Arakan'da insanlığın vicdanı ölüyor
Altın tuvaletlerini yanlarında taşıyanlar vicdanlarını o tuvalete bırakıp neden sifon çekerler, insanlığına sifon çekenler hangi insanlıktan, haktan, kardeşlikten, adaletten bahsederler.
01 Mayıs 2013 Çarşamba - 23:21
TIMETURK / NEVZAT ÇİÇEK
Ümmetin yetim coğrafyası Arakan’da insanlığın vicdanı ölüyor, Naf Nehrinde çocuklar sularda cansız yüzüyor…
Myanmar’da camilerin musalla taşları sökülmüş, çocuklar çıplak ayakla camilerde ölmüş babalarının başında Fatiha okuyor…
Arakan’da enerjiye heba edilmiş Müslümanlar dünyanın gözü önünde sessiz bir filme kurban ediliyor…
“Siz bizim vatandaşlarımız değilsiniz” diyen bir devlette “siz bizim kardeşlerimizsiniz dayanın” diyen bir sessizlikte Arakan’da insanlar Budistlerin çığlığında “Barış”, “Demokrasi”, “Özgürlük” adına öldürülüyor.
Dünyaya demokrasi götürenler Arakan’a ölüm götürüyor.
Bengal Körfezinin yanı başında suların, yağmurun temizlemediği bir vahşetin kanları akıyor Arakan’da…
İnsanı imana getiren bir zulüm çıkıyor her köşe başında,
Arakan’da kaç kışı yazı devirenlerde umut yavaş yavaş mezarlarda randevulaşıyor...
Ölüm bile açken yakalıyor Arakanlıları, korkudan ışıksız bir gecede, bir dağ başında, Naf Nehri’nde,Kutupalong Kampı’nda, Bengal Körfezi’nde yada Dakka’da tren rayında köpek kulübesine benzeyen ufacık kulübede…
Arakan’da insanlar ağlıyorsa, her giden ağlatılıyorsa, her giden düşünerek geliyorsa ve her gelenin gözü hala arkada kalıyorsa, Arakan’da kan akıyorsa, bizde göz yaşı akıyorsa bir yardıma muhtaçsak el açıp yalvaramadık mı?
Hicret edin diyemedik mi?, Kardeşlerimiz dünyamızda size yetecek kadar yerimiz var çığlığını ulaştıramadık mı?
İsraf yaptığımız yemeklerden sizin payınızı ayırdık diyemedik mi, her çocuğumuz ağladığında Arakan’da ki bir çocuğu hatırlamadık mı?
Bir kilo pirincin Arakan’da umut olduğunu, bir kilo pirinç için Muson yağmurlarında saatlerce kalmanın ne demek olduğunu bilir misiniz?
Dünyanın bütün çocuklarını bir yere toplasanız Arakan’ın çocuklarını hemen tanırsınız, gülmeyen, korku gözlerle bakan, melez çocuklar onlar.
Bir başladılar mı Kur’an okumaya siz ağlarsınız, onlar ağlar, gök ağlar, toprak ağlar. Bir yakardılar mı kulluğunuzdan utanırsınız, küçük avuçlarını yüzlerine sürdüklerinde gözlerindeki umutları görürsünüz…
Dün Arakan yanıyordu, bugün de Arakan yanıyor. Dün Arakanlılar Müslüman olduğu için öldürülüyordu, bugün de öldürülüyor. Dün dünya sessizdi bugün de dünya sessiz
Dünyanın Müslüman ülkelerindeki zenginler sanat koleksiyonları için milyonlar dolar harcaya dursun, Arakan’da Budist yönetim kandan koleksiyonuna koleksiyon ekliyor.
Diplomatik bir şey yapamıyoruz diyenler, neden Arakanlıları ülkenize kabul etmiyorsunuz sorusuna cevap veremiyorlar. Seyislik için küçük Arakanlıları götürenler, neden büyükleri görmezler, neden vicdana gelmezler.
Altın tuvaletlerini yanlarında taşıyanlar vicdanlarını o tuvalete bırakıp neden sifon çekerler, insanlığına sifon çekenler hangi insanlıktan, haktan, kardeşlikten, adaletten bahsederler.
Ey vicdan sahipleri sizi davamızın hakemleri seçiyoruz diyor Arakanlılar, “umudumuz siz, kardeşlerimiz sizsiniz…” diyorlar…Biz kardeşlerimizi mevsimlik hatırlamayı, onlara umut olmayı ne zaman öğreneceğiz, ne zaman zamanı bir tarafa bırakıp zamansız, içten davranmayı göstereceğiz, ne zaman siyasetin üzerinde insanlığı hatırlayacağız ne zaman
Dünya monşerleri masallarından Arakan’ı meze yapmış, kafataslarından şarap içerken biz ne zaman Kevser'i hatırlayacağız ne zaman diplomasiyle elimizi masaya vuracağız...
Dünya değişti diyenler yalan söylüyorsunuz, dünyanın zulmü değişmedi, değişse Arakanlılar gece gündüz ölür müydü?
Bir yetimin başını okşamamışsanız, bir Arakanlıya pirinç gönderememişseniz korkmahyın geç kalmadınız vicdanınız sizi rahatsız ediyorsa kefen gönderebilirsiniz...
Arakanda çocuklar, anneler, babalar kefensiz ölüyorlar, öldürülüyorlar
Timeturk
Altın tuvaletlerini yanlarında taşıyanlar vicdanlarını o tuvalete bırakıp neden sifon çekerler, insanlığına sifon çekenler hangi insanlıktan, haktan, kardeşlikten, adaletten bahsederler.
01 Mayıs 2013 Çarşamba - 23:21
TIMETURK / NEVZAT ÇİÇEK
Ümmetin yetim coğrafyası Arakan’da insanlığın vicdanı ölüyor, Naf Nehrinde çocuklar sularda cansız yüzüyor…
Myanmar’da camilerin musalla taşları sökülmüş, çocuklar çıplak ayakla camilerde ölmüş babalarının başında Fatiha okuyor…
Arakan’da enerjiye heba edilmiş Müslümanlar dünyanın gözü önünde sessiz bir filme kurban ediliyor…
“Siz bizim vatandaşlarımız değilsiniz” diyen bir devlette “siz bizim kardeşlerimizsiniz dayanın” diyen bir sessizlikte Arakan’da insanlar Budistlerin çığlığında “Barış”, “Demokrasi”, “Özgürlük” adına öldürülüyor.
Dünyaya demokrasi götürenler Arakan’a ölüm götürüyor.
Bengal Körfezinin yanı başında suların, yağmurun temizlemediği bir vahşetin kanları akıyor Arakan’da…
İnsanı imana getiren bir zulüm çıkıyor her köşe başında,
Arakan’da kaç kışı yazı devirenlerde umut yavaş yavaş mezarlarda randevulaşıyor...
Ölüm bile açken yakalıyor Arakanlıları, korkudan ışıksız bir gecede, bir dağ başında, Naf Nehri’nde,Kutupalong Kampı’nda, Bengal Körfezi’nde yada Dakka’da tren rayında köpek kulübesine benzeyen ufacık kulübede…
Arakan’da insanlar ağlıyorsa, her giden ağlatılıyorsa, her giden düşünerek geliyorsa ve her gelenin gözü hala arkada kalıyorsa, Arakan’da kan akıyorsa, bizde göz yaşı akıyorsa bir yardıma muhtaçsak el açıp yalvaramadık mı?
Hicret edin diyemedik mi?, Kardeşlerimiz dünyamızda size yetecek kadar yerimiz var çığlığını ulaştıramadık mı?
İsraf yaptığımız yemeklerden sizin payınızı ayırdık diyemedik mi, her çocuğumuz ağladığında Arakan’da ki bir çocuğu hatırlamadık mı?
Bir kilo pirincin Arakan’da umut olduğunu, bir kilo pirinç için Muson yağmurlarında saatlerce kalmanın ne demek olduğunu bilir misiniz?
Dünyanın bütün çocuklarını bir yere toplasanız Arakan’ın çocuklarını hemen tanırsınız, gülmeyen, korku gözlerle bakan, melez çocuklar onlar.
Bir başladılar mı Kur’an okumaya siz ağlarsınız, onlar ağlar, gök ağlar, toprak ağlar. Bir yakardılar mı kulluğunuzdan utanırsınız, küçük avuçlarını yüzlerine sürdüklerinde gözlerindeki umutları görürsünüz…
Dün Arakan yanıyordu, bugün de Arakan yanıyor. Dün Arakanlılar Müslüman olduğu için öldürülüyordu, bugün de öldürülüyor. Dün dünya sessizdi bugün de dünya sessiz
Dünyanın Müslüman ülkelerindeki zenginler sanat koleksiyonları için milyonlar dolar harcaya dursun, Arakan’da Budist yönetim kandan koleksiyonuna koleksiyon ekliyor.
Diplomatik bir şey yapamıyoruz diyenler, neden Arakanlıları ülkenize kabul etmiyorsunuz sorusuna cevap veremiyorlar. Seyislik için küçük Arakanlıları götürenler, neden büyükleri görmezler, neden vicdana gelmezler.
Altın tuvaletlerini yanlarında taşıyanlar vicdanlarını o tuvalete bırakıp neden sifon çekerler, insanlığına sifon çekenler hangi insanlıktan, haktan, kardeşlikten, adaletten bahsederler.
Ey vicdan sahipleri sizi davamızın hakemleri seçiyoruz diyor Arakanlılar, “umudumuz siz, kardeşlerimiz sizsiniz…” diyorlar…Biz kardeşlerimizi mevsimlik hatırlamayı, onlara umut olmayı ne zaman öğreneceğiz, ne zaman zamanı bir tarafa bırakıp zamansız, içten davranmayı göstereceğiz, ne zaman siyasetin üzerinde insanlığı hatırlayacağız ne zaman
Dünya monşerleri masallarından Arakan’ı meze yapmış, kafataslarından şarap içerken biz ne zaman Kevser'i hatırlayacağız ne zaman diplomasiyle elimizi masaya vuracağız...
Dünya değişti diyenler yalan söylüyorsunuz, dünyanın zulmü değişmedi, değişse Arakanlılar gece gündüz ölür müydü?
Bir yetimin başını okşamamışsanız, bir Arakanlıya pirinç gönderememişseniz korkmahyın geç kalmadınız vicdanınız sizi rahatsız ediyorsa kefen gönderebilirsiniz...
Arakanda çocuklar, anneler, babalar kefensiz ölüyorlar, öldürülüyorlar
Timeturk