Kutsallaştırılan Tasavvuf Büyüklerine Verilen Şirk Sıfatlar
İbni Teymiyye;130445' Alıntı:Selamun Aleykum
Tasavvufçular tarafından büyüklerine hürmeten verdikleri meşhur sıfatlardan olan : (K.S) ( قُدِّسَ سِرُّهُ Kuddise Sirruhu = Allah, ruhunu, sırrını kutsasın, temizlesin) ifadesi de bir şahıs için kullanılacak ifadeler değildir. Aksine ''K.S'' ifadesi, Alemlerin Rabb'ı olan Allah (c.c.) için kullanılır.
Şu ayette olduğu gibi:
''Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.'' (Bakara 2/30)
Ayette geçen takdis ifadesi ''kuddise'' ifadesinin köküdür. Aslen hiç bir mezheb, hadis, fıkıh ehli alimler salih bir kul veya alim olarak bilinen birinin ismi anılırken ''kuddise sirruhu'' ifadesini kullanmadılar. Aksine ''rahimehullah, rahmetullahi aleyh vb''ifadeler kullandılar. Peki bu ''K.S'' ifadesi nereden geldi? diye sorarsanız, şöylece açıklayabiliriz:
Allah (c.c.) , Rasulu, İslam ve müslümanları severken ölçülü bir şekilde sevmeyince sevgi şekilleri ve bu sevgi ifadeleri haliyle karışık bir hali alır. "Kuddise sirruhu" ifadesi de Arab hıristiyanların arasında meşhur olan ifadedir. Arab hıristiyanlar kendi din adamlarını ''Kaddesena Papa'' diye anarlardı. Tasavvuf ehli de buradan esinlenerek " قَدَّسَ الله سِرَّهُ Kaddesellahu sırrahu = Allah onun ruhunu mubârak kılsın arındırsın, temizlesin demişlerdir.
İlim ehlinin açıklamalarına göre kuddise sirruh ifadesi de İslam'a giren ve kendisi ile beraber bâtılları ile islam'a giren hıristiyanlardan kalmadır. Aynı ifadeler '' بدیع الزمان سعید نورسی Bediuzzaman Said Nursi '' kelimesini şahıslar için kullanmamak gibidir. Her ne kadar bu sıfatı daha önceden birkaç kişi daha kullanmış olsa da uygun değildir. Mesela, Arab edebiyatında önemli bir alim olan Bediuz'zaman el-Hemedani (v.398/1008), büyük bir bilim adamı olan Bediu'z zaman Ebu’l-İzz İsmail el-Cezeri (12.13. y.y.) ve İran'lı Bediu'z zaman Füruzanfer (v. 1970) gibi şahsiyetlere bu ifade verilmiştir.
''(O), göklerin ve yerin Bedi'dir (eşsiz yaratıcısıdır). Bir şeyi dilediğinde ona sadece "Ol" der, o da hemen oluverir.'' (Bakara 117)
Said Nursi Şualar isimli eserinde bu konuda şöyle der:
"Celcelûtiye, Süryânice bedî’ demektir ve bedî’ mânâsındadır. İbâreleri bedî’ olan Risâle-i Nur, Celcelûtiye’de mühim bir mevki tutup ekser yerlerinde tereşşuhâtı göründüğünden, kasîdenin ismi ona bakıyor gibi verilmiş. Hem şimdi anlıyorum ki, eskiden beri benim liyâkatim olmadığı halde bana verilen "Bediüzzaman" lâkâbı, benim değildi, belki Risâle-i Nur’un mânevî bir ismi idi. Zâhir bir tercümânına âriyeten ve emâneten takılmış. Şimdi o emânet isim, hakîki sahibine iâde edilmiş." (8. Şua, 33. Mektup, sf: 449)
Mektubat - Sayfa 449 - Risale-i Nur Külliyatı
Sözün özü:
"Kuddise Sirruhu", "Bediuzzaman" ifadesi vb'leri Allah cc için kullanılır. Kullara beslenilen sevgiler bizleri haddi aşmaya sevk etmemelidir.
Bir İnsana Bediu'z Zaman Demek Câiz Değildir!
Selamun âleykum...
Son düzenleme: