Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Mağfiret kavramı

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Mağfiret kavramı


Bazı insanlar "el-Ğafr" derler bu "es-Setr" (örtmek) demektir.

Mağfirete "mağfiret" ve "ğıfar" denilmesi bu kelimenin içeriğinde örtme mânâsı olmasından ötürüdür.

Nitekim Allah'ın "el-Ğaffar" adı, "Settar" (çokça örten) kelimesi ile tefsir edilir. Ancak bu el-ğâfir kavramının anlamını eksiltmek demektir. Çünkü mağfiretin anlamı günahtan ötürü ceza verilmeme si, dolayısıyla günahın kötülüğünden korumadır. Kimin günahı bağışlanırsa bu günah karşılığında cezaya çarptırılmaz. Fakat günahın yalnızca örtülmesi halinde günah karşılığında bâtında (görünmeyen yerde) günahı işleyen kişi cezalandırılır.

Bir kimse açıktan veya gizliden günah nedeniyle cezaya çarptırılıyorsa, o kimse mağfiret edilmemiş demektir. Günahın mağfiret edilmesi demek, o günah nedeniyle hak edilmiş cezanın verilmeme sidir.

Bununla beraber günah işleyen kimse mağfiret edilmesin in yanı sıra bazı dünyevî belâlara uğruyorsa eğer, bu belâ onun Allah katındaki ecrinin artmasına vesile olur. Bu durum mağfirete aykırı değildir.

Bunun gibi tevbeyi tamamlaya n faktörler, tevbenin ardından güzelliklerin iyilikler in yapılmasıdır. Tevbe için şart koşulan öğeler, tevbe eylemini tamamlaya n öğelerdir.

Bazı kimseler kendisini tevbekâr sanır, oysa o tevbekâr değil, günah işlemeyi terkeden kimsedir.

Günahı terkeden kimse tevbekâr olandan farklı bir kimsedir.

Çünkü günahı terkeden kimse;

- bazan günah işlemek hatırına gelmediği,

- bazan da günah işlemekten âciz olduğu için,

- ya da dinî olmayan bir nedenden ötürü iradesini günah işleme yönünde kullanmam ası nedeniyle günahtan yüz çevirir.

Bütün bu eylemler tevbe etme anlamını içermez.

Aksine bir kimsenin tevbekâr olabilmes i için;

- yaptığı eylemin, amelin kötülük olduğuna inanacak ve onu hoş görmeyecek.

- Allah o ameli yapmaktan onu nehyettiği için onu yaparak ve yalnızca Allah adına o ameli yapmayı terkedece ktir. Yoksa yaratıklara rağbet edip onların beğenisini kazanmak ya da insanlard an korktuğu için değil.

Zira tevbe, iyilikler in en yücesidir.

İyiliklerin tamamında ise onların;

- İhlâsla Allah için yapılması ve

- O'nun emrine uygun olması şart koşulmuştur.

Nitekim Fudayl b. Iyâd (doğum h. 187) Allah'ın:

"Hanginizi n daha güzel amel edeceği hususunda sizi denemek için yüce Allah hayatı ve ölümü yarattı." (Mülk, 67/2)

âyeti hakkında şu yorumu yapmaktadır:

En ihlâslı ve en doğru amel, demektir. Bu açıklaması üzerine kendisine şöyle sordular:

" Ey Ebû Ali en ihlâslı ve en doğru amel nedir?

Şu cevabı verdi:

" Bir amel ihlâslı olduğu zaman şayet doğru olmazsa kabul edilmez. Bunun gibi doğru olup, ihlâslı olmazsa yine kabul edilmez. Amel ancak aynı anda hem ihlâslı hem de doğru olduğu zaman kabul olur.

- Amelin hâlis (ihlaslı) olması, onun yalnızca Allah için olması,

- doğru olması ise, sünnet üzere (şeriate uygun) olması demektir."

(Fudayl b. Iyad b. Mes'ûd, b. Bişr et-Temîmi, (doğ h. 187) zâhid ve sûfilerdendir. Daha geniş bilgi için bkz. Tabakât'üs-Sûfiye, c. IV s. 11; El-Hilye, c. VIII, s. 84-140; Es-Siyer, c. VIII, s. 421-442; El-Hilye, c. VIII s. 95)

Nitekim Ömer b. Hattâb (Allah ondan razı olsun) duasında şöyle derdi:

"Allah'ım amellerim in hepsini sâlih kıl, onu ihlâs ile rızana uygun kıl. Onda senin dışında hiçbir kimse için bir amaç kılma."

Tevbe konusunda bu konunun dışında başka yerde daha genişçe malumat vardır.
 
Üst Ana Sayfa Alt