Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Müslüman İmamların Tekfire Karşı Tutumları

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Müslüman İmamların Tekfire Karşı Tutumları

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a Hamd olsun, akıbet muttakilerindir, Zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur. Salât ve Selam Allah’ın Peygamberi Muhammed’e, Allah’ın kendileri hakkında ‘Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur’ dediği sahabelerinin üzerine olsun.

Tekfir meselesine gelince, bu meseleyi birçok kişi yanlış anlamış, pek çok kalem yanılmış, pek çok ayak kaymıştır. Herhangi birinin mutlak imansızlığına hükmetme üzerine Kuranda şimdi okuyacağım ayet beyanda bulunmaktadır:

"Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, "Sen mu'min değilsin" demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.’" (Nisa/94)


Küfrün hakikati ve onun anlaşılması

İmam Ebu Hamid Gazali diyor ki;
"Tekfir tıpkı kölelik ve özgürlük gibi şeri bir konudur, eğer manası kanının mubah olması ve cehennemde ebedi kalması ise bu konuda verilecek hükmün ya nassa ya da nasdan çıkarılmış hükme dayanıyor olması lazım." [Fasil Et Tefarruk beynel İslam ve Zenadika/128147157]


Şeyh ul İslam İbni Teymiye diyor ki;
"Küfür şeri bir konudur ve hükmü şeriat sahibine aittir. Elbette akıl doğruyu ve yanlışı ayırt edebilme kabiliyetine sahiptir. Fakat insanın akli olarak hata ettiği her şeyin küfür değildir. Aynı şekilde insanın aklen doğru bildiği şeyin şeran bilinmesi gerekmez."

[Dera et Tearuz/1-242,Muhtasaru savaik el Mursele/2-421,Savaik el Muhrika Li İbni Hacer Heytemi/78]

"Bu nedenle Ehli Sünnet kendi muhaliflerini onlar kendilerini tekfir etse dahi tekfir edemez. Zira Tekfir şeri bir konudur ve burada insan bireysel olarak karşısındakini cezalandıramaz. Mesela birisi sana iftira atsa ya da senin mahreminle zina etse, sen buna karşılık ona iftira atamaya da onun mahremiyle zina edemezsin. Zina ve iftira Allah’ın haram ettiği şeylerdir. Tekfir ise sadece Allah ve Resulünün tekfir ettiği kişiler için mümkündür."

[Menahic us Sunne/5-244]


İbni Vezir diyor ki;
"Tekfir edebilmek için gerekli delil semi delildir akli delil olmaz. Ve bunun böyle olduğu konusunda tartışma yoktur"

[El Avasım vel Kavasım/4-178,179]


İmam İbni Hazm diyor ki;
"Küfür, herhangi bir kişi için hak delilleri ile sabit olduktan sonra, Allah’ın iman edilmesini emrettiği herhangi bir şeyin, inkâr edilmesidir. Bu inkâr sadece lisanla veya sadece kalple veya ikisi ile de birden olabilir."

[El Ahkâm, 1-45/El Fasl,3-252, El Mahlla, 13-438]


Es Sebki Eş Şafiye göre küfür;
"Rabbaniyeti, Vahdaniyeti, Risaleti ya da Allah’ın küfür olarak nitelediği söz veya fiillerin kişiden sadır olması (Faraza inkârcı olmasa da) küfürdür."

[El Feteva Es Sebki/2-586]


İmam İbni Kayyim Cevziyye’ye göre küfür;
"Hz Peygamberinin getirdiği fiili ya da ilmi herhangi bir şeyin inkârı küfürdür. Herhangi bir kimse herhangi bir şeyin Hz Peygamber tarafından getirilen mesajın içinde olduğunu bildikten sonra inkâr ederse o kişi kâfirdir."

[Muhtasaru Es Sevaik El Mursele/2-421]

İman sözle ve amelle olduğuna göre küfür de sözle ve amelledir. Bu sözle kalbi olarak veya sadece sözlü olarak söylenmiş olabilir.

İbni Necime’e (Mısırlı Hanefi Fakih/Hicri 1005 yılında vefat eti) göre küfür;
"Herhangi bir kişi yanılarak veya dalga geçerek insanı küfre götürecek sözler sarf ederse kâfirdir ve inancının ne olduğunun önemi yoktur"

[El Bahr ur Raik/5-134]

İbni Hazm, küfrün sadece yalanlamadan ibaret olmadığı hakkında şöyle diyor;
"Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisin geri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür. Bu, münafıkların, Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselere, "Bazı işlerde size itaat edeceğiz" demelerindendir. Allah onların gizlice konuşmalarını bilir Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken halleri nasıl olacak? Bu, Allah'ı gazaplandıran şeylere uydukları ve onun hoşnut olduğu şeyleri beğenmedikleri içindir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır"

Yukarda zikredilen ayetlerde bahsi gecen kişiler doğru olan kendileri için acık hale geldikten sonra bazı küfre götüren sözleri sarf etmiş bu nedenle kâfir olmuş insanlardır. Allah bizi bunların sırrını bildiğini söylemektedir. Fakat bunların inkârcı olduğunu söylememektedir. Aslında onlar kalbi olarak gönderileni tasdik ediyorlardı; çünkü ayette "onlar hidayet yolu belli oldu" deniliyor. Ve kendisini hidayet yolu belli olan kişinin inkârcı olması beklenemez. Bu nedenle o kişiler sarf ettikleri sözler nedeniyle küfre düşmüşlerdir.

Küfür acık olarak Allah’ın dininden yüz çevirmektir. Mesela Allah kendisine itaati ve peygamberine itaatten kaçınan kişilerin kâfir olduğunu söylemektedir.

Zira; "De ki: "Allah'a ve Peygamber'e itaat edin" Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez" (Ali İmran/32)’ ayeti buna işaret etmektedir.

İbni Kesir Ed Dımeşki Eş Şafi (Muhaddis, Fakih/Hicri 774 yılında vefat etti) bu konuda şöyle diyor;
"Ayetin işaret ettiği üzere, Peygambere muhalefet insanı küfre götürür. Kişi Allah’ı sevdiğini ve ona yaklaşmak istediğini söylüyorsa son peygamber Muhammed (s.a.v.)’e tabi olmalıdır"

[Tefsiri İbni Kesir/1-334]

Buraya kadar imamlarından yaptığımız nakiller çok açık olarak "tekfir" meselesinin şeri hükümler dairesinde ele alınması gereken bir mesele olduğunu ortaya koymuştur. Ehli Sünnet küfrün herhangi bir kişi tarafından, kalple veya ikisi ile birlikte sarf edilmiş bir söz ya da herhangi bir kişinin yaptığı işlerden dolayı sapabileceği bir yol olarak tanımlamıştır. Herhangi bir kişinin tekfir edilebilmesi için ise bu işin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde delillendirilmesi gerekmektedir. Tekfir ancak Allah ve Peygamberinin ukdesinde olan bir şeydir ve doğru olan budur. Yanlış olan ise yanlış yerlere bu vasfı atfeden tekfirdir.



Tekfiri Muayyeni gerektirmeyen Tekfiri mutlak

Ehli Sünnet Mutlak Tekfir ile Muayyen Tekfir arasında ayrım yapmaktadır. İlkinde herhangi bir sıfatla mevsuf olan kâfirdir deniliyor. Yani her kim şunu söylerse ya da şunu yaparsa o kâfirdir denilir. Fakat herhangi bir kişi, sayılanlardan herhangi birini yapar ya da söylerse şartlar tahakkuk etmeden onun küfrüne hükmedilmez. Ancak o kişi için deliller sabit olursa küfrüne hükmedilir.

Şeyh ul İslam İbni Teymiye diyor ki;
"Müslümanlardan herhangi birinin hata ve yanlış yapması nedeniyle tekfir etme hakkı yoktur. Tekfir ancak bütün delillerin mevcut olması ile gerçekleşebilecek bir olaydır. Herhangi bir kişinin Müslümanlığı yakin ile sabit olurda küfründe şüphe varsa o kişi Müslüman’dır, ancak küfrü içim gerekli deliller toplandığında o kişinin küfrüne hükmedilebilir"

[Mecmaul Fetava/12-466]

Devamla diyor ki;
"Herhangi bir kişinin doğrudan tekfir edilmesi noktasında bazı şartlar ve engeller vardır. Tekfiri Mutlak, Tekfiri Muayyen’i gerektirmez. Bu gerektirim bütün şartlar yerine geldiğinde engeller ortadan kalktığında ortaya çıkar. İşte bu İmam Ahmed ve diğer imamların "Herhangi bir kişi bu kelimeyi aynen söylemediği muddetçe kâfir değildir" sözüne açıklık getiriyor"

[Mecmaul Fetava/12487488]

Herhangi bir kişinin doğrudan küfrüne hükmetme noktasında bazı mazur görülecek durumları İbni Teymiye şöyle anlatıyor;
"Bazı sözler sahibini kâfir eder. Fakat bu sözleri saf eden kişiye hakkı anlaması için gerekli naslar ulaşmamış olabilir. Ulaşmış fakat doğruluğu sabit olmamış olabilir. Ya da bunu anlayamamıştır. Belki de bu konu ile ilgili bazı şüpheleri vardır da Allah onu bağışlar"

[Mecmaul Fetava/23-326]

İmam Ahmet bin Hanbel Allah’ın isim ve sıfatlarını inkâr eden Cehmiyeyi tekfir etmiştir. Çünkü bu kişilerin sözleri Peygamberin getirdiği açık mesajla açıkça çelişiyordu. Fakat İmam Ahmet bin Hanbel onların kendilerinden büyük laf eden ve bu söze insanlara çağıran ayanlarına kâfir diyordu. Yoksa bilmediği halde bunlara tabi olmuş bu yola insanları çağıran ve davetlerine cevap vermeyenleri değil. İmam Ahmed onlar için Allah’tan mağfiret diliyordu. Çünkü biliyordu ki, onlar Peygamberin mesajını yalanladıklarını ve onun getirdiğini inkâr ettiklerini bilmiyorlar. Onlar sadece tevil ediyorlar ve hata yapıyorlar ya da bilmeden yanlış insanlara tabi oluyorlar.

Yukarıdaki satırlardan anlaşıldığı üzere bütün şartlar bir araya gelmeden ve engeller ortadan kalkmadığı müddetçe muayyen bir kişinin söylediği sözler ve yaptığı işler nedeniyle küfrüne hükmedilmiyor. Burada vacip olan o kişinin küfründe acele etmek değil, kişinin şubheleri ortadan kaldırmaya çalışmak ya da o kişiye şubhe içerisinde olduğu konu ile alakadar deliller sunmaktır. Bu nedenle o kişinin vasfı şudur: "Yanlış üzere olan kişi!" Bu hüküm imamların üzerinde ittifak ettiği hükümdür.

Üçüncü Konu:
Tevil yapan kişinin kâfir olmaması ve tevil nedeniyle tekfir edinilmemesine dair.
İbni Hacer Askalani (Mısırlı Muhaddis/Hicri 852 yılında vefat etti) Tevil konusunda diyor ki;
‘’Ulema yapılan tevil günah içeriği taşımıyorsa ve yapılan tevil Arab dil açısından ve ilmi acıdan uygunsuz değilse bütün tevil yapanlar yaptıkları yanlışlardan dolayı mazur görülür.’’ (Feth ul Bari)
Fakat buradan bütün tevil yapanların mazur görüleceği sonucu çıkmaz.
İbni Hazm diyor ki;
‘’Hıristiyan, Yahudi ve Mecusi herhangi farklı bir milletten, ya da Bâtınilerden herhangi biri insanın Ulûhiyetini ya da Peygamberden (a.s) sonra Herhangi birinin peygamberliğini savunuyorsa hiçbir şekilde yaptığı tevil mazur görülmez. O kişi her halûkarda kâfirdir.’’ (Durre/414,441) Dr. Refet Mikati
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ç Çevrimdışı

çöl yağmuru

Üye
İslam-TR Üyesi
Şeyh ul İslam İbni Teymiye diyor ki;
"Küfür şeri bir konudur ve hükmü şeriat sahibine aittir. Elbette akıl doğruyu ve yanlışı ayırt edebilme kabiliyetine sahiptir. Fakat insanın akli olarak hata ettiği her şeyin küfür değildir. Aynı şekilde insanın aklen doğru bildiği şeyin şeran bilinmesi gerekmez."




yani insan kafasında bazı şeyleri istemeyerekte olsa yanlış düşünse yani doğru olduğunu biliyor ama sürekli içine bi yanlış hissi geliyo.mesela yaratılışla ilgili. bu küfür sayılmaz değil mi.bunu çok merak ediyodum ve öğrendim.yanlış anlamadım değilmi?
[Dera et Tearuz/1-242,Muhtasaru savaik el Mursele/2-421,Savaik el Muhrika Li İbni Hacer Heytemi/78]
 
karafi Çevrimdışı

karafi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Küfür acık olarak Allah’ın dininden yüz çevirmektir
mesela ben ALLAH ı tanımıyorum inanmıyorum demek gibimi?
Mesela Allah kendisine itaati ve peygamberine itaatten kaçınan kişilerin kâfir olduğunu söylemektedir.
buna muhakeme meselesini dahil edebilirmiyiz?
Yukarıdaki satırlardan anlaşıldığı üzere bütün şartlar bir araya gelmeden ve engeller ortadan kalkmadığı müddetçe muayyen bir kişinin söylediği sözler ve yaptığı işler nedeniyle küfrüne hükmedilmiyor. Burada vacip olan o kişinin küfründe acele etmek değil, kişinin şüpheleri ortadan kaldırmaya çalışmak ya da o kişiye şüphe içerisinde olduğu konu ile alakadar deliller sunmaktır. Bu nedenle o kişinin vasfı şudur: "Yanlış üzere olan kişi!" Bu hüküm imamların üzerinde ittifak ettiği hükümdür.
kişiye ALLAH svt nın hükmünü hatırlattıktan sonra yinede muhalif davranıyorsa ne yapmalı?
kişi işlediği küfürden dolayı anlık olarak tekfir edilmez deliller sunulur(fakat bazı sözler varki asla tevili yoktur bundan dolayı elfazı küfre düşer mesela.isa as. ALLAH ın oğlu gibi) hatası söylenir tövbeye davet edilir yani şartlerı yerine gelir ondan sonra tekfir gerçekleşir yoksa sizin dediğiniz gibi tekfir bir hastalık değildir tekfir etmemek bir hastalıktır çünkü ALLAH ve rasulünün hükmünü yerine getirmemektir.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
mesela ben ALLAH ı tanımıyorum inanmıyorum demek gibimi?
buna muhakeme meselesini dahil edebilirmiyiz?
kişiye ALLAH svt nın hükmünü hatırlattıktan sonra yinede muhalif davranıyorsa ne yapmalı?
kişi işlediği küfürden dolayı anlık olarak tekfir edilmez deliller sunulur(fakat bazı sözler varki asla tevili yoktur bundan dolayı elfazı küfre düşer mesela.isa as. ALLAH ın oğlu gibi) hatası söylenir tövbeye davet edilir yani şartlerı yerine gelir ondan sonra tekfir gerçekleşir yoksa sizin dediğiniz gibi tekfir bir hastalık değildir tekfir etmemek bir hastalıktır çünkü ALLAH ve rasulünün hükmünü yerine getirmemektir.

Kardeş sen alim misin? Hangi konuya ne kadar vakıfsın da karşıdaki kişiye anlatıyorsun. Burada konulara sırf yazmak sırf tekfir etmek için yazar görüyorum. Allah için ilimde edebli olun. Alimlerin yapacağı şeyleri ne kadar da küçümsüyorsunuz bu muayyen tekfir artık ayağa düşmüş.

Karşıdaki kişiye her adam konuları anlatamaz, konuya tam vakıf olacak kapasitede olması şart. Yani sizin birine bir konudan bahsedip sizin gibi anlamaması durumunda o kişi kafir olmaz.
 
karafi Çevrimdışı

karafi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kardeş sen alim misin? Hangi konuya ne kadar vakıfsın da karşıdaki kişiye anlatıyorsun. Burada konulara sırf yazmak sırf tekfir etmek için yazar görüyorum. Allah için ilimde edebli olun. Alimlerin yapacağı şeyleri ne kadar da küçümsüyorsunuz bu muayyen tekfir artık ayağa düşmüş.

Karşıdaki kişiye her adam konuları anlatamaz, konuya tam vakıf olacak kapasitede olması şart. Yani sizin birine bir konudan bahsedip sizin gibi anlamaması durumunda o kişi kafir olmaz.
ben alim değilim fakat imam tahavinin görüşlerini kendi görüşlerine uydurmaya çalışan abdulhak alimmi? bu arkadaş konuya vakıfmı?kesinlikle biz insanları tekfir etmek için yazmıyoruz fakat hatalarıda varsa emribilmağruf nehyianilmünker emri gereği yapmak zorundayız.ama sizde öyle bir görüş oluşmuşki sizin görüşlerinize her karşı geleni tekfirci zannederek yanılgıya düşüyorsunuz.ve kendinize göre tekfir hastalığı adında bir kavram üretmişsiniz sıralayıp duruyorsunuz bu böyle olmaz eğerki adaletli davranacaksak karşı tarafıda dinlemeniz gerekir ve ondan sonra genel kanıya varmanız daha uygun olur.muayyen tekfir ayağa düşmüş diyorsunuz. varmı tağutun en ufakta olsa bir yerlerinden yapışmayan alim?veya akidevi bir noktadada olsa muhalif görüş belirtmeyen ALLAH aşkına bu işler öyle sap ile samanı bir birine karıştırmakla olmaz muhakkak alimlerin görüşleri incelendikten ve istişareler yapıldıktan sonra yapılabilecek meseleler.yani demek istediğim bir şahsıntekfiri yapılacaksa gelişi güzel değil bütün delilleriyle nokta atışı gibi yapılır yoksa kırmızı ışıkta durdun veya polis çağırdın bunlar tekfir sebebi değildir.bunları yapanlarda bir delile dayanarak yapıyorlar fakat isabetli değiller ve böylece sapıtmış oluyorlar .
herkes anlatamaz ilim ehli olmak gerekir demişsin:
bu gün günümüzde kabir ziyaretine gideni neden gittiğini sormadan tekfir edecek kadar cahil değiliz.işte burada tekfirin önündeki engeller devreye girer o engeller aşılmadıkça tekfir gerçekleşmez.
şöyle bir soru sorayım inşeALLAH. ben ve topluluğum alimlerin olduğu bölgeye uzak bir yerde yaşıyoruz ve meseleleri sorma imkanımızda yok fakat akidevi ayetleri biliyorum ve tefsirlerinede vakıfım buradaki halkı işlemiş oldukları küfürlerinden sakındırmak bana düşmezmi?alim değilimya...
veya ayetle hadisle ve alimlerin görüşlerini bildirdikten sonra hala inatlarına karşı bunları müslüman görmemmi gerekir???
oysaki günümüzde herşey karanlık gecedeki dolunay gibi apaçık.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
ben alim değilim fakat imam tahavinin görüşlerini kendi görüşlerine uydurmaya çalışan abdulhak alimmi? bu arkadaş konuya vakıfmı?kesinlikle biz insanları tekfir etmek için yazmıyoruz fakat hatalarıda varsa emribilmağruf nehyianilmünker emri gereği yapmak zorundayız.ama sizde öyle bir görüş oluşmuşki sizin görüşlerinize her karşı geleni tekfirci zannederek yanılgıya düşüyorsunuz.ve kendinize göre tekfir hastalığı adında bir kavram üretmişsiniz sıralayıp duruyorsunuz bu böyle olmaz eğerki adaletli davranacaksak karşı tarafıda dinlemeniz gerekir ve ondan sonra genel kanıya varmanız daha uygun olur.muayyen tekfir ayağa düşmüş diyorsunuz. varmı tağutun en ufakta olsa bir yerlerinden yapışmayan alim?veya akidevi bir noktadada olsa muhalif görüş belirtmeyen ALLAH aşkına bu işler öyle sap ile samanı bir birine karıştırmakla olmaz muhakkak alimlerin görüşleri incelendikten ve istişareler yapıldıktan sonra yapılabilecek meseleler.yani demek istediğim bir şahsıntekfiri yapılacaksa gelişi güzel değil bütün delilleriyle nokta atışı gibi yapılır yoksa kırmızı ışıkta durdun veya polis çağırdın bunlar tekfir sebebi değildir.bunları yapanlarda bir delile dayanarak yapıyorlar fakat isabetli değiller ve böylece sapıtmış oluyorlar .
herkes anlatamaz ilim ehli olmak gerekir demişsin:
bu gün günümüzde kabir ziyaretine gideni neden gittiğini sormadan tekfir edecek kadar cahil değiliz.işte burada tekfirin önündeki engeller devreye girer o engeller aşılmadıkça tekfir gerçekleşmez.
şöyle bir soru sorayım inşeALLAH. ben ve topluluğum alimlerin olduğu bölgeye uzak bir yerde yaşıyoruz ve meseleleri sorma imkanımızda yok fakat akidevi ayetleri biliyorum ve tefsirlerinede vakıfım buradaki halkı işlemiş oldukları küfürlerinden sakındırmak bana düşmezmi?alim değilimya...
veya ayetle hadisle ve alimlerin görüşlerini bildirdikten sonra hala inatlarına karşı bunları müslüman görmemmi gerekir???
oysaki günümüzde herşey karanlık gecedeki dolunay gibi apaçık.


kendini uydurmaya calistigin alimler hangisi ise insanlara nereye gittigini neden gittigini sorma ve irdeleme yetkisini nereden aldigini duvara dayanmadan yazarmisin..?
 
karafi Çevrimdışı

karafi

Üyeliği İptal Edildi
Banned
kendini uydurmaya calistigin alimler hangisi ise insanlara nereye gittigini neden gittigini sorma ve irdeleme yetkisini nereden aldigini duvara dayanmadan yazarmisin..?
yahu pes doğrusu siz nesiniz yahu öyle görüş belirt olmaz böyle yaz olmaz yoksa asıl tekfirci sizlermisiniz biraz çözmem lazım.ALLAH tan kork bir şeyi anlatmaya veya anlamaya çalışırken sırf muhalefet olsun diyede yazma onlarca kez yazılmıştır tekfirin şartları okumadıysan şuç benimmi ehlisünnet alimleri benim alimlerimdir ama sen daha bilgiliysen şu an göster hiçbir ayete muhalif görüş belirtmeyen ve tağuta yalaklık yapmayanını.
kendisini tanıdığın bir kişi hakkında şu şartlar oluşmadan nasıl tekfir edeceksin söylermisin?
İslâma yeni girmiş olduğu için mâzur görülebilecek bir kimse olmaması
Tekfir’e konu olan söz ya da fiilde kasıt bulunması; hata sonucu ortaya çıkmış olmaması
Kişinin bunu kendi isteği ile seçmesi ve mükreh (zorlama altında bulunan) bir kimse olmaması
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
yahu pes doğrusu siz nesiniz yahu öyle görüş belirt olmaz böyle yaz olmaz yoksa asıl tekfirci sizlermisiniz biraz çözmem lazım.ALLAH tan kork bir şeyi anlatmaya veya anlamaya çalışırken sırf muhalefet olsun diyede yazma onlarca kez yazılmıştır tekfirin şartları okumadıysan şuç benimmi ehlisünnet alimleri benim alimlerimdir ama sen daha bilgiliysen şu an göster hiçbir ayete muhalif görüş belirtmeyen ve tağuta yalaklık yapmayanını.
kendisini tanıdığın bir kişi hakkında şu şartlar oluşmadan nasıl tekfir edeceksin söylermisin?
İslâma yeni girmiş olduğu için mâzur görülebilecek bir kimse olmaması
Tekfir’e konu olan söz ya da fiilde kasıt bulunması; hata sonucu ortaya çıkmış olmaması
Kişinin bunu kendi isteği ile seçmesi ve mükreh (zorlama altında bulunan) bir kimse olmaması


bak kardesim evvela yazi yazmak icin yazi yazma yazacaksan delili ile yaz sonra yazdigin ve konuya girdigin mesaji iyi oku

konunun adi Müslüman İmamların Tekfire Karşı Tutumları sen yukaridaki yazida abdulhak kardesle ilgili nerede bir yorum gordun hepsi imamlarin gorusu isaret parmagini kendine bir durt neyim ben diye sonra gel konusalim biz kimseyi tekfir etmedik elhamdulillah..anladinmi
 
Üst Ana Sayfa Alt