Hafız ibn-i Receb, Kelimetu’l- İhlas ismiyle isimlendirdiği risalesinde konuyu söyle açıklamıştır. (Kelimetu'l İhlas, Hafız Receb, 13-14)
Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“La ilahe ill'Allah, Muhammedu'r Rasulullah’a şehadet edinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum.” (Buhari; İman: 16)
Ömer (radiyAllahu anhu) ve sahabeden bir grup, bu hadisi şeriften yalnızca bu iki şehadeti getiren herkesin dünya cezasından (onlarla savaştan) kurtulacağını anlamışlardı
. Ancak La ilahe ill'Allah’a şehadet etmesine rağmen zekatı vermeyen kimseyle savaş etme hususunda tereddüde düşmüşlerdi. Ebu Bekir Sıddik (radiyAllahu anhu) bu hadis-i şeriften kendisiyle savaşılmayacak olanın, ancak La ilahe ill'Allah’ söyleyip, bunun mana ve gereğince hareket eden kişi olduğunun anlamı;
ve bu görüşüne Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve sellem)’in şu hadisi şerifini delil getirmiştir.
Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“La ilahe ill'Allah’ı diliyle ikrar edip, bu sözün gereğince hareket ettikleri vakit, onlar benden mallarını ve canlarını korumuş olurlar . İnsanların(gizli işlerinden dolayı olan) hesapları da Allah’a aittir.”
(Muslim, İman, 8)
Ebu Bekir Sıddik (radiyAllahu anhu) : “Zekat malın hakkıdır” demiştir.
Ebu Bekir (radiyAllahu anhu)’nun anladığı; bu mana İbni Ömer, Enes ve diğer bir çok sahabe tarafından Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve sellem)den aşağıdaki gibi rivayet edilmiştir:
“La ilahe ill'Allah Muhammedu'r Rasulullah deyip namazı gereği gibi kılıp, zekatı verinceye kadar insanlarla muharebe etmekle emrolundum.”
(Buhari, İman: 16, Muslim; İman: 8)
Bu hadisin içerdiği manaya, şu ayetler de delil oluşturmaktadır;
Allah (c.c.) söyle buyuruyor:
“Eğer tevbe eder , namazı kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın." (Tevbe: 9/5)
"Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse sizin kardeşiniz olurlar.” (Tevbe: 9/11)
Ayrıca La İlahe İllallah sözü, yeni İslam'a giren, kabul eden kişinin, diğer farz-ı ayn amel ve ibadetleri öğrenene kadar kanına dokunulmasının haramlığı hakkındadır. Bu durum Usame bin Zeydin (r.anh), kendisiyle savaşan fakat son anda "La İlahe İllAllah" diyerek teslim olmak isteyen kişiyi öldürmesi üzerine, Rasulullah (s.a.v.)in kendisine yaptığının hata olduğunu (kalbini de yarıp bakaydın ya) açıklamasıyla dile getirmiştir.
Kişi La İlahe İllAllah sözü ile İslam'a girer ve belli amelleri yapmamasına göre had uygulanması bu sebebtendir. İslam/Rasulullah (s.a.v.) yedi yaşında çocuğun namaz kılmaya hazırlanması, 10 yaşına geldiği halde namaz kılmaması üzerine tedib amaçlı hafifçe dövülmesini (Ebu Davud, Salat, 24) buyurmuşken; koca insanları başı boş bırakmamış, tâzir, dayak, hapis ve ölüme kadar varan cezaları "La İlahe İllAllah" sözünü söylemelerine rağmen had cezalarını uygulamıştır. Allah Teala'nın "Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun..." (Tahrim 6) buyruğunun La İlahe İllallah (iman edenler) hakkında olması da unutulmaması gerekir.
Bu dindeki kardeşlik, ancak tevhidle beraber diğer farzların da edasıyla gerçekleşir. Şirkten tevbe ise, ancak tevhidle mümkün olabilmektedir.
“Ebu Bekir Sıddik (r.anh) bu hadisten çıkardığı manayı sahabeye açıklayınca, onu doğrulayarak bu görüşünü kabul ettiler. Sadece La ilahe ill'Allah Muhammedu'r Rasulullah diyen kimseden, dünya cezasının kaldırılmayacağın, (muaf tutulmayacağını), aksine İslam’ın şartlarından birini ihlal ettiğinden dolayı muhakkak cezalandırılacağını, bundan dolayı ahirette de ceza göreceğini bildirmişlerdir.
Alimlerden bir grup söyle demiştir:
Bu hadislerde geçen “La ilahe ill'Allah’ı söyleyip ona şehadet etmek, Cehennemden kurtulmayı ve Cennete girmeyi gerektirir. Bu gereklilik ise, söylenen sözün şartlarının hepsinin bir arada bulunması ve onu ortadan kaldıracak bir durumun olmaması halinde geçerli olur . Tevhid kelimesinin şartlarından biri eksik olduğunda veya onu ortadan kaldıracak bir söz ve amel bulunduğunda bu kelime, söyleyenin Cehennemden kurtulmasını ve Cennete girmesini sağlayamaz. Bu, Hasan ve Vehb ibn-i Munebbihe'nin açık görüşüdür.
Hasan (radiyAllahu anhu)’ya denildi ki:
“İnsanlar La ilahe ill'Allah diyen kimsenin Cennete gireceğini söylüyorlar. Ne dersin?”
Hasan (radiyAllahu anhu): Vehb bin Munebbih’e “ La ilahe ill'Allah Cennetin anahtarı değil midir? diye soran kimseye o şöyle cevab verir: “Evet. Fakat, her anahtarın dişleri vardır. Eğer dişli anahtar getirirsen kapı sana açılır. Anahtarın dişleri yoksa açılmaz.”
(Buhari, Cenaiz: 1)