Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların heva ve heveslerine uyma. Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. Eğer Allah’ın hükmünden yüzçevirirlerse bil ki Allah bir kısım haramları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor. Muhakkak ki insanların birçoğu fasıktırlar. Cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar. Yakinen (şeksiz, şüphesiz) inanan bir millet için Allah’tan daha iyi hüküm veren kim vardır.”
(Maide: 49-50)
Müfessir İbn-i Kesir bu ayeti kerimeyi şöyle açıklamıştır:
“Bütün hayırları kapsayan, bütün kötülükleri yasaklayan, uydurma heves ve arzulara meyilden alıkoyan, Allah’ın hükmünün dışına çıkanları, Allah-u Teâlâ reddediyor. Yine Allah, kulların kendi elleriyle koydukları ve Allah’ın şeriatına dayanmayan bütün kanunların boş ve geçersiz olduğunu bildiriyor. Mesela tatarların Cengiz Han diye bilinen krallarından alınma krallık buyrukları vardı. Onlar, bununla hüküm verirlerdi. Nitekim bu yasayı onlara kral koymuştu ve bu kanunların ismi Ye’saktır. Bu kanunlar, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam dininden alıntılar yapılarak, bir de buna kralın fikirleri katılarak hazırlanmıştı. Ondan sonra gelenler bunu izlenen bir hüküm haline getirmişler ve Allah’ın kitabından ve Rasûlullah’ın sünnetinden önce bu hükümlere uyarlardı. Böyle davrananlar kâfirdirler. Küçük büyük, bütün meselelerde Allah ve rasûlünün hükmüne dönünceye kadar onlarla savaşılır.” (İbn-i Kesir Tefsiri)
“Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların heva ve heveslerine uyma. Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. Eğer Allah’ın hükmünden yüzçevirirlerse bil ki Allah bir kısım haramları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor. Muhakkak ki insanların birçoğu fasıktırlar. Cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar. Yakinen (şeksiz, şüphesiz) inanan bir millet için Allah’tan daha iyi hüküm veren kim vardır.”
(Maide: 49-50)
Müfessir İbn-i Kesir bu ayeti kerimeyi şöyle açıklamıştır:
“Bütün hayırları kapsayan, bütün kötülükleri yasaklayan, uydurma heves ve arzulara meyilden alıkoyan, Allah’ın hükmünün dışına çıkanları, Allah-u Teâlâ reddediyor. Yine Allah, kulların kendi elleriyle koydukları ve Allah’ın şeriatına dayanmayan bütün kanunların boş ve geçersiz olduğunu bildiriyor. Mesela tatarların Cengiz Han diye bilinen krallarından alınma krallık buyrukları vardı. Onlar, bununla hüküm verirlerdi. Nitekim bu yasayı onlara kral koymuştu ve bu kanunların ismi Ye’saktır. Bu kanunlar, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam dininden alıntılar yapılarak, bir de buna kralın fikirleri katılarak hazırlanmıştı. Ondan sonra gelenler bunu izlenen bir hüküm haline getirmişler ve Allah’ın kitabından ve Rasûlullah’ın sünnetinden önce bu hükümlere uyarlardı. Böyle davrananlar kâfirdirler. Küçük büyük, bütün meselelerde Allah ve rasûlünün hükmüne dönünceye kadar onlarla savaşılır.” (İbn-i Kesir Tefsiri)