Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Namaz Kılıp, Sakal Bıraktığı İçin Oğluna Hakkını Helal Etmeyen Babaya Tavır?

N Çevrimdışı

Nurlan Tahirli

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Arkadaslar bir arkadasim var.Sinif arkadasim ayni zamanda.Artik 4-5 aydir selefi oldu.Ama babasi baski yapiyor.16 yasinda.Sakalini uzatiyor,paltalonunu ksaltdi diye babasi ona soylemis ki sana hakkimi helal etmiyorum.Arkadasim simdi cok kotu oldu.Soyluyor dinimizde var ki baba-anne helalliyi cok onemli...baba-annesi onun sakal ve isbalina karsi cikiyor.namaziyla isleri yok.bu arkadas sizce ne yapmali...ne olur yardim edin...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Nurlan Tahirli;277644' Alıntı:
Arkadaslar bir arkadasim var.Sinif arkadasim ayni zamanda.Artik 4-5 aydir selefi oldu.Ama babasi baski yapiyor.16 yasinda.Sakalini uzatiyor,paltalonunu ksaltdi diye babasi ona soylemis ki sana hakkimi helal etmiyorum.Arkadasim simdi cok kotu oldu.Soyluyor dinimizde var ki baba-anne helalliyi cok onemli...baba-annesi onun sakal ve isbalina karsi cikiyor.namaziyla isleri yok.bu arkadas sizce ne yapmali...ne olur yardim edin...

"Hâlıka isyanda mahlukata itaat yoktur"

İtaat etmekle mukellef olduğumuz Anne, babamızın yanında, İslam cemaatinin emiri dahi olsa, mâsiyet olmadıkça emir ve buyruklarını, isteklerini yerine getirmeye çalışmamız, onları kendimizden radı olmaya gayret sarfetmemiz gereklidir. Fakat ne zaman ki bu istekler, Allahın (c.c.) emirleriyle çelişmesi durumunda dinleyib, itaat etmek yoktur.

Bahsettiğiniz konuyla alâkalı arkadaşınız, Babası (veya annesi) kâfir dahi olsa , Allah ve rasulunun yapılmasını kâti olarak emrettikleri (Farz olan namaz, oruc, sakal kazımamak vb. konular) hariç olan konularda itaat etmesi gerekir. Bu gibi dinin emirleri olmayan meselelerde (alimlerden veya mezhebten veya sahih delili olan konularda) fitne çıkmaması için diğer görüşlerle de âmel edebilir. Misal olarak, pantalon paçalarının uzunluğu, tahiyatta parmak kaldırma-sallama vb. gibi ictihadi meseleler olabilir.
Tâbi ki kişinin bu tür ruhsata başvurmadan önce, itiraz edilen konularda bilgi sahibi olarak, sakin ve mazlum bir ifade tarzı ile konu delillendirilerek muhatabımızı insaflı şekilde düşünmeye, anlamaya ve kabul etmeye çalışmalıyız. Böylece kabul etmese de, delilleri görerek en azından karşı çıkması, itiraz etmesi engellenmeye çalışılmalıdır.


Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
"Allah'a isyanın söz konusu olduğu yerde kula itaat yoktur. İtaat ancak iyiliktedir."
(Muslim, K. İmara, bab: 39, Hadis no: 1840 ; Ebu Davud, K.el-Cıhad, bab: 87 Hadis No 2625)

İlgili Konu:

Kafir Olan Anne Babamla İlişkilerim Nasıl Olmalı?

https://www.islam-tr.org/konu/kafir-olan-anne-babamla-iliskilerim-nasil-olmali.12100/

Pantalon Paçalarının Uzunluğu Meselesi
https://www.islam-tr.org/konu/pantalon-pacalarinin-uzunlugu-meselesi.8491/
 
N Çevrimdışı

Nurlan Tahirli

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
kardeş yazdıklarını okudum.Allah senden razı olsun.Ama bazı sorularım var :
1)sakal uzatmakda alimler ittifak etmislermidir ki, vacipdir ?
2)sakalin uzunlugu 4 parmak olmalıdır söyleyenler neyi kasd ediyolar ? böyle bir şeyi söyleyen alim varmıdır ?
3)etekler ile ilgili bölümü okudum.günümüzde bazı suud alimleri söylüyorlar : ister kibirden ister kibirsiz yinede haramdır.peki kibiri şart koşan alimler kimler olmuşdur ? ibn Teymiyyenin de bunu söylediyini duydum.4 büyük imamda bunu söylüyo diyolr.Bunu aslı nedir ? yani ihtilaf varmıdır ?
4)anne-baba eger sakaldan otru haklarini helal etmeseler bunun hukmu nedir ?

5)namazda ellerin nerede baglanmasi gerekir ? gobek ustumu ? gobek altimi ? bazi davetciler diyorki en sahih gorus gogus ustudur.bu ne manaya geliyor? gobek alti gelen hadisler yalnis imis.
6)biz akidede ehli-sunnet olupda fikihda meshep taklid edebilirmiyiz ?
7)arkadasim var.kendisi sii.ama sahabelere kufr etmiyor.annemiz Ayse r.a kufr etmiyor.selefileri kotulemiyor.cihadi destekliyor.ama namazda ellerini yanina saliyor.ve namaz kilarken alnini muhure kokuyor.muhur-toprakdan hazirlanmis bir tas parcasidir.bu arkadas muslumanmidir.

kardes cok isterim ki kendin direk cevaplar veresin.Allah senden razi olsun !

kardeş sorulara kendin kısaca cevap verirsen çok sevinirim.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
kardeş yazdıklarını okudum.Allah senden razı olsun.Ama bazı sorularım var :

1)sakal uzatmakda alimler ittifak etmislermidir ki, vacipdir ?

C 1- Kisra'nın elçileri, Rasûlullah (s.a.v)'i Yemen'e götürmek için ve Kisrâ'nın tehditlerini içeren bir mesajla huzura çıktıklarında Rasûlullah (s.a.v) elçilerin bıyıklarını uzatıp, sakallarını kısalttıklarını gördü, onlara bakmak istemedi ve şöyle dedi:
"Yazıklar olsun size! Bunu size kim emretti?"
Onlar: "Rabbimiz (yani Kisrâ) emretti." deyince,
Rasûlullah (s.a.v): "Lakin benim Rabbim bana sakalımı uzatıp bıyığımı kısaltmamı emretti." buyurdular. İbni Sa’d(1/449) Said Bin Mansur Musannef(172) İbni Kesir el Bidaye(4/264) Ebu Nuaym Delail(1/349) İbnu'l Cevzi el Vefa(2/460) Tarihut Taberi(2/654) Suyuti Durrul Mensur(1/276) Nebhani Huccetullah(1/521) Suyuti Esbabı Vurud(213) İbni Hacer Metalibul Aliye(2206)


İbni Ömer radıyallahu anhuma, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor; "Bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın. Muşriklere benzemeyin".

Malik Muvatta(şa'r,1) Buhari(libas,63-64) Muslim(taharet,52) Ebu Davud(4199) Tirmizi(2764) Nesai(taharet 14) Ahmed(2/16, 356, 365, 366, 387) Beyhaki(1/151) Camius Sağir(3878) Cem'ul Fevaid(5872-73) Suyuti Esbabı Vurudil Hadis(77) Ramuz(19/12) Beyhaki Şuab(6430-34) et Tac(4/319) İbni Ebi Şeybe(8/376) Cem'ul Cevami(4611) Tarihu Bağdat(5/11) Kenz(17251) Berika(5/196) Neylul Evtar(1/114) Zadul Mead(1/163)

Sakalı Kesmek

Hanefîlere göre; erkeğin sakalını kesmesi haramdır. Bütün sakalı kazıtmak Hint Yahudileri ile Acem (Farisi) Mecusîlerinin işidir. (İbn-i Âbidîn; el-Cezîrî; Celal Yıldırım)

Peygamber Efendimiz bıyığı tıraş etmeyi ve sakalı bırakmayı emretmiştir. Bir hadîs-i şerifte “"sakallarınızı salıverin"” buyrulmuştur.
İmam Muhammed, Ebû Hanife'den naklen; “"Salıvermekten maksat; sıklaşıp çoğalıncaya kadar sakalı bırakmaktır"” demiştir. (Muslim) (el-İhtiyâr; Celal Yıldırım)

Şafiîlere göre; sakalı kazımak mekruhtur. (İmam Şafiî'den gelen bir rivayette ise haramdır.) (el-Cezîrî; Celal Yıldırım)

Mâlikîlere göre; sakalı kazımak haramdır. (el-Cezîrî; Zuhaylî)

Hanbelîlere göre; sakalı kazımak haramdır. (el-Cezîrî; Zuhaylî; Celal Yıldırım)

Maliki'lerle, Hanbelîler sakal kesmeyi haram kabul ederken, Hanefi'ler tahrimen mekruh kabul etmişlerdir. Sakalda sünnet olan bir tutamdır. Bundan daha fazla almak veya bütünü ile almak ise caiz değildir. (ed-Durru'l-Muhtâr, II, 155)

Şafiî'ler sakalı kesmenin mekruh olduğunu söylemişlerdir. Nevevi'nin zikrettiğine göre ilim adamları sakalda mekruh olan on hususun bulunduğunu söylemişlerdir. Bunların kimi ötekinden daha ağır mekruhtur ki, bu mekruhlardan birisi de kadında sakal çıkma hâli mustesna tıraş edilmesidir. Böyle bir kadının sakalını kesmesi mustehab olur. (Şerhu Muslim, III, 149; Neylu'l-Evtâr, 1,116)
(Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, C 4, S . 372)

İbni Teymiyye (Rahimehullah), el-İhtiyaratu'l- İlmiyye'de şöyle der: "Sahih hadislerde de belirtildiği üzere sakal tıraşı haramdır. Kimse mubah görmemiştir."
Hanefilerden İbni Abidin, Reddu'l Muhtar'da şöyle der: "Erkeğin sakalını kesmesi haramdır."
İmam Şafii de el-Umm'de, sakalı tıraşın haram olduğunu belirtmiştir.
Malikilerden de el-Adevî, imam Malik'den sakal tıraşının mecusilerin işlerinden olduğunu nakletmiştir.
İbni Abdilber de Temhid de, sakal tıraşının haram olduğunu söyler.


Rasulullah (s.a.v.), "Muşriklere muhâlefet edin (benzemeyin); sakalları bırakın, bıyıkları kırpın" buyurmuştur. (Buhârî, K. el-Libâs, 63-34.)
Bu ve benzeri hadisler ile tatbikata bakan cumhur sakalı tıraş etmenin haram olduğu neticesine varmışlardır. Kadı İyâd bunun mekrûh olduğunu söylemiştir. Aynı mahiyette olan boyama emrini yerine getirmenin farz ve terkinin haram sayılmaması bu görüşü destekler (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî)

Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
2)sakalin uzunlugu 4 parmak olmalıdır söyleyenler neyi kasd ediyolar ? böyle bir şeyi söyleyen alim varmıdır ?

C 2- Sakalı bir tutam yani bir kabza veya daha fazla uzatmanın hükmü nedir?

Hz. Ömer (r.anh), sakalını uzatmış birini görerek bir tutamdan fazlasını kesmesini söylemiştir. Ebû Hurayra gibi büyük bir Sahabî de sakalını tutar, bir tutamdan fazlasını keserdi. Abdullah bin Ömer'in de aynı şekilde hareket ettiği rivayet edilmektedir. (Buhari, Libas, 64)

Hanefîlere göre; sakalı sünnet miktarı uzatmak sünnettir. Sünnet miktarı, bir kabza (yani bir tutam) miktarıdır. Yani kişi sakalını kabzasına alır, kabzasından arta kalanı keser. Sakalın bir tutamdan fazlasını kesmek sünnettir. İmam Muhammed'in görüşü budur ve bunu İmam Âzam'dan nakletmiştir. Kabza miktarından uzun olarak da bırakılabilir; ama aşırı derecede uzatılması sünnete aykırıdır.

"Sakalları salın, bıyıkları kısaltın" hadis-i şerifiyle amel eden selef-i alimler, "sakalları salın" ifadesinden, kabze miktarı diye bir sınırlama olamayacağını, aksine salmak, uzatmak gerektiğine inanmaktadırlar.




Sakalın yanlarından almanın hükmü nedir?

Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallâhu anhumâ) anlatıyor: Amr b. Şuayb (r.anh)’in babasından ve dedesinden rivâyete görev

Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sakalından enine ve boyuna alırdı." (Tirmizî, Edeb, Bab 17, hadis no: 2762)

Tirmizî: Bu hadis garibtir.
Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: Ömer b. Harun’un rivâyeti orta yolludur. O’nun aslı olmayan veya tek başına rivâyet ettiği şu hadisten başka rivâyet ettiği bir hadis bilmiyorum:
Peygamber (s.a.v.), sakalın eninden ve boyundan alırdı.
Bu hadisi sadece Ömer b. Harun tek başına rivâyet etmiştir. Buhârî’yi, Ömer b. Harun hakkında iyi görüşlü olarak gördüm.
Tirmizî: Kuteybe’nin şöyle dediğini işittim: Ömer b. Harun hadisçi olmakla birlikte şöyle derdi:
“İman söz ve yaşantıdan ibarettir.”
Kuteybe aynı zamanda şöyle demişti:
Vekî’ b. Cerrâh bir adam vasıtasıyla Sevr b. Yezîd’den: “Peygamber (s.a.v.)’in Taif'lilere karşı mancılık kullandığını bize bildirdi.”
Kuteybe sözlerine şöyle devam etti: Vekî’e bu adam kimdir? diye sordum, sizin adamınız Ömer b. Harun’dur dedi.

Hadisinin ravisi olan İbn-i Ömer'in, sakalının bir tutamdan fazlasını aldığı sahih rivayetle nakledilmiştir. (Buhârî, Tirmîzî) (İbn-i Âbidîn; Fetevâyi Hindiye; Celal Yıldırım)

Detaylı Konu :

Sakal Ve Vucut Kılları

https://www.islam-tr.org/konu/sakal-ve-vucut-killari.22778/

Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
3)etekler ile ilgili bölümü okudum.günümüzde bazı suud alimleri söylüyorlar : ister kibirden ister kibirsiz yinede haramdır.
peki kibiri şart koşan alimler kimler olmuşdur ?
ibn Teymiyyenin de bunu söylediyini duydum. 4 büyük imamda bunu söylüyo diyorlar. Bunu aslı nedir ? yani ihtilaf varmıdır ?

C 3- 1 / 791. İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Allah Taâlâ kibirlenip büyüklük taslayarak elbisesinin eteğini yerde sürüyen kimsenin kıyamet gününde yüzüne bakmaz. ”
Bunun üzerine Ebû Bekir:
Yâ Rasûlallah! Dikkat etmediğimde benim de elbisemin eteği yerde sürünüyor, dedi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Şubhesiz sen bunu büyüklük taslamak için yapmıyorsun buyurdular.
[Buhârî, Libâs 2, Fezâilü’s–sahâbe 5; Müslim, Libâs 43–44. Ebû Dâvûd, Libâs 25]

3 / 792. Ebû Hurayra (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Allah, büyüklük taslayarak elbisesinin eteklerini yerde sürüyen kimsenin kıyamet gününde yüzüne bakmaz.”
(Buhârî, Libâs 1, 5; Muslim, Libâs 43 (Ayrıca 617 numaralı hadisin kaynakları)

* Kibirli kimse de kıyamet günü yüzüne bakılmayacak kimselerden olacaktır.[Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 251]

PANTALON PAÇALARININ UZUNLUĞU MESELESİ

DEĞERLENDİRME

Konuyla ilgili hadisleri bir bütün halinde değerlendirerek incelememiz yerinde olacaktır. Aksi taktirde her isteyen her istediği hadisi seçerek, hadisten bahsi geçen bölümlere tutunarak fikrini savunma girişiminde bulunacaktır.

Şimdi hadiste geçen vurgulamaları hadisler üzerinden madde madde sayalım :

1 / 791. İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Allah Taâlâ kibirlenip büyüklük taslayarak elbisesinin eteğini yerde sürüyen kimsenin kıyamet gününde yüzüne bakmaz. ”
Bunun üzerine Ebû Bekir:
Yâ Rasûlallah! Dikkat etmediğimde benim de elbisemin eteği yerde sürünüyor, dedi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Şubhesiz sen bunu büyüklük taslamak için yapmıyorsun buyurdular.
(Buhârî, Libâs 2, Fezâilu’s–sahâbe 5; Muslim, Libâs 43–44. Ebû Dâvûd, Libâs 25)


1- Hadis-i şerifte men edilen, elbisenin eteğini kibirlenip büyüklük taslayarak elbisesinin eteğini yerde sürüyen denilerek sebebini saymıştır.

2- Rasulullah (s.a.v.) hadisi şerifin devamında hz. Ebubekir'in (r.anh) eteğinin yerde sürünmesine rağmen O'na "sen bunu büyüklük taslamak için yapmıyorsun diyerek bir vebali olmadığını söylemiştir.

Hadis-i şerif , elbisenin yerde kibirle sürünmesinin haram olduğunu beyan etmektedir. Ancak bu uzun giyimde, kibir gurur gibi niyet olmazsa haram olmadığı anlaşılmaktadır. Fakat yine de mekruh olabilir. Çünkü namaz gibi ibadetlerde elbislerin temiz olması gerekir. Yere değen elbiseler ise yerdeki necasetten dolayı kirlenir. Bu açıdan dikkat etmek gerekir.

Yine hadis-i şeriflerde geçen azab ve tehdid unsuru gurur ve gösteriş için giyenlerle necaset bulaşan elbiseler içindir. Bunlar yoksa günah olmaz. Nitekim sonraki hadis-i şeriflerde bu durum açıkça belirtiliyor.

5 / 794. Ebû Zer (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre, Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
Üç sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ kıyamet gününde onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz ve kendilerini temize de çıkarmaz. Onlar için can yakıcı bir azâb vardır.”
Ebû Zer : Ziyana uğradılar ve zarar ettiler; onlar kimlerdir yâ Rasûlallah? dedi.
Rasûl–u Ekram şöyle buyurdu: Elbisesinin eteğini kibirle yerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve ticaret malını yalan yere yeminle satmaya çalışan kimsedir.”
(Muslim, Îmân, l71; Ebû Dâvûd, Libâs 25; Nesâî, Buyû, 5)

İlahi gazaba sebep olarak Hz. Peygamber insanın elbisesini sürüyerek çalım satmasını ve kibirlenmesini de göstermiş ve:
"Elbisesini kibirle yerde sürüyen kimseye Allah merhamet nazarı ile bakmaz" (Muslim, Libâs, 42) buyurmuştur.

Bu hadis-i şerifler ahlâki bir kusur olan kibrin Allah nezdinde ne derece kötü kabul edildiğini anlatmaktadır. Bir başka kibir şekli olan hakka karşı büyüklenmek ise kâfirlikle bir kabul edilmiş ve lanetlenmiştir.
Hz, Peygamber şöyle buyurur:


8082- Amr bin Şuayb, babasından, o da dedesinden (radiyallahu anh):
Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu :
"Kıyamet gününde kibirli kişiler, zerre kadar küçük adamlar (karıncalar) seklinde haşrolunacaktır. Her taraflarından zillet ve miskinlik akacaktır. Cehennemdeki 'Bulaş' adında bir zindana sürüleceklerdir. Üzerlerine alev alev ateş yükselecek. Ayrıca Tinetu'l-habâl denilen Cehennem ehlinin irinlerinden içirileceklerdir."

[Tirmizî, Ahmed b. Hanbel, II, 179]
(Bu hadisi Tirmizî (2492), Süveyd b. Nasr an İbni'l-Mubârek an Muh. b. Aclân an Amr b. Şuayb an ebîhî an ceddihî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi)

Hadislerden anlaşılan; uzun elbise giymenin ve elbisenin eteklerini yerde sürüyerek yürümenin kibir alameti sayılmasıdır. Hadislerde men edilen aslen kibirdir. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur :
"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez." ...... [Muslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud.]

(Bu hadisi Muslim (îmân 147-9, s. 93), Ebû Dâvud (4091) ve Tirmizî (1998), İbrâhîm an Alkame an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)
Bir diğer hadisi şerifte ise :
8085- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu :
"Sizden öncekilerden bir adam böbürlenip eteğini sürükleyerek yürürken birden yere battı. Kıyamet gününe kadar o hâlâ yerin dibine doğru batıp gitmektedir."

[Buhârî ile Nesaî.]


Hadisin ifade ettiği elbise, o zamanın şartlarına göre giyilen cübbe ve entaridir. Günümüzde pantolonun paçasının uzun olması kibir alameti olmadığı gibi aksine pejmürde giyim gibi de algılanabilmektedir.

Diğer bir hadis-i şerif:
6 / 796. İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivâyet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Uzatılabilecek elbiseler, izar, gömlek ve sarıktır. Kim bunlardan birini büyüklük taslayıp çalım satmak için uzatırsa, Allah Teâlâ kıyamet gününde o kimseye bakmaz.”

[Ebû Dâvûd, Libâs 27; Nesâî, Zînet 104. İbni Mâce, Libâs 9.]

3- Bu hadisi şeriften kibirlenerek büyüklük taslamak adeti elbiselerden şu 3'ünde olabileceğini gördük. Bunlar ; izar, gömlek ve s arıktır.
Gömlek, Rida : Bedenin belden yukarı kısmı için kulanılan elbisedir.
İzar, isbal : bedenin belden aşağı kısmı için kulanılan peştemal tarzı elbisedir.
Sarık : Takke üzerine sarılır.

Bu hadis-i şeriften de anladığımız gibi Rasulullah ve ashabı zamanında şu anki giyilen pantalon bilinmiyordu. Fakat şu hadisten dolayı Şalvarın bilindiğini anlıyoruz :
5230- İbn Abbas (r.anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i Arafat’ta konuşurken işittim şöyle diyordu:

İzar (belden aşağıya örtecek peştamal) bulamayanlar şalvar giysin, ayakkabı terlik bulamayanlar da mest giysin.”
(Buhârî, Libas: 8; Ebû Davud, Libas: 30)

Diğer hadis-i şeriften de anladığımız kibir sebeblerinden biri de saçların zülüflerinin (favori) sarkıtılması halidir.
Konuyla ilgili hadis-i şerifte:
"...... Rasulullah (s.a.v) bize: "Saçları (kulak memelerinden aşağı inecek kadar) uzun, eteğide topuklarından daha aşağıya kadar sarkık olmasa Hureym el-Esedî ne iyi adamdır" buyurdu, dedi.
Bu (söz) Hureym'e ulaştı da koşup (eline) bir bıçak (aldı) ve onunla saçını kulaklarına kadar, eteğini de dizlerinin yarısına kadar kısalttı. ....." Ahmed IV- 180.

Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/163-165.]


4- Zorlayıcı yorumlara girerek peştemal benzeri olan izarın, Pantalon olmasada belden aşağıya giyilen peştemal türü İzar'ı aynı kabul ettiğimizi varsayalım: Bu zamanda da hadiste sakınılması istenilen insanların pantalonlarını topukları da (aşık kemiği) aşarak kibir ve büyüklenmek kastı ile yerlerde sürüklemesi men edilmiştir.
Bu seferde şöyle bir farklılık ortaya çıkmaktadır.
Evet hadis-i şerifte de Rasulullahın buyurduğu gibi o dönemki insanlarda kibirlenen, büyüklük taslayan pisikolojik sorunları olan kimselerde bu tarz giyinme hasletlerinin olabileceğini anlamış oluyoruz.

Zamanımıza gelirsek; bugün bu tarz elbisenin yerleri süpürerek uzatılması , pisletilmesi kibirden değil bakımsızlık, pejmurdeliktendir. Daha çok dilenci tiplemelerinde görülen bu vaziyetler insanlar arasında öğünme değil utanıp aşağılanma durumlarından bilinmektedir.
Yine usul-u Fıkıhta bu bağlamda bir memleketteki halkın güzel ve çirkin görme anlayışları (örf), şeriata aykırı değil ise alimlerimiz delil kabul etmişlerdir.
Bugün müslümanların ve tüm insanların genel anlayışı ve kabulu elbisesini yerde sürükleyen kişinin bırakın gururlu , kibirli olması rezil olduğunda ittifak halindedir. Eğer kibir ve büyüklenerek elbisesini yerde sürüyerek gezen var ve biliniyorsa hadisteki tehdit kapsamında olacağı muhakkaktır.


Topuklara (aşık kemikleri) kadar uzunluğun olmasında bir sakınca yoktur. Bundan uzun olmasının mekruh olduğu , kibir ve büyüklenme kastı ile topukları aşarak yerlerde sürükleme ise haram olduğu hadislerin cem'inden anlaşılan sonuçtur.

4093... el-Alâ b. Abdurrahman'ın babasından rivayet edilmiştir; dedi ki:
Ben Ebû Saîd el-Hudrî'ye; eteği(n nereye kadar uzanacağını) sordum da (bana) şöyle dedi: "Bunu tam bilene sordun. Rasulullah (s.a.v);

"Müminin eteğinin uzunluğu dizinin yarısı (na kadar) dır. Dizin yarısı ile topukları arasında olmasında da bir sakınca yoktur. Topuklardan daha aşağısında olan etekler ise cehennemdedir. Allah (c.c) eteğini büyüklenerek yerlerde sürükleyip gezen kimsenin yüzüne bakmayacaktır

[Buharı, libâs, 1,2,5, fedâilu's sahabe 5: Muslim, libâs 42. 43-46. 48; Tirmizî. libâs 8,9: İhtı Mâce, libâs 6.9; Muvatta, libas 9-12; Ahmed b. Hanbel. II, 5, 10, 32, 42, 44, 46. 55, 56, 60. 65. 67. 69. 74. 76. 81. 386, 397. 409.430.454.467.479, 111.5.6, 31,44.52, 97. 140. 249,249, 256] buyurdu.
(Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/171)


İzar'ın kibir ve büyüklenmeye yol açmayacak olan sünnet uzunluğu için şu hadis-i şerifler misal verilebilir :

Eş’as b. Suleym şöyle der:
“Halamı, amcasından şöyle naklederken işittim -Medine’de yürürken arkamdan birinin:"İzarını kaldır. Böylesi takvaya daha uygundur" dediğini duydum. Baktım ki bu kimse Allah’ın Rasûlüdür.
Dedim ki:-Ey Allahın Rasûlü! “Bu giydiğim değersiz bir aba’dır.”
Şöyle karşılık verdi: Ben senin için örnek değil miyim?

Ona baktım, izarı baldırının yarısına kadardı.
(Tirmizi, Şemail. Sahihtir)

Şureyd der ki: Allah Rasûlu giysisini uzun tutan bir kimseyi görünce derhal yanına koşup
İzarını kaldır ve Allah’tan kork diyerek onu uyardı. Adam: “Ben zayıfım, bacaklarımın çirkin görünmesinden korkuyorum” deyince İzarını kaldır. Allah’ın yarattığı herşey güzeldir buyurdu. Bu adam daha sonra hep izarını baldırının yarısına kaldırmış olarak görüldü. (Ahmed bin Hanbel, Musned, Sahihtir, 4/390)

4095... Zeyd (Yezid) b. Ebî Sumeyye'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Ben (Abdullah) b. Ömer'i şöyle derken işittim:
RasuluIIah (s.a.v)'ın etek için söylediği, gömlek için de (geçerlidir).
[Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/172.]

4096... Muhammed b. Ebi Yahya'dan rivayet edilmiştir; de ki: İkrime (bana) şöyle dedi:
İbn Abbas'i, İzarını giyip önden (yere doğru sarkan) uç kısımlarını ayaklarının üst tarafına değdirirken, arkasından (yere doğru sarkan) kısımlarını da (topuklarından yukarı) kaldırırken gördüm.
(Kendisine), "İzarını niçin böyle giyiniyorsun?" dedimde, Rasûlullah (s.a.v.), böyle giyerken gördüm" karşılığını verdi.

[Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/172.]

5- Günümüz giyisilerinden pantalonun caiz olacağına dair görüş bildiren alimlerden bazıları ve açıklamalarından misaller:

Elbisenin kibirlenme ve gururlanma niyeti taşımaksızın ve necaset bulaşmayacak şekilde uzatılması caizdir. Elbisenin uzunluğu hususunda erkekler için mustehab olan elbisenin uzunluğunun baldırların yarısına kadar olmasıdır, topuklara kadar uzatılması ise caizdir.”
(İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, 17/464)

Bu hususta orta yolu benimseyen âlimler, hadiste gelen ihtarın, elbisesini kibir için yerde sürüyenlere ve onu kibirlerini göstermek için araç haline getirenlere yapıldığını söylemişlerdir. Bu görüşü, İmam Nevevî, İbn Hacer, Şevkânî, Irâkî gibi alimler benimsemişlerdir.
Buna dayanak olarak da hadiste geçen “huyelâ-kibirli” kelimesinin hükmü takyîd ettiğini (sınırlandırdığını) dolayısıyla bütün herkesi kapsamayacağını belirtmişlerdir.

Yine Hanefî mezhebinin önemli âlimlerinden biri olan İbn-i Abidin, eserinde bu meseleyi şu şekilde ele almıştır:
Elbisenin bir kısmı vardır ki mekruhtur: Kibir için giyilen elbise gibi. Mûtad şekilde giymeksizin elbiseyi sarkıtmak yasak edildiği için tahrîmen mekruhtur.
(İbn Abidin, 15/350, Şamil Yayınları)

Malum olduğu üzere elbise bir toplumun örf ve kültürünü yansıtır. İbn Abidin de bunu temel alarak toplumun kabul ettiği elbise şeklinin dışında elbiseyi uzatmanın harama yakın manada mekruh olduğunu belirtmiştir.
Müslüman, hayatının bütün yönlerinde olduğu gibi giyim-kuşamda da orta yolu tutmalıdır.
Giydiği elbiselerle farklılık mülahazasına girmemelidir.
Başkalarına karşı elbiseyle üstünlük sağlamaya çalışmamalı, güzel ve yeni elbiseler giydiğinde gurur ve çalıma girmek yerine Rabbine verdiği nimetlerden dolayı şükran hisleriyle dolmalıdır.


Not:
İzarın baldır yarısına kadar sünnet şekilde uzunlukta olması namaza mahsus bir hal değil, genel giyim şeklidir.



Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
4)anne-baba eger sakaldan otru haklarini helal etmeseler bunun hukmu nedir ?

C 4- Böyle bir (fıtrata muhalif) hak iddiası fasiddir, geçersizdir.


Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
5)namazda ellerin nerede baglanmasi gerekir ? gobek ustumu ? gobek altimi ?
bazi davetciler diyorki en sahih gorus gogus ustudur. bu ne manaya geliyor?
gobek alti gelen hadisler yalnis imis.

C 5- Namazda Ellerin Bağlanma Şekli ?

https://www.islam-tr.org/konu/namazda-ellerin-baglanma-sekli.23099/

Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
6)biz akidede ehli-sunnet olupda fikihda meshep taklid edebilirmiyiz ?

C 6- Taasuba kaçmadan, delilleri bilerek mezheb taklid edebilirsiniz.

Mezheb ve Mezhebcilik?
https://www.islam-tr.org/konu/mezheb-ve-mezhebcilik.21883/

Mezhebler - Mezheblerde Neden Farklı İbadet Şekilleri Var?
https://www.islam-tr.org/konu/mezhebler-mezheblerde-neden-farkli-ibadet-sekilleri-var.2216/

MEZHEB - MEZHEBLERİN ÇIKIŞ SEBEBLERİ VE HUKMU
https://www.islam-tr.org/konu/mezheb-mezheblerin-cikis-sebebleri-ve-hukmu.21532/

Mezheb Taasubcuları Selefileri Neden Eleştirir?
https://www.islam-tr.org/konu/mezheb-taasubculari-selefileri-neden-elestirir.29905/

Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
7)arkadasim var.kendisi sii.ama sahabelere kufr etmiyor. annemiz Ayse r.a kufr etmiyor. selefileri kotulemiyor.cihadi destekliyor.ama namazda ellerini yanina saliyor. ve namaz kilarken alnini muhure kokuyor. muhur-toprakdan hazirlanmis bir tas parcasidir.bu arkadas muslumanmidir.

C 7- Bu şekilde şahsi/özel sual ve cevabı uygun düşmez. Şia, içerisindeki bazı fırkaları (ğulat-ı şia, nusayri vb) tekfir edilirken, genelde bid'at fırka sayılmaktadır. Namazda ellerini yana salması sorun teşkil etmemekle beraber, namazda sözde Kerbela'dan alınan toprak - taş parçasının üzerine secde etmesi de bid'at olmakla beraber, kâfir olmasını gerektirmemektedir.
Sahabeye kufretmemesi vs gibi konular ise, bu şahsın ya tam anlamıyla şia değil, bilmiyor, ya da imanın şartlarından olan sunniye takiyye yapıyor.



Nurlan Tahirli;277786' Alıntı:
kardes cok isterim ki kendin direk cevaplar veresin.Allah senden razi olsun !

kardeş sorulara kendin kısaca cevap verirsen çok sevinirim.

Soru cevab bölümünde kendim cevab yazıyorum. Katılmadığım cevabı, cevab olarak vermem. Fi emanillah .
 
Üst Ana Sayfa Alt