Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kurban Bayramı

Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم

Selamun Aleykum Ve Rahmetullah Ve Bereketuhu

Kurban: Kurban bayramı ve teşrik günlerinde, Yüce Alİah'a yakınlaşmak arzusuyla boğazlanan hayvanlardır. Kurbanlık hay¬vanlar, deve, sığır ve koyunlardır.

Allah Azze ve Celle buyuruyor ki;
“Rabbin için namaz kıl ve kurban(ı Rabbin için) kes”
Kevser 2

“Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdik-lerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele! Onlar öyle kimseler ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, namaz kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah için) harcarlar. Biz, büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu halde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah'ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik. Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidâyete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!”
Hac 34-37

Rasûlullah  buyuruyor ki; “Allah’tan başkası namına kurban kesene Allah lanet etsin.”

Hükmü:

Alimlerin çoğunluğu, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in uygulamasını örnek alarak, kurban kesmenin müstehap olduğunu belirtmişlerdir. Enes radiyallâhu anh anlatıyor; "Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem boynuzlu alaca iki koç kurban etti. Onları kendi eliyle kesti. Besmele çekti. Tekbir getir¬di. (Keserken) ayağını da onların boyunlarının üzerine koydu

Ebû Hanîfe ve bazı âlimler, kurban kesme¬ye gücü yetenler için, kurbanın vacip olduğunu be-lirtmişlerdir. Bunu açıkça ve dolaylı olarak ifade eden deliller zikretmişlerdir. Fakat kurbanın vucubiyetini açıkça ifade eden delillerin, açık olanları zayıftır; sahih olanları ise açık değildir. İbn Hazm; 'Hiçbir sahabeden, kurban kesmenin vacip olduğu sahih olarak nakledilmemiştir' der. Mâverdi; 'Sahabelerin rivayetleriyle, vacipliğin kalktığına dair icma oluşmuştur' der.

KURBAN KESMENİN ZAMANI

Kurban bayramı namazından sonra teşrik günlerinin sonuna kadar devam eder. Kurban bayramı namazından önce kurbanlarını kesenler, kurbanlarını iade ederler. Çünkü Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); 'Namazdan Önce kurbanlarını kesenler, onların yerine başka kurban iade etsinler. (Namazdan önce) kesmeyenler, kurbanlarını kes¬sinler.

Enes anlatıyor: "Rasûlullah : "Namazdan önce kurban kesmiş olan (bilsin ki, kestiği kurban değildir, ailesine et takdim etmiştir), yeniden kessin!"buyurdu."

Berâ anlatıyor: "Ebu Bürde İbnu Niyâr namazdan önce kurbanını kesmişti. Rasûlullah  ona: "Kurbanını yenile!" dedi. Ebu Bürde: "Ey Allah'ın Rasûlu, benim sadece bir oğlağım var. Ancak nazarımda yıllanmış olandan daha kıymetlidir!" deyince: "Öbürünün yerine bunu kurban et. Ancak oğlak senden sonra, kimseye kurban için yeterli olmayacak!" dedi."

KURBAN OLABİLECEK HAYVANLAR

Câbir anlatıyor: "Rasûlullah : "Yıllanmış (yaşını başını almış) hayvanlardan kurban kesin. Böylesini bulmakta zorluk çekerseniz o başka. Bu taktirde koyun darı bir kuzu kesiverin" buyurdular."

Ukbe İbnu Âmirin anlattığına göre:"Rasûlullah  ashabı arasında taksim edilmek üzere bir miktar davar vermişti. Dağıtım yapılınca geriye bir oğlak arttı. Ukbe durumu Rasûlullah 'a haber verince: "Onu da sen kurban et!" buyurdu."

Bir rivayette (artık Ukbe'ye kalan) bir ceze'dir. Rasûlullah: "(Sen de) onu kurban et!" demiştir.

Nâfi' (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Ömer (rümâ) kurbanlıkların: "Tırnaklılar (yani sığırlar) hakkında üçüncü senesine girmiş, veya geçmiş, etli ayaklılar (develer) hakkında da altıncı yaşına girmiş veya geçmiş olmasını" şart koşardı."

Hanımlar için kurban kesmek meşrudur. Erkekler, hanımlarının yerine kurban kese-bilirler:

Aişe (radiyallâhu anha) anlatıyor; 'Mina'da iken bana sığır eti getirildi. Ben; 'bu ne?' dedim. RasuluUah (sallallâhu aleyhi ve sellem) hanımları için sığır kurban etti' dediler.


KURBANLIĞIN İŞARETLENMESİ

İbnu Abbâs (ra) anlatıyor: "Rasûlullah (sas) Zülhuleyfe'de öğle namazını kıldı, sonra kurbanlık devesini getirip hörgücünün sağ yanına nişanı vurdu, kan akıttı (boynuna) iki tane nalın taktı. Sonra binek devesine atladı. Beydâ düzlüğüne ulaşınca, hacca niyet ederek telbiye getirdi."

Âişe (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)"in kurbanlarının ger-danlık iplerini ellerimle ben büktüm. Sonra Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu gerdanlıkları kendi elleriyle kurbanlıklara taktı. Sonra onları babamla birlikte (Mekke'ye) gönderdi. Kurbanı kesilinceye kadar, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'e Allah'ın helal kıldığı hiçbir şey ona haram olmadı.

KURBANLIK DEVEYE BİNMEK

Ebu Hureyre anlatıyor: "Rasûlullah bir deve sevk eden birisini görmüştü ki: "Binsene ona!" dedi. Adam: "O kurbanlıktır!" dediyse de Rasûlullah  emrini tekrarladı: "Bin ona!" Adam tekrar: "O kurbanlıktır" diye haykırdı. Rasûlullah : "Bin ona" diye tekrarladı ve ikinci veya üçüncü seferde: "Yazıklar olsun sana!" diye ilâvede bulundu.

Buhârî'nin bir rivayetinde, Ebu Hureyre 'den naklen şu ziyade vardı: "(Râvi) der ki: "Ben o adamı, deveye binmiş Rasûlullah 'la beraber yürürken gördüm, devenin boynunda nalın takılı idi."

Câbir'e; kurbanlığa binme hususunda sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Rasûlullah ı işittim şöyle demişti: "Kurbanlığa, mecbur kaldıysan ma'ruf üzere bin. Bir başka sırt (binek) bulunca da in."

HELÂK OLAN KURBANLIK HAKKINDA

Nâciye el-Huzâî anlatıyor: "Rasûlullah (sav) hedy'ini Medine'den benimle gönderdi. Ben:

"Bunlardan yolda helak olan çıkarsa ben ne yapacağım?" diye sordum. "Hemen kesersin, nalınını kanına batırırsın, sonra onunla insanlar arasından çekilirsin, yerler" dedi."

İbnu'l-Müseyyeb der ki: "Nafile olarak sevk edilen bir deve yolda helâk olsa ve hemen kesilerek halka terkedilse, halk da bunu yese, bu nafile kurbanın sahibine bir şey gerekmez. Kendisi yese veya ondan yiyene emretse borçlanır."

- Kurbanlık hayvan kaybolduğunda veya öldüğünde, eğer adak hayvanı ise yeni bir kurban gerekir. Adak hayvanı değilse herhangi bir şey gerekmez. İbn Ömer (radiyallâhu anhuma) anlatıyor; 'Kabe'ye kurbanlık hayvan gönderen kimsenin kurbanlığı¬nın, kaybolması veya ölmesi durumunda, gönderilen bu hayvan adak kurbanı ise, yeniden bîr tane daha göndermesi gerekir. Şayet nafile kurbansa, isterse yeniden bir tane daha gönderir, isterse göndermez.”

KESİM ADABI VE YASAKLARI

Şeddâd İbnu Evs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasûlullah buyurdu ki: "Allah Tealâ, her şeyde iyiliği emretmiştir. Öyleyse öldürdüğünüz zaman öldürmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvanı (zahmet vermeyin) rahat ettirin."

Ebu Vâkıd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselam) Medineye geldiği zaman, Medineliler, (diri olan) devenin hörgücünü kesiyorlar ve koyunların da kuyruklarını koparıyorlar ve bunIarı yiyorlardı. Bu durum üzerine Rasûlullah (sav): "Hayvan diri iken ondan her ne kesilmiş ise, bu meyte (lâşe) hükmündedir, yenilmez" dedi."

Boğazlarken Allah’ın adının anılması gerekir. Unutulursa bunda sakınca yoktur. Allah Teala: “Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin. Zira onu yemek fısk’tır” buyurmuştur. (En’am 121)

Câbir anlatıyor: "Rasûlullah (sav) yevm-i nahr'de alacalı, boynuzlu ve iğdiş edilmiş iki koç kesti. Koçları kesmek üzere (yatırıp kıbleye) yöneltince: "Şüphesiz ki ben, bir muvahhid (Allah'ı bir tanıyıcı) olarak yüzümü o gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'a yönelttim. Ben müşriklerden değilim" ve "Şüphesiz benim namazım da, menâsikim de, hayatım da, ölümüm de hiçbir ortağı olmayan, âlemlerin Rabbi Allah'ındır. Ben böylece emrolundum. Ben (bu ümmette) Müslüman olanların ilkiyim" (En'âm 162) (âyetlerini okudu ve: )

"Ey Rabbim (bu kurban bize) sendendir, senin rızan için (kesiyoruz) ve sana (ulaşacak)tır. Ey Rabbim, Muhammed ve ümmetinden bunu kabul buyur. Bismillahi vallahu ekber!" deyip, sonra koçu kesti."

Câbir anlatıyor: "Hz. Peygamber 'le musallâda hazır bulundum. Hutbesini tamamlayınca minberinden indi. Kurbanlık koçuna gelip kendi eliyle kesti. Keserken: "Bismillahi vallahu ekber. Bu benim adıma ve ümmetimden kurban kesmeyenlerin adınadır!" dedi."

Ebu Musa 'dan rivayet edildiğ ne göre: Kızlarına, kurbanlarını kendi elleriyle kesmelerini, ayağını kurbanın boynuna basmayı, keserken tekbir getirip besmele çekmeyi tenbih etmiştir. "

Kurban kesecek olanlar, Zilhicce ayının 10'u girdiği zaman, kurbanın yününden ve tırnağından kesemezler. Ümmü Seleme (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; 'Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; "(Zilhicce ayının) onuncu günü girdiğinde, biriniz kurban kesmek istediği zaman, saçından ve derisinden hiçbir şeye dokunmasın. Bir başka rivayette; 'Kesinlikle yününü almasın, tırnağını kesmesin' buyurulmuştur.

Kadınların hayvan kesmesi meşrudur: Bir kadın bir taş parçasıyla koyun kesmişti. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e bunun hükmü sorulunca: onun yenilmesini emretti.

KESME ÂLETİ

Râfi' İbnu Hadic (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir seferde Rasûlullah (aleyhissalâtü vesselâm) ile birlikte idik. (Bu esnâda) bir deve huysuzluk edip kaçtı. Peşine düştüler. Ama tâkipçileri yordu. Bir adam deveye bir ok gönderdi. Derken Allah deveyi durdurdu. Aleyhissalâtu vesselam Efendimiz: "Bu hayvanların kaçanları var, tıpkı vahşi kaçanlar gibi. Onlardan biri size galebe çalacak olursa, ona böyle davranın!" dedi. Ben:

"Ey Allah'ın Rasûlu (sav), biz yarın düşmanla karşılaşacağız, yanımızda (hayvan kesecek) bir bı-çağımız yok. (Hin-i hâcette) kamışla keselim mi?" diye sordum. Bana:

"Bolca kanı akıtılan ve üzerine Allah'ın ismi zikredilenin etini yeyiniz. Diş ve tırnak(la kesmek caiz) değildir. Size (bunun sebebini) söyleyeceğim; "Diş kemiktir, tırnak ise, Habeşlilerin bıçağıdır."

Nâfi'nin anlattığına göre, Ka'b İbnu Mâlik (radıyallâhu anh)'in bir oğlundan, İbnu Ömer (radı-yallâhu anh)'e anlatırken şunları işitmiştir: "Bâbası kendisine haber vermiştir ki: Davar güden câriyeleri, bir koyunun ölmek üzere olduğunu görmüş, derhal bir taş kırarak, onunla koyunu kesmiştir. Babası ailesine: "Ondan yemeyin. Rasûlullah (aleyhissalâtü vesselâm)'a sorayım" demiş ve sormuştur. Rasûlul-lah(aleyhissalâtü vesselam) yemelerini emretmiştir."

Ata İbnu Yesâr, Beni Hâriseli bir adamdan rivayet eder ki: "Bu zât bir sağmal deveyi gütmekte iken ölmek üzere olduğunu farkeder. Beraberinde, hayvanı kesebilecek bir şey de bulamaz. Eline geçirdiği bir kazığı devenin ümmüğüne saplar, kanını akıtır. Sonra durumu Rasûlullah(aleyhissalâtü vesselâm)'a haber verir. Efendimiz yemesini söyler."

KESİŞ YERİ

Kurbanların -açık- namazgahlarda kesilmesi müstehaptır. özellikle imamların, insanlara kurban kes¬me vaktinin geldiğini bildirmesi için namazgahta kesmelidir. İbn Ömer (radîyallâhu anhuma) anlatıyor; 'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) kurbanlarını namazgahta keserdi. Kurbanlar her yerde kesilebilir.

İmam Mâlik'e ulaştığına göre, Rasûlullah , Mina'da şöyle demiştir: "İşte kurban kesilen yer. Mina'nın her tarafı kesim yeridir." Nâfi'nin anlattığına göre İbnu Ömer (ümâ) şu açıklamayı yapmıştır: "Kurban günleri, yevm-i nahr'den sonra iki gündür."

İmam Malik der ki: "Bana, bunun aynısı Ali İbnu Ebî Talib 'den de ulaştı."

Boğazlama Şekli

Ebu'l- Uşerâ Üsâme İbnu Mâlik İbnu Kahtam bâbasından anlatıyor: "Ey Allah'ın Rasûlü, dedim, kesme işi sâdece boğazdan ve gırtlaktan (lebbe) değil midir, (hayvanın başka yerinden de olur mu?)" Şu cevabı verdi: "(Mızrağını hayvanın) dizine saplarsan sana o da kifâyet eder." Tirmizi: "Bu, zaruret haline mahsustur" der. Ebu Dâvud da: "Bu, (yüksekten) düşen bir hayvanın kesimiyle ilgilidir" demiştir.

İbnu Abbâs (radıyallâhu anh) buyurdular ki: "Elinde (tasarrufunda) olduğu halde (normal ke-sişten) seni aciz bırakan şey av gibidir." (Yine İbnu Abbâs), kuyuya düşen bir deve hakkında: "Neresinden gücün yeterse kes!" demiştir. Hz. Ali, İbnu Ömer ve Hz. Âişe (radıyallâhu anhum) de bu görüşte idiler. İbnu Abbâs, İbnu Ömer ve Enes [/B](radıyallâhu anhum): "Boğazdan kesmeye başlayınca (acele sebebiyle) başı kopuverse bunda bir beis yok. Ancak, ense tarafından kesilmişse yenmez, baş kopsa da kopmasa da fark etmez" demiştir.

İbnu Ömer (radıyallâhu anh) buyurmuştur ki: "Bir deve kesildiği zaman karnındaki yavrunun tezkiyesi, devenin tezkiyesine tâbidir, yeter ki yavrunun hilkati (bütün uzuvlarının çıkmasıyla) tamamlanmış, tüyleri de bitmiş olsun. Yavru annenin karnından çıkınca (yine de hemen) kesilir, tâ ki içteki kan çıksın."

KURBAN KAÇ KİŞİYLE KESİLİR?

Ebu Eyyub anlatıyor: "Bizden biri, kendisi ve ailesi halkı için tek bir koyun kurban eder, (etinden hem yerler hem de başkalarına yedirirlerdi). Sonra insanlar, övünmeye başladılar ve (kurbanlar) bir övünme vâsıtası oldu."

İbnu Şihab anlatıyor: "Rasûlullah (sav) (Veda haccı sırasında) kendisi ve âile halkı için sadece bir deve veya bir sığır kesmiştir."

Enes anlatıyor: "Rasûlullah , ayakta olduğu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti. Medine'de ise, boynuzlu ve alacalı iki koyun kurban etti. Rasûlullah (aleyhissalàtu vesselâm) keserken tekbir getiriyor, besmele çekiyor ve ayağını hayvanların boyunlarının üzerine koyuyordu."

Ebu Said anlatıyor: "Rasûlullah boynuzlu erkek bir koçu kurban etti. Koç siyahın içinde bakar, siyahın içinde yürür, siyahın içinde yerdi."

Deve Kurbanında On, Sığır Kurbanında Yedi Kişi Ortak Olabilir.

İbn Abbâs (radiyallâhu anhuma) anlatıyor; 'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile birlikte bir yolculuktaydık. Kurban bayramı vakti geldi. Devede on, sığırda yedi kişi ortak olduk (ve kurban kestik).”

Câbir  anlatıyor: "Biz, Rasûlullah  ile birlikte (Hudeybiye senesi) umrede temettu yaptık. O zaman yedi kişi adına bir sığır keserek iştirak ettik. Keza deve de yedi kişi adına kesilmişti."

Huceyye İbnu Adiyy anlatıyor: "Hz. Ali : "Sığır yedi kişi adına kesilir" demişti. Kendisine: "Ya doğurmuşsa?" diye soruldu. "Öyleyse yavrusunu da beraber kes!" buyurdu. Kendisine: "Ya topalsa?" diye soruldu. "Kesim yerine ulaşabildiyse tamam" dedi. "Ya boynuzu kırıksa?" dendi. "Zarar etmez. Biz göz ve kulaklarının sağlamlığını kontrol etmekle emrolunduk!" diye cevap verdi."

- Deve veya sığırlarda ortak olanların aynı aileden olma¬sı şart değildir. Çünkü farklı kabilelerden sahabeler ortak olarak kurban kesiyorlardı.

- Ortak olanların tamamının 'kurban niyetiyle' kesiyor ol¬maları şart değildir. Aralarında et satın almak amacıyla ortak olanlar da bulunabilir. Alimlerin çoğunluğuna göre, bu caizdir. Çünkü her ortak kendi niyetine göre değerlendirilir, başkasının niyetine göre değil.

YENMESİ YASAK OLAN KESİLMİŞLER

Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtü vesselâm)'a soruldu: "Halk bize et getiriyor, kesilirken besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, ne yapalım?" "Siz besmele çekin, yiyin!" cevabını verdi."

Zühri (rahimehullah) diyor ki: "Arap Hıristiyanlarının kestiklerini yemekte bir beis yoktur. Ancak, Allah'tan başka birisinin adını andığını işitirsen o zaman kestiğini yeme. İşitmemiş isen, (bu durumda vehimlenme), çünkü Allah, onların küfrünü bildiği halde kestiklerini helâl kılmıştır." Ali (radıyallâhu anh)'den de bu mânâda rivayet yapılmıştır.

Kurban Bayramınız kutlu olsun :islam-tr:
 
Üst Ana Sayfa Alt