28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağı nedeniyle fakülteyi üçüncü sınfta bıraktım ve o dönemde pek çok şahsi problemler yaşadım..dinimi tam anlamıyla yaşayan ve tesettürede tam anlamıyla riayet eden bir müslüman değildim ama başımdaki örtüyü çıkarıp okumak bana ağır geldi..çok öfkeliydim yapılanlara,kabullenemedim, sonra pişman oldum,karmakarışık duygular içindeyken mustafa islamoğluna ait kitapları okumaya başladım..Kuranı Kerimi ve Peygamberimi daha iyi tanımama yardımcı oldu bu kitaplar..daha çok Kuran okumaya,okuduklarımı daha net,daha derinden algılamaya ve yalnızca Peygamberin önderliğini kabullenmeye başladım..sadece peygamber..ne M.islamoğlunun kendisi,ne de başka bir şeyh veya imam..hiç kimse..sadece peygamber..artık pişmanlıklar yaşamıyorum,yaşamış olduğum her sıkıntıya hamd ediyorum..her zaman haberdardım Kurandan ve Peygamberden ve de ahiretten..ama yüzeysel olarak ve sürekli unutarak..Yüce Rabbimin, m.islamoğlunu vesile kılmasıyla,sadece kitaplarından ve programlarından öğrendiklerimle artık, Kuran elimde, Peygamber yüreğimde ve Ahiret aklımda..herkes için farklı vesileler olabilir..bir kitap,bir sohbet,bir arkaş,eş yada yaşanılan üzücü bir olay..her neyse işte...müslümanlar birbirlerine karşı düşmanca tavırlar göstermek yerine Allah ve din düşmanlarıyla mücadele noktasında,kendi yaşamlarında net bir tavırları varmıdır,bunu düşünmeliler...m. islamoğlunu kitaplarıyla ve sohbetleriyle severek takipeden birisi olarak, bu yazıyı yazmam gerektiğine inandım,kendisi hakkında olumsuz düşüncelerini beyan edenlerin,önyargılarını bir kenara bırakıp,kardeşce bir tutum takınarak bir kez daha düşünmelerini istiyorum..yanılmış,haksızlık yapmış ve yersiz suçlamalar içine girmiş olabilirsiniz..