ondan önce de nice elçiler gelmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır” (Al-i İmran 3/144)
قُلْاِنَّمۤااَنَابَشَرٌمِثْلُكُمْيُوحۤىاِلَيَّاَنَّمۤااِلَهُكُمْاِلَهٌوَاحِدٌفَاسْتَقِيمۤوااِلَيْهِوَاسْتَغْفِرُوهُوَوَيْلٌلِلْمُشْرِكِينَ (6)
6-“De ki: ‘Ben başka değil, tıpkı sizin gibi bir insanım. Bana; Tanrınızın bir tek tanrı olduğu bildiriliyor. Artık ona karşı dürüst olun ve ondan bağış dileyin. Yazık o eş koşanlara.” (Fussilet 41/6)
قُلْإِنِّيلَاأَمْلِكُلَكُمْضَرّاًوَلَارَشَداً {21} قُلْإِنِّيلَنيُجِيرَنِيمِنَاللَّهِأَحَدٌوَلَنْأَجِدَمِندُونِهِمُلْتَحَداً {22} إِلَّابَلَاغاًمِّنَاللَّهِوَرِسَالَاتِهِوَمَنيَعْصِاللَّهَوَرَسُولَهُفَإِنَّلَهُنَارَجَهَنَّمَ
خَالِدِينَفِيهَاأَبَداً {23}
21-“De ki: “Benim size ne zarar vermeye gücüm yeter, ne de sizi olgunlaştırmaya.
22- De ki: “Beni Allah’ın azabından hiç kimse kurtaramaz. Ben ondan başka bir sığınak da bulamam.
23- Benimkisi yalnız Allah’tan olanı, onun gönderdiklerini tebliğdir, o kadar.Artık kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.” (Cin 72/21-23)
Müslümanlarbeyaz bir sayfa açmaya, tefsir, hadis, fıkıh, akaid ve diğer ilimleri Kur’ân ışığında gözden geçirmeye mecburdurlar. Yoksa dünya da elden gider, ahiret de.
Kaynaklar;
[1] Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, par. 331.
[2]İsmail b. Muhammed el-Aclûnî, Keşfu’l-hafâ (كشف الخفاء), Beyrut 1988/1408, c. II s. 164. Aclûnî bu eserini, halk arasında hadis diye bilinen sözleri, eğrisiyle doğrusuyla ortaya çıkarmak için yazmıştır. Bu sebeple o kitapta çok sayıda uydurma hadis vardır. Bu hadis de uydurmadır.
[3] Mehmet Demirci, “Hakikati Muhammediye”,Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA) c. XV, s. 179-180.
[4] Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, par. 480.
[5] Mehmet Demirci, “Hakikati Muhammediye”,DİA, c. XV, s. 179-180.
[6] Ali Ramazan Dinc, iki Cihan Serveri Peygamberi Zîşânımız, Yeni Dünya Dergisi, 58-59. sayılar, Ağustos-Eylül 1998, s. 32.
Bu şahıs, İlahiyat Fakültesi mezunudur ve Nakşibendi tarikatı şeyhlerdendir. Bu yazıyı dergide gördüğüm gün onu, İstanbul Gedikpaşa’da bulunan bir müridinin evinde ziyaret ederek gerekli uyarıyı yaptım. Ancak o, bunun sevgiden kaynaklandığını iddia edip kendini canla başla savundu. İnşaallah ölmeden tevbe eder. Günahı yazılı işlediği için tevbesi de yazılı olmalıdır.
Devamı Gelecektir...