NAMAZDA OKUNACAK OLAN İSTİFTAH DUALARI HANGİLERİDİR?
Namazda okunan istiftah duası hakkında Peygamber efendimizden (s.a.v) sahih olarak varid olmuş duaları delilleriyle zikretmeniz mümkün mü? Bu dualar ne zaman okunur? Hangi namazlarda okunur? Örneğin: Farz namazlarda mı yoksa nafile namazlarda mı okunur?
CEVAP
Elhamdülillah…
Birincisi: Peygamber efendimizden (s.a.v)istiftah duası konusunda farklı lafızlarla dualar gelmiştir. Bu duaları şöylece sıralayabiliriz:
1-Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz için tahrime tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet sukut buyurmuştur. Ben: "Ey Allah'in Resulu, dedim, anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki sukut esnasında ne okuyorsunuz?" Bana su cevabı verdi:
اللَّهُمَّ بَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَايَ ، كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ المَشْرِقِ وَالمَغْرِبِ ، اللَّهُمَّ نَقِّنِي مِنَ الخَطَايَا ، كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الأَبْيَضُ مِنَ الدَّنَسِ اللَّهُمَّ اغْسِلْ خَطَايَايَ بِالْمَاءِ ، وَالثَّلْجِ ، وَالبَرَدِ
"Ey Allah’ım, benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası gibi uzak kil, Ey Allah’ım, beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım. Allah’ım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıka" diyorum." (Buhari, Ezan 89; Muslim, Mesacid 147, 598; Ebu Davud, Salât 123, 781; Nesai, Iftitah 15, 2.128.129).
2-Aişe (r.anh) şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v) namazda istiftah(başlangıç) duası olarak:
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ وَتَعَالَى جَدُّكَ ، وَلَا إِلَهَ غَيْرَكَ
Bu duayı okurdu. “Allah'ım! Seni tenzih eder, sana hamd ederim. İsminin bereketi çoktur, azametin yücedir. Senden başka ilâh yoktur.”
Abdülaziz bin Baz “Fetava Nurun Ala Ed-Derb de” 8/182 şöyle demektedir: Farz namazlarda efdal olan سبحانك اللهم وبحمدك ... اللهم باعد بيني وبين خطاياي ... Bu duaları okurdu.
3. Ali (r.a) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) namaz kalktığında şöyle dua ederdi:
وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ حَنِيفًا ، وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، إِنَّ صَلَاتِي ، وَنُسُكِي ، وَمَحْيَايَ ، وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ ، لَا شَرِيكَ لَهُ ، وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا مِنَ الْمُسْلِمِينَ ، اللهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ أَنْتَ رَبِّي ، وَأَنَا عَبْدُكَ ، ظَلَمْتُ نَفْسِي ، وَاعْتَرَفْتُ بِذَنْبِي، فَاغْفِرْ لِي ذُنُوبِي جَمِيعًا ، إِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ ، وَاهْدِنِي لِأَحْسَنِ الْأَخْلَاقِ لَا يَهْدِي لِأَحْسَنِهَا إِلَّا أَنْتَ ، وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهَا لَا يَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهَا إِلَّا أَنْتَ ، لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ وَالْخَيْرُ كُلُّهُ فِي يَدَيْكَ ، وَالشَّرُّ لَيْسَ إِلَيْكَ ، أَنَا بِكَ وَإِلَيْكَ ، تَبَارَكْتَ وَتَعَالَيْتَ ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
“Yüzümü yerleri ve gökleri yaratan (Allah'a)'a, hanif ve müslüman olarak çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim. Muhakkak ki namazım, ibadetim (kurbanım) hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim.
Ey Malik olan Allah'ım! (her şeyin sahibi ve idarecisi) sensin. Senden başka ilâh yoktur. Seni tenzih eder ve hamd ederim. Sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum. Kendime zulmettim ve günahımı itiraf ediyorum. Benim bütün günahlarımı affet, çünkü günahları sadece sen affedersin. Beni ahlâkların en güzeline yönlendir, çünkü ahlâkların güzeline sadece sen yönlendirirsin. Benden (ahlâkların) kötü olanlarını gider. Benden onun kötü olanlarını sadece sen giderebilirsin. Emrine âmade, emrine her zaman tâbiyim! Hayrın hepsi senin elindedir. Şer sana nispet edilmez. Hidâyette olan senin hidâyet vermiş. Ben seninle varım (beni sen var ettin), sana âidim. Senden kurtuluş ve sığınak ancak sensin. Yücesin ve âlisin. Senden mağfiret diliyor, sana tevbe ediyorum.” (Müslim, 771. Nesai, 897)
İbni Kayyim (r.a) “Zadul Mead” 1/196 şöyle demektedir: Allah Rasulü (s.a.v) gece namazlarında bu duayı okurdu.
4-Müminlerin annesi Aişe’ye (r.anh); peygamber efendimiz (s.a.v) gece namazına hangi dua ile başlardı diye soruldu. Bunun üzerine şöyle dedi: Peygamber efendimiz (s.a.v) gece namazına şu dua ile başlardı:
اللهُمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ ، وَمِيكَائِيلَ ، وَإِسْرَافِيلَ ، فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ، عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ ، أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ ، فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ ، اهْدِنِي لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ ، إِنَّكَ تَهْدِي مَنْ تَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
“Allah'ım! Ey Cebrail'in, Mikail'in ve İsrafil'in rabbi! (Ey) gökleri ve yeri yaratan! (Ey) gaybı ve açık olanı bilen (rabbim)! Kulların arasında ihtilaf ettikleri hususlarda hüküm verecek olan sensin! İhtilaf edilen hususlarda beni hakk olana hidâyet et (yönlendir). Çünkü sen dilediklerini sırat-ı müstakim'e (dosdoğru yol: İslâm) hidâyet edersin.”(Müslim, 770)
5- İbni Abbas (r.a) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) gece namazı kıldığında şu duayı okurdu:
اللَّهُمَّ لَكَ الحَمْدُ أَنْتَ نُورُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ ، وَلَكَ الحَمْدُ أَنْتَ قَيِّمُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ ، وَلَكَ الحَمْدُ أَنْتَ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ ، أَنْتَ الحَقُّ ، وَوَعْدُكَ الحَقُّ ، وَقَوْلُكَ الحَقُّ ، وَلِقَاؤُكَ الحَقُّ ، وَالجَنَّةُ حَقٌّ ، وَالنَّارُ حَقٌّ ، وَالنَّبِيُّونَ حَقٌّ ، وَالسَّاعَةُ حَقٌّ ، اللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ ، وَبِكَ آمَنْتُ ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ ، وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ ، وَبِكَ خَاصَمْتُ ، وَإِلَيْكَ حَاكَمْتُ ، فَاغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ ، وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ ، أَنْتَ إِلَهِي لاَ إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ
“Allah'ım! Hamd sanadır. Sen yerlerin, göklerin ve içindekilerin nurusun. Yine hamd sanadır, sen yerlerin, göklerin ve içindekilerin koruyanı ve idare edenisin. Yine hamd sanadır, sen göklerin yerin ve içindekilerin meliki (sahibi-idarecisi)sin. Sen haksın! Vadin de haktır! Sözün de haktır. Seninle buluşmak haktır, Cennet de haktır, Cehennem de haktır, Kıyamet de haktır, Peygamberlerde(a.s) haktır, kıyamet haktır! Allah'ım! Sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, senin için düşmanlık yaptım, hükmü de sana verdim. (Sen bizim rabbimizsin ve dönüş sanadır. Benim geçmişteki ve gelecekteki, gizlideki ve açıktaki) (ve senin benden daha iyi bildiğin) günahlarımı bağışla. Öne alan da sensin, erteleyen de (tehir eden) sensin. Sen benim ilâhımsın. Senden başka ilâh yoktur. (Buhari, 7499. Müslim, 1758)
6- Enes (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve: الْحَمْدُ لِلَّهِ حَمْدًا كَثِيرًا طَيِّبًا مُبَارَكًا فِيهِ
"(Allah büyüktür, çok temiz ve mübarek hamdler Allah’adır!)" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazı bitirince:
"Su kelimeleri hanginiz söyledi?" diye sordu. Cemaat bir muddet sessiz kaldı, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zira fena bir şey söylemiş değil)" dedi. Bunun üzerine adam:
"Ben, ey Allah’ın Resulu!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da:
"Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah’ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı." (Muslim, Mesacid 149, (600); Ebu Davud, Salat 121, (763): Nesai, Iftitah 19, (2,132,133)
7- İbnu Ömer (radyallahu anhuma) anlatıyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden: اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا ، وَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
"Allah, büyük en büyüktür, Allah'a hamdımız çoktur, sabah aksam tesbihimiz Allah’adır!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz:
"Bu sözleri kim söyledi?" diye sordu. Söyleyen adam: "Ben, ey Allah’ın Resulu" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesellam) efendimiz:" "O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara açıldı." buyurdu.
İbni Ömer (radiyallahu anhuma) der ki: "Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terk etmedim."
(Muslim, Mesacid 150, (601); Tirmizi, Daavat 137, (3586); Nesai Iftitah 8, (2,125)
8-Asım bin Humeyd şöyle anlatır: Aişe’ye (r.a) Allah Rasulünün (s.a.v) gece namazına hangi dua ile başladığını sordum. Bana: Bu soruyu senden önce hiç kimse sormamıştı, dedi. Rasulullah (s.a.v) gece namazına başladığında; on kere “Allahu Ekber”, on kere “Elhamdülillah”, on kere “Sübhanallah” on kere “Lailahe illallah” on kere esteğfirullah” der ve daha sonra şöyle dua ederdi:
اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَاهْدِنِي ، وَارْزُقْنِي وَعَافِنِي ، أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ ضِيقِ الْمَقَامِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
“Ey Allah’ım beni bağışla, bana hidayet et. Beni rızıklandır ve beni affet. Kıyamet gününde yerin dar olmasından Allah’a sığınırım.”(Albani sahih demiştir. Nesai)
İkincisi:
Yukarıda zikretmiş olduğumuz istiftah duaları genel olarak gece namazlarına has olmaksızın gelmiştir. Bu tür dualar hem farz namazlarda ve hem de nafile namazlarda okunabilir. Sadece gece namazlarında okunanlar ise -bu tür dualar ise genelde uzun dualardır-bu duaları kişinin gece namazlarında okuması sünnet ve efdal olandır.
(MERAK ETTİKLERİMİZ KİTABINDAN ALINTIDIR)
Namazda okunan istiftah duası hakkında Peygamber efendimizden (s.a.v) sahih olarak varid olmuş duaları delilleriyle zikretmeniz mümkün mü? Bu dualar ne zaman okunur? Hangi namazlarda okunur? Örneğin: Farz namazlarda mı yoksa nafile namazlarda mı okunur?
CEVAP
Elhamdülillah…
Birincisi: Peygamber efendimizden (s.a.v)istiftah duası konusunda farklı lafızlarla dualar gelmiştir. Bu duaları şöylece sıralayabiliriz:
1-Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz için tahrime tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet sukut buyurmuştur. Ben: "Ey Allah'in Resulu, dedim, anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki sukut esnasında ne okuyorsunuz?" Bana su cevabı verdi:
اللَّهُمَّ بَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَايَ ، كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ المَشْرِقِ وَالمَغْرِبِ ، اللَّهُمَّ نَقِّنِي مِنَ الخَطَايَا ، كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الأَبْيَضُ مِنَ الدَّنَسِ اللَّهُمَّ اغْسِلْ خَطَايَايَ بِالْمَاءِ ، وَالثَّلْجِ ، وَالبَرَدِ
"Ey Allah’ım, benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası gibi uzak kil, Ey Allah’ım, beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım. Allah’ım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıka" diyorum." (Buhari, Ezan 89; Muslim, Mesacid 147, 598; Ebu Davud, Salât 123, 781; Nesai, Iftitah 15, 2.128.129).
2-Aişe (r.anh) şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v) namazda istiftah(başlangıç) duası olarak:
سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ ، وَتَبَارَكَ اسْمُكَ وَتَعَالَى جَدُّكَ ، وَلَا إِلَهَ غَيْرَكَ
Bu duayı okurdu. “Allah'ım! Seni tenzih eder, sana hamd ederim. İsminin bereketi çoktur, azametin yücedir. Senden başka ilâh yoktur.”
Abdülaziz bin Baz “Fetava Nurun Ala Ed-Derb de” 8/182 şöyle demektedir: Farz namazlarda efdal olan سبحانك اللهم وبحمدك ... اللهم باعد بيني وبين خطاياي ... Bu duaları okurdu.
3. Ali (r.a) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) namaz kalktığında şöyle dua ederdi:
وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ حَنِيفًا ، وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، إِنَّ صَلَاتِي ، وَنُسُكِي ، وَمَحْيَايَ ، وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ ، لَا شَرِيكَ لَهُ ، وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا مِنَ الْمُسْلِمِينَ ، اللهُمَّ أَنْتَ الْمَلِكُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ أَنْتَ رَبِّي ، وَأَنَا عَبْدُكَ ، ظَلَمْتُ نَفْسِي ، وَاعْتَرَفْتُ بِذَنْبِي، فَاغْفِرْ لِي ذُنُوبِي جَمِيعًا ، إِنَّهُ لَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا أَنْتَ ، وَاهْدِنِي لِأَحْسَنِ الْأَخْلَاقِ لَا يَهْدِي لِأَحْسَنِهَا إِلَّا أَنْتَ ، وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهَا لَا يَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهَا إِلَّا أَنْتَ ، لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ وَالْخَيْرُ كُلُّهُ فِي يَدَيْكَ ، وَالشَّرُّ لَيْسَ إِلَيْكَ ، أَنَا بِكَ وَإِلَيْكَ ، تَبَارَكْتَ وَتَعَالَيْتَ ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
“Yüzümü yerleri ve gökleri yaratan (Allah'a)'a, hanif ve müslüman olarak çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim. Muhakkak ki namazım, ibadetim (kurbanım) hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim.
Ey Malik olan Allah'ım! (her şeyin sahibi ve idarecisi) sensin. Senden başka ilâh yoktur. Seni tenzih eder ve hamd ederim. Sen benim Rabbimsin, ben de senin kulunum. Kendime zulmettim ve günahımı itiraf ediyorum. Benim bütün günahlarımı affet, çünkü günahları sadece sen affedersin. Beni ahlâkların en güzeline yönlendir, çünkü ahlâkların güzeline sadece sen yönlendirirsin. Benden (ahlâkların) kötü olanlarını gider. Benden onun kötü olanlarını sadece sen giderebilirsin. Emrine âmade, emrine her zaman tâbiyim! Hayrın hepsi senin elindedir. Şer sana nispet edilmez. Hidâyette olan senin hidâyet vermiş. Ben seninle varım (beni sen var ettin), sana âidim. Senden kurtuluş ve sığınak ancak sensin. Yücesin ve âlisin. Senden mağfiret diliyor, sana tevbe ediyorum.” (Müslim, 771. Nesai, 897)
İbni Kayyim (r.a) “Zadul Mead” 1/196 şöyle demektedir: Allah Rasulü (s.a.v) gece namazlarında bu duayı okurdu.
4-Müminlerin annesi Aişe’ye (r.anh); peygamber efendimiz (s.a.v) gece namazına hangi dua ile başlardı diye soruldu. Bunun üzerine şöyle dedi: Peygamber efendimiz (s.a.v) gece namazına şu dua ile başlardı:
اللهُمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ ، وَمِيكَائِيلَ ، وَإِسْرَافِيلَ ، فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ، عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ ، أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ ، فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ ، اهْدِنِي لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ ، إِنَّكَ تَهْدِي مَنْ تَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
“Allah'ım! Ey Cebrail'in, Mikail'in ve İsrafil'in rabbi! (Ey) gökleri ve yeri yaratan! (Ey) gaybı ve açık olanı bilen (rabbim)! Kulların arasında ihtilaf ettikleri hususlarda hüküm verecek olan sensin! İhtilaf edilen hususlarda beni hakk olana hidâyet et (yönlendir). Çünkü sen dilediklerini sırat-ı müstakim'e (dosdoğru yol: İslâm) hidâyet edersin.”(Müslim, 770)
5- İbni Abbas (r.a) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) gece namazı kıldığında şu duayı okurdu:
اللَّهُمَّ لَكَ الحَمْدُ أَنْتَ نُورُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ ، وَلَكَ الحَمْدُ أَنْتَ قَيِّمُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ ، وَلَكَ الحَمْدُ أَنْتَ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ ، أَنْتَ الحَقُّ ، وَوَعْدُكَ الحَقُّ ، وَقَوْلُكَ الحَقُّ ، وَلِقَاؤُكَ الحَقُّ ، وَالجَنَّةُ حَقٌّ ، وَالنَّارُ حَقٌّ ، وَالنَّبِيُّونَ حَقٌّ ، وَالسَّاعَةُ حَقٌّ ، اللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ ، وَبِكَ آمَنْتُ ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ ، وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ ، وَبِكَ خَاصَمْتُ ، وَإِلَيْكَ حَاكَمْتُ ، فَاغْفِرْ لِي مَا قَدَّمْتُ وَمَا أَخَّرْتُ ، وَمَا أَسْرَرْتُ وَمَا أَعْلَنْتُ ، أَنْتَ إِلَهِي لاَ إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ
“Allah'ım! Hamd sanadır. Sen yerlerin, göklerin ve içindekilerin nurusun. Yine hamd sanadır, sen yerlerin, göklerin ve içindekilerin koruyanı ve idare edenisin. Yine hamd sanadır, sen göklerin yerin ve içindekilerin meliki (sahibi-idarecisi)sin. Sen haksın! Vadin de haktır! Sözün de haktır. Seninle buluşmak haktır, Cennet de haktır, Cehennem de haktır, Kıyamet de haktır, Peygamberlerde(a.s) haktır, kıyamet haktır! Allah'ım! Sana teslim oldum, sana iman ettim, sana tevekkül ettim, sana yöneldim, senin için düşmanlık yaptım, hükmü de sana verdim. (Sen bizim rabbimizsin ve dönüş sanadır. Benim geçmişteki ve gelecekteki, gizlideki ve açıktaki) (ve senin benden daha iyi bildiğin) günahlarımı bağışla. Öne alan da sensin, erteleyen de (tehir eden) sensin. Sen benim ilâhımsın. Senden başka ilâh yoktur. (Buhari, 7499. Müslim, 1758)
6- Enes (radiyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve: الْحَمْدُ لِلَّهِ حَمْدًا كَثِيرًا طَيِّبًا مُبَارَكًا فِيهِ
"(Allah büyüktür, çok temiz ve mübarek hamdler Allah’adır!)" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazı bitirince:
"Su kelimeleri hanginiz söyledi?" diye sordu. Cemaat bir muddet sessiz kaldı, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zira fena bir şey söylemiş değil)" dedi. Bunun üzerine adam:
"Ben, ey Allah’ın Resulu!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da:
"Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah’ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı." (Muslim, Mesacid 149, (600); Ebu Davud, Salat 121, (763): Nesai, Iftitah 19, (2,132,133)
7- İbnu Ömer (radyallahu anhuma) anlatıyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden: اللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا ، وَسُبْحَانَ اللهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
"Allah, büyük en büyüktür, Allah'a hamdımız çoktur, sabah aksam tesbihimiz Allah’adır!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz:
"Bu sözleri kim söyledi?" diye sordu. Söyleyen adam: "Ben, ey Allah’ın Resulu" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesellam) efendimiz:" "O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara açıldı." buyurdu.
İbni Ömer (radiyallahu anhuma) der ki: "Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terk etmedim."
(Muslim, Mesacid 150, (601); Tirmizi, Daavat 137, (3586); Nesai Iftitah 8, (2,125)
8-Asım bin Humeyd şöyle anlatır: Aişe’ye (r.a) Allah Rasulünün (s.a.v) gece namazına hangi dua ile başladığını sordum. Bana: Bu soruyu senden önce hiç kimse sormamıştı, dedi. Rasulullah (s.a.v) gece namazına başladığında; on kere “Allahu Ekber”, on kere “Elhamdülillah”, on kere “Sübhanallah” on kere “Lailahe illallah” on kere esteğfirullah” der ve daha sonra şöyle dua ederdi:
اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي وَاهْدِنِي ، وَارْزُقْنِي وَعَافِنِي ، أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ ضِيقِ الْمَقَامِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
“Ey Allah’ım beni bağışla, bana hidayet et. Beni rızıklandır ve beni affet. Kıyamet gününde yerin dar olmasından Allah’a sığınırım.”(Albani sahih demiştir. Nesai)
İkincisi:
Yukarıda zikretmiş olduğumuz istiftah duaları genel olarak gece namazlarına has olmaksızın gelmiştir. Bu tür dualar hem farz namazlarda ve hem de nafile namazlarda okunabilir. Sadece gece namazlarında okunanlar ise -bu tür dualar ise genelde uzun dualardır-bu duaları kişinin gece namazlarında okuması sünnet ve efdal olandır.
(MERAK ETTİKLERİMİZ KİTABINDAN ALINTIDIR)