Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Duyuru Lgbt- Insanların Dna'sını Bozuyorlar

عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Selamün aleyküm. Kardeşler önemli bir konu yazının tamamı okumanız iyi olur. Sizin veya herhangi bir yakınınızın hayatını değiştirebilirsiniz

Geçtiğimiz günler de bir “Lgbt” sayfası gençlere;
“Eş cinsel olduğunuzu ilk nasıl farkettiniz?” diye sordu.
Ve altına binlerce yorum geldi. Ben bunların bir kaç tanesini ancak okuyabildim, dehşetle sayfayı kapattım.
Henüz lise ve üniversite çağında olan binlerce genç hem cinslerine ilgi duyduğunu, hatta ilişki yaşadıklarını itiraf etmekle kalmamış birde “bunun normal bir durum” olduğunu savunmuşlardı.
Ve şuan bir çok hastaneye cinsiyet değiştirme başvuruları yapılıyor, kaymakamlıklar isim ve nüfus cüzdanı değiştirme talepleriyle dolup taşıyor.
Bunlar sadece görünen kısmı..
Birde aile ve toplum baskısından çekinip bu halini gizleyen binlerce genç mevcut.

Bunlardan biri belki sizin evladınız, kardeşiniz, akrabanız..
Bilemiyoruz lakin durum sandığımızdan daha vahim.
Neden kaçmıyor uykularımız?
Elbette normal bir zihnin yada bedenin ürünü değil bu çocuklar.
Peki ama ne oluyor?
Kim fısıldıyor bunları ismi “Ümmeti Muhammed” olan gençlerimizin kulaklarına?

Hiç duydunuz mu bilmem.. Ama merhume Aidin Salih hocamız çok bahsederdi.
“REKOMBİNANT DNA”
Size en yalın haliyle anlatmaya çalışacağım;
Bizim bedenimiz de bulunan dna’nın bir kopyasını çıkarıyorlar fakat içine istedikleri mutant hücreleri koyup izole ettikten sonra bu genin milyonlarca klonunu üretiyorlar.
Rekombinant dna bugün öncelikle aşılarda ve çeşitli ilaçlarda bulunuyor. İnsanın 2 sarmalı olan dna yapısını 12 ye kadar çıkarıyorlar ve tamamen genleri bozulan mutant bir insan haline getiriyorlar.
Ve en korkunç olan, dna sarmalı 12’ye ulaşmış bir insanın bir daha düzelip eskiye dönmesi im-kan-sız.!

Rekombinant dna ilk olarak “insülin” ilaçların da kullanılmaya başlandı. Bu sebeple insüline başlayan insanlar bir daha bırakamıyor ve ne hikmettir ki bugün 5-6 yaşında ki çocuklara dahi şeker hastalığı teşhisi konuluyor.
Hamilelikte kullanılan folik asitler rekombinant dna yöntemiyle üretiliyor.
Aşıların içeriğinde aynı şekilde bu bela fazlasıyla mevcut.
Doğduğu andan itibaren dna sarmalına müdahale edilen bu çocukların büyüdüklerinde istenilen gibi “eş cinsel” olmaları aslında bizi çokta şaşırtmamalı..

Sadece bunlar ile de sınırlı değil durum.
Dna sarmalımızı bozan diğer faktörler:
-Lazer epilasyon, lazer ameliyatları
-Elektromanyetik dalgalar
-Yapay ve kimyasal yiyecekler (Paket gıdalar)
-Rekombinant dna ilaçları, aşıları
-Çok müzik dinlemek
-KOKULAR!

Yani bize kısaca diyorlar ki;
-Madem siz bizim istediğimiz insan formuna doğal yollarla gelmiyorsunuz, tek tip insan modelini kabul etmiyorsunuz, madem Müslümansınız eş cinsellik size göre değil ve sizin “aile kavramı/mahreminiz” var o zaman dna ve gen yapınızı; ilaç, gıda, spreyleme ile bozalımda bu şekilde itaat edin bize!

Oysa Vallahi ve Billahi Rabbimiz bizi bu konuda açık açık uyarıyor!
Nisa suresi 118-119. Ayetlerin tefsirini hiç merak edip okudunuz mu?
Bakın ne söylemiş müfessirler:
-Dna ile oynayıp sarmalı bozarak farklı yaratıklar elde etmeye çalışacaklar
-Mahluku Halik yerine koyacaklar
-Allah’ın yaratışının değiştirilmeyeceğini ve kendilerine lanet olunduğunu bilmeyecekler!
-Hayvanların kulaklarını yaracaklar..
Bakın bu ayet çok önemli bir bilgi veriyor bizlere.

Şeytan; “…Kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” demiştir.

Ayeti Celile’de “Hayvanların kulaklarının yarılması ile yarattıkların değiştirilmesinin” peşpeşe zikredilmesinde büyük hikmetler vardır..

Japonya Kagoşima enstitüsünde tarihteki ilk kopyalama hücreleri kulak yarılarak alınmıştır.
Hayvanların kulakları yarılıp, içerisinden kök hücreleri alınarak kopyaları üretilmiş ve daha sonra bu durum geliştirilerek Avustralya’da donmuş embriyodan bir kız çocuğu dünyaya getirilmiştir.
Amerika’da ise aynı yöntemle yapay bir kadın rahmi üretilmiştir.
Ki geçtiğimiz günlerde Çin’de dünyaya gelen “genetiği değiştirilmiş” ikiz bebekler de bunun bir örneğidir.



İnsanlara bu durumu masum göstermek için “Kök hücre ve klonlama yöntemleriyle sizin kalıtsal hastalıklarınızı tespit edip iyileştirmeye çalışıyoruz” yada ” size daha sağlam bir gen hazırlıyoruz” yalanları söyleselerde işin aslı;
-Mutant
-Allah’a inancı kalmayan
-Tek tür
-Üreyemeyen
-Eşcinsel
-Düşünme yetilerini yitirmiş, robotlaşmış
-Uzaktan kontrol edilebilen insanlar üretmek.

Bugün avmlerde, ayrı atıklarda toplanan kadın pedlerindeki adet kanlarından dahi kök hücreler alınıyor.
Farkında değil misiniz her hastaneye gidenden illa bir “biyopsi” isteniyor. Bunun için bedeninizden kesilen o parçaların çöpe atıldığını mı sanıyorsunuz?
Hiç soran oldu mu; benim biyopsi için verdiğim doku örneğim nerede diye?
-Aa hayır atmadık, öğrenciler üzerinde yeni hücre üretmeye çalışıyorlar derler..
Eğer dürüstler ise..(!)

Ben size paket gıdalardan uzak durun, kimyasal ürünler kullanmayın, ilaç içmeyin, aşı yaptırmayın dediğimde sizden ne çıkarım var Allah aşkına?

Bir çok ilacın prospektüsünde yan etki olarak ” kişilik değişimi” yazıyor.
Oturup kafa yoran oldu mu, yahu nedir bu kişilik değişimi?
Yani üstü kapalı şekilde diyor ki; bunu içersen eş cinsel olabilirsin, zina yapabilirsin, ensest ilişkilere meyledebilirsin kişiliğin değişir! Özellikle parkinson ilaçlarında bu daha nettir!

Bakın güya her önlemi aldı anneler ama dönün bakın şu gençliğin haline!
Hangisi kız, hangisi erkek ayırt edilebiliyor musununuz?
Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’unda mübarek ramazan ayında binlerce kişiyle eş cinsel yürüyüşü yaptılar.
Peki kimdi bu gençler? Gökten zembille inmediler ya.
Onlar bizim gençlerimizdi.
Her birinin annesi babası anadoludan kopmuş gelmiş insanlardı oysa ki..

Düşmanın planı ve projesi bizim idrakımızın çok ötesinde ve bunları teker teker uyguluyorlar evlatlarımızın üzerinde.

Şimdi gönül rahatlığı ile paket gıdalara devam edin, aşılarını yaptırın, her verilen ilacı bitene kadar kullanın..
10 sene sonra yavrunuz da nelerin ortaya çıkabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?
Rabbimiz bize “Onları dost edinmeyin!” Diye emredip uyarırken biz bırakın dost edinmeyi herşeyimizi teslim ettik..
Çünkü bir defa bile Allah’ı ve Rasul’unu anlamaya çalışmadık..

O Allah’ki yarattığı herşeyi güzel yaratmıştı, kendi ellerimizle ifsad ettik!



/Yağmur Mirzayeva-17.12.2018/
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Aleykumselam kardeşim

Aşı ve ilaçları bilmiyorumda yanlız geçmiş milletler de var oldukları kesin

Lut kavmi gibi onlar da ilaçla veya genea bozukluğumu olduğu belli değil

Topların isyan ettikleri bir konu da ben kadın olarak neden doğmadım deyip isyan etmeleri
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bende eL_Muhacir akhıye katılıyorum.

Burada cok cıddı bır ıddaa var.

Normalde genetıgı ınsanın bozuldugu vakıt meyva gıbı cesıtlı renkde dogmaz normal olarak ölür.

Asılarda ınsanlara hastalık enjekte edıldıgı dogrudur.Lakın yıne bu ınsanlarda hastalık sebebı ıle uzuvlarda zarar gorme veya felc olarak gerı donmektedır.

Bu sapkınlık bır hastalık olarak bulastırılıyor dersen bu bıraz tuhaf dır kardesım.

Eskıden bu zamana gelen bu tarz sapkınlıklar INSANLARIN KENDI ELLERIYLE YAPMIS OLDUKLARI TERCIHLERIDIR.

Bunun bırıncı temelı CAHILLIK, DEVAMI DA İLİMSİZLİK NE ICIN YARATILDIGINI ANLAYAMAMA VE NEFSINın kolesı olmadır.

ORadakı ınsanlara baktıgında nefsının kolesı olmus ve seytanlasmıs kımselerden baska bırsey gorebılıyormusun ?

Kı ALLAH zulcelal Boyle olan ınsanlarıda kendılerını degıstırmedıkce helak etmıstır.

ALLAH zulcelal bızlerı ehlımızı ve tum muslumanları bu ve bunun gıbı sapkınlıklardan muhafaza eylesın.
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Bende eL_Muhacir akhıye katılıyorum.

Burada cok cıddı bır ıddaa var.

Normalde genetıgı ınsanın bozuldugu vakıt meyva gıbı cesıtlı renkde dogmaz normal olarak ölür.

Asılarda ınsanlara hastalık enjekte edıldıgı dogrudur.Lakın yıne bu ınsanlarda hastalık sebebı ıle uzuvlarda zarar gorme veya felc olarak gerı donmektedır.

Bu sapkınlık bır hastalık olarak bulastırılıyor dersen bu bıraz tuhaf dır kardesım.

Eskıden bu zamana gelen bu tarz sapkınlıklar INSANLARIN KENDI ELLERIYLE YAPMIS OLDUKLARI TERCIHLERIDIR.

Bunun bırıncı temelı CAHILLIK, DEVAMI DA İLİMSİZLİK NE ICIN YARATILDIGINI ANLAYAMAMA VE NEFSINın kolesı olmadır.

ORadakı ınsanlara baktıgında nefsının kolesı olmus ve seytanlasmıs kımselerden baska bırsey gorebılıyormusun ?

Kı ALLAH zulcelal Boyle olan ınsanlarıda kendılerını degıstırmedıkce helak etmıstır.

ALLAH zulcelal bızlerı ehlımızı ve tum muslumanları bu ve bunun gıbı sapkınlıklardan muhafaza eylesın.
Kardeş burda adam öyle hissediyor diyor. Eski kavimler ise öyle hissetmemelerine rağmen şeytanın ve nefislerinin peşinden giderek eğlenmek için yapıyorlardı.
Bir de günümüzde fark ettiyseniz bir çok çeşit köpek türetildi. Bunlar onların yapılarıyla oynanarak yapılıyor . Hüsna denen bir kavram var fıkıhta. Onu incelerseniz daha iyi anlaşılır. Adam doğuştan öyle hissediyor yapısı öyle. Hiç erkek gibi hissediyorum diyen kadın ya da kadın gibi hissediyorum diyen erkek duymadınız mı ya da görmediniz mi ? Çevremizde bile böyle insanlar var
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeş burda adam öyle hissediyor diyor. Eski kavimler ise öyle hissetmemelerine rağmen şeytanın ve nefislerinin peşinden giderek eğlenmek için yapıyorlardı.
Bir de günümüzde fark ettiyseniz bir çok çeşit köpek türetildi. Bunlar onların yapılarıyla oynanarak yapılıyor . Hüsna denen bir kavram var fıkıhta. Onu incelerseniz daha iyi anlaşılır. Adam doğuştan öyle hissediyor yapısı öyle. Hiç erkek gibi hissediyorum diyen kadın ya da kadın gibi hissediyorum diyen erkek duymadınız mı ya da görmediniz mi ? Çevremizde bile böyle insanlar var

Şimdikiler ne icin yapıyor onlarda nefıslerının pesınden gıtmıyorlarmı ?

ALLAH için bu sapkınların vıdeolarına denk geldınmı hıc.

Ayrıca kopek turetme mevzusuna gelınce bak bunu ataıst bırısıde vardı onada acıkladım.Aynı famılyadan olup adı aslan dır kaplandır.Eşektır attır.
Birbirleriyle cıftlestıklerınde famılyası aynı oldugundan dolayı ıkısının ozellıklerını alan bır yavru olusmaktadır.

Aynı sekılde zencı ınsanlar beyaz ınsandan olan cocugunda ya sıyah yada beyaz olma ıhtımalı gıbı..

Ama sen cıkıpta erkek olan bırıne bayanmıs gıbı hareket etmesı bulastırılmıs bır hastalık dersen..
O zaman lut kavmınede bulustırmıslar bunu kı. O hale gelmısler.

İnsanlara duzgun bır aile egıtımı inanc egıtımı verılmelıdır.Sonuc kadın kadındır erkek erkek buna gore yetıstırılmelıdır.

Hanı soyle bır durum olabılır ıstısna kadın gıbı gorunup erkek organı olan buna hastalık dıyebılırsın.
ORada dıkkat edecegın su dur kı

Hangı ozellık ondaysa ona gore hareket etmesı.VE bulunmus oldugu durumdan en ıyı sekılde nasıl ALLAH a bır kul olabılırım dusuncesıdır.

LAkın sapasaglam ınsanların o sekılde hareket etmelerı sapkınlıktan ote bırsey degıldır.

Gunumuzde goruyorsun gencler bulug cagına gırenler islamdan once sapıklıkla tanıstıkları ıcın bu sekılde sacma sapan ıslere kalkısabılıyorlar.
Hemcınslerıyle ahlaksızca hareket edebılıyorlar.

Bununda sebebı yasadıkları ortamdır.
İnsanları bazı seylerden mahrum bırakınca bunlar olması zaten kacınılmazdır.

KAfirler ıt gıbı calısıyorlar musluman toplumları parcalamak ıcın bızımkıler ıse oylece bakısıp duruyorlar. SEs cıkarmıyorlar.

Biz azap ınerse onlar yuzunden bundan sesı cıkmayanlarda payını alacaklardır elbette.
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hatta su hayvanlara sulanan ınsanlar var bunlar ya bunlar ne olacak.

SApkınlıgın boyutunu gorebılıyormusun.

Bunlardamı ılacla bu hale gelıyorlar.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Kardeş burda adam öyle hissediyor diyor. Eski kavimler ise öyle hissetmemelerine rağmen şeytanın ve nefislerinin peşinden giderek eğlenmek için yapıyorlardı.
Bir de günümüzde fark ettiyseniz bir çok çeşit köpek türetildi. Bunlar onların yapılarıyla oynanarak yapılıyor . Hüsna denen bir kavram var fıkıhta. Onu incelerseniz daha iyi anlaşılır. Adam doğuştan öyle hissediyor yapısı öyle. Hiç erkek gibi hissediyorum diyen kadın ya da kadın gibi hissediyorum diyen erkek duymadınız mı ya da görmediniz mi ? Çevremizde bile böyle insanlar var

Akhi o tarz hissetme dediğimiz olay bir sohbette şöyle denk geldim.

Bir aile düşün kendisinden büyük 2 3 vs ablası olan bir erkek çocuğu bir nevi onları örnek aldığından dolayı kız gibi yetişme söz konusu olabiliyor.veya tam tersini düşünürsen kız için erkek gibi yetisebiliyor

Bu tarz kimseler hakkında hz.omer eve hapsedip dövün buyuruyor taki o hasletleri terkedinceye kadar
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Homoseksüellik - Lût'ilik

"Onlar ki ırzlarını korurlar. Ancak eşlerine ve sahib olduklarına (yani cariyeler ine) başka. Onlar(bundan dolayı) yerilmezl er" (Mearic, 30)

"Biz Lût'a da bir hüküm, bir ilim verdik. Onu çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık. Doğrusu onlar kötü, fasık bir kavimdi." (Enbiya 74)

"Lût'u da (peygamber olarak kavmine gönderdik). O, kavmine şöyle demişti: "Göz göre göre hala o hayasızlığı yapacak mısınız?" - "Siz ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!" (Neml 54 - 55)

Homoseksüelliğin Cezası

Homoseksüelliğin yol açtığı fesad en büyük zararlardan olduğundan dolayı dünya ve ahiretteki cezası da en büyük cezalardan olmuştur.

İlim ehli onun cezasının zinadan fazla mı, az mı, yoksa ikisinin cezasının da aynı mı olduğu hususunda 3 görüşe sahibdirler.

1 - Ebû Bekir, Ali, Halid b. Velîd, Abdullah b. Zubeyr, Abdullah b. Abbas, Câbir b. Zeyd, Abdullah b. Muammer, Zuhrî, Rebîa b. Ebî Abdirrahman, İmam Malik, ishak b. Râheveyh, iki rivayetten en doğrusuna göre -İmam Ahmed, - iki görüşünden birinde İmam Şafiî onun cezasının zinanın cezasından çok olduğu, evli olsun bekâr olsun her halûkârda öldürüleceği görüşündedirler.

2 - Atâ b. Ebî Rebâh, Hasan-ı Basrî, Saîd b. Museyyeb, İbrahim Nehaî, Katâde, Evzâî, Şafiî'nin iki görüşünden birine göre İmam Şafii- ki takibcileri bu görüşünü benimsemişlerdir, kendisinden yapılan ikinci rivayete göre İmam Ahmed, Ebû Yusuf ve Muhammed; onun cezasıyla, zinanın cezasının aynı olduğu görüşündedirler.

3 - Hâkim ve Ebû Hanîfe ise homoseksüelin cezasının zina edenin cezasından hafif olduğunu, cezasının ta'zir cezası olduğu görüşündedirler.

Üçüncü Görüşü savunanlar şu delilleri getirmişlerdir:

1 - Bu Allah ve Rasûlunun muayyen bir had cezası belirlemediği bir günahtır. Dolayısıyla cezası leş, kan ve domuz eti yemek gibi tazîr olur.
2 - Bu, fıtratın istek duymadığı eğilim göstermediği bir organla yapılan ilişkidir. Hatta, Yüce Allah'ın hayvanların dahi fıtratına nefret koyduğu iğrenç bir harekettir. Dolayısıyla dişi merkeple ilişkiye giren kimseye olduğu gibi buna da had cezası verilmez.
3 - Homoseksüel lugaten de, şer'an da, örfen de zinakâr diye isimlendirilmez ve dolayısıyla zinâkârların cezasını bildiren şer'î delillerin kapsamına girmez.
4 - Şeriatın genel kaidesi olarak şu öne çıkar:
Bir günahtan zaten fıtrat nefret ediyorsa, fıtratın engellemesiyle yetinilir ve had cezası verilmez. Eğer fıtrat buna aykırı davranıp o iğrenç şeyi işlerse, kişinin fıtratının ona yaklaşımına uygun bir ceza verilir. O yüzden zina, hırsızlık ve içki içmeye had cezası belirlenmiş, leş, kan ve domuz eti yemeye belli bir ceza konmamıştır. Bunun örneği hayvanla ve ölüyle cinsel ilişkiye girene bir had cezasının bulunmayışıdır. Yüce Allah insanların fıtratına, erkeğin kendisi gibi bir erkekle cinsel ilişkiye fail veya mef'ul olarak girmekten iğrenme duygusunu yerleştirmiştir. Zina ise böyle değildir, onda her iki tarafı da yapmaya iten bir dürtü vardır.

Kısaca insanların hemcinslerin birbirlerinin bedenlerinden haz almalarına had cezası yoktur. Nitekim iki kadının birbiriyle hazlanmasına, sevicilik yapmasına bir had cezası yoktur.
Birinci görüşün sahibleri -ki onlar ümmetin büyük çoğunluğunu teşkil etmekteler; hatta bir çok âlim, sahabilerin o görüşte ittifak ettiklerini söylemişlerdir- şunları delil getirmişlerdir:
Günahlar arasında fesadı ve zararı bundan daha büyük bir günah yoktur. Bu küfürden sonra gelir, hatta neredeyse öldürmeden daha büyük bir cinayettir. İnşeAllah bunu ileride anlatacağız.
Yüce Allah Lût kavminden önce hiç kimseyi bu cur'um ile sınamamış ve onları başka hiçbir kavme vermediği bir cezayla cezalandırmıştır. Onlara pek çok azabı birden vermiştir; helak etmiş, memleketlerini üzerlerine yıkmış, yerin dibine geçirmiş, gökten taş yağdırmış ve başka hiçbir ummete vermediği bir çok ceza vermiştir. Bu o günahın fesad ve zararının büyüklüğündendir. Öyle ki, üzerinde bu curum işlendiğinde yerküre neredeyse sarsılır; melekler onu gördüklerinde azap onların üzerine iner, yeryüzü Rabb'inden yardım ister, imdat diye bağırır; dağlar neredeyse yerlerinden sökülürler.
Homoseksüel ilişkide yapılan kişi (mef'ul) için öldürülmek kendisine o günah yapılmaktan daha iyidir. Çünkü bunu yapan onu tamamiyle öldürmüş demektir. Oysa öldürülseydi mazlum ve şehid olarak ölür, belki de ahirette onun faydasını görürdü.

Bunun delili şudur:
Yüce Allah katilin cezasını ölünün akrabalarının insiyatiflerine bırakmıştır, öldürür veya affederler. Fakat homoseksüel için kesin bir had cezası koymuştur. Nitekim Rasûlullah'ın sahabileri bu hususta icma etmişlerdir. Sahîh, açık ifadeli hadisler -ki bunlarla çelişen başka hadisler bulunmamaktadır- buna delalet etmektedir.
Zira Halid Muhammed Velid'den rivayet edildiğine göre, kendisi bir Arab kabilesinde erkeklerle cinsel ilişkiye giren bir adam gördü. Durumu Ebû Bekir'e yazdı. Ebû Bekir de sahabîlerle istişare etti. En şiddetlileri Ali (r.anh) idi. O şöyle dedi:
"Bunu eski milletlerden sadece biri yaptı ve Allah'ın onlara ne yaptığını siz biliyorsunuz. Bana göre o ateşte yakılmalı!" dedi.
Ebû Bekir (r.anh) de Halid'e bu emri gönderdi ve adam yakıldı."

İbn Abbas (r.anh): "Kasabadaki en büyük binaya bırakılır ve homoseksüel oradan yüzüstü atılır. Sonra taşlanır." demiştir.
İbn Abbas (r.anh) bu cezayı Allah'ın Lût kavmine verdiği cezadan çıkarmıştır.

İbn Abbas (r.anh)'dan rivayetle Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Her kimin Lût kavminin yaptığını görürseniz faili (yapanı) da mef'ulu (yapılanı) da öldürünüz!"
(Ebu Davûd, Hudud, Bab 28, Hadis no: 4462; Tirmizî, Hudûd, Bab 24, Hadis no: 1426; İbn Mâce, Hudûd, Bab 12, Hadis no: 2561)
Bunu sünen kitabları sahibleri (Ebû Davud, Tirmizî, İbn Mâce) rivayet etmişler, İbn Hıbban ve başka muhaddisler sahîh olduğunu bizzat belirtmişlerdir.

Ahmed b. Hanbel bu hadisle delil getirmiştir. Hadisenin senedi Buharî'nin senedleri gibidir.
Bunlar derler ki: Rasûlullah'ın şöyle buyurduğu sabittir:
"Allah Lût kavminin yaptığını yapana lanet eder. Allah Lût kavminin yaptığını yapana lanet eder. Allah Lût kavminin yaptığını yapanlara lanet eder."

Said b. Cubeyr ve Mucahid, İbn Abbas (Radıyallahu anhumâ)'dan;
"Livâta ederken yakalanan bekâr hakkında: "Recmedilir" dediğini rivayet etmişlerdir.
(Ebû Dâvud, Hudud, Bab 28, Hadis no : 4463)

Rasûlullah'dan (Sallallahu aleyhi ve sellem) gelen hiçbir hadiste zina eden için üç kez lanet yoktur. Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bir takım büyük günahları işleyenlere lanet etmiş, ancak lanet, üç kez tekrarlamamıştır. Homoseksüele ise lanetini tekrarlamış, üç defa vurgu yapmıştır. Rasûlullah'ın(Sallallahu aleyhi ve sellem) sahabileri onun öldürüleceğinde ittifak etmişler, bu hususta hiçbiri farklı bir şey söylememiştir. Onların ihtilafları sadece nasıl öldürüleceğindedir. İnsanları da onların bunun öldürülüp öldürülmeyeceği hususunda ihtilaf ettiklerini sanmışlar, bunu onlar arasında ihtilaflı konu olarak sunmuşlardır. Oysa bu icma edilen bir husustur, ihtilaf yoktur.

Bunlar derler ki: Her kim:
"Zinaya yaklaşmayın, Çünkü o açık bir kötülüktür çok kötü bir yoldur" (İsra, 32)
"Böyle bir fuhşu mu yapıyorsunuz? Onu sizden önce dünyalarda hiç kimse yapmadı." (A'râf, 80) âyetlerini düşünürse zina ile homoseksüellik arasındaki farkı görür.

Yüce Allah ikisinden fuhuş, fuhşiyat diye bahsetmiş ancak zinada nekire (fahişeten), homoseksüellikte ise marife kipiyle (el-fahişe) zikretmiştir.

Birincisinin anlamı: "O fuhuşlardan bir fuhuştur."
İkincisinin anlamı ise: "her türlü fuhuşu içeren fuhuştur (yani fuhuşun ta kendisi, tam adresidir.)"

Misalen: "Zeydun er-racul Zeyd tam erkektir, yani tüm erkeklik vasıfları onda vardır" ve "nime'r-Raculü zeyd: Zeyd ne iyi tam erkektir" dersin, ikinci ayetin anlamı şöyledir:
"Çirkinliği herkes tarafından bilinen o şeyi mi yapıyorsunuz?"
Bu, fuhuşluğunun açıklığı ve fuhuşlukta dorukta olduğundan dolayı, fuhuş denilir denilmez o anlaşılır, akla başka bir şey gelmez.
Yüce Allah daha sonra, homoseksüelliği onlardan önce hiç bir milletin yapmadığını söyleyerek onun çirkinliğine vurgu yapmış, şöyle buyurmuştur:

"Onu sizden önce dünyalarda hiç kimse yapmadı." Sonra kalplerin tiksindiği, kulakların iğrendiği, fıtratların son derece nefret ettiği şeyi, erkeğin kendisi gibi bir erkeğe yaklaşıp onunla bir kadın gibi cinsel ilişkiye girmesini zikrederek vurguyu daha da artırdı: "Siz erkeklere şehvetle yaklaşıyorsunuz..." (A'raf, 81).

Sonra onların aslında buna ihtiyaçlarının olmadığını, onları buna itenin salt şehvet olup erkeğin kadına meyletmesine sebep olan temel meyil olmadığını belirtmiştir. Erkek kadınıyla şehvetini teskin eder, haz ve zevkini alır, aralarında kadına anababasını unutturacak muhabbet ve şefkat doğurur, yaratıkların en değerlisi olan insan türünün soyunun devam etmesine sebeb olur, kadını korur, şehvetini tatmin etmesini sağlar, "hısımlık" ilişkisini doğurur, erkeklerin kadınları himaye edip geçimlerini temin etmelerini sağlar, aralarından peygamberler, veliler ve mu'minler gibi Allah'ın en çok sevdiği kimselerin çıkmasına sebep olur, peygamberimizin diğer peygamberlere karşı ummetinin çokluğuyla övünmesini sağlar. İşte evlenmenin bunun dışında pek çok faydası, buna karşın bütün bunları yokeden homoseksüelliğin sayılamayacak kadar ve ayrıntısını ancak Allah'ın bildiği pek çok zarar vardır.

Yüce Allah daha sonra homoseksüellerin Yüce Allah'ın erkeklerde yarattığı fıtrata tamamen aykırı davrandıklarını bildirmiştir. Onlar, Allah'ın erkeklere yerleştirdiği temel meyli alt üst etmişler, fıtratın ve doğanın aksine hareket ederek kadınlar yerine erkeklere yaklaşmışlardır. O yüzden yüce Allah diyarlarını üzerlerin geçirmiş, altını üstüne getirmiştir. Onları da alt üst etmiş, başları üzeri azaba sokmuştur.
Yüce Allah daha sonra onun çirkinliğini, onları haddi aşmak anlamına gelen israfçılıkla niteleyerek vurgulamış, şöyle buyurmuştur:
"Hayır siz musrif bir toplumsunuz." (A'râf, 81)

Bir düşün; acaba bunun gibisi veya buna yakın bir şey zina hakkında söylenmiş midir?

Yüce Allah onlardan şöyle bahsetmiştir:
"Biz onu (Lut Peygamberi) çirkin işler yapan bir kentten kurtardık." (Enbiya, 74)

Yüce Allah onları son derece çirkin olan şu iki vasıfla vasıflandırmıştır:
"Gerçekten onlar yoldan çıkan kötü bir kavim idiler." (Enbiya, 74)

Onları peygamberinin diliyle bozguncular olarak isimlendirmiştir:
"Rabb'im, şu bozguncu kavme karşı bana yardım et" (Ankebut, 30)

Onları meleklerin diliyle zalimler olarak isimlendirmiştir.
"(Melekler İbrahim'e şöyle dediler) Biz şu (Sodom) kenti(ni)n halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim oldular" (Ankebût, 31)

Bir düşün; böylesi cezalarla başka kimler cezalandırılmışlar, böylesi vergilerle başka kimler yenilmişlerdir?
Allah'ın dostu İbrahim kendisine melekler Lût kavminin helak edileceğini haber verdiklerinde onlarla tartışmış, bunun üzerine O'na şöyle denmişti:
"Ey İbrahim, bundan vazgeç (boşuna uğraşma). Zira Rabb'inin emri gelmiştir. Mutlaka onlara, geri çevrilmez azab gelecektir." (Hûd, 76)

Homoseksüellerin şu iğrençliklerini ve Allah'a karşı aşırı azgınlıklarını bir düşün. Lût'un kapısını son derece yakışıklı insan görünümündeki (melek)lerin çaldığını gördüklerinde koşarak ona geldiler. Lût onları görünce:
"Ey kavmim, işte kızlarım, onlar sizin için daha temiz! Allah'tan korkun, misafirlerim içinde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu sizin?" (Hûd, 78) dedi.

Ona cevab verdiler, ancak inatçı ve zorba bir cevab:
"Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını bilirsin. Ve sen bizim ne istediğimizi de pekâlâ bilirsin!" (Hûd, 79)

Bunun üzerine Allah'ın peygamberi kederli bir yürekle derin bir nefes çekti ve şöyle dedi:
"Keşke sizi savacak gücüm olsaydı, yahut da çok sarp bir kaleye sığınabilseydim." (Hûd, 80)

Bunun üzerine Allah'ın elçileri melekler onu rahatlattılar, gerçeği söylediler ve kendilerine dokunmayacaklarını söylediler. Onlardan korkmamasını, üzülmeyi bırakmasını söylediler ve :
"Ey Lût! biz Rabb'inin elçileriyiz. Onlar kesinlikle sana ulaşamayacaklar" dediler. Onu, kavminin başına gelecek bir belâyla müjdelediler ve şöyle dediler: "Gecenin bir kısmında aileni yürüt; içinizden karından başka hiç kimse geri kalmasın. Çünkü ötekilerine erişen (azab) ona da erişecektir. Onlara vaadedilen zaman sabah(vakti)dir. Sabah yakın değil mi?" (Hûd, 81)

Öyle olmalı ki Allah'ın peygamberi onların helak vaktini geç bulmuş ve "Bundan da erken olmasını arzuluyorum" demiş, melekler de ona "Sabah yakın değil mi?" diye cevap vermişlerdir. Vallahi Allah düşmanlarının helak edilmesi ile peygamberinin ve dostlarının kurtuluşu arasındaki süre sadece sahur vakti ile şafağın doğuş vakti arasındaki süreydi. Birden kasabaları kökünden sökülüp gökyüzüne yükseltildi. Öyle ki melekler köpeklerinin havlamasını, merkeplerinin anırmasını işittiler. Rabb geri çevrilmesi imkansız emriyle kulu ve elçisi Cebrail'e "onu alt üst et, üzerlerine geçir" diye emretti.

Nitekim Yüce Allah Kur'an'ında şöyle buyurur:
"(Azab) emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik, üzerine de taş yağdırdı ki (bu taşlar)çamurdan taşlaşmış, (onlara azab için) hazırlanmış, istif edilmiş." (Hûd, 82)

Yüce Allah onları âlemlere ibret, muttakîlere nasihat, hareketlerinde onlara ortak olan mücrimler için örnek bir ceza ve yaşanmış bir misal kılmış, diyarlarını da yolcuların yolu üzerinde kılmıştır.
"Şubhesiz bunda anlayanlara(nice) ibretler vardır. Ve o yol üzerinde durmaktadır. Elbette bunda inananlar için bir işaret vardır." (Hicr, 75-77).

Yüce Allah onları gaflet hallerinde uykudayken yakalayıverdi. Azabı onlara sarhoşlukları içinde bocalarlarken geldi ve kazanmakta oldukları şey onlara hiçbir fayda sağlamadı. O zevk, azaba dönüştü.
Zevkler yok olup ardından hüzünler geldi ve hevâ-hevesler son buldu ve ardlarında mutsuzluk bıraktılar. Az bir süre zevklendiler, ama uzun süre azap ve işkence gördüler. Hazmi zor şeylerde otlandılar ve bunlar onlara elem verici bir azab bıraktı. Bu şehvetlerin sarhoşluğu akıllarını başlarından aldı ve ancak "azap olunanlar diyarı" nda kendilerine geldiler.

Bu gaflet onları yatırıp uyuttu ve ondan ancak "helak olmuşlar yurdunda" uyandılar. Vallahi pişmanlığın fayda vermediği vakitte son derece pişman oldular.
Yaptıkları için ağladılar ve gözlerinden gözyaşları yerine kanlar döküldü. Ateş bu taifenin en üstündeki ve en altındakilerinin yüzlerindeki ve bedenlerindeki deliklerden çıkarken, cennet tabakaları arasında lezzetli içecekler yerine cehennemin sıcak suyundan içerlerken onları bir görsen!

"Bir zamanlar kazandığınızı tadın"
Girin ona ister dayanın, ister dayanmayın. Sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız." (Tûr, 16)

Yüce Allah Lût kavmi gibi yapanlara bu azabın yakın olduğunu belirtmiş ve onları bu tehdid edilen şeyin vuku bulmasıyla korkutmuştur:
"Bu zalimlerden uzak değildir." (Hûd, 83)

Ey erkeklerle zina eden lûtiler! Müjdeler size. İnsanların toplanacağı günde size büyük ödül var. Yeyin, için, zina edin, lûtilik yapın, sevinin. Zira sizin için inilti var kızıl cennetlerde. Kardeşleriniz size orasını önceden hazırladılar. Dediler:
Çabuk gelin, size müjdeler var. İşte biz selefiniz sizleri beklemekteyiz. Cebbar bizi büyük ateşinde toplayacak. Sanmayın ilişkiye girdiğiniz erkekler, kaybolacaklar gözünüzden. Bilakis, hepsini göreceksiniz açıkça.
Her biriniz dostuna lanet okuyacak. Derdiyle ikinci kez mutsuz olacak. Her biri ortağıyla birlikte azab görecek.

Günah ve zevkte birlikte oldukları gibi Homoseksüelliğin cezasının zinadan küçük olduğunu söyleyenlerin delillerine cevablara gelince;
"Bu, Yüce Allah'ın hakkında belli bir had cezası belirlemediği bir masiyettir", sözlerine birkaç yönden cevab verilir.
Evvelâ; Yüce Allah'tan bize dini tebliğ eden, ulaştıran Peygamberimiz bunu yapanın kesin olarak öldürüleceğini söylemiştir. Rasûlullah bir hüküm söylemişse onu ancak Allah'tan aldığı vahiy ile kaybetmiştir. Şayet bunun cezasının şeriatta (Kur'an, sünnet vs. kaynaklarda) belli olmadığını söylüyorsanız, bu geçersizdir. Kur'an'dan geçmiyor diyorsanız bu da geçersizdir, çünkü bunun hükmü sünnette sabit olmuştur.

İki: Bu sözünüz, recm (zina eden evli kimsenin taşlanarak öldürülmesi meselesini) kabul etmemenizi gerektirir. Çünkü o da sünnetle sabit olmuştur.
Şayet; Bilakis recm lafzı neshedilirken hükmü kalmış ve âyetle sabit olmuştur, derseniz deriz ki: Öyleyse en azından içki içenin azasını kabul etmemenizi gerektirir. (Çünkü bu da hiç şubhe götürmez biçimde Kur'an'la değil sünnetle sabit olmuştur.)

Üç: Belli bir delili yok saymak mutlak delili de o delilin delâlet ettiği ortamı da yok saymayı gerektirmez. Kaldı ki- daha önce geçtiği gibi- yok saydığınız delil geçersiz değildir.
Sizin "Bu, fıtratın eğilim göstermediği, bilakis yüce Allah'ın insana buna karşı bir nefret koyduğu bir cinsel ilişkidir.
Bu leş ve hayvanla cinsel ilişkiye benzer." sözünüze gelince;
Bunun cevabı da şu birkaç yöndendir:

Bir: Bu, kıyas -daha önce geçtiği gibi- Rasûlullah'ın sünneti ve sahabilerin icmasına ters düştüğünde reddolunur, itibara alınmaz.

İki: Her türlü fitmeden daha büyük olan yakışıklı tüysüz oğlanla ilişkiye girmek olan lûtiliği dişi merkeple veya ölmüş bir kadınla cinsel ilişkiye kıyas etmek son derece geçersiz kıyasdır.
Bu, hiç kimse nezdinde bir dişi eşek veya inek ya da ölüyle cinsel ilişki gibi değildir. Zira nice erkekler hemcinslerine aşık olmuş ve bu aşkları, akıllarını başlarından almış, kalplerini esir etmiş veya düşüncelerini ve nefislerini istila etmiştir. Bundan daha bozuk bir kıyas olur mu?

Üç: Bu iddianın kişinin annesi, kızı ve kızkardeşiyle zina etmesi meselesiyle bozulur. Çünkü bu da fıtratın nefret ettiği bir şeydir, ama bazı âlimlere göre cezası en büyük cezalardandır. Zira bu görüşe göre kişi evli olsun, bekar olsun, böyle bir ensest ilişkiye girdiğinde öldürülür. Bu, Ahmed b. Hanbel'den yapılan iki rivayetten biridir. İshak b. Râheveyh ve bir grup hadis âlimi de bu görüştedir.

Nitekim Ebû Davud ve Tirmizî Berrâ b. Azib'den şöyle rivayet etmişlerdir.
"Amcamla karşılaştım, elinde bir kılıç vardı. "Nereye, gidiyorsun?" dedim.
"Rasûlullah beni babasının ardından hanımıyla evlenen bir adamı öldürmem ve malını alması için gönderdi dedi."
Tirmizî: Bu sahih ve hadistir, demiştir.
Cuzcânî: Berrâ'nın amcasının ismi Haris b. Amr'dır, demiştir.

Ebû Dâvud ve İbn Mâce'nin "Sunenlerinde ibn Abbas'tan şöyle rivayet etmişlerdir.
Rasûlullah: "Her kim mahremiyle cinsel ilişkiye girerse onu öldürün" buyurdu.

Haccac'a, kızkardeşine tecavüz etmiş birisi getirildi. O "Onu hapsedin ve burada bulunan Sahabîlere sorun!" dedi.
Abdullah b. Mutraf'a sordular.
Dedi ki: Rasûlullah'ı şöyle buyururken işittim: "Her kim mu'minlerin mahremini çiğnerse siz de onu kılıçla çiğneyin."

Bu hadiste onun ortadan ikiye bölünerek öldürüleceğine delil vardır. Bu, meselede mustakil bir delildir.
Buradan yola çıkarak şöyle kıyas yapabiliriz:
Hiçbir şekilde cinsel ilişkiye girilmesi caiz olmayan (erkekle erkek ilişkisi gibi) ilişkiye girenin cezası öldürülmektir.
Delili annesi veya kızıyla ilişkiye girenin (hadislerde geçtiği gibi) öldürülmesidir.
Diğer mahremlerle ilişkiye girme ve ilişkiye girilmesi hiçbir şekilde helâl olmayan kimseler veya şeylerle ilişkiye girme hakkında da böyle söylenir. Böylece lûtiliğin cezası öldürülmek olur. En doğrusu her iki meseleye de hadisle delil getirmektir. Kıyas ise her ikisinin doğruluğunu destekleyici bir delildir. Çünkü müslümanlar mahremiyle cinsel ilişkiye girene had cezalan uygulanacağında ittifak etmişlerdir. İhtilafları sadece cezanın keyfiyeti hususundadır.

Bunda iki görüş vardır.

Şafiî, Malik ve -iki rivayetten birine göre- Ahmed b. Hanbel onun cezasının zina cezası gibi olduğunu söylemişlerdir.

Ahmed iki rivayetten diğerine göre, İshak ve bir grup hadisci cezasının her halukârda öldürülmek olduğu görüşündedirler.
Yine âlimler haram olduğunu bile bile yakınıyla evlenip cinsel ilişkiye girene had cezası uygulanacağında ittifak etmişlerdir. Ancak Ebû Hanife bunu "had cezasını düşürmeye sebep olan şüpheler" den bir şubhe olarak saymış ve ona "had cezası uygulanmaz" demiştir.

Ancak muhalifleri şöyle diyorlar:
Adamın bu cinayeti nikâh adı altında yapması cinayetinin çirkinliğini artırmıştır. Çünkü o iki yasağı, nikâh akdi yapma yasağı ile cinsel ilişkiye girme yasağını birden işlemiştir. Zira harama ikinci bir haramın eklenmesiyle ceza nasıl hafifler?

Özetleyecek olursak ;

Said b. Cubeyr ve Mucahid, İbn Abbas (Radıyallahu anhumâ)'dan;
"Livâta ederken yakalanan bekâr hakkında: "Recmedilir" dediğini rivayet etmişlerdir.
(Ebû Dâvud, Hudud, Bab 28, Hadis no : 4463)

İbn Abbas (r.anh) hemcinsi olan bir insana arkadan varan bekârın recmedileceğini söylemiştir. Bu harekette, kendisine arkadan yaklaşılan pasif tarafın erkek veya kadın olması arasında fark yoktur.
İslâm ulemâsı ister erkek olsun ister kadın, ister kendi karısı olsun ister yabancı bir insana arkasından yaklaşmanın haram olduğunda muttefiktirler. Ancak, bu işi yapanlara uygulanacak dünyalık ceza konusunda, değişik delillere istinad ederek farklı görüşlere sahip olmuşlardır.

Hayvana Tecavüz :

İbn Abbas (radıyallâhû anhûmâ)'dan rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Bir kimse, bir hayvana cinsel temasda bulunursa, hem o adamı hem de hayvanı öldürünüz"
(Râvî) İklime der ki: İbn Abbas'a: "Hayvanın suçu ne?" dedim. "Zannediyorum, Rasûlullah bunu ancak kendisine böyle bir şey yapılmışken o hayvanın etinin yenilmesini kerih gördüğü için söylemiştir." dedi.
(Ebu Davud, Hadler, Bab 29, Hadis no : 4464; Tirmizi , Hudud, Bab 23, hadis no : 1455)

İbn Abbas (r.ânh) şöyle demiştir:
"Hayvana ilişkide bulunana had yoktur."
(Tirmizi, Hudud, bab 23)
Ebu Davud der ki: Ata da böyle dedi. Hakem: "Onun değnekle dövülmesini ama bunun had miktarına varmamasını uygun bulurum" dedi. Hasen ise "O zina menzilesindedir" demiştir

Hayvanla Cinsel Temasın Hükmü
Ulemanın çoğunluğu hayvanla temas kuran kişinin öldürüleceği görüşüne katılmamaktadır. Bu konudaki farklı görüşlere girmeden önce şunu belirtelim ki alimlerin çoğunluğunun bu işi yapanın öldürüleceği görüşünde olmayışı, o işi meşru görmeleri anlamına gelmez. Hayvana cinsi temasta bulunmak haramdır, çirkindir, bu işi yapan kişi Rasûlullah'ın dili ile lanetlenmiştir.
Beyhaki'nin rivayet ettiği bir hadiste Rasûlullah (s.a.v.) "Bir hayvana cinsel ilişki kuran kişi mel'undur. Hem onu hem de şöyle şöyle yapılan hayvan bu, denilmemesi için o hayvanı öldürünüz" buyurmuştur.

Büyük alim Hattabi, hayvanla cinsi ilişki kuranın ve o hayvanın öldürüleceğini bildiren hadis hakkında:
"Bu hadis, Rasûlullah'ın hayvanları yemek maksadı dışında öldürmekten nehyeden hadise ters düşüyor" dedikten sonra hayvana ilişkide bulunan kişiye verilecek dünyalık ceza konusundaki görüşleri şöyle özetler:
1- Bir kimse, Rasûlullah'ın yasakladığını bildiği halde bir hayvanla temas kurarsa öldürülür. Şayet devlet başkanı ölüm cezasını kaldırırsa, zinaya kıyasla yüz değnek vurulur.
Bu görüş İshak b. Rahaveyh'indir.
2 - Eğer adam muhsansa (recm) öldürülür. Bekarsa yüz değnek vurulur.
Bu görüş de Hasen-i Basri'den nakledilmiştir. İmam Şafii'den gelen bir görüş de böyledir.
3- Zuhri'ye göre, temasta bulunan ister muhsan olsun ister olmasın yüz değnek vurulur.

4- Bu fiili işleyen kişi ta'zir edilir. Yani hakim uygun göreceği bir ceza verir. Ulemanın cumhuru bu görüştedir. Ata, Nehai, İmam Malik, Sufyan-ı Sevri, Ahmed b. Hanbel, İmam-ı Azam Ebu Hanife ve talebeleri, İmam Şafii'nin bir görüşü bu şekildedir.

Hayvanın öldürülmesini gerekli görenlere bundaki hikmet yukarıya Beyhaki'den naklettiğimiz rivayette de görüldüğü gibi, temas edilen hayvanın insanlar tarafından gösterilme endişesidir.
Merginanî: "Hayvanın kesilip yakılması şeklindeki rivayet onun hakkında konuşmayı kesmek içindir. Bu vacib değildir" der.
Sindî, Suyûtî'den naklen hayvanın öldürülmesindeki hikmetin hayvanın yarısı insan yarısı hayvan şeklinde bir yavru dünyaya getirmesi endişesi olduğunu söyler. Ama bu gün için bu görüş isabetli kabul edilemez. Çünkü ayrı ayrı cinslerden olan canlıların birleşmesi sonucu, üremenin sağlanamayacağı ilmen sabittir. Nitekim özellikle köy ve kasabalarda cahil gençler arasında hayvanla ilişki kuranlar bulunduğu halde hiç bir hayvanın yarısı insan yarısı hayvan olan bir hilkat garibesi dünyaya getirdiği duyulmamıştır.
"Ölüyle cinsel ilişki"nin hükmüne had cezası diyenlere göre, homoseksüelliği "ölüyle cinsel ilişki" ye kıyas etmek homoseksüelliğin cezasının -bizim dediğimiz gibi- had cezası olmasını gerektirir. Sizin yaptığınız kıyas ise sadece diğer görüşe göre geçerlidir. Böylece kıyasınız bir kesinlik ifade etmez.

Cezasının "öldürülmek" olduğunu söyleyenler Ebû Davud'un, İbn Abbas (r.anh) kanalıyla rivayet ettiği Rasûlullah'ın "Her kim bir hayvana yaklaşırsa onu öldürün, hayvanı da onunla birlikte öldürün." hadisini delil getirmişlerdir.

Bunlar derler ki: Çünkü bu hiç bir şekilde helâl olmayan bir cinsel temastır, dolayısıyla cezası aynı tür cinsel temas olan lûtîliğin cezası gibi olur.
Had cezasının olmadığını söyleyenler bu hususta sahih bir hadisin bulunmadığını söylemişler ve "Hadis sahih olsaydı onu biz de alırdık, ona aykırı görüş beyan etmemiz helâl olmazdı." demişlerdir.

İsmail b. Saîd Şâlenci derki:
Ahmed b. Hanbel'e hayvanla cinsel ilişkiye geçen kimsenin cezasını sordum, bir cevab vermedi. Bu hususta Amr b. Ebi Amr'ın rivayet ettiği hadis sahih değildir.

Tahâvî: Bu hadis zayıftır, demiştir. Ayrıca bunu rivayet eden İbn Abbas'tır ve O bu kimseye bir had cezasının uygulanmayacağına dair fetva vermiştir. (Bazı fıkıhçılara göre bir râvî rivayet ettiği hadise aykırı bir fetva verirse, bu o hadisin zayıf olduğuna veya sanıldığı anlamı ifade etmediğine delil teşkil eder. (mut.)

Ebû Davud da "İşte bu hadisi zayıf kılmaktadır" demiştir.

Ayrıca, şubhesiz insanın hayvanla cinsel ilişkiye karşı içindeki "fıtri engelleyici" (nefret, tiksinti,) lûtiliğe karşı "fıtrî engelleyici" den daha kuvvetlidir. Dolayısıyla onda da insanları suç işlemekten men 'etmek için konulan cezalara ihtiyaç duyulmaz. (İbn Kayyim el Cevziyye, Kalbin İlacı)



Homoseksüel (Livata-İbne-Gay-Lezbiyen, vb. Cinsi Sapkın)'lik Hakkında
Hadisden Çıkan Hükümler :
1- Bir insana arkasından temas eden kişiye, zinâ haddi uygulanır yâni, temas eden kişi muhsansa(sahih bir nikahla bir kadınla evlenip onunla cinsi ilişki kuran birisi ise) recmedilir. Muhsan (evli) değilse yüz değnek vurulur. Bu görüş; Sâid b. Museyyeb, Atâ b. Ebî Rabah, Nehâî, Hasenu'l-Basri, Katâde, Hanefilerden Ebu Yusuf, Muhammed, kuvvetli görüşüne göre İmam Şâfiî ve bazı âlimlerin nakline göre İmâm Mâlik'e aittir.
İmam Şâfiîye göre, pasif durumda olan tarafa da ister erkek olsun ister kadın, ister muhsan olsun ister olmasın yüz değnek vurulur ve bir yıl sürgün edilir.

2- Livâta fiilini işleyen kişi ister muhsan olsun, ister olmasın öldürülür. Bu görüş, Ahmed b. Hanbel, Mâlik b. Enes ve bir rivayete göre İmam Şafiî'ye aittir. Bu görüş, üzerinde durduğumuz hadise muvafıktır.
Lûtî'yi öldürme şekline gelince; üzerine bir bina yıkılır, yüksek bir yerden atılır şeklinde görüşler vardır.

3- Lûtiye had uygulanmaz, ta'zir edilir. Bu görüş de, İmam Azam Ebû Hanife'ye aittir.
Hanefi eserlerinden, el-Hidâye'de, İmamı Âzam'ın görüşü şu şekilde delillendirilmiştir:
"Bu hareket bir zina değildir. Çünkü sahabeler onun öldürülüş şeklinde ihtilâf etmişlerdir. Kimisi ateşle yakılmasını, kimi üzerine bir duvar yıkılmasını, kimisi yüksek bir yerden itilip peşinden taş atılmasını v.s. söylemişlerdir. Bu fiilde, çocuğu telef etmek veya neseblerin karışması da söz konusu olmadığı için bu, zinâ manâsında değildir. Her iki taraftan bu işe istek olmadığı için vukuu da nadirdir. Zinaya ise istek vardır. Lûti'nin öldürüleceğini bildiren haberler ya siyâseten öldürüleceğine delâlet eder ya da bu fiili helâl görenle ilgilidir."

4- Ebûbekir, Ali (radıyallâhû anhûma) gibi, büyük sahabelerin de içinde bulunduğu bir guruba göre, Lûtî kılıçla kafası kesilerek öldürülür.

5- Bâzı Zahirîlere göre, bu çirkin hareketi işleyenlere hiç bir ceza uygulanmaz.
Hattâbî beşinci maddedeki görüşün, doğruya en uzak olduğunu, insanları bu kötü amele teşvike sebeb olacağını söyler.

İbn Ebî’d-Dunya, İbnu’l-Mûzir, İbn Buşran ve Beyhakî’nin Muhammed b. El-Mukender’den, İbn Kudame’nin ise Safvan b. Suleym’den naklettiklerine göre, bir kişinin kadın gibi kendini kullandırdığını duyan Halid b. Velid, konuyu Ebu Bekir (r.anh)’e bildirmiş, Ebu Bekir de Sahabelerden bazı insanları toplayıp onlarla istişare etmiş, heyette bulunan Ali (r.anh):
“Bu işi tarihte yalnız bildiğiniz bir kavimden başka (Lut kavmini kast ediyor) yapan yoktur. Onların akıbetini de biliyorsunuz. Bu sebeble, bu adamı yakmanızı öneriyorum.” demiş ve Ebu Bekir (r.anh) de Halid b. Velide’e onun yakılması için emir göndermiş ve emir yerine getirilmiştir. (İbn Kudame, eş-Şerhu’l-Kebir, 10/176).
Şevkânî, bu hadisin mursel olduğunu söyleyerek zafiyetine işaret etmiştir.(Neylu’l-Evtar, 7/129)

Ölüyle cinsel ilişkiye ve homoseksüelliği ona kıyas edişinize gelince; bunda fakihlerin iki görüşü vardır.

Her mezhebte bu görüşlerden birine sahib olan âlimler vardır. Bunlardan birine göre -ki bu Evzâi'nin de görüşüdür- ceza had cezasıdır. Çünkü onun bu hareketi daha büyük curum, daha büyük günahtır. Zira fuhşuna bir de ölünün saygınlığını -dokunulmazlığını çiğneme curmu katmıştır.



Konu mide bulandırmaması için burada kapanmıştır.
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Şimdikiler ne icin yapıyor onlarda nefıslerının pesınden gıtmıyorlarmı ?

ALLAH için bu sapkınların vıdeolarına denk geldınmı hıc.

Ayrıca kopek turetme mevzusuna gelınce bak bunu ataıst bırısıde vardı onada acıkladım.Aynı famılyadan olup adı aslan dır kaplandır.Eşektır attır.
Birbirleriyle cıftlestıklerınde famılyası aynı oldugundan dolayı ıkısının ozellıklerını alan bır yavru olusmaktadır.

Aynı sekılde zencı ınsanlar beyaz ınsandan olan cocugunda ya sıyah yada beyaz olma ıhtımalı gıbı..

Ama sen cıkıpta erkek olan bırıne bayanmıs gıbı hareket etmesı bulastırılmıs bır hastalık dersen..
O zaman lut kavmınede bulustırmıslar bunu kı. O hale gelmısler.

İnsanlara duzgun bır aile egıtımı inanc egıtımı verılmelıdır.Sonuc kadın kadındır erkek erkek buna gore yetıstırılmelıdır.

Hanı soyle bır durum olabılır ıstısna kadın gıbı gorunup erkek organı olan buna hastalık dıyebılırsın.
ORada dıkkat edecegın su dur kı

Hangı ozellık ondaysa ona gore hareket etmesı.VE bulunmus oldugu durumdan en ıyı sekılde nasıl ALLAH a bır kul olabılırım dusuncesıdır.

LAkın sapasaglam ınsanların o sekılde hareket etmelerı sapkınlıktan ote bırsey degıldır.

Gunumuzde goruyorsun gencler bulug cagına gırenler islamdan once sapıklıkla tanıstıkları ıcın bu sekılde sacma sapan ıslere kalkısabılıyorlar.
Hemcınslerıyle ahlaksızca hareket edebılıyorlar.

Bununda sebebı yasadıkları ortamdır.
İnsanları bazı seylerden mahrum bırakınca bunlar olması zaten kacınılmazdır.

KAfirler ıt gıbı calısıyorlar musluman toplumları parcalamak ıcın bızımkıler ıse oylece bakısıp duruyorlar. SEs cıkarmıyorlar.

Biz azap ınerse onlar yuzunden bundan sesı cıkmayanlarda payını alacaklardır elbette.
Akhi benim yazdıklarımı anlamamışsın ya da ben anlatamamışım. Diyorum ki adamın dnasıyla oynayıp fıtratını bozuyorlar. Yukarıdaki kulakla ilgili ayeti oku. Bir de benim verdiğim köpek örneği o cinslerin birleşmesi sonucu olmuyor. Hani şu küçük köpekler var ya kedi gibi. Onlarım dnasıyla oynuyorlar .bu şekilde böyle oluyorlar
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Akhi benim yazdıklarımı anlamamışsın ya da ben anlatamamışım. Diyorum ki adamın dansıyla oynayıp fıtratını bozuyorlar. Yukarıdaki kulakla ilgili ayeti oku. Bir de benim verdiğim köpek örneği o cinslerin birleşmesi sonucu olmuyor. Hani şu küçük köpekler var ya kedi gibi. Onlarım dnasıyla oynuyorlar .bu şekilde böyle oluyorlar

Ben yazdıgını anladım akhı ama dedıgım gıbı yınede.

O dedıgın hayvanlarıda ınceledım.Kopek olma duygusunu kaybetmıyorlar bunu nereye koyacaksın.Dna sıyla oynansada vucudu degısık oluyor yınede dişi si dişi erkeği erkek.Ve buna gore hareket edıyorlar.

Senın demek ıstedıgını anladım ben Eger boyle bırsey mumkun olsaydı bu kafırler bunu tum dunyada en hızlı sekılde yapardı.

Vucut olarak mudahele edebılıyorlar tamam ama sonucta beden den zıyade ruh var ınsanda

Ruha mudahele edılebılırmı bunu ıncelemek lazım.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Ben yazdıgını anladım akhı ama dedıgım gıbı yınede.

O dedıgın hayvanlarıda ınceledım.Kopek olma duygusunu kaybetmıyorlar bunu nereye koyacaksın.Dna sıyla oynansada vucudu degısık oluyor yınede dişi si dişi erkeği erkek.Ve buna gore hareket edıyorlar.

Senın demek ıstedıgını anladım ben Eger boyle bırsey mumkun olsaydı bu kafırler bunu tum dunyada en hızlı sekılde yapardı.

Vucut olarak mudahele edebılıyorlar tamam ama sonucta beden den zıyade ruh var ınsanda

Ruha mudahele edılebılırmı bunu ıncelemek lazım.

Akhi demek istenende beden zaten ruhla oynayabilecek denmiyor

Mesela ağaçlara aşı vurulmasi neticesinde elma ağacın da armut çıkması veya tam tersi
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Akhi demek istenende beden zaten ruhla oynayabilecek denmiyor

Mesela ağaçlara aşı vurulmasi neticesinmde elma ağacın da armut çıkması veya tam tersi

Pekala bu sekilde iddaa ediliyor madem ayni asi yada bu tarz seylerin hepsine yani tum insanlara etki etmesi gerekmezmi. Yada ayni donemde yapilan tum insanlara.

Anlayamadigim birsey var
Bu durum lut kavminden sonra tum kavimlerde az da olsa vardi.bilhassa kafirlerde

Sonucta bunun tek cozumunu yinede ben teblig olarak goruyorum Allahu alem ALLAH ONLARİ İSLAH ETSİN bizleride bu tarz sapkinliktan ve durumlardan muhafaza eylesin.
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bunu çok komplike bir sistemle yapıyorlar. Gıdalar, görsel medya, algı yönetimi ve bir çok alanda çalışmalar yapıp insanların eğilimlerini etkiliyorlar. Şeytan ve onun askerleri bu iş için çok çalışıyor. Bu adamlar bu iş için tüylerinizi ürpertecek paralar harcayıp çalışmalar yapıyorlar. Eğer kendinizi korumazsanız bu zarardan siz olmasa bile en azından soyunuz etkilenebilir. Kendinizi ve soyunuzu korumak için Allah'a çokça sığının, idarenize verdiği iradeyi Allah'a teslim edip zararlardan ona sığının ve faydaları ondan dileyin. Bedeninizi topraktan, maneviyatınızı Kur'an'dan ve İslami kaynaklardan besleyin. Hazır gıdalardan, çok yemekten ve dünya işleriyle haddinden fazlameşgul olmaktan kaçının. Allah herşeyi hakkıyla ve tastamam bilir. Allah'ın merhameti geniştir, o geniş olan merhamete daima sığınalım.
 
f471h Çevrimdışı

f471h

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Aleykumselam kardeşim

Aşı ve ilaçları bilmiyorumda yanlız geçmiş milletler de var oldukları kesin

Lut kavmi gibi onlar da ilaçla veya genea bozukluğumu olduğu belli değil

Topların isyan ettikleri bir konu da ben kadın olarak neden doğmadım deyip isyan etmeleri

Eskiden tıpın gelişmiş olmadığını ve moleküler boyutta müdahalelerin mümkün olmadığını düşünmeyin. Bugün elinizde tuttuğunuz en teknolojik alet bile temellerini 800-1200 yılları arasında üretilen bilimden alıyor. Alman bir tarihçi Avrupa'da üretilen teknolojinin, emevilerin yağmalanmış kütüphanelerinden geriye kalan bir kaç düzine kitaptan çıkarıldığını söylerler. Lut kavmi üzerinde yine böyle bir oyunun döndüğünü düşünüyorum. Bugün modern tıp bir çok konuda yanılıp tarih öncesi tıpa ulaşmaya çalışıyor. İlim git gide köreliyor, şu an sadece mekanik imkanlar ve yazılı veri bolluğu var.

Bugün en etkili uyuşturucu ve kimyasallardan olan LSD maddesi bile çok öncelerden çavdarın küflendirilmesi ve o küfün başka kimyasallarla sentezlenmesi ile yapılmıştır. Şimdi bunu üretenler kendileri sıfırdan buluş bulmuş gibi davranıyorlar ama öyle değil. Bu bahsettiğim madde 1 gramın 1/1000'i kadar miktarıyla reaksiyona giriyor ve çok öncelerden üretilebilmiş bir etkendir. Kesinlikle bir rastlantı ve araştırmayla modern tıp tarafından bulunmuş değiller.

Bir madde düşünün ki gramın binde biri kadar miktarla seni kendinden geçiriyor. Maddenin içerisinde ki hikmetleri Allah bilir ve yine onlardan bizi koruyabilecek yalnızca o dur.
 
Üst Ana Sayfa Alt