Çevrimdışı
Medya hocası Mustafa Karataş, Hıristiyan birinin tuttuğu orucun Allah karşılığını verir. dedi
Medya hocası Mustafa Karataş, alışılmadık bir ifade ile ona yöneltilen bir soruya Kuran ve Sünnet dışında cevaplar verdi.
İslam dininde Allah’a ve Peygamberine iman etmeyen kişilerin yapmış oldukları Kuran ve Sünnette hiçbir karşılığı olmamasına rağmen, medyanın akıl hocası ilahiyatçı medya hocası Mustafa Karataş tam aksisini iddia etti.
Mustafa Karataş, canlı yayına bağlanarak soru soran Hıristiyan dinine mensup bir kadının, ‘Hıristiyan’ım ama oruç tutuyorum. Günah mı?’ diye sorması üzerine verdiği cevap Kuran ve Sünnet’te yeri, olmadığı halde, “Allah bunların karşılığını verir” diye açıklama yaptı.
Kuran ve Sünnette bu konu üzerinde İslam alimlerinin ortak görüşü, yapılan harın ve iyiliğin kabul olmasının şartlarından en başlıca olanı, Allah’a iman etmektir. Allah’a iman etmek varlığını kabul etmek değil, Allah’ın doğmamış, doğrulmamış olduğunu ret etmektir.
Kısacası İslam itikadı üzere olma şartı vardır.
Allaha iman etmeyen kişinin yapmış olduğu her amelin boş olduğu görüşündedir.
İkinci şartı ise, Peygambere y yani Hz Muhammed (a.s) iman etmesi gerekir. İman etmesinin sadece peygamberliğinin kabulü değil, bizzat onun göndermiş olduğu emir ve yasaklarının kabul etmesi ve diğer tüm din, ideoloji ve sistemlerinin ret etmesi gerektiğidir.
Nitekim Hıristiyanların inancında var olan itikadı, Kur’an ret ediyor ve onların yapmış oldukları iyiliklerinde boş olduğunu diyor
Ayeti Kerimede Allah (c.c) buyurur:
Rablerini inkâr edenlerin iyi davranışları fırtınalı bir günde şiddetli rüzgârda savrulan küle benzer, yaptıkları iyi işler karşılığında ellerine hiçbir şey geçmez. İşte koyu bir sapıklığın içinde olmak budur. (İbrahim 18 )
Fahruddin Er Razi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb adlı tefsirinde bu ayet hakkında şunu dile getirir.
“Rablerini inkâr edenlerin misali şudur: Yaptıkları işler, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İşte bu, hakdan uzaklaşmış olan sapıklığın ta kendisidir.”
Seyyid Kutup Filizalil Kuran tefsirinde bu ayet hakkında şu ifadeleri kullanıyor.
Bu sahne, kâfirlerin işledikleri iyi davranışlara ilişkin somut bir gerçeği anlatmaktadır. Çünkü iman temeline dayanmayan iyi davranışlar, davranışı nedene, nedeni de yüce Allah’a sağlam kulpa bağlı olmayan davranışlar, toz gibi, kül gibi uçuşup giderler. Bu tür davranışlar dayanaksız ve düzensizdirler. Çünkü önemli olan amel değildir, insanı böyle bir ameli işlemeye iten nedendir önemli olan. Çünkü amel mekanik bir harekettir. Bir nedeni, bir amacı ve bir hedefi olmadığı sürece insanın hareketleri ile bir makinenin hareketleri arasında hiçbir fark yoktur.
Besâiru’l Kur’an tefsirinde bu ayet hakkında şu ifadeleri kullanır:
Evet bu kâfirlerin göz kamaştırıcı kültürleri, büyük medeniyetleri, görkemli saltanatları, muhteşem ekonomik ve askeri güçleri, övündükleri hayatları hepsi hepsi rüzgar karşısında bir anda savrulup giden bir kül yığınından başka bir şey değildir. Çünkü onlar Allah’tan, İslâm’dan, peygamberden çok uzak bir hayat yaşamışlardır ve yaptıklarının tamamı boştur. Rabbimiz hayatlarını kendisi adına yaşayan mü’minlerin tüm amellerini değerlendirmeye tabi tutarken, zerre kadar bir amellerini bile zayi etmezken onlar için terazi bile koymayacaktır, değerlendirmeye bile tabi tutmayacaktır onların amellerini.
İslam geleneğini sırf hoşgörü adı altında çiğnenmesi artık moda olmaya döndü. İslam akidesine sahip olmayan kişilerin, sırf onların gönlü kırılmasın diye yapılan davranışlarda, Allah’a ve Peygamberine ihanetten başka bir şey değildir.
Sor sorana kişiye karşı verilen cevab oldukça komik bir durumdur. İslam’ı kendisinde sorumlu görmeyen kişiye, sizlerin oruç tutmanız günah değildir denmesi oldukça gülünç bir durumdur.
Kişinin günah işlemekten ziyade inanç farklılığı olmasına dikkat çekilmeyip, tuttuğu orucun günah olmadığını dile getiriyor Mustafa Karataş.
Kanal 7′de Mustafa Karataş’la İftar Saati programına telefonla bağlanan bir kadın, ‘Hristiyan’ım ama oruç tutuyorum. Günah mı?’ diye sordu… İşte Karataş’ın cevabı…
7 yıldır Türkiye’de yaşadığını ve 2 yıldır oruç tuttuğunu söyleyen kadına Karataş, ‘Öncelikle saygı açısından sevap kazanıyorsunuz. Müslümanların bu ibadetine katılarak siz de ortak oluyorsunuz. Bunun rahatlığı ve huzuruna da erişiyorsunuz’ dedi.
Karataş, bazı Müslümanların, Müslümanlığın güzelliğinin farkında olmadığını söyleyerek ‘Burada dikkatimi çeken şu var. Ben oruç tutmuyorum. Allah’ın bildiğini kuldan mı saklayacağım diyerek, kasıtlı olarak milletini gözünün önünde yiyen ve sigara üfleyenlere de sizin bu davranışınız bir saygı örneği teşkil ediyor. Sizin de orucunuzun bir günahı olmaz. Allah bunların karşılığını verir‘ dedi.
Medya hocası Mustafa Karataş, alışılmadık bir ifade ile ona yöneltilen bir soruya Kuran ve Sünnet dışında cevaplar verdi.
İslam dininde Allah’a ve Peygamberine iman etmeyen kişilerin yapmış oldukları Kuran ve Sünnette hiçbir karşılığı olmamasına rağmen, medyanın akıl hocası ilahiyatçı medya hocası Mustafa Karataş tam aksisini iddia etti.
Mustafa Karataş, canlı yayına bağlanarak soru soran Hıristiyan dinine mensup bir kadının, ‘Hıristiyan’ım ama oruç tutuyorum. Günah mı?’ diye sorması üzerine verdiği cevap Kuran ve Sünnet’te yeri, olmadığı halde, “Allah bunların karşılığını verir” diye açıklama yaptı.
Kuran ve Sünnette bu konu üzerinde İslam alimlerinin ortak görüşü, yapılan harın ve iyiliğin kabul olmasının şartlarından en başlıca olanı, Allah’a iman etmektir. Allah’a iman etmek varlığını kabul etmek değil, Allah’ın doğmamış, doğrulmamış olduğunu ret etmektir.
Kısacası İslam itikadı üzere olma şartı vardır.
Allaha iman etmeyen kişinin yapmış olduğu her amelin boş olduğu görüşündedir.
İkinci şartı ise, Peygambere y yani Hz Muhammed (a.s) iman etmesi gerekir. İman etmesinin sadece peygamberliğinin kabulü değil, bizzat onun göndermiş olduğu emir ve yasaklarının kabul etmesi ve diğer tüm din, ideoloji ve sistemlerinin ret etmesi gerektiğidir.
Nitekim Hıristiyanların inancında var olan itikadı, Kur’an ret ediyor ve onların yapmış oldukları iyiliklerinde boş olduğunu diyor
Ayeti Kerimede Allah (c.c) buyurur:
Rablerini inkâr edenlerin iyi davranışları fırtınalı bir günde şiddetli rüzgârda savrulan küle benzer, yaptıkları iyi işler karşılığında ellerine hiçbir şey geçmez. İşte koyu bir sapıklığın içinde olmak budur. (İbrahim 18 )
Fahruddin Er Razi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb adlı tefsirinde bu ayet hakkında şunu dile getirir.
“Rablerini inkâr edenlerin misali şudur: Yaptıkları işler, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İşte bu, hakdan uzaklaşmış olan sapıklığın ta kendisidir.”
Seyyid Kutup Filizalil Kuran tefsirinde bu ayet hakkında şu ifadeleri kullanıyor.
Bu sahne, kâfirlerin işledikleri iyi davranışlara ilişkin somut bir gerçeği anlatmaktadır. Çünkü iman temeline dayanmayan iyi davranışlar, davranışı nedene, nedeni de yüce Allah’a sağlam kulpa bağlı olmayan davranışlar, toz gibi, kül gibi uçuşup giderler. Bu tür davranışlar dayanaksız ve düzensizdirler. Çünkü önemli olan amel değildir, insanı böyle bir ameli işlemeye iten nedendir önemli olan. Çünkü amel mekanik bir harekettir. Bir nedeni, bir amacı ve bir hedefi olmadığı sürece insanın hareketleri ile bir makinenin hareketleri arasında hiçbir fark yoktur.
Besâiru’l Kur’an tefsirinde bu ayet hakkında şu ifadeleri kullanır:
Evet bu kâfirlerin göz kamaştırıcı kültürleri, büyük medeniyetleri, görkemli saltanatları, muhteşem ekonomik ve askeri güçleri, övündükleri hayatları hepsi hepsi rüzgar karşısında bir anda savrulup giden bir kül yığınından başka bir şey değildir. Çünkü onlar Allah’tan, İslâm’dan, peygamberden çok uzak bir hayat yaşamışlardır ve yaptıklarının tamamı boştur. Rabbimiz hayatlarını kendisi adına yaşayan mü’minlerin tüm amellerini değerlendirmeye tabi tutarken, zerre kadar bir amellerini bile zayi etmezken onlar için terazi bile koymayacaktır, değerlendirmeye bile tabi tutmayacaktır onların amellerini.
İslam geleneğini sırf hoşgörü adı altında çiğnenmesi artık moda olmaya döndü. İslam akidesine sahip olmayan kişilerin, sırf onların gönlü kırılmasın diye yapılan davranışlarda, Allah’a ve Peygamberine ihanetten başka bir şey değildir.
Sor sorana kişiye karşı verilen cevab oldukça komik bir durumdur. İslam’ı kendisinde sorumlu görmeyen kişiye, sizlerin oruç tutmanız günah değildir denmesi oldukça gülünç bir durumdur.
Kişinin günah işlemekten ziyade inanç farklılığı olmasına dikkat çekilmeyip, tuttuğu orucun günah olmadığını dile getiriyor Mustafa Karataş.
Kanal 7′de Mustafa Karataş’la İftar Saati programına telefonla bağlanan bir kadın, ‘Hristiyan’ım ama oruç tutuyorum. Günah mı?’ diye sordu… İşte Karataş’ın cevabı…
7 yıldır Türkiye’de yaşadığını ve 2 yıldır oruç tuttuğunu söyleyen kadına Karataş, ‘Öncelikle saygı açısından sevap kazanıyorsunuz. Müslümanların bu ibadetine katılarak siz de ortak oluyorsunuz. Bunun rahatlığı ve huzuruna da erişiyorsunuz’ dedi.
Karataş, bazı Müslümanların, Müslümanlığın güzelliğinin farkında olmadığını söyleyerek ‘Burada dikkatimi çeken şu var. Ben oruç tutmuyorum. Allah’ın bildiğini kuldan mı saklayacağım diyerek, kasıtlı olarak milletini gözünün önünde yiyen ve sigara üfleyenlere de sizin bu davranışınız bir saygı örneği teşkil ediyor. Sizin de orucunuzun bir günahı olmaz. Allah bunların karşılığını verir‘ dedi.
