E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Misafir
Bursa'da birçok otomobil şirketinde mühendisi olarak çalışan M.Ç., namaz kıldığı gerekçesiyle işyerinden atıldığını iddia ederek hukuk mücadelesi başlattı
Bursa Organize Sanayi Bölgesi'nde birçok otomobil fabrikasına far üreten bir firmada 7 yıldır elektronik mühendisi olarak çalışan M.Ç., namaz kıldığı gerekçesiyle işyerinden tazminat ödenmeden atılması üzerine hukuki süreç başlattı.
Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'na yazdığı şikayet dilekçesinde, namaz kıldığı için tazminatsız olarak işten çıkartıldığını belirterek, anayasanın 5 ve 9. maddelerindeki inanç hürriyeti maddesi kapsamında hakkının korunmasını istedi.
Bu dilekçeler üzerine Başbakanlık, konuyu Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndererek soruşturma yapılmasını talep etti. Geçen şubat ayında başta tazminat ödenerek işten atılacağı tebliğ edilmesine rağmen daha sonra tazminatsız (kusurlu gösterilip) işyerinden ayrılmasının haksızlık olduğunu belirten M.Ç, "Ben 16 yıldır elektronik mühendisi olarak son işyerim dahil 5 firmada çalıştım. Son çalıştığım far fabrikasında 7 yıldır hizmet veriyorum. Bu süre zarfında, herhangi bir işyerinde çalışma kusuru ile alakalı her hangi bir tutanak, savunma gibi bir durumla karşılaşmadım. Ancak son çalıştığım işyerinde, işe alınırken şahıslara namaz kılıp kılmadıkları, alkol kullanıp kullanmadıkları, alkol bulunan masaya oturup oturmayacakları gibi dini duygularla alakalı sorular İnsan Kaynakları Müdürü veya Genel Müdür tarafından bizzat soruluyordu. İşyerinde mescidin kapısına 2 yıl önce kamera yerleştirilip namaz kılanların listesi hazırlandı. Bu listedeki kişiler, genel müdür tarafından tek tek çağrılıp işyerinde namaz kılınmamaları konusunda ikna görüşmeleri yapıldı. Bu görüşmelerden birine muhatap olan şef arkadaş telefonu ile görüşmeyi kaydetti ve bu ses kaydı da şu an Savcılığın incelemesindedir. Bölüm müdürleri bu konu ile alakalı, kendi bölümlerine bilgilendirme mailleri attılar. Ar-ge Müdürü tarafından kendi elemanlarına gönderilen bilgilendirme maili de şu an savcılık tarafından sunduğumuz delil olarak incelenmektedir. Devamında bölüm müdürlerinin de desteğini alan genel müdür, firma sahibinin de onayıyla mescidi yıkıp bu alanı depoya çevirdi. Fişlenen kişiler zam, prim, terfi gibi durumlarda hep en az ile yetinip sürekli yaptıkları işlerin küçük görülmesi ile karşılaştı. Bu duruma katlanamayan arkadaşlardan son 2-3 yılda işten ayrılan ve çıkarılan kişiler oldu. Kalanlar üzerinde de sürekli uygulanan baskılar ile yıldırma ve istifaya zorlama politikaları izlendi. Namaz kılmaya devam edeceğini belirten 10 kişi işten tazminatları ödenerek çıkarıldı. Geriye kalanlar da işyerinde namaz kılmaması için psikolojik baskıya maruz kaldı. Durum değişik ortamlarda firma sahibi A.B'ye aktarıldı. İki yıl boyunca sessiz kalan firma sahibi, 2013 yılı başında gelen taleplere dayanamayıp 2 yıl önce yıkılan mescidi yeniden açtı. Bu arada, içerideki organizasyonda etkili olduğumu düşünerek, fabrika genel müdürü benim işime son verdi. Bu arada ilk önce tazminat ödeyeceklerine dair insan kaynakları servisinin verdiği evraklar, daha sonra SGK'ya verilen işten çıkış belgesinde çalışanın kusuruna çevrilerek tazminatım da ödenmedi. Herhangi bir savunmam alınmamasına rağmen, namaz konusundaki hassas tavrım sebebiyle kusurlu gösterilerek iş akdim feshedildi. Kanuni haklarımı almak için iş mahkemesine müracat ettim. Bu arada anayasal hakkımı kullanmak üzere konuyu da Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'na ilettim" dedi.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, bu konuda soruşturma talebi gelmesi üzerine, fabrikada çalışan yaklaşık 30 kişinin ifadesine başvurdu.
İfade vermeye giden işçilere gerçekleri söylememeleri konusunda baskı yapıldığını belirten M.Ç, "Gerçeği anlatanlardan 3 kişinin de mart ayında işlerine son verildi.
Tazminatlarını istememeleri için de bundan sonraki çalışma hayatlarında olumsuz referans vermeme kaydıyla istifa dilekçeleri alındı. Firma sahibi, savcılık soruşturmasının başlamasının ardından 12 Nisan'da genel müdür ile Nisan 2013 sonunda yollarını ayıracaklarına dair duyuru yayınlamışken, 30 Nisan tarihinde genel müdürlük görevine devam edeceğini ve holdingde yönetim kurulu üyeliği de verdiklerini bildirdi. 15 günlük süreçte yaşananların yargıyı yanıltma, yönlendirme ve etkileme çabası olabileceği şüphesi mevcuttur. İşyerinde mobbing konusu şu anda savcılıkça inceleniyor. Dava açılıp açılmayacağına savcılık karar verecek" diye konuştu.
Kaynak: Ajanslar