Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Müslümanın Hedefi Küfrü Yıkmaktır

hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

Müslümanın Hedefi Küfrü Yıkmaktır



Ömer b. Hattab (r.a) halifeliği döneminde bir ordu donatarak İran’ın belli bir yer tayin etmeyerek, büyük şehirleri üzerine müşriklerle harbetmek üzere göndermişti. Bunun üzerine Hürmüzan müslüman oldu. Ömer (r.a) ona:

«Ey Hürmüzan! Şimdi seninle İran seferini tamamlamak için şu Fars, İsfahan, Azerbeycan hakkına iştişare ediyorum. Bunlardan, önce hangisinin fethine başlanmalı dır?» diye sordu. Hürmüzan cevab vererek:

«Evet, mü’minlerin emiri! Bu toprakların ve buralarda bulunan müslüman düşmanı halkın benzeri, iki kanadı, iki ayağı ve bir başı bulunan kuştur ki, bu kuşun bir kanadı kırıldığı farzedilse o ölmez, bir kanadı ve bir başı ile iki ayağı üzerinde durur. Öbür kanadı da kırılmış olsa, o, bir başı ve iki ayağıyla durur. Ama kuşun başı ezilirse, ayakları da, kanatları da, başı da kırılır, ezilir, gider. Şimdi, bu baş Kisra’dır. Kanadın biri Kayser diğeri ise Fars’tır. Ey mü’minlerin emiri! Şimdi siz müslümanlara emrediniz de toptan Kisra üzerine hareket etsinler» dedi.

Ravi Cübeyr b. Habbe İran olaylarının ikinci bir safhasını rivayet ederek demiştir ki:

«Kadisiyye fethinde geldikten sonra bir gün Ömer (r.a) bizi savaş için çağırdı. Üzerimize de Numan b. Mukarrin’i kumandan tayin etti. Düşman ülkesine varınca Kisra’nın kumandanı bizi Fars, Kirman ve saire halkından kırk bin kişilik bir kuvvetle karşıladı. Ve kumandan tarafından gönderilen tercüman bize:

«Bazı şeyler soracağım, içinizden bir kişi cevab versin» dedi. Ashabın hakim ve hatiblerinden Mugire b. Şu’be:

«Ne istersen sor» demesi üzerine tercüman küçümseyerek ve taşa ağaca seslenir gibi:

«Siz kimlersiniz?» dedi. Mugire şöyle cevab verdi:

«Biz arab ırkından bir takım kimseleriz. Biz vaktiyle azgın bir yol kesicilik, zorlu bir bela ve mihnet içinde yaşarken, açlıktan hurma çekirdeği deri parçası kemirirken, deve yününden ve kılından elbise giyerken, ağaca ve taşa taparken kısaca biz böyle koyu bir cehalet ve vahşet içinde iken, göklerin ve yerlerin Rabbi, şanı yüce ve azameti görünen Allah (c.c) bize kendi aramızdan bir rasul gönderdi. Biz onun babasını, anasını, aramızdaki şerefimi, soyunun üstünlüğünü biliriz. Şimdi Rabbimizin gönderdiği bu aziz Rasul (s.a.s) bize, siz yalnız Allah’a ibadet edinceye veya cizye verinceye kadar sizinle harb etmemizi buyurdu. Ve Rasulullah (s.a.s) Rabbimiz namına bize haber verdi ki:Bizden cihad uğruna hayatını feda edenler doğru cennete girer. Ve cennette asla benzeri görülmedik nimete ulaşır. Şehid olmayıp geride hayatta kalanlar da sizi esir edip bineğinize sahib olurlar.»

Mugure b. Şu’be (r.a) bu ateşli hitabesini zeval vakti bitirmişti. Ve harbden başka bir çıkar yol olmadığını anlamıştı. Kumandanımız Nu’man b Mukarrin’e harbe başla masını teklif etti. Bunun üzerine Nu’man (r.a):

«Aziz kardeşim Mugire! Allah-u Teala seni, Rasulullah (s.a.s) ile beraber bu olay gibi birçok çarpışmada bulundurdu. Hatırlarsınız ki gündüzün ilk saatinde harbe başlamazsa zevalden sonraya ertelerdi. Şimdi sabır ve yavaşlık size pişmanlık vermez. Ve sizi düşman nazarında küçük düşürmez. Benim, Rasulullah ile bulunduğum bütün çarpışmalarda Rasulullah gündüzü ilk vaktinde harb etmeyip, ze valden sonra ta rüzgar esip öğle sisi geçinceye, namazlar kılınıncaya kadar beklemek alışkanlığındaydı» dedi. Ve uygun bir zamanda saldırı emrini verdi.

(Buhari)


HADİSTEN NE İSTİFADE EDERİZ

1 -
Şeytan ve yandaşlarının ilk hedefi müslümanları zayıflatmak, yok etmek ve insanları hem ferden hem de toplumlar olarak Allah’ın dininden uzaklaştırmaktır. Bu gayelerine ulaşabilmek için Allah düşmanları, İslam’a karşı saldırılarını çok yönlü ve etkin bin şekilde, mütemadiyen sürdürürler. Küfrün imana saldırısı planlıdır, sinsicedir. Bu nedenle, her dönem ve çoğrafyadaki İslami hareket fertleri şunu iyice bilip, idrak etmelidir ki, müslümanın gündemini öncelikle ve ehemmiyetle küfrü kökten ve tamamen yoketmek teşkil etmelidir. Müslümanlar önemsiz yada ikinci, üçüncü derece önemli konularla vakitlerini harcamamalarını, tüm dikkat ve güçlerini bu noktaya, şeytan ve yandaşlarının planların altüst edip, fitneyi kökten yok etmeye ve Allah’ın dinini her yerde ve bilfiil hakim kılmaya yöneltmelidir. İşte, İslam mücadelesinin ilk ve en önemli hedefi budur. İnananların, dikkatlerini zamanın ve şartların öncelikli kıldığı konudan başka taraflara yöneltmeleri, din düşmanlarının kuvvet ve zaman kazanmasından başka bir şey değildir.

2 - Rasulullah, sahabeler ve diğer müslümanlar arab olmayan birisini islam’a davet etmek istedikleri zaman tevhidin manasını o şahsın anladığı dilde ve tam karşılığını verecek şekilde açıklıyorlardı. Zira, bir kişi Kelime-i Tevhid’in manasını ve bu mananın gerektirdiği şartları bilme den her ne kadar buna iman ettiğini söylese ve bu sözü ikrar etse, iman etmiş olamaz.
 
Üst Ana Sayfa Alt