Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale MEHMET BOYNUKALIN ÜZERİNE...

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Necati Koçkesen Çevrimdışı

Necati Koçkesen

İyi Bilinen Üye
İslam-tr Yazar
MEHMET BOYNUKALIN ÜZERİNE...

Ayasofya'ya imam olarak atanan Mehmet Boynukalın, İstanbul Sözleşmesi üzerine bir iki açıklama yaptığı için, yeni anayasa çalışmaları hakkında "anayasada lâiklik olmasın" dediği için afaroz edildi ve hemen imamlıktan alınarak eski görevine iade edildi. Saf müslümanlara göre Boynukalın kendisi istifa etti. Kimi inandırıyorsunuz siz? Hükümet Boynukalın'dan istifasını istemiştir de ondan istifa etmiştir. Çünkü eğer o istifa etmeseydi de hükümet onu görevden alsaydı, saf müslümanlar bile meseleyi biraz anlayacaklardı. Halbuki onun istifa ettirilmesi ile saf müslümanlar, "efendim, hükümet görevden almadı, kendi istifa etti" diyecekler.

Mehmet Boynukalın'ın Twitter'deki bazı açıklamalarına AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin bakın nasıl cevap veriyordu:

"Kadın – erken meselesine dair dini de referans yaparak, katı, sert açıklamalar yapmayı problemli görüyorum ve bize fayda vermiyor. Tam tersine incitiyor, kadınları da incitiyor, bu alanda çalışanların yükünü arttırıyor. Ve daha önemli bu açıklamalar siyasetin yükünü arttırıyor."

"Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum."

Başörtüsü takarak müslüman imajı veren bu bayan din hakkında ne diyor gördünüz, duydunuz mu? Kadının sözlerini bir defa verelim:

"...dini de referans yaparak, katı, sert açıklamalar yapmayı problemli görüyorum ve bize fayda vermiyor. Tam tersine incitiyor, kadınları da incitiyor, bu alanda çalışanların yükünü arttırıyor. Ve daha önemli bu açıklamalar siyasetin yükünü arttırıyor."

Neymiş? Dini referans yaparak "katı, sert açıklamalar yapmayı problemli görüyormuş"
Güya müslüman olduğunu iddia eden bu bayan, dini referans yaparak açıklamalar yapmayı sindiremiyor, "problemli" görüyor. Yâni bu bayan dini problemli görüyor. Üstelik bu bayana göre dinin emirleri "katıymış, sertmiş." Yine dinin emirlerini söylemek "fayda vermiyormuş." Tam tersine "kadınları incitiyormuş." Yâni Allah'ın kadınlar hakkındaki hükümleri bu bayana göre "kadınları incitiyormuş." Dahası, "bu alanda çalışanların yükünü arttırıyormuş."
Bu alan dediği, islama aykırı kadın hakları hakkındaki alandır. Bu bayan yine diyor ki: "...bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum."

Resmî ideolojîye göre İmamın işi ne? Namaz kıldırmak. Yâni bu bayan ve tüm lâikler imamlara mesaj vererek diyorlarki: "Sizin göreviniz sadece namaz kıldırmaktır, namazınızı kıldırın ama bunun dışında hiç bir işe karışmayın." İşte bu açıklamalar sistemin kendi kendisini ele vermesidir.

Zavallı imamlar, kendilerinin imam olduklarını zannediyorlar. Sizler imam falan değilsiniz. Namaz kıldırma memurusunuz, namaz kıldırma memuru... İnsanları şuursuzca yatırıp kaldıracaksınız, namaz bitti mi sizler de hemen cübbenizi sarığınızı çıkaracaksınız ve cemaatla beraber câmiyi terkedip gideceksiniz, maaşlarınızı alıp keyfinize bakacaksınız.

Boynukalın gibilere de diyorum ki, küfür düzenlerinden maaş alarak islamı anlatamazsınız, anlattırmazlar. İşte bu mesele bunun en büyük delilidir. Şöyle cûşâ gelerek dine uygun bir açıklama yapmaya kalktınızmı zılgıtı yersiniz ve hemen yelkenleri indirirsiniz.

Küfür düzenlerinde yer alıp islama hizmet edeceğini zannedenlere ve onları destekleyenlere de diyorum ki, gayri islâmî sistemlerin dîne biçtikleri görevi anlayın artık. Onların Diyâneti kurmalarının ve devam ettirmelerinin, sizleri imam, müezzin, öğretim görevlisi olarak görevlendirmelerinin amacı, dîni sizlerle kontrol altında tutmaktır. Yâni sizler onların istedikleri kadar dîni anlatacaksınız, onların sistemine ters olan âyetleri, hükümleri asla söylemeyeceksiniz. Böylece halkı uyutacaksınız. Uyutacaksınız ki, halk sisteme karşı gelmesin. Tam tersine sistemi desteklesin, sistemin savunucularının peşlerinden gitsin, onlara duâlar etsinler.

Anladınız mı şimdi neden size aylık veriyorlar? Demekki sizler dîni anlatmak için değil, anlatmamak, dini çarpıtmak ve müslümanları uyutmak için maaş alıyorsunuz.

Unutmayın, 60, 70 senelik ömrünüzü "al maaşı, salla başı" şeklinde sürdürüp bitirebilirsiniz. Ama bir de öbür taraf var. Yâni gerçek, sonsuz bir hayat. Bakalım orada ne yapacaksınız?
 
Ebu Tahir Çevrimdışı

Ebu Tahir

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Allah azze ve celle sizden razı olsun çok yerinde bir yazı olmuş..

benim naçizane bir eklemem olacakki

Bu Özlem zengin ismindeki şahıs imamı eleştirip “dini referans alıp katı sert açıklamaları problemli görüyorum “ demiş lakin onada sormazlar mı ; sen Özlem hanım ve mensubu olduğun parti ve diğer islami!!! partiler,yıllardır islamı,dini,camiyi,cemaati vs referans dahi değil direk KULLANARAK bu milletin oyunu alırken kimseye hesap vermediniz,buna ne demeli???
gerçekten saf olmayan müslümanlar zaten boynukalının istifasını kibarca kovmak olduğunu anlamışlardır..
 
Ebu Tahir Çevrimdışı

Ebu Tahir

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Birde kardeşlerden Twitter vs kullanan varsa sevgili Necati hocamızın bu kaleme aldığı yazıyı bizzat Boynukalına kopyalayıp gönderebilen olursa bence çok daha iyi olur..ne malum Rabbim belki bunun vesilesi ile onada onu takip edenlerede hidayet eder ve gerçekleri görebilirler.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ebu Bekra (r.anh) rivâyet ettiği hadiste;
لَمَّا بَلَغَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ أَهْلَ فَارِسَ قَدْ مَلَّكُوا عَلَيْهِمْ بِنْتَ كِسْرَى قَالَ: لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمِ امْرَأَةً
( رواه البخاري )
"Fâris ehli (İranlılar), başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızını kraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaştığında,
O şöyle buyurdu: "İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."
(Buhârî, Meğâzî, 82, Fiten, 18, Hadis no: 4425; Tirmizî, Fiten, 75; Nesaî, Kudât, 8; Ahmed b. Hanbel, V/43, 51, 38, 47)


Ülkede yaşanan 104 Amiral darbe bildirisi ile tekrar gündeme gelen Ayasofya-i Kebir Camii imamı Mehmet Boynukalın hadisesi ve görevden bir nevî azledilmesi geçen sene tekrar ibadete açıldığı zannedilen Ayasofya Camii'nin, aslen ibadete değil siyasete açıldığıdır. Neden mi?

Erkeklere namaz kıldıramayan, Çocuğunun altını temizlemesi gereken bir kadın (Özlem Zengin)'ın seçmenlerince zaman zaman dile getirilerek, 20 senedir tek başına iktidarda olarak yavaş yavaş İslam'ı, şeriatı getirecek olan partinin kontrolünde "Büyük Ayasofya Camii'ne göreve getirdiği imam Mehmet Boynukalın, 'Allah'ın hükmüne dönülmesi' ve 'İstanbul Sözleşmesi / Kadın cinayetleri' hakkındaki sözleri / twitterleri sebebiyle, gerek Kamal'istler, gerek kendisini göreve getiren partinin "şoför Nebahat'ı" tarafından azarlanıp tâzir edilmişti.

Din devlete karışamaz ama Devlet dine karışır sözde laikliğinin hatiblerinden Avukat Özlem Zengin, Ayasofya Camii baş imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'a mucerret olarak "Namaz Kıldırma Memurluğu" olan görevini yapmaya, Devletin yönetimine karışmamaya davet etmişti.

Mehmet Boynukalın 1.jpg
Mehmet Boynukalın 3.jpg

Klasik Kıldırgaçlığın aksine cüzdanı ve vicdanı arasına sıkışmayan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'ın konuşmaları kendi parti taraftarlarında rahatsızlığa sebeb olduğu gibi bunun bir doz aşırısı ise seküler kesimde rahatsızlığa sebeb oluyordu. Bu minvalde Tağutun eski tüfeklerinden 104 amiral, Darbe tehditli bildirisiyle gündeme gelince, aykırı imam apar topar Camii'den uzaklaştırıldı.



***

Necati hocam gerçekten konunun her bir meselesini ele alarak mükemmel şekilde değerlendirmiş. Laik bir ülkede vatandaşlarından bir bölümümün şeriatın ibadetlerini yerine getirebilmesi için bünyesinde Diyanet İşlerini kurdurup, devlet memuru olarak imamlık yaptırması, Şeriatın bayramlarını resmi tatil ilan etmesi aslen Laikliğe aykırı olan bir icraattır.
Aşağıdaki alıntılar gerçekten dosdoğru hakikatler, ülkenin gerçekleridir. Görmek, anlamak istemeyenden daha kör yoktur.


Resmî ideolojîye göre İmamın işi ne? Namaz kıldırmak. Yâni bu bayan ve tüm lâikler imamlara mesaj vererek diyorlar ki: "Sizin göreviniz sadece namaz kıldırmaktır, namazınızı kıldırın ama bunun dışında hiç bir işe karışmayın." İşte bu açıklamalar sistemin kendi kendisini ele vermesidir.

Zavallı imamlar, kendilerinin imam olduklarını zannediyorlar. Sizler imam falan değilsiniz. Namaz kıldırma memurusunuz, namaz kıldırma memuru... İnsanları şuursuzca yatırıp kaldıracaksınız, namaz bitti mi sizler de hemen cübbenizi sarığınızı çıkaracaksınız ve cemaatla beraber câmiyi terkedip gideceksiniz, maaşlarınızı alıp keyfinize bakacaksınız.

Boynukalın gibilere de diyorum ki, küfür düzenlerinden maaş alarak islamı anlatamazsınız, anlattırmazlar. İşte bu mesele bunun en büyük delilidir. Şöyle cûşâ gelerek dine uygun bir açıklama yapmaya kalktınız mı zılgıtı yersiniz ve hemen yelkenleri indirirsiniz.

Küfür düzenlerinde yer alıp islama hizmet edeceğini zannedenlere ve onları destekleyenlere de diyorum ki, gayri islâmî sistemlerin dîne biçtikleri görevi anlayın artık. Onların Diyâneti kurmalarının ve devam ettirmelerinin, sizleri imam, müezzin, öğretim görevlisi olarak görevlendirmelerinin amacı, dîni sizlerle kontrol altında tutmaktır. Yâni sizler onların istedikleri kadar dîni anlatacaksınız, onların sistemine ters olan âyetleri, hükümleri asla söylemeyeceksiniz. Böylece halkı uyutacaksınız. Uyutacaksınız ki, halk sisteme karşı gelmesin. Tam tersine sistemi desteklesin, sistemin savunucularının peşlerinden gitsin, onlara duâlar etsinler.

Anladınız mı şimdi neden size aylık veriyorlar? Demekki sizler dîni anlatmak için değil, anlatmamak, dini çarpıtmak ve müslümanları uyutmak için maaş alıyorsunuz.

Unutmayın, 60, 70 senelik ömrünüzü "al maaşı, salla başı" şeklinde sürdürüp bitirebilirsiniz. Ama bir de öbür taraf var. Yâni gerçek, sonsuz bir hayat. Bakalım orada ne yapacaksınız?

stockholm sendromu mubtelası kendisini görevden alan Halifesi içerikli son twitter
Mehmet Boynukalın 2.jpg
 
Ebu Tahir Çevrimdışı

Ebu Tahir

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Ebu Bekra (r.anh) rivâyet ettiği hadiste;
لَمَّا بَلَغَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ أَهْلَ فَارِسَ قَدْ مَلَّكُوا عَلَيْهِمْ بِنْتَ كِسْرَى قَالَ: لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمِ امْرَأَةً
( رواه البخاري )
"Fâris ehli (İranlılar), başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızını kraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaştığında,
O şöyle buyurdu: "İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."
(Buhârî, Meğâzî, 82, Fiten, 18, Hadis no: 4425; Tirmizî, Fiten, 75; Nesaî, Kudât, 8; Ahmed b. Hanbel, V/43, 51, 38, 47)


Ülkede yaşanan 104 Amiral darbe bildirisi ile tekrar gündeme gelen Ayasofya-i Kebir Camii imamı Mehmet Boynukalın hadisesi ve görevden bir nevî azledilmesi geçen sene tekrar ibadete açıldığı zannedilen Ayasofya, ibadete değil siyasete açıldığıdır. Neden mi?

Erkeklere namaz kıldıramayan, Çocuğunun altını temizlemesi gereken bir kadın (Özlem Zengin)'ın seçmenlerince zaman zaman dile getirilerek, 20 senedir tek başına iktidarda olarak yavaş yavaş İslam'ı, şeriatı getirecek olan partinin kontrolünde "Büyük Ayasofya Camii'ne göreve getirdiği imam Mehmet Boynukalın, 'Allah'ın hükmüne dönülmesi' ve 'İstanbul Sözleşmesi / Kadın cinayetleri' hakkındaki sözleri / twitterleri sebebiyle, gerek Kamal'istler, gerek kendisini göreve getiren partinin "şoför Nebahat'ı" tarafından azarlanıp tâzir edilmişti.

Din devlete karışamaz ama Devlet dine karışır sözde laikliğinin hatiblerinden Avukat Özlem Zengin, Ayasofya Camii baş imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'a mucerret olarak "Namaz Kıldırma Memurluğu" olan görevini yapmaya, Devletin yönetimine karışmamaya davet etmişti.


Klasik Kıldırgaçlığın aksine cüzdanı ve vicdanı arasına sıkışmayan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'ın konuşmaları kendi parti taraftarlarında rahatsızlığa sebeb olduğu gibi bunun bir doz aşırısı ise seküler kesimde rahatsızlığa sebeb oluyordu. Bu minvalde Tağutun eski tüfeklerinden 104 amiral, Darbe tehditli bildirisiyle gündeme gelince, aykırı imam apar topar Camii'den uzaklaştırıldı.



***

Necati hocam gerçekten konunun her bir meselesini ele alarak mükemmel şekilde değerlendirmiş. Laik bir ülkede vatandaşlarından bir bölümümün şeriatın ibadetlerini yerine getirebilmesi için bünyesinde Diyanet İşlerini kurdurup, devlet memuru olarak imamlık yaptırması, Şeriatın bayramlarını resmi tatil ilan etmesi aslen Laikliğe aykırı olan bir icraattır.
Aşağıdaki alıntılar gerçekten dosdoğru hakikatler, ülkenin gerçekleridir. Görmek, anlamak istemeyenden daha kör yoktur.








stockholm sendromu mubtelası kendisini görevden alan Halifesi içerikli son twitter
Ekli dosyayı görüntüle 27091

Hocam en son tweti(resimli) gördükten sonra Necati hocamın yazısının Boynu!kalına iletilmesini ben şahsen ciddi manada gerekli görüyorum. Evet belki iflah olmayacaktır,reddedecektir fakat hakkıda iletmek biz müslümanların görevidir
 
D Çevrimdışı

dishekimesi

Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Bekra (r.anh) rivâyet ettiği hadiste;
لَمَّا بَلَغَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ أَهْلَ فَارِسَ قَدْ مَلَّكُوا عَلَيْهِمْ بِنْتَ كِسْرَى قَالَ: لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمِ امْرَأَةً
( رواه البخاري )
"Fâris ehli (İranlılar), başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızını kraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaştığında,
O şöyle buyurdu: "İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."
(Buhârî, Meğâzî, 82, Fiten, 18, Hadis no: 4425; Tirmizî, Fiten, 75; Nesaî, Kudât, 8; Ahmed b. Hanbel, V/43, 51, 38, 47)


Ülkede yaşanan 104 Amiral darbe bildirisi ile tekrar gündeme gelen Ayasofya-i Kebir Camii imamı Mehmet Boynukalın hadisesi ve görevden bir nevî azledilmesi geçen sene tekrar ibadete açıldığı zannedilen Ayasofya Camii'nin, aslen ibadete değil siyasete açıldığıdır. Neden mi?

Erkeklere namaz kıldıramayan, Çocuğunun altını temizlemesi gereken bir kadın (Özlem Zengin)'ın seçmenlerince zaman zaman dile getirilerek, 20 senedir tek başına iktidarda olarak yavaş yavaş İslam'ı, şeriatı getirecek olan partinin kontrolünde "Büyük Ayasofya Camii'ne göreve getirdiği imam Mehmet Boynukalın, 'Allah'ın hükmüne dönülmesi' ve 'İstanbul Sözleşmesi / Kadın cinayetleri' hakkındaki sözleri / twitterleri sebebiyle, gerek Kamal'istler, gerek kendisini göreve getiren partinin "şoför Nebahat'ı" tarafından azarlanıp tâzir edilmişti.

Din devlete karışamaz ama Devlet dine karışır sözde laikliğinin hatiblerinden Avukat Özlem Zengin, Ayasofya Camii baş imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'a mucerret olarak "Namaz Kıldırma Memurluğu" olan görevini yapmaya, Devletin yönetimine karışmamaya davet etmişti.


Klasik Kıldırgaçlığın aksine cüzdanı ve vicdanı arasına sıkışmayan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'ın konuşmaları kendi parti taraftarlarında rahatsızlığa sebeb olduğu gibi bunun bir doz aşırısı ise seküler kesimde rahatsızlığa sebeb oluyordu. Bu minvalde Tağutun eski tüfeklerinden 104 amiral, Darbe tehditli bildirisiyle gündeme gelince, aykırı imam apar topar Camii'den uzaklaştırıldı.



***

Necati hocam gerçekten konunun her bir meselesini ele alarak mükemmel şekilde değerlendirmiş. Laik bir ülkede vatandaşlarından bir bölümümün şeriatın ibadetlerini yerine getirebilmesi için bünyesinde Diyanet İşlerini kurdurup, devlet memuru olarak imamlık yaptırması, Şeriatın bayramlarını resmi tatil ilan etmesi aslen Laikliğe aykırı olan bir icraattır.
Aşağıdaki alıntılar gerçekten dosdoğru hakikatler, ülkenin gerçekleridir. Görmek, anlamak istemeyenden daha kör yoktur.








stockholm sendromu mubtelası kendisini görevden alan Halifesi içerikli son twitter
Ekli dosyayı görüntüle 27091
Ebu Bekra (r.anh) rivâyet ettiği hadiste;
لَمَّا بَلَغَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ أَهْلَ فَارِسَ قَدْ مَلَّكُوا عَلَيْهِمْ بِنْتَ كِسْرَى قَالَ: لَنْ يُفْلِحَ قَوْمٌ وَلَّوْا أَمْرَهُمِ امْرَأَةً
( رواه البخاري )
"Fâris ehli (İranlılar), başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızını kraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaştığında,
O şöyle buyurdu: "İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."
(Buhârî, Meğâzî, 82, Fiten, 18, Hadis no: 4425; Tirmizî, Fiten, 75; Nesaî, Kudât, 8; Ahmed b. Hanbel, V/43, 51, 38, 47)


Ülkede yaşanan 104 Amiral darbe bildirisi ile tekrar gündeme gelen Ayasofya-i Kebir Camii imamı Mehmet Boynukalın hadisesi ve görevden bir nevî azledilmesi geçen sene tekrar ibadete açıldığı zannedilen Ayasofya Camii'nin, aslen ibadete değil siyasete açıldığıdır. Neden mi?

Erkeklere namaz kıldıramayan, Çocuğunun altını temizlemesi gereken bir kadın (Özlem Zengin)'ın seçmenlerince zaman zaman dile getirilerek, 20 senedir tek başına iktidarda olarak yavaş yavaş İslam'ı, şeriatı getirecek olan partinin kontrolünde "Büyük Ayasofya Camii'ne göreve getirdiği imam Mehmet Boynukalın, 'Allah'ın hükmüne dönülmesi' ve 'İstanbul Sözleşmesi / Kadın cinayetleri' hakkındaki sözleri / twitterleri sebebiyle, gerek Kamal'istler, gerek kendisini göreve getiren partinin "şoför Nebahat'ı" tarafından azarlanıp tâzir edilmişti.

Din devlete karışamaz ama Devlet dine karışır sözde laikliğinin hatiblerinden Avukat Özlem Zengin, Ayasofya Camii baş imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'a mucerret olarak "Namaz Kıldırma Memurluğu" olan görevini yapmaya, Devletin yönetimine karışmamaya davet etmişti.


Klasik Kıldırgaçlığın aksine cüzdanı ve vicdanı arasına sıkışmayan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'ın konuşmaları kendi parti taraftarlarında rahatsızlığa sebeb olduğu gibi bunun bir doz aşırısı ise seküler kesimde rahatsızlığa sebeb oluyordu. Bu minvalde Tağutun eski tüfeklerinden 104 amiral, Darbe tehditli bildirisiyle gündeme gelince, aykırı imam apar topar Camii'den uzaklaştırıldı.



***

Necati hocam gerçekten konunun her bir meselesini ele alarak mükemmel şekilde değerlendirmiş. Laik bir ülkede vatandaşlarından bir bölümümün şeriatın ibadetlerini yerine getirebilmesi için bünyesinde Diyanet İşlerini kurdurup, devlet memuru olarak imamlık yaptırması, Şeriatın bayramlarını resmi tatil ilan etmesi aslen Laikliğe aykırı olan bir icraattır.
Aşağıdaki alıntılar gerçekten dosdoğru hakikatler, ülkenin gerçekleridir. Görmek, anlamak istemeyenden daha kör yoktur.








stockholm sendromu mubtelası kendisini görevden alan Halifesi içerikli son twitter
Ekli dosyayı görüntüle 27091
Neden bu yazıda yalnızca Özlem Zenginin ve onun kadın oluşunun üzerine gittiniz ? Diğer parti üyeleri Özlem Zenginden farklı düşünmüyor. Özlem Zengin'in bu açıklaması partinin ortak görüşünü yansıtıyor kadın olmasıyla bir alakası yok ayrıca kadın 51 yaşında küçük bir çocuğu yok altını değiştirmesi gerektiği, o zaman bu atfınızı kadınların yaptığı işi küçümsemek olarak mı algılamalıyız ? Kadın ne iş yapar sorusunun sizde cevabı çocuğun altını değiştirmek mi ? İkincisi Özlem Zenginin bu açıklamalar kadınları üzüyor demesinin sebebi 'Kadına Şiddet' meselesinin bir mesele olarak kabul edilmeyişi ve genel şiddet başlığı altında kaynamasına göz yumulması. Evet biz Müslümanlar olarak şeriati ve idamı desteklemeliyiz fakat mevcut düzende bütün herkes aynı kanunlara tabii ve 'Erkeğe Şiddet' yahut 'Erkek Cinayetleri' meselelerimiz yok. Kadınların erkeklere karşı işledikleri bu tarz suçların sayısı çok yüksek değil Kadın cinayetlerinin yanında esamesi okunmaz. Biz sağlık çalışanına şiddet çocuğa şiddet vs diye ayrı başlıklar açabiliyorken neden 'Kadına Şiddet' diye ayrı başlık açmayalım ? Her şiddet türünün kendi iç dinamikleri ve sebepleri kaynakları var. Kadına şiddeti herhangi bir şiddet gibi ele alırsak bu şiddetin kaynağını bulamayız ve toplumu bu açıdan düzeltemeyiz. Suçların bir hukuki yargı kısmı varken aynı zamanda sosyolojik sebepleri de olur ve incelenmelidir. Bu yüzden bu tanımdan vazgeçemeyiz. Ayrıca kadına şiddet denmeseydi bunun toplumdaki kadınların üzerinde bir etki bırakmayacağı mı zannediliyordu ? Açıkçası gerek televizyonda gerek yakın çevremde görüdüğüm her olay bir kadın olarak beni çok etkiliyor. Peki Müslümanlar bu konunun çözümü için neler yapıyorlar ? Hiçbir şey yapmadan şeriati beklemek doğru mu sizce ? Kadınlar erkeklere düşman oluyorlar demeden önce kadınlar neden böyle bir ruh halinin içindeler neden güven duygularını yitiriyorlar bunu düşünmemiz lazım. (Yorumumun silinmesini istemiyorum. Kavga vs amaçlı yazmadım. Gerçekten böyle düşünen Müslüman erkeklerin görüşlerini merak ediyorum.)
 
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Neden bu yazıda yalnızca Özlem Zenginin ve onun kadın oluşunun üzerine gittiniz ? Diğer parti üyeleri Özlem Zenginden farklı düşünmüyor. Özlem Zengin'in bu açıklaması partinin ortak görüşünü yansıtıyor kadın olmasıyla bir alakası yok ayrıca kadın 51 yaşında küçük bir çocuğu yok altını değiştirmesi gerektiği, o zaman bu atfınızı kadınların yaptığı işi küçümsemek olarak mı algılamalıyız ? Kadın ne iş yapar sorusunun sizde cevabı çocuğun altını değiştirmek mi ? İkincisi Özlem Zenginin bu açıklamalar kadınları üzüyor demesinin sebebi 'Kadına Şiddet' meselesinin bir mesele olarak kabul edilmeyişi ve genel şiddet başlığı altında kaynamasına göz yumulması. Evet biz Müslümanlar olarak şeriati ve idamı desteklemeliyiz fakat mevcut düzende bütün herkes aynı kanunlara tabii ve 'Erkeğe Şiddet' yahut 'Erkek Cinayetleri' meselelerimiz yok. Kadınların erkeklere karşı işledikleri bu tarz suçların sayısı çok yüksek değil Kadın cinayetlerinin yanında esamesi okunmaz. Biz sağlık çalışanına şiddet çocuğa şiddet vs diye ayrı başlıklar açabiliyorken neden 'Kadına Şiddet' diye ayrı başlık açmayalım ? Her şiddet türünün kendi iç dinamikleri ve sebepleri kaynakları var. Kadına şiddeti herhangi bir şiddet gibi ele alırsak bu şiddetin kaynağını bulamayız ve toplumu bu açıdan düzeltemeyiz. Suçların bir hukuki yargı kısmı varken aynı zamanda sosyolojik sebepleri de olur ve incelenmelidir. Bu yüzden bu tanımdan vazgeçemeyiz. Ayrıca kadına şiddet denmeseydi bunun toplumdaki kadınların üzerinde bir etki bırakmayacağı mı zannediliyordu ? Açıkçası gerek televizyonda gerek yakın çevremde görüdüğüm her olay bir kadın olarak beni çok etkiliyor. Peki Müslümanlar bu konunun çözümü için neler yapıyorlar ? Hiçbir şey yapmadan şeriati beklemek doğru mu sizce ? Kadınlar erkeklere düşman oluyorlar demeden önce kadınlar neden böyle bir ruh halinin içindeler neden güven duygularını yitiriyorlar bunu düşünmemiz lazım. (Yorumumun silinmesini istemiyorum. Kavga vs amaçlı yazmadım. Gerçekten böyle düşünen Müslüman erkeklerin görüşlerini merak ediyorum.)

Erkekler elbetteki ak kaşık değil velakin "Kadına şiddet" denilen hadiseden ne anlaşıldığını açmamız lazım. Böyle çok muğlak kalıyor. Nedir kadına şiddet? Eve kafa bulmuş bir vaziyette gelip ondan sonra karısını döven adamınkide kadına şiddet kabul ediliyor, gayri meşru bir ilişki sonucunda ölen kadının başına gelende. İkincisine iyi olmuş dediğim yok yanlış anlaşılmasın ama bunun feministleri ilgilendiren bir tarafı yok. Cem Garipoğluna, Münevver Karabulut olayından sonra gelen aşk mektupların yada Amerikalı seri katil Ted Bundy olayında saçlarını onun saplantı haline getirdiği ölen sevgilisi gibi ören kadınları düşünün. Birde karı koca arasında kalması gereken ufak vakalarda Devletin yaptığı pozitif(!) ayrımcılığı düşünün. Bütün bunlar ekseninde bir değerlendirme yapmak lazımdır.
Ama Özlem ZENGİN olayı daha farklı. Boynukalın'ın İstanbul sözleşmesine dair yaptığı haklı açıklamalara haksız tepkiler gösterdi. İstanbul Sözleşmesi ise sırf kadın hakları olarak görülemez. Orada Eşcinsel haklarından, genç evlilik yapanlara dair yaptırımlara ve kadın beyanının esas kabul edilmesine İslami hatta İnsani açıdan kabul edilmesi mümkün olmayan pek çok şey var. Bu sebepten insanlar karşı çıkıyor.
 
D Çevrimdışı

dishekimesi

Üye
İslam-TR Üyesi
Erkekler elbetteki ak kaşık değil velakin "Kadına şiddet" denilen hadiseden ne anlaşıldığını açmamız lazım. Böyle çok muğlak kalıyor. Nedir kadına şiddet? Eve kafa bulmuş bir vaziyette gelip ondan sonra karısını döven adamınkide kadına şiddet kabul ediliyor, gayri meşru bir ilişki sonucunda ölen kadının başına gelende. İkincisine iyi olmuş dediğim yok yanlış anlaşılmasın ama bunun feministleri ilgilendiren bir tarafı yok. Cem Garipoğluna, Münevver Karabulut olayından sonra gelen aşk mektupların yada Amerikalı seri katil Ted Bundy olayında saçlarını onun saplantı haline getirdiği ölen sevgilisi gibi ören kadınları düşünün. Birde karı koca arasında kalması gereken ufak vakalarda Devletin yaptığı pozitif(!) ayrımcılığı düşünün. Bütün bunlar ekseninde bir değerlendirme yapmak lazımdır.
Ama Özlem ZENGİN olayı daha farklı. Boynukalın'ın İstanbul sözleşmesine dair yaptığı haklı açıklamalara haksız tepkiler gösterdi. İstanbul Sözleşmesi ise sırf kadın hakları olarak görülemez. Orada Eşcinsel haklarından, genç evlilik yapanlara dair yaptırımlara ve kadın beyanının esas kabul edilmesine İslami hatta İnsani açıdan kabul edilmesi mümkün olmayan pek çok şey var. Bu sebepten insanlar karşı çıkıyor.
Bizim dinimizde Nisa 34te verilen en uç ruhsatı (bedene zarar verilmeyecek, hassas bölgelerden uzak durulacak vs) ve onun kapsama alanına giren konuları düşünelim ve bugün toplumumuzda var olan şiddeti düşünelim. Karşı tarafa zarar verme amacıyla yapılmış yahut o amaçla yapılmasa bile nefsi tatminden yola çıkılmış bu davranış örneklerinin hepsi kadına şiddete giriyor ve ben devletin yaptığı pozitif ayrımcılığı bırakın cinayetten sonra bile karakoldan elini kolunu sallaya sallaya çıkabilen örnekleri görüyorum hep. İstanbul sözleşmesi bahsettiğiniz maddelerden dolayı benim de desteklediğim bir sözleşme değil zaten uygulanan bir sözleşme değil. Benim bahsettiğim kadına şiddet diye ayrı bir başlık açmayalım sadece şiddet diyelim denmesi. Ama bütün şiddet türlerini tek bir noktada toplayamayız. Yoksa sokakta arkadaşını döven erkekle evde eşini döven erkeği aynı ölçüde değerlendirmemiz gerekir ama çıkış noktaları aynı değil. Bu sebeple normalde sevdiğim bir isim olmasına rağmen Mehmet Boynukalının bu görüşlerini desteklemiyorum ve bu sözlerinin dinle alakasını da anlamış değilim. Kadına şiddet demek feminist derneklerden bağımsız konuşuyorum niçin propaganda olsun ? Üzüldüğüm diğer konu ise biz Müslüman adaletle ve zulmün karşısında oluşuyla hatırlanır diyoruz fakat ortaya koyduğumuz bir çalışma yok. (Feminist derneklerin yaptığı kadar bile yok. Bu yüzden toplumumuz hep onları destekliyor. Bu sayede de eşcinselliği kendi sloganlarının arasında halka yedirmeyi başardılar.) Hem evlilikler sona eriyor, aile kurumu dağılıyor, insanlar evlenmekten kaçınıyor diye hayıflanıyoruz. Fakat bir sözleşmeyi protesto etmek haricinde bu konu gündemimize oturmuyor. Mesela kaldırılmadan önce bu konuyu İstanbul sözleşmesi üzerinden konuştuğumuz gibi burada da Özlem Zengin üzerinden konuşuyoruz. Asla konunun kendisini konuşmuyoruz.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Bizim dinimizde Nisa 34te verilen en uç ruhsatı (bedene zarar verilmeyecek, hassas bölgelerden uzak durulacak vs) ve onun kapsama alanına giren konuları düşünelim ve bugün toplumumuzda var olan şiddeti düşünelim. Karşı tarafa zarar verme amacıyla yapılmış yahut o amaçla yapılmasa bile nefsi tatminden yola çıkılmış bu davranış örneklerinin hepsi kadına şiddete giriyor ve ben devletin yaptığı pozitif ayrımcılığı bırakın cinayetten sonra bile karakoldan elini kolunu sallaya sallaya çıkabilen örnekleri görüyorum hep. İstanbul sözleşmesi bahsettiğiniz maddelerden dolayı benim de desteklediğim bir sözleşme değil zaten uygulanan bir sözleşme değil. Benim bahsettiğim kadına şiddet diye ayrı bir başlık açmayalım sadece şiddet diyelim denmesi. Ama bütün şiddet türlerini tek bir noktada toplayamayız. Yoksa sokakta arkadaşını döven erkekle evde eşini döven erkeği aynı ölçüde değerlendirmemiz gerekir ama çıkış noktaları aynı değil. Bu sebeple normalde sevdiğim bir isim olmasına rağmen Mehmet Boynukalının bu görüşlerini desteklemiyorum ve bu sözlerinin dinle alakasını da anlamış değilim. Kadına şiddet demek feminist derneklerden bağımsız konuşuyorum niçin propaganda olsun ? Üzüldüğüm diğer konu ise biz Müslüman adaletle ve zulmün karşısında oluşuyla hatırlanır diyoruz fakat ortaya koyduğumuz bir çalışma yok. (Feminist derneklerin yaptığı kadar bile yok. Bu yüzden toplumumuz hep onları destekliyor. Bu sayede de eşcinselliği kendi sloganlarının arasında halka yedirmeyi başardılar.) Hem evlilikler sona eriyor, aile kurumu dağılıyor, insanlar evlenmekten kaçınıyor diye hayıflanıyoruz. Fakat bir sözleşmeyi protesto etmek haricinde bu konu gündemimize oturmuyor. Mesela kaldırılmadan önce bu konuyu İstanbul sözleşmesi üzerinden konuştuğumuz gibi burada da Özlem Zengin üzerinden konuşuyoruz. Asla konunun kendisini konuşmuyoruz.

Asıl sıkıntı hakkı adaleti batıl sistemlerde aramak.Bizi yaratan yoktan var eden bir yaratıcımızın olduğunu,yarattığı kula neyin doğru neyin yanlış olduğunu elbette Rabbimiz bilir.Bundan dolayı bize kitabı indiren ve onun açıklayıcısı olan peygamberlerin olduğu bir dine mensubuz.Lavaboya girip çıkarken bile adabını öğreten bir din olduğu halde nasıl olurda bahsettiğiniz konu kapalı kalabilir ?

En basiti eş seçiminde bile Allah Resulü s.a
v bir hanim ile şu 4 sebepten biri ile evlenilir derken dini icin olanı seçin hem dunya da hem ahirette rahat edersiniz derken
Bu kriteri kim ne kadar önemsiyor ?

İşin temelinde batıl çıkarlar uğruna evlilikler kuruluyorsa,çıkarların bittigi yerde evlilikler de biter.

Batıl sistemin karma eğitim kurumlarında eğitim gören lise üniversite gibi ortamlar da
Heba olan günaha dalan bu zemini gençlere hazırlayan bu kafir sistemdir.

Hakkı adaleti aramak derdiniz ise !
Kendisinden adalet beklediğiniz sistemi değiştirin.
Kurtla kuzuyu bir kümeste toplayıpta.
Kıskançlık cinnet şiddet krizlerine giripte öyle heba olan gençleri daha çok görürüz haberlerden.

Burda suçlu olan gençler değil.Bu zemini bunlara hazırlayan sistem.
 
D Çevrimdışı

dishekimesi

Üye
İslam-TR Üyesi
Asıl sıkıntı hakkı adaleti batıl sistemlerde aramak.Bizi yaratan yoktan var eden bir yaratıcımızın olduğunu,yarattığı kula neyin doğru neyin yanlış olduğunu elbette Rabbimiz bilir.Bundan dolayı bize kitabı indiren ve onun açıklayıcısı olan peygamberlerin olduğu bir dine mensubuz.Lavaboya girip çıkarken bile adabını öğreten bir din olduğu halde nasıl olurda bahsettiğiniz konu kapalı kalabilir ?

En basiti eş seçiminde bile Allah Resulü s.a
v bir hanim ile şu 4 sebepten biri ile evlenilir derken dini icin olanı seçin hem dunya da hem ahirette rahat edersiniz derken
Bu kriteri kim ne kadar önemsiyor ?

İşin temelinde batıl çıkarlar uğruna evlilikler kuruluyorsa,çıkarların bittigi yerde evlilikler de biter.

Batıl sistemin karma eğitim kurumlarında eğitim gören lise üniversite gibi ortamlar da
Heba olan günaha dalan bu zemini gençlere hazırlayan bu kafir sistemdir.

Hakkı adaleti aramak derdiniz ise !
Kendisinden adalet beklediğiniz sistemi değiştirin.
Kurtla kuzuyu bir kümeste toplayıpta.
Kıskançlık cinnet şiddet krizlerine giripte öyle heba olan gençleri daha çok görürüz haberlerden.

Burda suçlu olan gençler değil.Bu zemini bunlara hazırlayan sistem.
Ben Müslümanlardan bahsediyorum. Müslümanların gündeminden bahsediyorum. Biz bugün hak sistem gelsin diye bekleyip şu an toplumumuzdaki yaraları sarmak için uğraşmayacak mıyız ? Bakın İngilterede 2019 yılında öldürülen kadın sayısı 241 bizde 421. Neredeyse 2 katı. İngiltere Müslüman bir ülke değil yukarıda eleştirdiğiniz her şey ve fazlası onların hayatlarında da var. Biz ise en azından Müslüman kimliğe sahip olduğumuzu söylüyoruz. Bu rakamlar korkunç değil mi ?

Endemic violence against women is causing a wave of anger
Anıt Sayaç : Şiddetten Ölen Kadınlar İçin Dijital Anıt

Burada suçlu gençler değil yazmışsınız ama biz bu dünyaya sınanmak için geldik. Peygamber efendimiz de sahabeler de İslam devleti kurulana kadar küfür sistemlerinde yaşadılar ama kendilerini muhafaza ettiler bunu imtihan olarak gördüler ve çalıştılar. Suçlu sistem diye çekilemeyiz. Yılbaşını kutlamayalım diye sokakta broşür dağıtan amcalarımız Filistindeki kardeşlerimiz ölmesin diye protesto eden insanlarımız bu konuyu da gündemlerine taşımalıdırlar. Yoksa bir kadın olarak yarın Allah korusun başıma bir şey gelse gideceğim yer neresi olmalıdır ? Feminist bir kadın derneği mi ? Peki başka seçeneğim var mı ? Müslümanların bu alanda kuruluşları var mı ? Peki erkek çocuklarımız bu konuda nasıl yetiştiriliyor ? Bir kadın seninle evlenmeyi reddederse nasıl davranmalısın ? Kıskandığında nasıl davranmalısın ? Eşinle aynı fikirde olmadığında nasıl davranmalısın ? Kendi öfkenle nasıl başa çıkmalısın ? Bunları anlatıyor muyuz ?
Hepimiz biliyoruz ki bu sistem yarın öbür gün tak diye değişecek değil. O zaman biz toplumu dönüştürelim. Bir sistem bir toplumu bir anda yükseğe taşımaz. Orada onu hakkıyla yaşayabilecek insanlar da olmalıdır.
 
Abdulafuv Çevrimdışı

Abdulafuv

Hak Ehli Susarsa Batıl Ehli Kendini Hak Zanneder
İslam-TR Üyesi
ben boynukalının yaptığı bu açıklamaları tamamen akp nin şeriatçılardan(!) kaybettiği oyların tekrar devşirilmesi olarak yorumluyorum neden mi bu gibi açıklamalar toplumdaki bazılarının gazını alıp onları tekrardan akpnin arkasında durması için bilinçli bir şekilde organize edildi ayrıca akp içindeki seküler kesimin rahatsız olması dahi boynukalının yaptığını doğru göstermez. dikkat edin devlet semer vuramayacağı bir eşşeğe binlerce lira para verirmi ayrıca bu şahsın ilerde tekrardan akp den milletvekili olması bu sürecte erdoğanın kaybedilen oyları tekrar toplayacağının habercisidir. istifa ettiğinde dahi meseleyi nereye yönledirdiğine dikkat etmek gerekir. #BAŞKOMUTANERDOĞAN Twiti dahi onun gerçek yüzünü göstermek için yeterlidir. boşuna hiçbir müslüman birbirini kırmasın bu gibi satılık insanlarla
 
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bizim dinimizde Nisa 34te verilen en uç ruhsatı (bedene zarar verilmeyecek, hassas bölgelerden uzak durulacak vs) ve onun kapsama alanına giren konuları düşünelim ve bugün toplumumuzda var olan şiddeti düşünelim. Karşı tarafa zarar verme amacıyla yapılmış yahut o amaçla yapılmasa bile nefsi tatminden yola çıkılmış bu davranış örneklerinin hepsi kadına şiddete giriyor ve ben devletin yaptığı pozitif ayrımcılığı bırakın cinayetten sonra bile karakoldan elini kolunu sallaya sallaya çıkabilen örnekleri görüyorum hep. İstanbul sözleşmesi bahsettiğiniz maddelerden dolayı benim de desteklediğim bir sözleşme değil zaten uygulanan bir sözleşme değil. Benim bahsettiğim kadına şiddet diye ayrı bir başlık açmayalım sadece şiddet diyelim denmesi. Ama bütün şiddet türlerini tek bir noktada toplayamayız. Yoksa sokakta arkadaşını döven erkekle evde eşini döven erkeği aynı ölçüde değerlendirmemiz gerekir ama çıkış noktaları aynı değil. Bu sebeple normalde sevdiğim bir isim olmasına rağmen Mehmet Boynukalının bu görüşlerini desteklemiyorum ve bu sözlerinin dinle alakasını da anlamış değilim. Kadına şiddet demek feminist derneklerden bağımsız konuşuyorum niçin propaganda olsun ? Üzüldüğüm diğer konu ise biz Müslüman adaletle ve zulmün karşısında oluşuyla hatırlanır diyoruz fakat ortaya koyduğumuz bir çalışma yok. (Feminist derneklerin yaptığı kadar bile yok. Bu yüzden toplumumuz hep onları destekliyor. Bu sayede de eşcinselliği kendi sloganlarının arasında halka yedirmeyi başardılar.) Hem evlilikler sona eriyor, aile kurumu dağılıyor, insanlar evlenmekten kaçınıyor diye hayıflanıyoruz. Fakat bir sözleşmeyi protesto etmek haricinde bu konu gündemimize oturmuyor. Mesela kaldırılmadan önce bu konuyu İstanbul sözleşmesi üzerinden konuştuğumuz gibi burada da Özlem Zengin üzerinden konuşuyoruz. Asla konunun kendisini konuşmuyoruz.

Ben Müslümanlardan bahsediyorum. Müslümanların gündeminden bahsediyorum. Biz bugün hak sistem gelsin diye bekleyip şu an toplumumuzdaki yaraları sarmak için uğraşmayacak mıyız ? Bakın İngilterede 2019 yılında öldürülen kadın sayısı 241 bizde 421. Neredeyse 2 katı. İngiltere Müslüman bir ülke değil yukarıda eleştirdiğiniz her şey ve fazlası onların hayatlarında da var. Biz ise en azından Müslüman kimliğe sahip olduğumuzu söylüyoruz. Bu rakamlar korkunç değil mi ?

Endemic violence against women is causing a wave of anger
Anıt Sayaç : Şiddetten Ölen Kadınlar İçin Dijital Anıt

Burada suçlu gençler değil yazmışsınız ama biz bu dünyaya sınanmak için geldik. Peygamber efendimiz de sahabeler de İslam devleti kurulana kadar küfür sistemlerinde yaşadılar ama kendilerini muhafaza ettiler bunu imtihan olarak gördüler ve çalıştılar. Suçlu sistem diye çekilemeyiz. Yılbaşını kutlamayalım diye sokakta broşür dağıtan amcalarımız Filistindeki kardeşlerimiz ölmesin diye protesto eden insanlarımız bu konuyu da gündemlerine taşımalıdırlar. Yoksa bir kadın olarak yarın Allah korusun başıma bir şey gelse gideceğim yer neresi olmalıdır ? Feminist bir kadın derneği mi ? Peki başka seçeneğim var mı ? Müslümanların bu alanda kuruluşları var mı ? Peki erkek çocuklarımız bu konuda nasıl yetiştiriliyor ? Bir kadın seninle evlenmeyi reddederse nasıl davranmalısın ? Kıskandığında nasıl davranmalısın ? Eşinle aynı fikirde olmadığında nasıl davranmalısın ? Kendi öfkenle nasıl başa çıkmalısın ? Bunları anlatıyor muyuz ?
Hepimiz biliyoruz ki bu sistem yarın öbür gün tak diye değişecek değil. O zaman biz toplumu dönüştürelim. Bir sistem bir toplumu bir anda yükseğe taşımaz. Orada onu hakkıyla yaşayabilecek insanlar da olmalıdır.

Eğer işi kendimizi muhafazq olara değerlendirirsek, buna katılırım. Ama bu sorf kadına şiddet meselesi değil. Hakkı gaspedilen herhangi bir Müslümanın gideceği bir merci yok.
Kadına şiddet olayında gelince: Bu olayda Müslümanları suçlama ancak kafirlere yakışır bir iş olacaktır. Gerek bu cinayetlere kurban gidenlerden medyatik olanlar gerekse bu suçları işleyenlerin hemen tamamı seükler kesimdir.
Erkeklerimiz kendilerine sahib çıksınlar eyvallahta, eğer mesele sadece aile içindeki vakıa ise kadınlara neden erkeklerin üzerine gitmemeyi öğretmiyoruz? Kadını suçladığım yok ama benimde tanıdığım örnekler var ve yaşadığım bölge sözde kadınların en geri kaldığı bölge: Kürt bölgesi!
Türkiyede eğer karısına şiddet uyguladığı halde rejimin müdahale etmediği vakalar, kadın cinayetleri, medyaya düşen şeyler vs ile bazen kadınları tanımayan bile erkeklere yapılan zulümleri bir kıyas edin bakalım. Emin olun ikincisi birincisini katlar.
Sosyolojide bir kural vardır: Bir şey ne kadar alenileşirse o şey o kadar çok meydana gelir. Kadına şiddete ve kadin cinayetlerine dair vakalar bu kadar medyatik olmasa şayet emin olun bu olayların yaşanması düşer. Bu sebepten kadın cinayetleri konusunda bize nal toplatan ABD ve Avrupada bu kadar çok kadına şiddet haberi olmaz, olursa intihar haberleri gibi ters etki yapar çünkü.
Kadın cinayetlerine dair ilk eğitilmesi gereken kadın, sonra erkektir. Bu sırf kadına şiddet değil adli ve toplumsal her olayda böyledir.
Vesselam
 
Nefer-i Guraba Çevrimdışı

Nefer-i Guraba

xxxxxxxxxxxxx
İslam-TR Üyesi
Neden bu yazıda yalnızca Özlem Zenginin ve onun kadın oluşunun üzerine gittiniz ? Diğer parti üyeleri Özlem Zenginden farklı düşünmüyor. Özlem Zengin'in bu açıklaması partinin ortak görüşünü yansıtıyor kadın olmasıyla bir alakası yok ayrıca kadın 51 yaşında küçük bir çocuğu yok altını değiştirmesi gerektiği, o zaman bu atfınızı kadınların yaptığı işi küçümsemek olarak mı algılamalıyız ? Kadın ne iş yapar sorusunun sizde cevabı çocuğun altını değiştirmek mi ? İkincisi Özlem Zenginin bu açıklamalar kadınları üzüyor demesinin sebebi 'Kadına Şiddet' meselesinin bir mesele olarak kabul edilmeyişi ve genel şiddet başlığı altında kaynamasına göz yumulması. Evet biz Müslümanlar olarak şeriati ve idamı desteklemeliyiz fakat mevcut düzende bütün herkes aynı kanunlara tabii ve 'Erkeğe Şiddet' yahut 'Erkek Cinayetleri' meselelerimiz yok. Kadınların erkeklere karşı işledikleri bu tarz suçların sayısı çok yüksek değil Kadın cinayetlerinin yanında esamesi okunmaz. Biz sağlık çalışanına şiddet çocuğa şiddet vs diye ayrı başlıklar açabiliyorken neden 'Kadına Şiddet' diye ayrı başlık açmayalım ? Her şiddet türünün kendi iç dinamikleri ve sebepleri kaynakları var. Kadına şiddeti herhangi bir şiddet gibi ele alırsak bu şiddetin kaynağını bulamayız ve toplumu bu açıdan düzeltemeyiz. Suçların bir hukuki yargı kısmı varken aynı zamanda sosyolojik sebepleri de olur ve incelenmelidir. Bu yüzden bu tanımdan vazgeçemeyiz. Ayrıca kadına şiddet denmeseydi bunun toplumdaki kadınların üzerinde bir etki bırakmayacağı mı zannediliyordu ? Açıkçası gerek televizyonda gerek yakın çevremde görüdüğüm her olay bir kadın olarak beni çok etkiliyor. Peki Müslümanlar bu konunun çözümü için neler yapıyorlar ? Hiçbir şey yapmadan şeriati beklemek doğru mu sizce ? Kadınlar erkeklere düşman oluyorlar demeden önce kadınlar neden böyle bir ruh halinin içindeler neden güven duygularını yitiriyorlar bunu düşünmemiz lazım. (Yorumumun silinmesini istemiyorum. Kavga vs amaçlı yazmadım. Gerçekten böyle düşünen Müslüman erkeklerin görüşlerini merak ediyorum.)

Bilmem belkide Kadınların sadece dişi yönleriyle olmak kolay ve ucuz olduğu için olabilir mi?ve bu yüzden düşmeyen tempodaki caka yarisları sonucu olan bencil çocuklarının yaptıklarını izliyor olabilirmiyiz.
 
D Çevrimdışı

dishekimesi

Üye
İslam-TR Üyesi
Eğer işi kendimizi muhafazq olara değerlendirirsek, buna katılırım. Ama bu sorf kadına şiddet meselesi değil. Hakkı gaspedilen herhangi bir Müslümanın gideceği bir merci yok.
Kadına şiddet olayında gelince: Bu olayda Müslümanları suçlama ancak kafirlere yakışır bir iş olacaktır. Gerek bu cinayetlere kurban gidenlerden medyatik olanlar gerekse bu suçları işleyenlerin hemen tamamı seükler kesimdir.
Erkeklerimiz kendilerine sahib çıksınlar eyvallahta, eğer mesele sadece aile içindeki vakıa ise kadınlara neden erkeklerin üzerine gitmemeyi öğretmiyoruz? Kadını suçladığım yok ama benimde tanıdığım örnekler var ve yaşadığım bölge sözde kadınların en geri kaldığı bölge: Kürt bölgesi!
Türkiyede eğer karısına şiddet uyguladığı halde rejimin müdahale etmediği vakalar, kadın cinayetleri, medyaya düşen şeyler vs ile bazen kadınları tanımayan bile erkeklere yapılan zulümleri bir kıyas edin bakalım. Emin olun ikincisi birincisini katlar.
Sosyolojide bir kural vardır: Bir şey ne kadar alenileşirse o şey o kadar çok meydana gelir. Kadına şiddete ve kadin cinayetlerine dair vakalar bu kadar medyatik olmasa şayet emin olun bu olayların yaşanması düşer. Bu sebepten kadın cinayetleri konusunda bize nal toplatan ABD ve Avrupada bu kadar çok kadına şiddet haberi olmaz, olursa intihar haberleri gibi ters etki yapar çünkü.
Kadın cinayetlerine dair ilk eğitilmesi gereken kadın, sonra erkektir. Bu sırf kadına şiddet değil adli ve toplumsal her olayda böyledir.
Vesselam
Söylemek istediklerimi ifade edemiyorum sanırım. Demek istediğim şey bizim bu konuda sesimiz çıkmıyor ortaya koyduğumuz somut bir çalışma yok şiddet nereden ve kime karşı olursa olsun. Burada bunun kaynağı Müslümanlardır demedim ama bunun büyük kısmının seküler kesimde olduğu görüşüne katılmıyorum. Anıt sayacı incelerseniz toplumun her kesiminden insan yer alıyor orda. Farklı bir şiddet formu üzerinden erkeğe şiddeti de inceleyebiliriz tabii fakat öncelik insanı hayatta tutmaktır. Biz kadınları hayatta tutamıyoruz.
Bir şeyin nasıl alenileştiği de önemlidir. Bu olumsuz bir durum olarak sunuluyor zaten ama gerekli ceza ve toplumsal tepkiyle desteklenmediği için daha da cesaret bulunmasına yol açıyor olabilir ben de bu durumu eleştiriyorum. Fakat gündeme getirmezseniz daha kötü şeyler olur. Ben doğulu değilim fakat benim köyümde eskilerden şiddete uğramamış kadın ne kadardır bilmiyorum çoğu kimsenin böyle acıklı öyküleri var. Avrupada aslında çok fazla haber yapılıyor bu konular. The Guardian feminist liberal görüşlü bir İngiliz gazetesi örneğin ve çokça böyle haberlere yer veriyor. Bunun başka örnekleri de var çok fazla. Batı toplumlarında kadınlar başlarına gelen kötü hikayeleri anlatma noktasında daha cesaretli. Bizde malesef ki bir kabullenilmişlik var. Örnek vereyim kendi köyümden. Eşi kafasını taşla yardıktan sonra kızsa da elini yarasına bastırarak eve gidip yemek yaptığını anlatan yaşlı bir teyze vardı. Benim dehşete düştüğüm bu konuyu gülerek anlatıyordu. Bütün bunlar toplumsal krizimizin boyutu hakkında bize bilgi veriyor. Ben de bir şeyler yapmak durumundayız diyorum. Bu hikayeler bu topraklardan çıkmamalıydı Müslüman ailelerden çıkmamalıydı. Müslümanlar bu durumun ne faili ne de göz yumucusu olmamalıydı.
Neden eğitilmesi gereken ilk kişinin kadın olduğunu düşünüyorsunuz ? Anne olduğu ve çocuk yetiştirdiği için mi ? Böyleyse katılabilirim.
 
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Söylemek istediklerimi ifade edemiyorum sanırım. Demek istediğim şey bizim bu konuda sesimiz çıkmıyor ortaya koyduğumuz somut bir çalışma yok şiddet nereden ve kime karşı olursa olsun. Burada bunun kaynağı Müslümanlardır demedim ama bunun büyük kısmının seküler kesimde olduğu görüşüne katılmıyorum. Anıt sayacı incelerseniz toplumun her kesiminden insan yer alıyor orda. Farklı bir şiddet formu üzerinden erkeğe şiddeti de inceleyebiliriz tabii fakat öncelik insanı hayatta tutmaktır. Biz kadınları hayatta tutamıyoruz.
Bir şeyin nasıl alenileştiği de önemlidir. Bu olumsuz bir durum olarak sunuluyor zaten ama gerekli ceza ve toplumsal tepkiyle desteklenmediği için daha da cesaret bulunmasına yol açıyor olabilir ben de bu durumu eleştiriyorum. Fakat gündeme getirmezseniz daha kötü şeyler olur. Ben doğulu değilim fakat benim köyümde eskilerden şiddete uğramamış kadın ne kadardır bilmiyorum çoğu kimsenin böyle acıklı öyküleri var. Avrupada aslında çok fazla haber yapılıyor bu konular. The Guardian feminist liberal görüşlü bir İngiliz gazetesi örneğin ve çokça böyle haberlere yer veriyor. Bunun başka örnekleri de var çok fazla. Batı toplumlarında kadınlar başlarına gelen kötü hikayeleri anlatma noktasında daha cesaretli. Bizde malesef ki bir kabullenilmişlik var. Örnek vereyim kendi köyümden. Eşi kafasını taşla yardıktan sonra kızsa da elini yarasına bastırarak eve gidip yemek yaptığını anlatan yaşlı bir teyze vardı. Benim dehşete düştüğüm bu konuyu gülerek anlatıyordu. Bütün bunlar toplumsal krizimizin boyutu hakkında bize bilgi veriyor. Ben de bir şeyler yapmak durumundayız diyorum. Bu hikayeler bu topraklardan çıkmamalıydı Müslüman ailelerden çıkmamalıydı. Müslümanlar bu durumun ne faili ne de göz yumucusu olmamalıydı.
Neden eğitilmesi gereken ilk kişinin kadın olduğunu düşünüyorsunuz ? Anne olduğu ve çocuk yetiştirdiği için mi ? Böyleyse katılabilirim.

Hayır çocuk yetiştirdiği kişi olduğu için değil, olayın birinci aktörü olduğu için.
Hırsızlık vakalarında ilk ev sahibine uyarı yapılır. Kimse "Hırsızları eğitelim" demez. Çocuk şiddeti vakalarındada ilk evela çocuklar eğitilir.
Avrupada bu meseleye dair yapılan haberler çok ektrem vakalardadır. Yoksa her olay haber yapılmaz hele Amerikada. İstatistikleri okuyun ve yapılan haberler ile kıyas edin.
Aklı olan hiç kimse toplumda kadına şiddet vakaları yok demez, ama onlarca sene evelinde yaşamıyoruz. Şu an kadına şiddet vakalarının pek çoğu -istisnalar hariç- kadınların aymazlığı yüzünden oluyor. Eski eşinden nafaka alıp başka bir insanlarla gayri resmi evlenenlerden tutun, toplumun en pislik insanları ile aşk yaşamaya çalışmaya kadar. Erkeklerin yaptığıda doğru olmayabilir ama bu işin aslı buralardan kaynaklanıyor. İstisnalar dışında dediğim gibi.
İstistna dediğim vakalardada bir cinsiyet fetişizmi yani "Sen kadınsın o yüzden ölmelisin/dayak yemelisin" durumu değil, bu işleri yapan piskopat insanlar kendinden zayıf kimi bulsa aynı şeyi yapıyorlar ama mesela Çocuk vakaları bu kada gündeme gelmiyor.
Hem, kanunlar çerçevesinde kadınların zulmüne uğrayanlar ne olacak? Yok demeyin emin olunki çok çok fazla yaşanan bir durum bu, üstelik bu insanlar gerçek pedofili ve tecavüzcüler ile beraber yaşıyorlar esaret haytını.
Yani demem o ki değerlendirme yaparken Allahtan korkmak lazım
Vesselam!
 
D Çevrimdışı

dishekimesi

Üye
İslam-TR Üyesi
Hayır çocuk yetiştirdiği kişi olduğu için değil, olayın birinci aktörü olduğu için.
Hırsızlık vakalarında ilk ev sahibine uyarı yapılır. Kimse "Hırsızları eğitelim" demez. Çocuk şiddeti vakalarındada ilk evela çocuklar eğitilir.
Avrupada bu meseleye dair yapılan haberler çok ektrem vakalardadır. Yoksa her olay haber yapılmaz hele Amerikada. İstatistikleri okuyun ve yapılan haberler ile kıyas edin.
Aklı olan hiç kimse toplumda kadına şiddet vakaları yok demez, ama onlarca sene evelinde yaşamıyoruz. Şu an kadına şiddet vakalarının pek çoğu -istisnalar hariç- kadınların aymazlığı yüzünden oluyor. Eski eşinden nafaka alıp başka bir insanlarla gayri resmi evlenenlerden tutun, toplumun en pislik insanları ile aşk yaşamaya çalışmaya kadar. Erkeklerin yaptığıda doğru olmayabilir ama bu işin aslı buralardan kaynaklanıyor. İstisnalar dışında dediğim gibi.
İstistna dediğim vakalardada bir cinsiyet fetişizmi yani "Sen kadınsın o yüzden ölmelisin/dayak yemelisin" durumu değil, bu işleri yapan piskopat insanlar kendinden zayıf kimi bulsa aynı şeyi yapıyorlar ama mesela Çocuk vakaları bu kada gündeme gelmiyor.
Hem, kanunlar çerçevesinde kadınların zulmüne uğrayanlar ne olacak? Yok demeyin emin olunki çok çok fazla yaşanan bir durum bu, üstelik bu insanlar gerçek pedofili ve tecavüzcüler ile beraber yaşıyorlar esaret haytını.
Yani demem o ki değerlendirme yaparken Allahtan korkmak lazım
Vesselam!
Olayın birinci aktörü ? Saydığınız bütün o çirkin şeyleri yapan erkekler aynı muameleyi görüyor mu ? Görmeli mi ? Ne ile karşı karşıya olursanız olun nefsi bir şekilde hareket edemezsiniz ve kendi adaletinizi kendiniz sağlayamazsınız. Bu sözleriniz katilin davranışlarını temellendirmeye çalışmak oluyor. O zaman hadi bu suçladığınız kadınların davranışlarını da temellendirip onları temize çıkaralım.
Ben en başından beri sorunu çözmek odaklı konuşmaya çalışıyorum. Kadınlar mı daha çok suç işliyor erkekler mi tartışmasında değilim. Dediğim gibi erkeklerin problemleri de ayrı bir başlık altında konuşulabilir konuşalım da.
Bu arada tabii ki hırsızı eğitelim dersiniz tabii ki hırsız eğitilir. Çocuğa şiddet vakalarında da şiddeti uygulayan eğitilir çocuk suçlanmaz verdiğiniz örnekler konuya hiç uymuyor zaten.
Bütün o kötü muamele gören kadınların ekserisine ahlaksız gözüyle bakıp temiz yaşayanları istisna olarak adlandırmanız gerçekten çok üzücü. Kendi şahit olduğum olaylar olmasa acaba diyeceğim.
Olayların çıkış noktası genelde boşanmayı talep etme, evliliği reddetme, erkeğin talebine karşı gelmek oluyor. Bu erkek tarafında bir gurur meselesi haline dönüşüyor ve sağlıklı düşünemiyorlar.
Yukarıda istatistik paylaştım. Seküler bir ülkeyle Müslüman kimliğe sahip bir ülke kıyaslamasını yaptım. Bu tablo beni çok acıttı. Demek ki bizim kadınlarımız kötü huylu diyip işin içinden çıkamayız. Bu konuşmanın sonunda gördüm ki olay biz hiçbir şey yapmıyoruzun ötesinde bizim için büyük bir sorun değil seviyesindeymiş. Üzücü. Teşekkür ederim konuşma için.
 
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Olayın birinci aktörü ? Saydığınız bütün o çirkin şeyleri yapan erkekler aynı muameleyi görüyor mu ? Görmeli mi ? Ne ile karşı karşıya olursanız olun nefsi bir şekilde hareket edemezsiniz ve kendi adaletinizi kendiniz sağlayamazsınız. Bu sözleriniz katilin davranışlarını temellendirmeye çalışmak oluyor. O zaman hadi bu suçladığınız kadınların davranışlarını da temellendirip onları temize çıkaralım.
Ben en başından beri sorunu çözmek odaklı konuşmaya çalışıyorum. Kadınlar mı daha çok suç işliyor erkekler mi tartışmasında değilim. Dediğim gibi erkeklerin problemleri de ayrı bir başlık altında konuşulabilir konuşalım da.
Bu arada tabii ki hırsızı eğitelim dersiniz tabii ki hırsız eğitilir. Çocuğa şiddet vakalarında da şiddeti uygulayan eğitilir çocuk suçlanmaz verdiğiniz örnekler konuya hiç uymuyor zaten.
Bütün o kötü muamele gören kadınların ekserisine ahlaksız gözüyle bakıp temiz yaşayanları istisna olarak adlandırmanız gerçekten çok üzücü. Kendi şahit olduğum olaylar olmasa acaba diyeceğim.
Olayların çıkış noktası genelde boşanmayı talep etme, evliliği reddetme, erkeğin talebine karşı gelmek oluyor. Bu erkek tarafında bir gurur meselesi haline dönüşüyor ve sağlıklı düşünemiyorlar.
Yukarıda istatistik paylaştım. Seküler bir ülkeyle Müslüman kimliğe sahip bir ülke kıyaslamasını yaptım. Bu tablo beni çok acıttı. Demek ki bizim kadınlarımız kötü huylu diyip işin içinden çıkamayız. Bu konuşmanın sonunda gördüm ki olay biz hiçbir şey yapmıyoruzun ötesinde bizim için büyük bir sorun değil seviyesindeymiş. Üzücü. Teşekkür ederim konuşma için.
Ben kimsenin yaptığını savunmuyorum, işi yakoşa sürmeyi bırakın lütfen. Sadece sosyal tahlil yapıyorum, yoksa yapılan yanlıştır.
Avrupalıların aksine bizim namus duygumuz var ve bu iyi bir şey. Bunun tuğyan edip yanlış yaptırdığı insanlar olabilir ama Seyit onbaşı 250 kiloluk mermiyi ülkenin kadınlarını düşünerek kaldırdığını söylemiştir.
Onlarda namus anlayışı yok, örf yok evet belki daha az cinayet var.
Burada yapılması gereken şey herkese İslami bir ahlak ve terbiye kazandırmaktır. Kadının kadınlığını erkeğin erkekliğini bildiği bir ortam oluşturmaktır.
Neden kadınların eğitilmesi gerektiğinide söyledim, failden evvel mağdur kitle her zaman için eğitilir.
Vesselam!
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Neden bu yazıda yalnızca Özlem Zenginin ve onun kadın oluşunun üzerine gittiniz ? Diğer parti üyeleri Özlem Zenginden farklı düşünmüyor. Özlem Zengin'in bu açıklaması partinin ortak görüşünü yansıtıyor kadın olmasıyla bir alakası yok ayrıca kadın 51 yaşında küçük bir çocuğu yok altını değiştirmesi gerektiği, o zaman bu atfınızı kadınların yaptığı işi küçümsemek olarak mı algılamalıyız ? Kadın ne iş yapar sorusunun sizde cevabı çocuğun altını değiştirmek mi ?
Yazımı anlayabilmen için sorularına izahat yapmaya çalışacağım:

Birkaç benzeri soruya topluca cevab vermeye çalışacağım. Böylece ilk yazımda Özlem Zengin’i hedefe almamın sebebini ve diğer tenkitlerimin amacını anlayabilirsin umuyorum.

Evvelâ ilk mesajımın başında yöneticinin kadın olmasının zemm’i hakkında bir hadis-i şerif paylaşarak konuya girmiştim. Bunun seçmemin sebebini anlayabilseydin neden Özlem Zengin’i hedefe oturttuğumu anlayabilirdin. Hadis şu idi:

"Fâris ehli (İranlılar), başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızını kraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaştığında,
O şöyle buyurdu: "İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."
(Buhârî, Meğâzî, 82, Fiten, 18, Hadis no: 4425; Tirmizî, Fiten, 75; Nesaî, Kudât, 8; Ahmed b. Hanbel, V/43, 51, 38, 47)

Ayasofya-i Kebir Camii imamı Mehmed Boynukalın’ın “Devletin dini İslam olsun, Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün” twitter’ine AKP Tokat Milletvekili, Grup Başkan Vekili Özlem Zengin demokrat ve feminist ağzıyla şöyle demişti :
Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum

Şimdi yukarıdaki hadis ve gerek Erkeğin kadına hakim ve üstünlüğü (Nisa 34, Bakara 228) ayetlerin bağlamında Mehmed Boynukalın’ın Şeriat nizamı dileğine, küfür nizamının sözde tesetturlu kadın askerlerinden olan Özlem Zengin’in bu açıklamasını masaya yatırın;

Siyaset, yani ülkenin yönetim nizamı ve şeriat belirleme işi bizim işimiz. Çünkü bu iş çok ağır, sorumluluk isteyen bir iştir. Bunu senin gibi İmamlar anlamaz, beceremez sözündeki küçümseme ve aşağılamayı anlayabiliyor musun?

'Kadını yönetimde olan bir devlet iflah olmaz' diyen bir Rasule iman ettiği iddiasındaki kadının açıklamasına karşılık, namazda erkeğe imamlık yapamayan, erkeğinden izinsiz sokağa çıkamaması gereken bir kadın, mevcut rejime sırtını dayayarak Ayasofya Camii İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’a bu tarz had bildirme hareketine karşı İslam’da kadının erkek karşısındaki konumu ve asli vazifesi ise siyaset, rızık temini değil, evine sahib çıkması, namusunu koruması ve çocuklarını yetiştirmesi bağlamında açıklama yaptım.

Erkek, kadını müsait olmadığında veya olmadığında her işi yapabilir (yemek, bulaşık, çamaşır, temizlik vs.) ama en zor ve ağır olan iş ise çocuğunun altını temizleme, değiştirme işi gelir, bu sebeble de kadın aslen çocuğun altını temizlemeli, aslen yönetime, siyasete karışmamalı manasında bu misali (çocuğunun altını temizlemesi) seçmiş idim. Bu sebeble şeriat isteyen bir erkeğe (imama) da ukalâca konuşmamalı diyerek asıl kendi işini yapmayan kendisi olduğunu vurguladım. Yoksa imanlı, iffetli ve vâzifesini yapan bir anne başımızın tacıdır ki annelerimizin, bacılarımızın nazar-ı itibarımızda konumu da budur.
 
D Çevrimdışı

dishekimesi

Üye
İslam-TR Üyesi
Yazımı anlayabilmen için sorularına izahat yapmaya çalışacağım:

Birkaç benzeri soruya topluca cevab vermeye çalışacağım. Böylece ilk yazımda Özlem Zengin’i hedefe almamın sebebini ve diğer tenkitlerimin amacını anlayabilirsin umuyorum.

Evvelâ ilk mesajımın başında yöneticinin kadın olmasının zemm’i hakkında bir hadis-i şerif paylaşarak konuya girmiştim. Bunun seçmemin sebebini anlayabilseydin neden Özlem Zengin’i hedefe oturttuğumu anlayabilirdin. Hadis şu idi:

"Fâris ehli (İranlılar), başlarına (ölen kral) Kisra'nın yerine onun kızını kraliçe olarak geçirdikleri haberi Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaştığında,
O şöyle buyurdu: "İşlerini (idarelerini) yürütmek için bir kadını başlarına geçiren bir topluluk asla felah bulmaz."
(Buhârî, Meğâzî, 82, Fiten, 18, Hadis no: 4425; Tirmizî, Fiten, 75; Nesaî, Kudât, 8; Ahmed b. Hanbel, V/43, 51, 38, 47)

Ayasofya-i Kebir Camii imamı Mehmed Boynukalın’ın “Devletin dini İslam olsun, Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün” twitter’ine AKP Tokat Milletvekili, Grup Başkan Vekili Özlem Zengin demokrat ve feminist ağzıyla şöyle demişti :
Siyaset çok ağır bir iş. O yüzden bence herkes kendi işini yapmalı diye düşünüyorum

Şimdi yukarıdaki hadis ve gerek Erkeğin kadına hakim ve üstünlüğü (Nisa 34, Bakara 228) ayetlerin bağlamında Mehmed Boynukalın’ın Şeriat nizamı dileğine, küfür nizamının sözde tesetturlu kadın askerlerinden olan Özlem Zengin’in bu açıklamasını masaya yatırın;

Siyaset, yani ülkenin yönetim nizamı ve şeriat belirleme işi bizim işimiz. Çünkü bu iş çok ağır, sorumluluk isteyen bir iştir. Bunu senin gibi İmamlar anlamaz, beceremez sözündeki küçümseme ve aşağılamayı anlayabiliyor musun?

'Kadını yönetimde olan bir devlet iflah olmaz' diyen bir Rasule iman ettiği iddiasındaki kadının açıklamasına karşılık, namazda erkeğe imamlık yapamayan, erkeğinden izinsiz sokağa çıkamaması gereken bir kadın, mevcut rejime sırtını dayayarak Ayasofya Camii İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’a bu tarz had bildirme hareketine karşı İslam’da kadının erkek karşısındaki konumu ve asli vazifesi ise siyaset, rızık temini değil, evine sahib çıkması, namusunu koruması ve çocuklarını yetiştirmesi bağlamında açıklama yaptım.

Erkek, kadını müsait olmadığında veya olmadığında her işi yapabilir (yemek, bulaşık, çamaşır, temizlik vs.) ama en zor ve ağır olan iş ise çocuğunun altını temizleme, değiştirme işi gelir, bu sebeble de kadın aslen çocuğun altını temizlemeli, aslen yönetime, siyasete karışmamalı manasında bu misali (çocuğunun altını temizlemesi) seçmiş idim. Bu sebeble şeriat isteyen bir erkeğe (imama) da ukalâca konuşmamalı diyerek asıl kendi işini yapmayan kendisi olduğunu vurguladım. Yoksa imanlı, iffetli ve vâzifesini yapan bir anne başımızın tacıdır ki annelerimizin, bacılarımızın nazar-ı itibarımızda konumu da budur.
Öncelikle bir soru sormak istiyorum. İşlerinin başına bir kadın geçirmesinler hadisine aykırı bir durum var mı ortada ? Özlem Zengin kendi partisinde baş değil yani ülkenin başı değil. Yönetim Özlem Zenginin elinde değil Kisranın sarayındaki durumun aksine. Kisranın Sarayında tüm yetki kraliçe olan kızının elinde toplanmıştı. Ak partide tüm yetki Özlem Zenginin elinde toplanmış değil. Hatta hanımefendi grup başkan vekili yani kendi partisinin ortak düşüncesini aktarmakla görevli. Dolayısıyla Özlem Zenginin açıklamaları üzerinden onun kadınlığını hedef almanızın yersiz olduğunu söylemiştim çünkü bu partinin ortak görüşü. Bu açıklamayı Özlem Zengin yerine partiden başka bir isim de yapabilirdi. (Siyasete karışmamaktan kastınız nedir ? Bugün ben bir vatandaş olarak yaşadığım ülkeyle ilgili bir şey talep etsem görüş bildirsem bu siyasete karışmak mı oluyor ? İslam toplumunda Aile Bakanı atayacak olsanız bir erkeği mi seçerdiniz ? Bu erkek nasıl karar verecek ne yapması gerektiğini ? Aile içi işlerle en çok haşır neşir olan kadınlar örneğin. Sahabe döneminde bazı çarşı pazar işleriyle ilgili görevlendirilen kadınlar yok muydu? Bugün yönetim dediğimiz kısım halkla yönetici arasında köprü görevi gören kişilerden de oluşuyor. Bu kişilerin görevi çarşı pazar kontrol edip üstlerine bildiren kadınların yaptıklarına benzemiyor mu ?
Hz. Ömer bin Hattab’ın (r.a.) değişen bakış açısına geri dönecek olursak; halifeliği sırasında, Samra bint Nuhayk [8] ve Al-Shifa’ bint Abdullah [9] adlı iki kadını, pazarı denetleme rollerini yerine getirmeleri için görevlendirdi. Adil iş uygulamalarının yürütüldüğünden ve uygun İslami davranışlarının idame ettirildiğinden emin olmak için pazarda devriye gezeceklerdi.
[8] Taberânî Al-Mu’jam Al-Kabeer 785
[9] Al-Ahad wal-Mathani 2860
https://yaqeeninstitute.org/mohamma...mezdik-cinsel-esitlik-ve-islamin-dogusu#ftnt8
Hz. Peygamber tarafından Medine’de muhtesip olarak görevlendirilen Semrâ bint Nüheyk pazarları dolaşıp emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker ilkesi çerçevesinde insanları ticaret ahlâkına uygun davranmaya teşvik eder, bu şekilde hareket etmeyenleri uyarır, hile ve haksızlık yapanlara karşı elindeki kırbaçla caydırıcı tedbirler uygulardı.
SEMRÂ bint NÜHEYK - TDV İslâm Ansiklopedisi )
İkinci olarak Özlem Zenginin asli vazifesini yapması gerektiğini söylemişsiniz. Ben de hanımefendinin 51 yaşında olduğunu yani saydığınız çocuk büyütme görevini çoktan geride bıraktığından bahsettim. Bu yüzden verdiğiniz alt temizleme örneğini anlayamamıştım. Kadınların birinci vazifesinden bahsetmişsiniz ve rızık temini olmadığını söylemişsiniz doğrudur. Fakat bu demek değildir ki kadınlar çalışamaz ki çocuk yetiştirme kaç sene sürüyor ? Belli bir yaştan sonra okula gitmeye başlıyor zaten çocuklar. Hepimizin malumudur ki boşta kalan kimse dinde hoş karşılanmaz. Çocuk yetiştirmediği bir zaman diliminde bir hanımefendinin evde yapacağı tek iş ev işleri oluyor. O da günümüzde artık çok uzun sürmüyor. Çoğu şeyi makineler yapıyor zaten. Böyle bir durumda bütün gün evde duran bir kadından ne yapması bekleniyor acaba merak ediyorum. (Özlem Zenginin mevcut işinden bağımsız konuşuyorum.)
Mehmed Boynukalının şeriat isteminden bağımsız konuşuyorum. Herkesin kendi işini yapması kısmına katılmıyorum tabii ki İslamda din hayattan bağımsız bir kurum olarak değerlendirilmez. Ama bir İmam siyasetten anlamayadabilir. Bu yüzden burada bir küçümseme görmüyorum.
Bahsettiğim konularda beni aydınlatırsanız sevinirim.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ne kadar demogoji sevsen de, ne kadar konuyu çarpıtsan da çok amatör kalıyorsun.
Amir ile memuru ayırt edemiyorsun. Elini kaldırarak harama helal kanun oylayabilen, dokunulmazlığı olan Tokat Milletvekili, Grup Başkan Vekili ile belediyede görev alan bir memuru birbiriyle kıyaslayabiliyorsun ya, sana bir şey anlatacak değilim artık.
Senin ilk sualin bu muydu ki soruna verilen cevabı bırakıp başka açıklamalara kitlenip kalıyorsun.
Mehmed Boynukalın, İslam devleti istemesine rağmen demokratik mucadeleyi benimseyen birisidir. Bu sebeble kendisiyle bir yakınlığım yoktur. Sadece İmam iken yaptığı açıklama sebebiyle rahatsız olan femşnist ve demokratların sıkıntısı sebebiyle konuyu inceliyoruz. Yani kendisinin arkasında namaz dahi kılmam. Hal böyle olsa da kendisini eleştirenlerin değerlerine göre Mehmet Boynukalın donanımlı , akademik bir kişili olup ayrıca profösördür de. İmamlıktan da maaş almadığını biliyorum. Bunun yanında imamlık, aslen dinde emirdir, komutandır da. Yani siyasetin ta kendisidir de. Fakat Demokratik düzenlerindeki siyasetten beridir. Demokratik düzenin siyasetçisi küfür üzeredir. Yani Mehmed Boynukalın'a "işine bak, küfür işleri ağırdır" diyerek "ben küfür uzmanıyım" demiş olan zavallı gibi.
Demogojik Konu kapandı.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt