Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Madde Bağımlıları, Tinerci Gibi Kimselere Karş Nasıl Bir Tutum Sergilemek Gerekir?

Bilal-i Habeşi Çevrimdışı

Bilal-i Habeşi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum kardesler, bir sorum olacak insallah!
Gunluk hayatta yolda yururken, araba ile isiklarda durdugumda tinerci balici gibi tiplemeler hep onume cikiyorlar ve para istiyorlar, ve bunlarin haricinde de normal dilenciler var bunlarda sadaka isterken bir suru sirk dolu sozler sarf ediyorlar, ve bunlarin bu sirk dolu sozleri karsisinda beynimde simsekler cakiyor, bunlara karsi nasil bir tutum sergilemeliyiz?
Allah rizasi icin aydinlatirmisiniz!
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah ;

38629.jpg


Tinerci, bally'ci yahut bir türlü sarhoş olmuş kimsenin sözlerine itibâr edilmez, muhatab alınıb tebliğ dahi yapmanın bir manası ve faydası yoktur. Bu kişileri ayık ve temiz kafayla yakalayıb uygun bir lisan ile konuşub ikaz etmek gerekir. Gerekirse onlara maddi ve manevi destek ve şartların olgunlaştırılmasına çalışılmalı, bu kimseleri düştükleri bu bataktan kurtarmaya çaba sarfedilmelidir.

Fakat aklı başında olub da, buna rağmen cahilliğinden sakat (şirk, küfür) sözler kullanarak para dilenmeye çalışan kimseyi ise, hakaret etmeden, kırıb dökmeden dilenci dahi olsa kullandığı ifadelerdeki sakıncalı cümleleri kullanmamasını ve sebebini kısa ve özetle anlatarak üzerimizdeki sorumluluğun ifâ etmiş olabiliriz.



Ali şöyle anlatıyor:
Bedr Gazvesi günü ganimetinden benim payıma da yaşlı bir deve düşmüş; Allah'ın Rasûlu (s.a.v.) humus'tan bana o yaşlı deveyi vermişti. Daha sonra Rasûlullah (s.a.v.) bana bir deve daha verdi, böylece iki devem oldu. Fâtıma ile evleneceğim sıralardı. Bir gün o iki devemi Ansardan birisinin evi yanında ıhtırmıştım. Pazara götürüp satmak üzere üstlerine izhır otu yükleyecektim. Develerin koşumlarını, iplerini ve semerlerini toplayıp develerin olduğu yere yöneldim. Yanımda da düğün yemeği vermek için kendisinden yardım istediğim Kaynukâ oğulları kuyumcularından birisi vardı. Meğer Hamza ibn Abdulmuttalib ve arkadaşları develerimi yanında ıhtırdığım evde içki içiyorlarmış. Yanlarında bir de şarkıcı cariye varmış. Cariye, Hamza'yı onun kahramanlığını ve cömertliğini öven bir şarkı söylemiş. Bu şarkı üzerine Hamza kılıcını çekip iki devemin de hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini deşmiş, ciğerlerinden de bir parça kesip almış.
Develerimin yanına döndüğümde ne göreyim; ikisinin de hörgüçleri kesilmiş, böğürleri deşilmiş, ciğerleri kesilip alınmış. Bu manzarayı görünce üzüntümden gözlerime hakim olamadım.
Oradakilere: "Bunu kim yaptı?" diye sordum.
"Hamza yaptı. Şimdi o şu evde arkadaşları ile içki içiyor. Yanlarında bir de şarkıcı bir cariye var. Cariye bir şarkısında Hamza'yı, onun kahramanlığını ve cömertliğini öven şeyler söyleyince kalktı, kılıcını aldı ve senin develerinin hörgüçlerini kesti, böğürlerini deşti ve ciğerlerinden birer parça kesip aldı." dediler."
Ali anlatmaya şöyle devam eder: "Oradan ayrılıp Peygamber (s.a.v.)'in yanına geldim. Zeyd ibn Harise de Efendimiz'in yanındaydı.
Allah'ın Rasûlü (s.a.v.), başıma olumsuz bir şey geldiğini anlayıp: "Sana ne oldu?" diye sordu.
Ben: "Ey Allah'ın elçisi, bugünkü gibisini hiç görmemiştim; Hamza iki deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini deşmiş, şimdi de bir evde arkadaşları ile birlikte içiyorlar." dedim. Allah'ın Rasûlu (s.a.v.) ridâsını isteyip giyindi, sonra yürümeye başladı.
Ben ve Zeyd ibn Harise de peşinden. Nihayet Hamza'nın bulunduğu eve geldi, girmek için izin istedi. Girmesine izin verdiler. Bir de baktı ki içerde içki içiyorlar. Allah'ın Rasûlü (s.a.v.), yaptığından dolayı Hamza'yı kınamaya başlıyordu ki onun sarhoş ve gözlerinin kıpkırmızı olduğunu gördü.
Hamza, Rasûlullah'a döndü, ona baktı, Efendimiz'i gözleriyle aşağıdan yukarıya süzdü ve onun yüzüne bakarak: "Sizler babamın kölelerinden başka nesiniz ki!" dedi.
Allah'ın Rasûlu (s.a.v.), onun sarhoş olduğunu anlayıp onu kınamaktan vazgeçti, gerisin geri döndü, dışarı çıktı, biz de peşinden çıktık."

Ravi der ki: İşte bu hadise de içkinin haram kılındığı âyet-i kerimenin inmesini gerektiren sebeblerdendir. (
Vahidî, Esbâbu'n-Nuzûl, sf: 143 - 144.)
Muslim, nuzul kaydı olmaksızın bu hadisi tahric etmiştir. (Muslim, Eşribe, ı, 2)

Develerinin hâlini görünce Ali (r.anh)'ın ağlaması; Nevevi'ye göre; Fâtıma'ya karşı kusur edip çehizini tamamîayamıyacağından korktuğu içindir. Bizce develerin hâline acıdığı için ağlamış olması daha vârid-i hatırdır.
Hamza iyice sarhoş olmuş. Câriye oynatıyordu. Çünkü o zaman henüz içki ve şarkı gibi şeyler haram edilmemişti. Müslümanlar içki içiyor, şarkı dinliyorlardı. İçki ancak Uhud gazasında haram kılınmıştır. Hamza'nin : «Siz benim babamın kölelerinden başka bir şey misiniz?» sözünün mânâsı teşbihtir. Yâni siz benim babamın köleleri gibisiniz demek istemiştr. Maksadı da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in babası Abdullah ile Ali 'nin babası Ebû Tâlib'dir. Bunlar Abdulmuttalib'e itaat ve hürmet hususunda onun köleleriymiş gibi davranırmış. Ben Abdulmuttalib'e onlardan daha yakınım» demek istemiştir.
Hamza'nin yaraladığı develerin kıymetini ödemesi icabeder. Bu babda bir rivayet yoksa da Hamza'nin onları ödemiş olması, yahut onun namına Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vermiş olması yahut AIi'nin bedel istemekten vaz geçmiş olması muhtemeldir.

 
Üst Ana Sayfa Alt