AKP’li Nureddin Nebati, partisinin Grup Başkanlığı’na verdiği yasa teklifi ile Türkiye’deki 56 genelevin kapatılmasını istedi. Teklife parti içinde olumlu bakılmadı. AKP İstanbul Milletvekili Nureddin Nebati, partisinin Grup Başkanlığı’na verdiği yasa teklifi ile genelevlerin kapatılmasını istedi. Kadınların bu çağda bir mal gibi satılmasına devletin izin vermemesi gerektiğini belirten Nebati, bu durumun devam etmesinin modern çağda kölelik düzeninin devam ettiği izlenimi oluşturduğu belirtti ama bu teklife parti içinde olumlu bakılmadı!
Milletin ihtiyacı varmış!
Teklif üzerinde grupta yapılan müzakereler sonucunda trajikomik gerekçeler öne sürüldü. Devlet eliyle ‘kadın satışı’ yapılmadığını, sadece özel işletme olan genelevlere izin verildiğini belirten grup, gerekçesinde bir de Anadolu insanına hakaret etti. Genelevlerin çoğunlukla ‘köyden gelenler’ tarafından kullanıldığı belirtilen incelemede geneleve duyulan ihtiyacın azaldığını, toplumda ilişkilerin daha rahat yaşanmasının da ilgiyi azalttığını ifade edildi. İncelemede şok ifadeler şöyle: “Hâlâ ihtiyaç duyan az da olsa bir kesim vardır. Çok ihtiyaç duyan kesimin bu imkândan mahrum kalması durumunda tecavüzler artabilir, sağlık sorunları yaşanabilir.” İlk müzakereler sonunda şu tespitler yapıldı: “Devlet eliyle kadın satışı yapılmıyor. Genelevler özel işletmelerdir, sadece bir izin prosedürü uygulanır. Genelevlere ihtiyaç duyan kesim zaman içinde azalmıştır. Geçmişte olduğu gibi gençler arasında geneleve gidenlerin sayısı yüksek değildir. Daha çok köyden gelenler ilgi göstermektedir. Toplumda ilişkilerin daha rahat yaşanması da ilgiyi azaltmıştır. Genelevler zaman içinde kendiliğinden işlevini yitirecektir.” Genelevlerinin kapatılması teklifi ile ilgili ilk değerlendirmede ‘olumsuz’ görüşler bildirilmesi nedeniyle teklif beklemeye alındı.
İtikaden sakat zihniyet!
Sosyolojik tespitler, psikolojik gerekçeler… Hepsi bahane, hepsi hükümsüz! Müslüman Türk aile yapısına ve nesillerin bozulmasına yol açacak olan fuhuş ve zinaya devletin kapı açması, destek olması hiçbir şekilde savunulamaz. “Milletin ihtiyacı var, genelev olmazsa tecavüz ve tacizler artar” gibi akıl almaz gerekçelerle İslâm’ın en büyük günahlardan biri olarak saydığı zina ve fuhuşu meşru göstererek aile yapımızı, gençliğimizi ve itikadımızı bozmaya yönelik bu tavır itikaden büyük bir sakatlığa işaret ediyor. Akl-ı selim sahibi hiçbir Müslüman buna razı olamaz, olmamalı! Milleti temsil ettiğini zanneden hiçbir vekil genelevini savunamaz. Fuhuşu ve zinayı savunan kendini bilmezlerse bu milletin vekili olamaz!
Devlet genelevlerini kapatmak zorunda!
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) tarafından 2007 yılında hazırlanan “Seks Ticareti” dosyasında, Türkiye’de 100 bin civarında “seks işçisi” bulunduğu, 56 genelevde yaklaşık 3 bin kadının çalıştığı, tescil edilmeyenlerin sayısının 12 bin olduğu ve yaklaşık 85 bin kişinin de yasa dışı çalıştığı belirtildi. Ayrıca devletin yıllardır işletmesine göz yummak bir yana, ‘toplumsal fayda’ gerekçesiyle vergi bile aldığı genelevlere dolaylı yoldan resmen destek çıktığı biliniyor. Bu bilgiler ışığında bunca ‘hem mağdur, hem suçlu’ denebilecek hayat kadınlarının varlığını içine sindirebilen ve devlet kontrolünde gayriinsani ve gayri İslâmî bir şekilde fuhuş ve zina batağını kurutmaya karşı çıkan zihniyete soruyoruz: Devlet genelevini ‘toplumsal fayda’ kılıfı altında bir gelir kapısı mı, yoksa bu ‘rezalet kapısı’nı kurutulması gereken toplum düşmanı bir bataklık olarak mı görmelidir?
Adalet Terazisi Dergisi
Milletin ihtiyacı varmış!
Teklif üzerinde grupta yapılan müzakereler sonucunda trajikomik gerekçeler öne sürüldü. Devlet eliyle ‘kadın satışı’ yapılmadığını, sadece özel işletme olan genelevlere izin verildiğini belirten grup, gerekçesinde bir de Anadolu insanına hakaret etti. Genelevlerin çoğunlukla ‘köyden gelenler’ tarafından kullanıldığı belirtilen incelemede geneleve duyulan ihtiyacın azaldığını, toplumda ilişkilerin daha rahat yaşanmasının da ilgiyi azalttığını ifade edildi. İncelemede şok ifadeler şöyle: “Hâlâ ihtiyaç duyan az da olsa bir kesim vardır. Çok ihtiyaç duyan kesimin bu imkândan mahrum kalması durumunda tecavüzler artabilir, sağlık sorunları yaşanabilir.” İlk müzakereler sonunda şu tespitler yapıldı: “Devlet eliyle kadın satışı yapılmıyor. Genelevler özel işletmelerdir, sadece bir izin prosedürü uygulanır. Genelevlere ihtiyaç duyan kesim zaman içinde azalmıştır. Geçmişte olduğu gibi gençler arasında geneleve gidenlerin sayısı yüksek değildir. Daha çok köyden gelenler ilgi göstermektedir. Toplumda ilişkilerin daha rahat yaşanması da ilgiyi azaltmıştır. Genelevler zaman içinde kendiliğinden işlevini yitirecektir.” Genelevlerinin kapatılması teklifi ile ilgili ilk değerlendirmede ‘olumsuz’ görüşler bildirilmesi nedeniyle teklif beklemeye alındı.
İtikaden sakat zihniyet!
Sosyolojik tespitler, psikolojik gerekçeler… Hepsi bahane, hepsi hükümsüz! Müslüman Türk aile yapısına ve nesillerin bozulmasına yol açacak olan fuhuş ve zinaya devletin kapı açması, destek olması hiçbir şekilde savunulamaz. “Milletin ihtiyacı var, genelev olmazsa tecavüz ve tacizler artar” gibi akıl almaz gerekçelerle İslâm’ın en büyük günahlardan biri olarak saydığı zina ve fuhuşu meşru göstererek aile yapımızı, gençliğimizi ve itikadımızı bozmaya yönelik bu tavır itikaden büyük bir sakatlığa işaret ediyor. Akl-ı selim sahibi hiçbir Müslüman buna razı olamaz, olmamalı! Milleti temsil ettiğini zanneden hiçbir vekil genelevini savunamaz. Fuhuşu ve zinayı savunan kendini bilmezlerse bu milletin vekili olamaz!
Devlet genelevlerini kapatmak zorunda!
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) tarafından 2007 yılında hazırlanan “Seks Ticareti” dosyasında, Türkiye’de 100 bin civarında “seks işçisi” bulunduğu, 56 genelevde yaklaşık 3 bin kadının çalıştığı, tescil edilmeyenlerin sayısının 12 bin olduğu ve yaklaşık 85 bin kişinin de yasa dışı çalıştığı belirtildi. Ayrıca devletin yıllardır işletmesine göz yummak bir yana, ‘toplumsal fayda’ gerekçesiyle vergi bile aldığı genelevlere dolaylı yoldan resmen destek çıktığı biliniyor. Bu bilgiler ışığında bunca ‘hem mağdur, hem suçlu’ denebilecek hayat kadınlarının varlığını içine sindirebilen ve devlet kontrolünde gayriinsani ve gayri İslâmî bir şekilde fuhuş ve zina batağını kurutmaya karşı çıkan zihniyete soruyoruz: Devlet genelevini ‘toplumsal fayda’ kılıfı altında bir gelir kapısı mı, yoksa bu ‘rezalet kapısı’nı kurutulması gereken toplum düşmanı bir bataklık olarak mı görmelidir?
Adalet Terazisi Dergisi