Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Nasihati Sevmeyende Hayır Yoktur

Bir Müslümanın Günlüğü Çevrimdışı

Bir Müslümanın Günlüğü

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
24558


Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

“Mü’minler ancak kardeştirler...”

Hucurât Suresi 10. Ayet

“Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.”

(Zâriyât Suresi,55. Ayet)

Es selamu aleykum kardeşlerim.

Bugün hepimizin başına muhakkak gelmiş bir eziyeti, “haklıyı ve haksızı ayırt etme adına” incelemeye alıyoruz: "Her hangi bir konuda nasihat ettiğimiz "Din Kardeşlerimizden" gördüğümüz eziyeti..." Başlayalım...

Ebû Rukayye Temîm İbni Evs ed–Dârî radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem :

“Din nasihattır” buyurdu. Biz kendisine:

– Kimin için nasihattır? dedik. Peygamber Efendimiz:

“Allah, Kitabı, Resûlü, mü’minlerin yöneticileri ve tüm müslümanlar için nasihattır” buyurdu.

Müslim, Îmân 95. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 42; Ebû Dâvûd, Edeb 59; Tirmizî, Birr 17; Nesâî, Bey’at 31, 41.

Nasihat: Öğüt vermek iyi ve hayırlı işlere davet edip kötü ve şerli işlerden yasaklamak demektir. İslam’ı bilen biri, bu sözlerin üzerine şunu hemen bilir ki: Bu İslam’ın özüdür, ta kendisidir.

Numan ibni Beşir radıyallahu anhuma' dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar."

Buharî, Edeb 27; Müslim, Birr 66

Biz Müslümanlar, her birimiz, bir diğerimizle varız. Birimizin eksikliği, diğerimizin eksikliğidir. Müslüman bir toplumun fertlerinin, birbirinden bağımsız olması düşünülemez. Yani “Bu benim günahım, seni ne ilgilendirir? ” gibi bir çıkışın, İslam’da karşılığı yoktur. Birey olarak her birimizin hatası, Müslüman Topluluğuna gelmiş bir darbedir. Hataları yüzünden zayıflayan Müslüman ile "Toplum" da zayıflar ve ayrıca Müslüman olmayanlara karşı her birimizin "İslam'ı temsil eden bireyler" olduğunu düşünürsek, bu İslam'a (dolaylıyı geçtim) doğrudan verilen bir zarardır.

Yeri gelmişken, bu “hepimiz muhakkak hatasız/günahsız kul olmalıyız” anlamında da değildir. Şöyle ki:

“Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.”

Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.34

Evet her insan hata eder, günaha girer. Ancak bu “günah işleyen varlıklar olmamız gerçeğini” kabul etmekle, bu “işlenilen günahlara karşı kişinin kendini savunması” bir değildir; farklı şeylerdir. Müslümana düşen: günahlardan el verdiğince uzak kalmak, günaha düştü ise pişmanlık ve tevbe ile Allah’a yönelmek ve bu durumuna şahit olan kardeşleri kendisini uyardı ise, (kardeşine kızmak yerine) “kendisinin iyiliğini isteyen kardeşlerinin varlığı için” Allah’a hamd etmesidir.

Bilinmelidir ki, böyle durumlarda “nasihat etmek” öncelikle günaha şahit olan her kişinin üzerine zaten bir borçtur:

"Kim kötü ve çirkin bir iş görürse, onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa, diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir."

(Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248)

Günaha karşı kardeşine nasihat eden kişi, sadaka sevabına eren bir Müslümandır:

"(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır."

(Tirmizî, Birr, 36)

Bir yanlışı gördüğünde engelleme vazifesi olan Müslüman bir kardeşine, nasihati için kızmak ise ancak zulümdür. Bu kişilerde hayır görmediğini Ömer -radıyallâhu anh- şöyle ifade etmektedir:

'' Nasihât etmeyen kimselerde hayır yoktur. Nasihât edenleri sevmeyenlerde de hayır yoktur. ''

Risâlet'ul-Musterşidîn, s.71

Ve Rabbimizin kitabında Salih aleyhisselam’ın kavmine seslenişi:

"Ey kavmim! Andolsun ki ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ettim ve size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz."

A’raf Suresi: 79. Ayet

Tekraren hatırlatmak isterim ki, yanlışları düzeltmek her birimizin üzerine vazifedir. Vazifesini yapan Müslüman kardeşini sevmek yerine, teşekkür etmek yerine; tam tersine zorluk çıkarmak, buğz etmek iman işareti olmasa gerek:

"İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız."

(Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56)

“Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”

Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71–72. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, Îmân 19, 33; İbn Mâce, Mukaddime 9.

Nasihat etme vazifesi ile görevli din kardeşlerimize, hatalarımızı uyardıkları zaman kızmak yerine; tam tersine teşekkür etmek üzerimize bir borçtur.

Nasihat alabilenlere ne mutlu…

Selam ve dua ile…


Bir Müslümanın Günlüğü
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
We aleykum selam we rahmetullahi we beraketuhu kardeşim. MaşeAllah çok güzel paylaşım. Gerçekten maalesef dinleme ve ibret alma konusunda da genel olarak sınıfta kalmışız.. Allah swt seni hayırla mükafatlandırsın, Firdews cennetine alsın.. Musaadenle şu ayetleri de şuraya iliştiriyorum ve yine izninle konuyu paylaşıyorum inşaAllah kardeşim;

Nuh Suresi:
5- Yine Nuh dedi ki: “Ey Rabb’im! Şüphesiz ki ben kavmimi gece gündüz davet ettim."
6- “Ancak davetim onların kaçmasından başka bir şeyi artırmadı."


Asr Suresi:
1- Asra yemin olsun ki,
2- Şüphesiz insan mutlaka ziyandadır.
3- Ancak iman edenler, salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Nasihatin önemi elbette bellidir. Fakat "nasihat etmek" ile birlikte nasihatin nasıl ve ne niyetle yapıldığı da bir o kadar önemlidir.
Malesef ki günümüzde nasihat bir kısım tarafından "ben nasihat edeyim de sorumluluk benden çıksın" ya da "nasıl dediysek dedik sonuçta uyardık ya!" mantığında söylenmektedir.
Oysa nasihatin yeri, zamanı, nasıl yapıldığı da çok önemlidir. Bazen illa sözlü olması gerekmez, yapılan güzel bir davranışta karşıdaki kişide örnek bir nasihat algısı oluşturabilir.
Velhasıl.
Yanlış üslup doğru sözün celladıdır. (Sadi Şirazi)
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Benim nasihat konusunda, olumsuz tepki almaya dair gözlemlerim:

1. Önce nasihat edilenlerden başlayayım:

a) Herkesçe bilinen içki, tesettürsüzlük gibi net günah konularda, eğer kişi samimi müslüman ise: nasihatten alınmıyor, kırılmıyor, çünkü zaten kendisi de günah olduğunu biliyor, nefsi içinde de bir mücadele içinde oluyorlar zaten ve öğüde "haklısın, Allah razı olsun" diye tepki veriyorlar. Genel psikolojileri ise mahcubiyet...

b) Herkesçe net bilinmeyen: hörgüç başörtü, dedikodu, kola içmek gibi konularda ise: kişiler bunları güzel, caiz, rahatlatıcı olarak gördüğü için, verdikleri tepki: "sana ne ya, tesertürlüyüm işte daha ne istiyorsun; dedikodu yapmıyorum ki, olanı söylüyorum; kolanın nesi haram?!" vb şekilde oluyor. Kısaca yaptıklarının caiz olduğunu sanan, bunlarla rahatlayan kişilerle (evet, bu tür günahların çoğu rahatlatıcı eylemlerdedir; şeytan süslemesi sonucu) bizim mudahelemiz sonucu "nerede ise bağımlılık geliştirdikleri şeylerle" aralarına giriyoruz. Burada demek istediğim şey: öğüt vermek için dini bilmek gerekiyor, ama bence bağımlılık psikolojisinden de haberdar olmak gerek. Çünkü bence bu tür konular resmen bağımlılık tedavisi, buna göre adım atılması gerekiyor... (Bağımlılık nasıl bir şey bilmeyen araştırabilir)

2. Nasihat eden için ise:

a) Konu herkesçe ortaya alınmış, zaten o an üzerinde konuşulan bir konu değilse "gerek yoksa" konuyu açıktan açma kardeşim. Net günah olan bir konu ise, o topluluğa ve şahid olanlara zarar veren bir konu ise o ayrı; bu türleri apaçık uyar. Nitekim aleni şekilde net günah işleyenin hakkı, aleni şekilde uyarılmaktır. Ama bireysel bir şeyse ve malum çoğu kişiye bugün kapalı hale gelmiş bir günah ise: özeli/birebir görüşmeyi tercih et. (Karşı cins ise konuşacak uygun birini yönlendir) Hatta mümkünse kişinin görebileceği şekilde bir makale, video vs paylaş genele, gereken öğüdü kendi alsın. Bu olmazsa birebir.

b) Yumuşaklık, sabır; hikmet, sabır; sabır, sabır... Bir anda değişmek "kişi zaten kendi hazırolda beklemiyorsa" nerede görülmüş? Güzelce anlat, açıklayıcı şekilde anlat, delillerle anlat, zaman zaman hatırlat ve bekle... Nitekim, bize düşenlerin hepsi bu. Nasihat alacak olan bunlar sayesinde "kendi nasipli ise" muhakkak alır. Nasipsizse, bize düşeni yaptık mı? Tamam. Gerisi bizlik değil artık, tamamen kişinin kendi ile ilgili. (Bu kadar anlattıktan sonra ahirette asla "uyarılmadım" diyemez, yaptıklarının sonucu neyse de kendisi bizzat çeker artık.)
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Sabah uyanip
Hadi bakim kollari sivayayim da nasihat isine baslayayim diye gune baslayan tipolar haric,
Her turlu nasihat basimi gozum uzerinedir

Oteki turlu nasihatın içi boşaltıldı.
 
Üst Ana Sayfa Alt