Lübnan ordusundan Ahmed El Esir taraftarlarına işkence Lübnan ordusunun Sayda'daki çatışmalardan sonra Ahmed el Esir taraftarı oldukları iddiasıyla gözaltına aldığı çok sayıda kişiye işkençe yaptığı ortaya çıktı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, işkence mağdurlarıyla görüştü.Incanews / Haber Merkezi Hizbullah karşıtı Lübnanlı Şeyh Ahmed El Esir ve taraftarlarına Lübnan ordusu ile Hizbullah'ın saldırılarında, 18'i asker yaklaşık 40 kişi ölmüştü. Çatışmalardan sonra gözaltına alınan el Esir taraftarlarına Lübnan askerleri tarafından işkence yapıldığı ortaya çıkmıştı. Cezaevinde bir kişi de hayatını kaybetti. İnsan Hakları İzleme örgütü (HRW) cezaevinde Lübnanlıların işkencesine uğrayan kişiler ve gözaltındaki akrabalarından hiçbir şekilde haber alamayan ailelerle konuştu. HRW'nin yayınladığı rapor, Lübnan ordusunun gözaltına alınanlara nasıl kötü muamele ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Ordu 6 Temmuz'da, Lübnan askerlerinin gözaltındaki bir adamı dövdüğünü gösteren ve sosyal medyaya yüklenen video ile ilgili soruşturma başlatılacağını açıkladı. İki gün sonra medya, Nader Bayoumi'nin gözaltında ölümüyle ilgili ordu istihbaratından 5 kişi için yakalama emri verildiğini duyurdu. HRW Ortadoğu yetkilisi, "Ordunun soruşturma kararı cesaret verici ancak esas sınav, bu soruşturmaların cezalandırmayla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı" dedi. Soruşturma yapılsa da suçlanan askerlere ceza verilmeyebileceğine dikkat çekti. Örgüt 5 Temmuz'da elde ettiği bilgiler ve bazı sorular içeren mektubu savunma bakanlığına ilettiğini ancak henüz bir cevap alamadığını açıkladı.
HRW'ye konuşan 2'si çocuk 7 kişi, ordu personelinin kendilerini dövdüğünü, iki ayrı zamanda sigaralarla yakarak işkence ettiklerini anlattı. İlk gözaltına alındıkları kontrol noktalarında ve peşinden yapılan sorgularında Sayda'daki askeri üste kötü muamele gördüler. HRW'nin kendileriyle görüştüğü sırada bile dayak izleri hala duruyordu. Bayoumi gözaltında öldü Örgütün raporuna göre gözaltındaki Bayoumi dayaktan öldü. Ailesi Bayoumi'nin 23 Haziran'da çatışmaların çıktığı Abra bölgesine gittiğini ve bir daha geri dönmediğini anlattı. 3 gün sonra ailesini arayan ordu, oğullarının cesedini Beyrut askeri hastanesinden alabileceklerini söyledi. Akrabaları vücudunun büyük oranda çürüklerle dolu olduğunu ifade etti. Aileye bilgi veren bir tıp uzmanı da Bayoumi'nin kalp krizinden öldüğünü ancak vücudunun çürüklerle dolu olduğunu bildirdi. HRW'nin görüştüğü 7 kişi de ordunun aileleriyle görüşmelerine izin vermediğini anlattı. Aileleri de 6 günlük gözaltı süresi boyunca yakınlarından hiç haber alamadıklarını doğruladılar. Lübnan ordusunun kötü muamele konusunda sicili kabarık. Zira, 2007 yılında Fetih El İslam grubu ile çıkan çatışmada gözaltına alınanlara yönelik işkence iddiaları da gerektiği gibi soruşturulmadı.
Beyrut'ta 2012 yılının ekim ayında 72 Suriyeli göçmen işçinin dövüldüğü olayla ilgili de herhangi bir soruşturma açılmadı. Mağdurların ifadeleri HRW Sayda'daki çatışmalardan sonra gözaltına alınan ve bazıları 6 gün hapiste tutulan ikisi çocuk 7 kişiyle görüştü. Mağdurlar Lübnan askerlerinin kendilerine yumruklarla, kablolarla, coplarla, sopalarla saldırdığını anlattı. İki kişinin vücudunun büyük bölümünün çürüklerle kaplı olduğu görüldü. Bazıları vücutlarındaki sigara yanıklarının izlerini gösterdi. Ahmed şunları söyledi: Ellerimi bağladılar ve beni ordu kontrol noktasına götürdüler. Bana küfür ve hakaret ediyorlardı. Bana El Esir'in camisine gidip gitmediğimi sordular. İki adam lastik kamçı ve coplarla beni bir buçuk saat dövdüler. Mahmud'un ifadeleri: Ordu arabamı durdurdu ve beni dışarı çıkmaya zorladı. Plastik kelepçeyle ellerimi ve gözlerimi bağladılar. Sonra beni sert küreğe benzeyen birşeyle dövmeye başladılar. Yüzüme çöp attılar ve bana ölmem gerektiğini çünkü el Esir'in camisinde namaz kıldığımı söylediler. Bana hakaret ettiler ve arabamı tahrip ettiler. İhab da mağdurlardan biri: Beni iş yerimin servisini durdurduklarında aldılar. Otobüsü durdukdurlarında cep telefonuma bakmama sinir oldular. Başka kişilerin de olduğu bir yere götürdüler. Aksanlarına göre Suriyeli oldukları anlaşılan 3 kişi daha gözaltındaydı. Sivil kıyafetli bir memur ve başka kişi beni dövmeye başladılar. Yere düştüm. Bana tekme atmaya başladılar ve beni el Esir'in taraftarı olmakla suçladılar. Ben olmadığımı söyledim ama sürekli bana vurdular. Oraya getirilen 3 Suriyeli ve ardından gelen bir Filistinliyi de dövdüler. Yasir anlatıyor: Beni evimin yakınında gözaltına aldılar. Onlarca insanı koydukları, 2-3 metrekare büyüklükteki bir hücreye koydular. Ellerim bağlı, gözlerim bantlıydı ancak içerinin ne kadar kalabalık olduğunu hissediyordum. 24 saat boyunca ne yemek ne su verdiler. Sorgu sırasında iki asker bana ve aileme küfürler etti, aşağıladı. Beni kablolarla dövdüler, göğsüme, bacaklarıma, yanlarıma ve kollarıma vurdular.