Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kusuf ve Husuf Namazı Delilleri?

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
ay-tutulmasc4b1.jpg

Esselamualeykum rahmatullahi ve berekad ahiler

Bu akşam ay tutulması var inşaALLAH

Bu olaya nispeten bir sünneti sizlere hatırlatmayı ve uygulamayı teşvik ediyorum inşaALLAH

Bu hayırdan mahrum kalmayın


Cabir bin Abdullah´tan rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz Güneş ve Ay Allah´ın (kudretini yansıtan) delillerden iki delildir. Herhangi bir kimsenin ölümü veya hayatı için tutulmazlar. O halde (Güneş ve Ay´ın) tutuluşunu gördüğünüz zaman namaz kılınız. İçinde bulunduğunuz durum aydınlanıncaya kadar dua ediniz" Buhari, 947; Müslim, 904

Nasıl kılınışı hakkında Abdulmuizz ahi açıklama yaparsa hayra ortak olmuş olucağına inanıyorum :)

ay-tutulmasc4b1.jpg
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
KUSUF VE HUSUF NAMAZLARI
Kusuf ve Husufun Manaları:

Kusuf ve husuf ikisi de aynı şeydir. Her ikisi için iki kusuf, iki husuf da denilmektedir. Fakihlerin tabirlerinde meşhur olan ise, kusufun güneş tutulmasına husufun ay tutulmasına tahsis edilmesidir.

Kusuf: Güneşin ışığının tamamen yahut kısmen gündüz vaktinde kaybolmasıdır. Bunun sebebi, ayın güneş ile dünya arasına girerek güneş ışığına engel olmasıdır.


Husuf: Ayın ışığının tamamen yahut kısmen kaybolmasıdır. Bunun da sebebi, dünyanın ay ile güneş arasına girmesinden meydana gelen gölgedir. Güneş tutulması ekseriya ay sonunda Güneş ve Ay'ın kavuşması sırasında meydana gelir. Ay tutulması da ayın ortalarında güneş ve ayın karşılaşmaları neticesinde meydana gelir. Bunun gibi ayın tutulması da ancak ışık saçan iki cisim (güneş ile ayın) ayın on dördünde karşılaştıkları zaman ortaya çıkar.

Kusuf - Husuf ve Benzeri Namazların Meşruluğu:

Kusuf ve husuf namazları (Maliki ve Hanefi'lere göre kusuf namazı sunnet-i muekkede, husuf namazı ise mendubtur.) Fakihlerin ittifakı ile kuvvetle sabit olan sünnettir. (el-Bedâyi,1,280; ed-Durru'l-Muhtâr, I, 788; eşŞerhu's-Sağir, I, 532, 536; el-Kavâninu'l-Fıkhiyye, 88; Muğni'l-Muhtâc, 1.316; el-Muhezzeb, 1,122; el-Mugni, II, 426 ved; Keşşâfu'l-Kına, II, 6 ved.)
Dayandığı delil Allah tealâ'nın: "Allah'ın varlığını gösteren ayetlerden biri, gece ile gündüz, ay ile güneştir. Ne güneşe, ne de aya secde etmeyin. Bunların hepsini yaratan Allah'a secde edin." (Fussilet, 37) ayetidir. Bu ayetteki secdeden maksat, ay ile güneş tutulunca namaz kılınmasıdır. Bunun gibi Peygamber (a.s.) oğlu İbrahim öldüğü gün şöyle buyurmuştu:
"Ay ile güneş Allah'ı gösteren ayetlerdendir. Hiç bir kimsenin ne ölümünden ne de hayatından ötürü tutulmazlar. Böyle bir durumu gördüğümüz zaman ay veya güneş açılıncaya kadar namaz kılın, dua edin."
(Bu hadis üzerinde Buharî, Muslim ve Ahmed ittifak etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, III, 326. Bu hadisi Buharî ile Muslim yine Aişe ve Muğîre hadisi olarak, İbni Ömer ve Ebu Mes'ud el-Ensarî hadisi olarak tahric etmişlerdir. Muslim ise bu hadisi Câbir b. Abdullah'tan, Hâkim Numan b. Beşir'den tahric etmiştir. Nasbu'r-Râye, II, 231)

Kusuf ve husuf namazları seferde de hazarda da erkek ve kadınlar için meşrudur. Yani beş vakit farz namazla sorumlu bulunan herkes için meşrudur. Çünkü, Peygamber (a.s.) bu namazı güneş tutulmasından ötürü kıldırmıştır. Nitekim bu konuyu Buharî ile Muslim de rivayet etmişlerdir. Ay tutulmasından ötürü de Peygamber (a.s.) namaz kıldırmıştır. Bunu îbni Hıbban es-Sıkât adlı kitabında rivayet etmiştir. Cumua ve bayram namazlarında olduğu gibi, husuf ile kusuf namazlarına çocuklarla yaşlı kadınlar da katılabilirler. Cumua namazı kendilerine farz olan herkese ittifakla bu namazları kılmaları emredilir.
Kusuf ve husuf namazlarının farz olmamasının sebebi, daha önce Buharî ve Muslim'de rivayet edilmiş bulunan hadiste bedevînin, Peygambere hitaben: "Beş vakit namazdan başka bir farz var mıdır?" sorusuna karşılık Peygamber (a.s.)'in: "Hayır, ancak nafile olarak kılarsan bu mustesna." şeklindeki ifadesidir.

Kusuf ve husuf namazları ezan ve kametsiz olarak meşru kılınmıştır. Bu namazlar için "Es-salâtu camiatun" şeklinde seslenilmesi mendubdur. Çünkü: "Peygamber (a.s.): "Essalâtu camiatun" şeklinde seslenecek birini göndermiştir." (Buharî ile Muslim ittifakla Abdullah b. Amr'dan rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, III, 325)

Kusuf ve husuf namazları cemaatle de yalnız başına da, gizli okunarak da açıktan okunarak da; hutbeli de hutbesiz de kılınabilir. Bu konuda mezhebler arasındaki farklı görüşlerin açıklaması aşağıdadır. Fakat, bu namazları Cumua ve cemaatle namaz kılınan mescidderde kılmak daha faziletlidir. Çünkü "Peygamber (a.s.) bu namazları mescidde kıldırmıştır." (Buharî ile Muslimin ittifakla rivayet ettiği Aişe hadisi ve diğerleri)
Yağmur duası namazında olduğu gibi kusuf ve husuf namazları için devlet başkanının izin vermesine ihtiyaç yoktur. Çünkü bu namazların her biri nafiledir. Nafile namazlarda ise devlet başkanının izin vermesi şart değildir.
Kusuf ve husuf namazları için yıkanmak da sünnettir. (el-Muhezzeb, 1,122; Keşşâfu'l-Kınâ', 1,172, D, 68; Muğni'l-Muhtac I, 319)


Nitekim sunnet olan yıkanmalar bahsinde bununla ilgili açıklamalar geçmiştir. Çünkü bu namazlar, topluca kılınması ve hutbe okunması Şafîlerce meşru olan bir namazdır. Malikilere göre vaaz verilmesi mendubdur. Cumua ve bayram namazlarında olduğu gibi bu namazlar için yıkanmak da sunnettir.

Korkulu Anlarda Namaz:


Malikîlere göre (el-Kavânînu'l-Fıkhiyye, 88) zelzele, ibretli olaylar ve korkulu zamanlarda kişilere namaz kılmaları emredilmez. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) güneş ve ay tutulmaları dışında kendi zamanında meydana gelmiş olan bu çeşit hadiselerden ötürü bir namaz kılmamıştır. Peygamberden sonra onun halifeleri de böyle zamanlarda namaz kılmamışlardır.

Cumhura göre, (Meraki'l-Felâh, 92; el-Bedâyi, 1,282; el-Hadramiyye, 88; el-Mecmû', V, 58 vd; et-Muhezzeb, 123; el-Muğni, II, 429; Keşşâfu'l-Kınâ'; II, 73) deprem olunca cemaatle değil tek başına namaz kılınabilir. Çünkü İbni Abbas böyle yapmıştır. (Saîd b. Mansur ve Beyhaki)
Hanbeli'lere göre, şimşek çakması, şiddetli rüzgâr, gündüzün karanlık basması, gece ışıması gibi değişik durumlarda her hangi bir namaz kılınmaz. Çünkü bu gibi durumlarda Peygamber (a.s.) ve ashabı tarafından böyle bir namaz kılınmamış, kılındığı da nakledilmemiştir. Oysa onlar zamanında ay ikiye bölünmüş, şiddetli rüzgârlar esmiş, gök gürültüleri vuku bulmuştur.
Hanefiler ve Şafiîler şunu da ilâve etmişlerdir. Diğer namazların kılınışı gibi böyle durumlarda insanların kendi başlarına ikişer rekât namaz kılmaları mendubdur. Zelzele, şimşek çakması, gündüzün çöken karanlık, gece yahut gündüz esen şiddetli rüzgâr, yıldız kayması, gece vakti ışık yayılmasından korkma, devamlı yağan yağmur ve kar, salgın hastalıklar, düşmandan korkmak ve benzeri korkulu zamanlarda, husuf namazı şeklinde değil, diğer namazlar gibi iki rekât namaz kılmak mendubdur. Çünkü bunlar kulları korkutan Allah'ın ayetleri niteliğindedir. Hedefi, kulların kötülükleri bırakmaları, kurtuluşlarına sebeb olan Allah'ın taatına dönmeleridir. Bu görüş küsuf namazına kıyas edilerek ileri sürülmüştür.
(Hanefiler bu konuda garib bir hadis zikretmişlerdir: "Bu korkulu durumlardan bir şey gördüğünüz zaman dua ederek Allah'a iltica edin. "yahut" Allahı zikredin ondan mağfiret dileyin." Zeylai, Nasbu'r-Râye, II, 234-235)


Kusuf namazı, çöken karanlığın kaybolması için Allah'a sığınmaktan ibaret bir namazdır. Mümin kulun durumu budur. Başına her ne zaman böyle hoşa gitmeyen bir şey gelir, şiddetli bir sıkıntı ile karşılaşır, kendisini tehlike kaplarsa Allah'a sığınır. Bu sebeble zelzele, şiddetli rüzgâr, şiddetli şimşek çakması, güneş ve ay tutulması gibi durumlarda kişinin gafil olmaması için dua ile Allah'a yalvarması sünnettir. Çünkü Peygamber (a.s.) şiddetli rüzgâr esince şöyle dua ederdi:
"Allahım! Senden rüzgârın hayırlısını, rüzgârda bulunanların en hayırlısını, rüzgârla gönderdiklerinin hayırlısını isterim; bu rüzgârın kötülüğünden, bu rüzgârda bulunanların kötülüklerinden ve bu rüzgâr sebebiyle gönderdiğin şeylerin kötülüğünden sana sığınırım."

Fakihler kusuf namazının kılınma şekli ile ilgili olarak altı meselede farklı görüş ileri sürmüşlerdir. Bu görüşler aşağıda zikredilmiştir:

Kusuf Namazının Kılınış Şekli:


Kusuf namazının nasıl kılındığı konusunda fakihlerin iki görüşü vardır:

Hanefi'lere Göre: (el-Bedâyi, I, 280; Fethu'l-Kadîr, 1,432 vd.; Meraki'l-Felâh, 92; ed-Durru'l-Muhtâr, 1,788 vd, el Kiîab vel-Lubâb, 1,120 vd)

Hanefi'lere göre kusuf namazı iki rekât olup bayram, Cumua ve nafile namazlarda olduğu gibi kılınır. Bu namazda hutbe, ezan, ve kamet yoktur. Yine bu namazda her bir rekâtta rukûnun tekrarlanması söz konusu değildir. Sadece bir tek rukû ile iki secdesi vardır.
Çünkü Ebu Dâvud Sunen'inde şu rivayeti nakletmektedir: "
Peygamber (a.s.) iki rekât namaz kıldı ve her iki rekâtta da kıyam uzattı, güneş kurtulduğunda namazdan ayrıldı. Bunun üzerine Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu:
"Bu olaylar Allah'ın büyüklüğünü gösteren delillerdir. Allah tealâ bunlarla kullarını korkutmak istiyor. Bunları gördüğünüz zaman, en son kıldığınız farz namaz gibi bir namaz kılın."

(Bu hadisi Ebu Dâvud, Neseî ve Hakim Kabîsa b. Muharik el-Hilâlî'den rivayet etmişlerdir. Nasbu'r-Râye, II, 230. Burada başka iki hadis daha vardır ki, biri Buhari'de Ebu Bekre'den, diğeri Muslim'de Abdurrahman b. Semure'den rivayet edilmişlerdir. Bu iki hadisin zahiri manaları, iki rekâtın da teker rukûlu olduğudur. Nasbu'r-Râye,'II, 229; Neylu'l-Evtâr, III, 331. Bunlann benzeri hadisler İbni Ömer ile Numan b. Beşirden de rivayet edilmiştir.)
Kemaleddin İbni Humam bu konuda şöyle demiştir: En son kıldıkları namaz sabah namazıydı. Çünkü kusuf namazı güneşin iki mızrak boyu yükselmesi anında kılınmıştı.

Cumhura Göre: (el-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 88; Bidâyetu't-Muctehid, I, 203; eş-Şerhu's-Sağir, I, 532; Muğni'l Muhtaç, I, 317; el-Muhezzeb, I, 122; el-Muğnî, II, 422-426; Keşşâfu'l-Kınâ', II, 69-72)

Kusuf namazı iki rekâttır. Her bir rekâtta iki kıyam, iki kıraat, iki rukû, ve iki secde vardır.
İlk kıyamda Fatiha'dan sonra Bakara suresini, yahut bu uzunlukta bir sureyi okumak sunnettir.
İkinci kıyamda ise Fatiha'dan sonra Al-i İmran suresi gibi, Bakara suresinden daha kısa olan iki yüz âyetlik bir sure okumak sunnettir.
Üçüncü kıyamda Fatiha'dan sonra takriben yüz elli ayet miktarında kıraatte bulunmak (Mesela Nisa suresini okumak), dördüncü kıyamda ise, Fatiha'dan sonra Maide suresi gibi, yaklaşık yüz ayetlik daha kısa bir sure okumak sunnettir.
Kusuf namazını kılan kişi, önce birinci miktardaki sureyi okur, sonra rukûya gider, sonra başını rukûdan kaldırır. Sonra ikinci miktardaki sureyi okur, sonra rukû'ya varır, sonra da başını rukûdan kaldırır. Sonra secdeye varır. Secdeyi diğer namazların secdesi gibi yapar. Şafilerde sahih olan görüşe göre, kişi kusuf namazın da rukû ve secdeyi uzun tutar. İkinci rekâtta da bu yapılanları tekrar eder.

Birinci rukûda Bakara suresinden yüz ayet okunacak kadar, ikinci rukûda seksen ayet okunacak kadar, üçüncü rukûda yetmiş ayet okunacak kadar, dördüncü rukûda ise yaklaşık elli ayet okunacak kadar beklenerek tesbih getirilir.

Son olarak Hanbeli'ler şu noktayı zikretmişlerdir:
Kusuf namazını Şâri'den gelen her şekilde yapmak caizdir. Kişi dilerse her rekâtta iki rukû yapar, en faziletlisi böyle yapmaktır. (Çünkü rivayette en çok geçen sayı budur.) Dilerse her rekâtta üç rukû ile kılar. Çünkü Muslim'in Cabir"den rivayet ettiği bir hadiste şöyle denilmektedir:

"Peygamber (a.s.) kusuf namazında dört secde ile altı rukû yapmıştır." Yahut her rekâtta dört rukû ile kılınır.
Çünkü İbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre: "Peygamber (a.s.) kusuf namazını kıldırdı, kıraat yaptı, sonra rukûya vardı, sonra yine okudu, sonra rukûya vardı, sonra yine okuyup rukuya vardı, sonra yine okuyup rukûya vardı. Diğer rekâtı da aynı şekilde kıldırdı."
(Bu hadisi Muslim, Ebu Dâvud ve Neseî rivayet etmiştir. Bir lafızda şöyle gelmiştir."
Güneş tutulunca Peygamber sekiz rukû ve dört secdeli bir namaz kıldırmıştır."
Bu hadisi Ahmed, Muslim ve Neseî rivayet etmişlerdir)
Yahut her rekâtta beş rukû yapılır. Bu görüş Ebu'l-Âliye'nin Ubey b. Kâ'b'dan rivayet etliği şu hadise dayanmaktadır "Peygamber (a.s.) döneminde güneş tutuldu. Peygamber insanlara namaz kıldırdı ve namazda uzun surelerden bir sure okudu. Sonra beş kere rukû yapıp iki secde etti. Sonra ikinci rekâta kalkıp yine uzun surelerden birini okudu ve yine beş rukû ile iki secde yaptı, sonra olduğu gibi kıbleye yönelerek oturdu ve güneş tutulması sona erinceye kadar duada bulundu." (Bu hadisi Ebu Dâvud ve Abdullah b. Ahmed rivayet etmişlerdir)

Kişi kusuf namazında beş rukûdan fazla rukû yapmamalıdır. Çünkü bu konuda her hangi bir nas bulunmamaktadır. Kıyas da fazlasını gerektirmez.
Kişi dilerse kusuf namazını tek rukû nafile bir namaz gibi kılar. Çünkü tek rukûdan fazlası sünnettir. Kusuf namazında kişi Kur'an ayetlerinden neyi okusa caizdir. Kıraat ister uzun ister kısa olsun, fark etmez.
Aişe (r.anha)'den şu rivayet nakledilmiştir:
"Rasulullah (a.s.) güneş ve ay tutulmasında dört rukulu ve dört secdeli bir namaz kılardı. Birinci rekâtta Ankebût ile Rûm surelerini, ikinci rekâtta ise Yasin suresini okurdu."

(Bu hadisi Dârakutnî tahric etmiştir)

Rukunun birden fazla olacağı konusunda cumhurun delili, ikidir. Biri Abdullah b. Amr hadisidir:
Abdullah şöyle demiştir; "Peygamber (a.s.) döneminde güneş tutulunca "Es-Salâtu câmiatun" diye seslenildi. Bundan sonra Peygamber (a.s.) bir secdede iki ruk'u yaptı, sonra kalkıb bir secde ile yine iki rukû daha yaptı. Sonra güneş tutulması sona erdi."

Abdullah b. Amr şöyle demiştir. "Ben bundan daha uzun ne rukû yaptım ne de secde ettim." (Burada secdeden kastedilen, tam bir rekâttır. İki rekât sözünden kastedilen iki rukûdur. Aişe ve ilmi Abbas hadisinde de böyle gelmiştir. Hadis üzerinde Buharî ile Muslim ittifak etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, III, 325)

Aişe hadisi de şöyledir: "Rasulullah (a.s.) döneminde güneş tutuldu. Peygamber bunun üzerine birini göndererek, "Es-salâtu Camiatun" diye nida etmesini emretti. Kalkıp iki rekâtta dört rukûlu ve dört secdeli bir namaz kıldırdı." (Hadis muttefekun aleyh'tir)

Bu iki hadis ile bunların benzerleri Buhari ile Muslim'de bulunmaktadır. Bu son rivayet daha meşhur ve daha sağlamdır. Dolayısıyla diğer rivayetlere takdim edilmiştir. İbni Abdulber şöyle demiştir:
Bu iki hadis konu hakkında nakledilen rivayetlerin en sahihidir.
Kıraat, rukû ve kıyamın uzatılacağı konusunda cumhurun dayandığı delil îbni Abbas hadisidir:
"Güneş tutuldu. Bunun üzerine Peygamber (a.s.) namaz kıldırdı ve Bakara suresi okunacak kadar uzun bir süre ayakta kaldı, sonra uzun muddet rukû yaptı, sonra rukâdan kalkıp uzun muddet ayakta durdu, fakat bu kıyam ilk kıyamdan daha az idi. Sonra ikinci kez rukûya vardı ve uzun muddet rukûda kaldı, fakat birinci rukûdan daha kısa idi. Sonra secdeye gitti. Daha sonra ayağa kalktı ve birinci rekâttaki kıyamdan daha az olmakla beraber, uzun muddet ayakta kaldı. Sonra birinci rekâttaki rukûdan daha az olmak üzere, uzun muddet rukûda kaldı, sonra ayağa kalktı, fakat birinci rekâttaki kıyamdan daha az muddet olmak üzere uzun süre ayakta durdu. Sonra birinci rekâttaki rukûdan daha az olmak üzere rukûya vardı ve uzun süre rukûda kaldı. Sonra secdeye vardı. Namazı bitirdiğinde güneş açılmıştı."

(Bu hadis üzerinde de Buharî i le Muslim ittifak ettiler, (a.ş.e; a.y.)
Secdenin uzun tutulmasına dair cumhurun delili, Buharî ile Muslim'de Peygamberin güneş tutulması namazı ile ilgili olarak Ebu Musa'dan rivayet edilmiş bulunan hadistir.




Kusuf Namazında Gizli Yahud Açıktan Okumak:

Kusuf ve husuf namazlarında kıraatin gizli yahud açıktan yapılması hususunda fakihlerin üç görüşü bulunmaktadır:

Ebu Hanife'ye göre: (Fethu'l Kadîr, 1, 433; el-Bedâyi, 1, 281-282; ed-Durru'l Muhtâr, 1, 789; el-Lubâb, 1,121; Meraki'l Felah, 92)

Kusuf namazında imam gizli okur. Dayandığı delil îbni Abbas ile Semure hadisleridir.
Birinci hadis şöyledir: "Peygamber (a.s.) ile beraber kusuf namazı kıldım, namazda onun kıraatinden bir harf bile işitmedim."
(Bu hadisi Ahmed ve Ebu Yâla Musned'lerinde rivayet ettiler. Beyhakî île Taberanî ve Ebu Nuaym da Hılye'de rivayet etti. Bu hadisin ravileri arasında İbni Lehya'a vardır. (Nasbu'r-Râye, II, 233)

Semure hadisi ise şöyledir "Rasulullah (a.s.) bize bir güneş tutulmasında namaz kıldırdı, sesi hiç işitilmiyordu. "(Bu hadisi dört Sünen sahibi rivayet etmişlerdir. Tirmizî bu hadis için; kasen sahih demiştir. Nasbu'r-Râye, 11,234)
Gündüz namazlarında aslolan ise gizli okunmasıdır.
Husuf namazı ise tek tek ve gizli kıraatle kılınır.

İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed şöyle demişlerdir:

Kusuf namazında imam açıktan okur. Dayandığı delil Aişe (r.anha) hadisidir:
"Peygamber (a.s.) kusuf namazında açıktan okumuştur."

(Bu hadisi Buhari ile Muslim rivayet etmişlerdir. Buhari'de benzer bir hadis daha Esma binti Ebu Bekir'den rivayet edilmiştir. Bu hadisi Ebu Dâvud, Tirmizî ve Ibni Hibban da rivayet etmişlerdir. Nasbu'r-Râye H.232; Neylu'l-Evtar 111,331)

Şafiî ve Malikîlere göre: (Bidâyetu'l Muctehid, I, 204; eş Şerhu's-Sağir, I, 534,536; el-Kavâninu'l-Fıkhıyye, 88; Muğni'l Muhtâc, I, 318, el-Muhezzeb, 1, 122)
Kusuf namazında imam gizli okur. Dayandıkları delil yukarıda geçen ibni Abbas ile Semura hadisleridir. Ayrıca bu namaz Hanefî'lerin de dediği gibi gündüzün kılınan bir namazdır. Ay tutulması namazında ise açıktan okunur. Çünkü bu namaz gece namazıdır, yahut gece namazlarına ilâve edilmiştir. Yukarıda geçen Aişe hadisinden de anlaşıldığına göre, Peygamber (a.s.) de ay tutulmasında kıldırdığı namazda açıktan okumuştu.

Hanbelilere göre: (el-Muğni, II, 423; Keşşâfu'l-Kınâ, ll, 69)

Kusuf ve husuf namazlarında açıktan okunur.
Dayandıkları delil Aişe hadisidir:
"Peygamber (a.s.) husuf namazında açıktan kıraatte bulundu. İki rekâtta dört rukû ve dört secde yaptı."

(Bu hadisi Buharî ile Muslim rivayet etmişlerdir: Nasbu'r-Râye, Neylul-Evtâr, a.y)
Bir rivayette ise şu lafızlar yer almaktadır:
"Peygamber (a.s.) kusuf namazı kıldırdı ve bu namazda açıktan okudu."

(Bu hadisi Tirmizî sahih kabul etmiştir)

Özetlemek gerekirse, kusuf namazında gizli kıraat yapılması cumhurun görüşüdür. Fakat, Hanbelî'lerle İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'in görüşlerini tercih edebilir. Hem kusuf hem de husuf namazlarında kıraat açıktan olmalıdır. İmam Şevkânî: "Açıktan okumak daha iyidir." diyor.


Kusuf ve Husuf Namazlarının Vakti:
Bu namazlar güneş ve ayın tutulma zamanlarında kılınır. Cumhura göre, namaz kılmanın yasaklandığı vakitlerde kusuf ve husuf namazı kılınamaz. Çünkü yasak vakitler namazların bütün çeşitlerini içine almaktadır. Şafiilere göre, kılınabilir. Çünkü namaz kılmanın yasak olduğu beş vakit nafilelere mahsustur. Kusuf namazı da sünnet bir namaz olup hangi vakitte olursa olsun, kılınabilir. Bu konu etrafında mezheblerin görüşlerinin tafsilâtı şöyledir:

Hanefi'lere göre: (el-Bedayi, I, 282)

Kusuf namazının vakti, mekruh vakitler dışında kalan diğer namazları kılmanın mustehab olduğu vakittir. Çünkü bu mekruh vakitlerde tilâvet secdesi ve benzeri nafile veya vacib ibadetleri eda etmek mekruhtur.

Maliki'lere göre: (Bidâyetu'l-Muctehid, 1,205; eş-Şerhu's-Sağir, 1,533,536)

Güneş tutulması namazı, ancak nafile namaz kılmanın caiz olduğu vakitlerde kılınabilir. Kusuf namazının vakti, bayram ve yağmur namazlarında olduğu gibi, nafile namaz kılmanın helâl olduğu andan zeval vaktine kadardır. Bu görüş el-Mudevvene'nin îmam Malik'ten naklettiği rivayettir. Güneş zevalden sonra tutulursa, kusuf namazı kılınmaz. Mudevvene dışındaki kaynakların İmam Malik'ten rivayetine göre, güneşin tutulma durumunda ve ikindiden sonra hemen kılınabilir.
Husuf namazı ise gelince ay açılıncaya kadar, yahut ufukta ay kayboluncaya yahut sabah oluncaya kadar bu namazı tekrarlamak mendubdur. Eğer bu durumlardan biri meydana gelirse husuf namazı kılınmaz.

Şafii'lere göre: (Muğni'l-Muhtâc, 1, 319; el Mecmu',V, 57)

Husuf ve kusuf namazları bütün vakitlerde kılınabilir. Çünkü bu namazlar bir sebebe bağlıdır. Güneş tutulmasında tutulan kısmının tamamen açılmasıyla veya güneşin kusuf hâlinde batması ile bu namaz kaçırılmış olur.
Birincinin delili: "Kusufu gördüğünüz zaman, üzerinizdeki karanlık aydınlanıncaya kadar Allah'a dua edin ve namaz kılın." (Hadis muttafakün aleyh olup Muğîre b. Şûbe'den şu lafızla rivayet edilmiştir. "...Güneş ile ayı tutulmuş olarak gördüğünüz zaman Allah'a dua edin ve açılıncaya kadar namaz kılın." Neylu'l-Evtâr, III, 334) hadisidir. Bu hadis, güneş tutulması sona erdikten sonra namaz kılınmayacağına delildir.


İkinci şeklin delili şudur: Tutulma sebebiyle kılınacak namaz imkânı güneşin açılmış yahut tutulmuş olarak batması durumunda ortadan kalkmış olur. Çünkü güneşin artık hükmü kalmamıştır.
Ay tutulması namazı, ayın açılması ile kaçırılmış olur. Çünkü maksat hasıl olmuştur. Bunun gibi, ay tutulmuş iken güneşin doğması ile husuf namazı kaçırılmış olur. Çünkü bu durumda ayın ışığından faydalanmak mümkün değildir. Safii'nin yeni mezhebine göre, sabah vaktinin doğması ile husuf namazı kaçırılmış olmaz. Çünkü bu durumda gecenin karanlığı devam etmekte ve ayın ışığından fiilen faydalanmak mümkün olmaktadır. Yine ayın tutulmuş olarak batması ile de husuf namazı kaçırılmış olmaz. Çünkü ayın ışığının hüküm sürdüğü gece karanlığının devamı mevcuddur. Ayın batması, bulutlar arkasında kaybolması gibidir.

Hanbelî'lere göre: (Keşşâfu'l Kınâ, 11,68-71; et-Muğni, II, 428)

Kusuf namazının vakti, güneşin tutulduğu andan itibaren güneş açılıncaya kadar geçen zamandır. Dayandığı delil, daha önce geçen Muğîre ve diğer rivayetlere dayanan hadislerdir. Eğer kişi kusuf namazını kılmaktayken güneş açılırsa, bulunduğu şekilde namazı tamamlar.
Çünkü Peygamber (a.s.) Ebu Mesud hadisinde şöyle buyurmuştur:
"Namaz kılın ve içinde bulunduğunuz karanlık aydınlanıncaya kadar Allah'a dua edin."

(Buharî ve Muslim rivayet etmiştir.)

Kusuf namazının vakti güneş açılıncaya kadardır. Bu da hasıl olmuştur. Fakat kişi güneş açığa çıkınca namazda ise namazı kesmemelidir. Çünkü Allah tealâ bir ayette: "Amellerinizi ibtal etmeyin. " buyuruyor. Bu takdirde sebep ortadan kalktığı için namazı hafifletmek meşrudur.
Bir kimse, bir bulutun gelmesi sebebiyle güneşin açılıp açılmadığı konusunda şubhelenirse, bu namazı hafifletmeksizin kılmalıdır. Çünkü aslolan tam kılmaktır. Güneş tutulması devam ettiği sürece aslolan ile amel eder.
Yine bunun gibi, güneşin tutulması konusunda şubhelenen kişi, aslolan ile amel eder. Yani namaz kılmaz. Çünkü güneşin tutulmaması asıldır. Tutulması arızidir.
Namaz bitmeden husuf ile kusuf hâli biterse bunlarla ilgili namaz da kaçırılmış olur. Bunun gibi güneş tutulmuş olduğu hâlde ufuktan kaybolursa, yahud ay tutulmuşken güneş doğarsa, yahut ay tutulmuşken sabah vakti girerse bunlarla ilgili olarak kılınan namazlar fevt olur. Çünkü bunlardan faydalanma vakti gitmiştir. (Muneccimlerin güneş tutulması ve benzeri konularda verdikleri habere itibar edilemez, bunların verdikleri haberler ile amel edilemez. Çünkü bunların verdikleri haberler zanna dayanır, delilsizdir)

Eğer kusuf olayı, namaz kılmanın yasak olduğu bir vakitte vuku bulmuşsa, namaz kılınmadan Allah'a dua edilir, Allah zikredilir. Çünkü yasaklayıcı hadîslerin manası umumîdir. Katâte'nin rivayet ettiği şu hadis de bunu takviye etmektedir:
"Biz Mekke'de iken ikindiden sonra güneş tutulmuştu. İnsanlar ayağa kalkıp dua etmeye başladılar. Bunun sebebini sordum. Cevaben: Böyle yaparlardı," denildi." (Bunu Esrem rivayet etmiştir)
Vakti çıktığı için eğer kusuf namazı kaçarsa, kaza edilmez. Çünkü Peygamber (a.s.): "Güneş açılıncaya kadar namaz kılın." buyurmuştur.


Kusuf Namazının Cemaatle Kılınması ve Kılınma Yeri:

Fakihler (el-Bedâyi, 1,282; Reddu'l-Muhtar, 1,788; Fethu'l-Kadir, 1,436; Bidâyetu'l-Muctehid, 1,203,206; eş-Şerhu's-Sağir, 1, 533,535; Muğni'l-Muhtâc, 1, 318; el Muğnî, 11,420; Keşşafu'l-Kınâ, 11,68; el Kavânînu'l-Fıkhıyye, 88)
Kusuf namazının mescidde cemaatle kılınmasının sünnet olduğu konusunda ittifak halindedirler. Bu namaz için: "esalâtu câmiatun" diye nida edilir.
Sahihaynda kaydedildiği gibi, bunu yapmak sünnettir.
Aişe (r.anha) şöyle anlatıyor: "Peygamber (a.s.) mescide çıktı, ayağa kalkıp tekbir getirdi, İnsanlar da onun arkasında saf bağladılar." (Buhari ve Muslim rivayet etmiştir)


Kusuf namazını, cuma namazını kıldıran imam kıldırır.
Hanbelî'ler ve Şafiîler, kusuf namazının yalnız olarak kılınmasını caiz görmüşlerdir. Çünkü bu namaz nafiledir. Bir yerde yerleşmiş olma şartı yoktur. Diğer nafile namazlarda olduğu gibi, bu namaz için de cemaat şartı yoktur. Hanefî'ler şöyle demişlerdir: Eğer Cumua imamı bulunmazsa, insanlar bu namazı yalnız olarak evlerinde ikişer yahut dörder rekât olarak kılarlar.
Ay tutulması namazının cemaatle kılınıp kılınamayacağı konusunda iki görüş vardır:

Hanefî ve Malik'ilere göre: Husuf namazı diğer nafile namazlar gibi tek başına kılınır. Çünkü ay tutulması olayında Peygamber (a.s.)'den cemaatle namaz kıldığı hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Oysa ay tutulması olayı, güneş tutulmasından daha sık vuku bulmuştur. Ayrıca farz namazlar dışındaki namazlarda asıl olan cemaatle kılınmamasıdır. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Kişinin farz dışındaki namazı evinde kılması daha faziletlidir."

Ancak bayram namazları ile Ramadan gecelerinde teravih kılmak, güneş tutulması gibi olaylarda olduğu gibi bir delil yardımı ile husuf namazının cemaatle kılındığı sabit olursa, o takdirde, cemaatle kılınabilir. Ayrıca gece namaz kılmak için toplanmak mümkün değildir, yahut mümkün olsa da fitnelere sebebiyet verebilir.

Şafiî ve Hanbelî'lere göre: Husuf namazı, kusuf namazında olduğu gibi cemaatle kılınabilir. Çünkü İbni Abbas'ın insanlara husuf namazı kıldırdığı rivayet edilmiştir.

İbni Abbas namazdan sonra şöyle demiştir: Rasulullah (a.s.)'ın bu namazı kıldırdığını gördüğüm gibi sizlere kıldırdım." (Bu hadisi Şafii Musned'inde Hasan Basrî'den rivayet etmiştir. Neylu'l-Evtâr, 111, 333)
Ayrıca Mahmud b. Lebîd hadisinde şöyle buyurulmaktadır: "Ay tutulmasının gördüğünüz zaman mescidlere koşun." (Ahmed, Hâkim ve İlmi Hıbban rivayet etmişlerdir.(a.g.e.)

Bu görüş daha kuvvetlidir. Çünkü kusuf namazı ile husuf namazı arasında bir fark yoktur. Cemaatle namazdan geri kalma özrü bulunandan bu namazlar düşer.
Bu iki görüş arasındaki ayrılığın sebebi Peygamber (a.s.)'in: "Güneş ile ay Allah'ın kudretini gösteren delillerden iki delildir. Kimsenin ölümü veya hayatı sebebiyle tutulmazlar. Bu olayı gördüğünüz zaman Allah'a dua edin, tutulma açılıncaya kadar namaz kılın ve sadaka verin." (Buharî ile Muslim tahric etmişlerdir.) hadisinin manasını yorumlamadaki ayrılıktır.
İkinci grup husuf ne kusuf hâlinde namaz kılma emrinden tek bir mana çıkarmıştır. Bu mana da güneş tutulmasında . Peygamber (a.s.)'in kıldığı gibi namaz kılmaktır. Bu manayı kabul edenler aynen Peygamberin kıldırdığı gibi bu namazın cemaatle kılınması gerektiği görüşünü benimsemiştir.
Birinci grup ise, bu hadisten değişik manalar çıkarmışlardır. Çünkü Peygamber (a.s.)'ın ay tutulması çok sıkı kılmasına rağmen namaz kıldığı rivayet edilmemiştir. Bu görüşü benimseyenler, bu hadisten anlaşılan, şeriatte namaz isminin zikredildiği manayı çıkarmışlardır ki, bu da yalnız başına nafile namaz kılmaktır.


Husuf (Ay Tutulması) Namazı, Kusuf (Güneş Tutulması) Namazı Gibi midir?

Hanefi'lere göre: (el-Bedâyi; 1,282; Meraki'l.Felâh, 92; el-Kib-I, 121)
Husuf namazı, aynen nafile namazlarda olduğu gibi, evlerde iki yahud dört rekât olarak yalnız başına kılınır.

Malikî'lere göre: (el-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 88; Bidâyetu'l-Muctehid, 1,206; eş-Şerhu's-Sağîr, 1/536)
Ay tutulması için, nafile namazlar gibi sadece bir kıyam bir rukû ile açıktan kıraatle mutat şekilde bir namaz kılmak mendubdur.

Şafii ve Hahbel'ilere göre: (Muğni'l-Muhtâc, 1, 318, el-Muğni, 11,424; Keşşafu'l-Kınâ, 11,69)
Ay tutulması namazı güneş tutulması namazı gibidir. Her rekâtta, cemaatle iki rukû, iki kıyam, iki kıraat ve iki secde ile kılınır.
Şafiîlere göre bu iki namaz gizli değil açıktan okunarak eda edilir. Hanbelî'lerde de bu iki husus aynı şekilde tesbit edilmiştir. Bunun dayandığı delil Aişe (r.anha)'den rivayet edilen şu hadis-i şeriftir:
"Peygamber (a.s.) ay tutulması namazında açıktan okudu, iki rekâtta dört rukû ve dört secde yaptı."
(Buharî ve Muslim rivayet etmiştir)

 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
ahi ALLAH razı olsun

RABBİM ecrini versin inşaALLAH
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Güncel
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
SübhanAllah

Ay tutulmasını telefon ile çekim dedim lakin net görüntü çıkmıyor

Rabbim hayra müjdeci kılsın bu olayı amin
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Çıplak gözle takip edilebilen kısıtlı sayıdaki astronomi olaylarından olan ay tutulması, bu gece saat 21.34’de başlayacak. Tutulmanın ortası 00.31’de gerçekleşecek ve tutulma saat 03.18’de sona erecek. Türkiye’den de izlenebilecek olan bu nadir astronomi olayı ile ilgili Prof. Dr. Orhan Gölbaşı bilgi verdi.

Türkiye’den de takip edilebilecek ay tutulması 16-17 Temmuz gecesi Türkiye’den de takip edilebilecek. Tutulma sırasında Ay’ın yüzde 65’inin Dünya’nın gölgesi içerisinde kalması bekleniyor. cnn türk.

güncel...
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Cuma günü gerçekleşecek son yüzyılın en uzun Ay tutulması hakkında neler biliniyor?

Dünya önümüzdeki cuma günü son yüzyılın en uzun Tam Ay tutulması ve son 580 yılın en uzun Parçalı Ay tutulmasına tanık olacak. Ay'ın yüzde 97'sinin Dünya'nın gölgesinde kalacağı tutulma 3 saat, 28 dakika ve 23 saniye sürecek.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Güncel

Yılın ikinci Güneş tutulmasının 25 Ekim 2022 tarihinde saat 11:58 sıralarında meydana gelmesi bekleniyor. 25 Ekim'deki parçalı güneş tutulması Türkiye saati ile 12.40-15.05 arasında yaşanacak ve bu tutulmanın maksimum evresi saat 13.50'de gerçekleşecek.


 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt