Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ne Evet Ne Hayır-tavrımız Tagutu Red Olmalıdır‏

M Çevrimdışı

muhsin_ensar06

Üye
İslam-TR Üyesi
Bismillahirrahmanirrahim...

BAKARA-256.Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Tâğut tanımına girenler şunlardır:
a- Arzuları mâbudlaştırılan nefis, tâğuttur.
b- Allah'ın emir ve yasaklarını tanımayan, İslâm nizamı ile çatışan düzen ve düsturlara çağıran her fert ve önder tâğuttur.
c- Allah'tan gayrı, zâtında güç görülen eşya, insan ve putlar tâğuttur.
d- Şeytan tâğuttur.
e-Allah'ın şeriatı ile çatışan bütün gelenekler, esas alınan bütün rejimler tâğuttur. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, c. 2, s. 869)



Allah'ın selametini diliyor ve sizleri referanduma katılmamaya davet ediyoruz..
Çünkü Allah'ın hesaba katılmadığı bir sürece katılmanın büyük bir günah olduğuna inanıyoruz..
Allah'ın hesaba katılması için bu sürece katılıyoruz diyenlere ise..
O'nun hesaba katılmadığı işlere katılmayarak..Rabbi hesaba katmalısınız tavsiyesinde bulunuyoruz..

Zulum değişmiyor..
Müslümanlar değişiyor..
Ve Allah Resullü zulmu böyle değiştirmedi..

Mekkeye başbakanlık teklif edildiğinde..
Mekkeye baş bakan olup, kadrolaşarak zulmü yavaş yavaş geriletme yoluna gidebilirdi..
O bir elime güneşi değerine ayı verseniz de olmaz dedi..
Başbakanlığı seçseydi ne boykotlar olurdu ne yıllarca süren işkenceler..
Putların gölgesinde sufyan ve ebu cehille bir araya gelerek meclislerine girerek görece bazı düzeltmelerde bulunabilir..Referandumlarla Mekke halkına sunabilirdi..

Deniyor ki çok zalim geleceğine az zalim başımızda olsun..
Allah Resulllu ebu çehil le sufyan arasında bir seçim yapmadı..
Yardım aldığı fakat asla yardım etmediği amcasını mekkenin başına rahatlıkla başkan seçebilir, destek olabilir ve ebu cehili saf dışı bırakabilirdi..

O bunların hiç birini yapmadı..
Nebevi bir metod ortaya koydu..

Ne yaptı..
O Darul erkamlar kuran evleri oluşturdu..
Bu gün bu ihtiyacı tevhidi şiar edinmiş vahyi referans alan vakıf ve dernekler karşılıyor..
Furkan vakfı..İlkav..Zeynepder..Gibi

O netti..Dikkat et sert değildi neti..
Netleştikçe belirdi, belirdikçe ayrıştı, ayrıştıkça AYIRDI-Kurtardı..


Bir güç yoluna gittikten sonra..
Putları kırmak cihad ve kıtal yollarını açtı..
 
D Çevrimdışı

dehri visal

Üye
İslam-TR Üyesi
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" diyor Rasulü Kibriya...bu referandum ise yapılan haksızlıklara bir baş kaldırıdır...ya zulmün değişimi için cevabını ortaya koyacaksın,yada......bu konuda vebale girdiğinizi düşünüyorum,bence insanları yönlendirmemeliydiniz...vesselam
 
M Çevrimdışı

muhsin_ensar06

Üye
İslam-TR Üyesi
Zulum değişmiyor..
Müslümanlar değişiyor..
Ve Allah Resullü zulmu böyle değiştirmedi..

Mekkeye başbakanlık teklif edildiğinde..
Mekkeye baş bakan olup, kadrolaşarak zulmü yavaş yavaş geriletme yoluna gidebilirdi..
O bir elime güneşi değerine ayı verseniz de olmaz dedi..
Başbakanlığı seçseydi ne boykotlar olurdu ne yıllarca süren işkenceler..
Putların gölgesinde sufyan ve ebu cehille bir araya gelerek meclislerine girerek görece bazı düzeltmelerde bulunabilir..Referandumlarla Mekke halkına sunabilirdi..

Deniyor ki çok zalim geleceğine az zalim başımızda olsun..
Allah Resulllu ebu çehil le sufyan arasında bir seçim yapmadı..
Yardım aldığı fakat asla yardım etmediği amcasını mekkenin başına rahatlıkla başkan seçebilir, destek olabilir ve ebu cehili saf dışı bırakabilirdi..

O bunların hiç birini yapmadı..
Nebevi bir metod ortaya koydu..

Ne yaptı..
O Darul erkamlar kuran evleri oluşturdu..
Bu gün bu ihtiyacı tevhidi şiar edinmiş vahyi referans alan vakıf ve dernekler karşılıyor..
Furkan vakfı..İlkav..Zeynepder..Gibi

O netti..Dikkat et sert değildi neti..
Netleştikçe belirdi, belirdikçe ayrıştı, ayrıştıkça AYIRDI-Kurtardı..


Bir güç yoluna gittikten sonra..
Putları kırmak cihad ve kıtal yollarını açtı..
 
D Çevrimdışı

dehri visal

Üye
İslam-TR Üyesi
ne olursa olsun bugün bütün ümmetin birlikte olması gereken gündür,tıpkı aşağıda geçen gün gibi......


Hudeybiye Barışı Aslında Zaferdi.
Hudeybiye Barışı'nın hemen bütün şartları, Müslümanların aleyhine görünüyordu. Fakat barışın Müslümanların yararına ve sonucun lehlerine olacağını Rasûlullah (s.a.s) biliyordu. Bu sebeple,barışı sağlamak için, aleyhlerinde görünen en ağır şartları kabûl etmişti.

Rasûlullah (s.a.s) barış anlaşmasının imzalanmasından üç gün sonra Medine'ye döndü. Böylece Müslümanlar Hudeybiye'de 19-20 gün kalmış oldular.
Dönüşte yolda "Fetih Sûresi" indi, Cenâb- Hakk Hudeybiye anlaşmasının Müslümanlar için zillet ve yenilgi değil, aksine zafer olduğunu bildiriyordu.(259)

Gerçekten Hudeybiye anlaşması, Müslümanlığın Medine dışında yayılmasına bir başlangıç oldu. Mekkeliler o zamana kadar müslümanlara, dağılıp yok olmağa mahkûm, derme-çatma bir toplululk gözü ile bakıyorlardı. Bu anlaşma ile Müslümanları bir devlet olarak tanımış oldular.

Anlaşmadan sonra Müslümanlarla müşrikler arasında görüşme ve temâslar arttı. Hz. Peygamber (s.a.s) İslâm'ı serbestçe yaymağa başladı. Hudeybiye musâlahasından Mekke'nin fethine kadar geçen 21 aylık devrede Müslüman olanların sayısı, İslâm'ın doğuşundan, Hudeybiye Barışına kadar geçen 19 yılda Müslüman olanların sayısından kat kat fazla oldu. Hayber'in ve Mekke'nin fethi gibi zaferler, Hudeybiye musâlahasını takibetti. Dört yıl sonra, Rasûlullah (s.a.s)'ın vefâtında Müslümanlık bütün Arab yarımadasına yayılmış bulunuyordu.

e) Barış Şartlarının Müslümanlar Lehine Dönmesi
Hz. Peygamber (s.a.s.) anlaşmaya bağlı kaldı. Mekkeliler istemedikçe, hiç bir hükmünü tek taraflı kaldırmadı. Kısa bir süre sonra, Kureyş'le aralarında anlaşma bulunan Sakîf kabîlesinden Ebû Basîr adında biri, Medine'ye gelip Müslümanlara sığındı. Ebû Basîr de Ebû Cendel gibi işkence gören Müslümanlardandı. Mekkeliler, arkasından hemen iki kişi gönderip Ebû Basîr'in iâdesini istediler. Rasûlullah (s.a.s):
-Ey Ebû Basîr, biliyorsun ki, biz Kureyşle bir sözleşme yaptık, ahdimizi bozamayız. Biraz daha sabret, Rabb'ım yakında bir kurtuluş yolu açacaktır, diyerek Ebû Basîr'i Kureyşlilere teslim etti.

Ebû Basîr, Mekke'ye ölüme götürüldüğünü biliyordu. Bu sebeple, bu adamların elinden kurtulması gerekiyordu. Yolda, Zülhuleyfe'de(260) yemek için oturdular. Ebû Basîr, bunlara saf ve samîmî göründü. Bir ara:
-Kılıcın ne kadar da güzelmiş, bakmama müsaade eder misin? diyerek, birinin elinden kılıcı aldı, hemen üzerine atılıp onu öldürdü; diğeri ise kaçıp kurtuldu.

Ebû Basîr öldürdüğü Kureyşlinin atına bindi, silahını kuşandı, tekrar Medine'ye döndü. Rasûlullah (s.a.s)'ın huzuruna çıkıp:
-"Ey Allah'ın Rasûlü, siz sözünüzü yerine getirdiniz. Beni onlara teslim ettiniz. Fakat Allah beni kurtardı, dedi. Hz. Peygamber (s.a.s) ona anlaşma şartlarına göre Medine'de kalmasının mümkün olmadığını anlattı. Ebû Basîr Medine'den çıktı. Mekke'ye dönemezdi. Medine'de kalamıyordu. Deniz kıyısında, Mekke- Şam yolu üzerinde "İys" denilen bir yere yerleşti. Mekke'de Müslümanlıklarını gizleyenler ve işkence görenler, birer, ikişer kaçıp, Ebû Basîr'in yanında toplandılar. Ebû Cendel de kaçıp buraya geldi. Kısa zamanda sayıları 70'e yükseldi, daha sonra 300 oldular. Mekkelilerin Şam ticâretini önleyecek bir kuvvet hâline geldiler.

Ebû Basîr'in yanında toplananlar, Hudeybiye anlaşması hükümlerine bağlı değildiler. Kureyşin Şam ticâret yolu tehlikeye girmişti. Mekkeliler telâşlandılar. Anlaşmanın, Medine'ye sığınan Mekkelilerin geri verilmesiyle ilgili maddesini hükümsüz saymaktan başka çâre yoktu. Baskı ile Müslümanlığın önlenemeyeceğini anladılar. Hemen, Hz Peygamber (s.a.s)'e Ebû Süfyan'ı elçi olarak gönderip, bu maddenin kaldırılmasını ve Mekke'den kaçan bütün Müslümanların Medine'ye kabûlünü istediler. Anlaşma yapılırken en çok ısrar gösterdikleri bu madde, gene onların isteğiyle kaldırılmış oldu.
Peygamber (s.a.s.), Ebû Basîr ve arkadaşlarını Medine'ye çağırdı. Bu sırada Ebû Basîr ölüm yatağında idi. Vefât edince orada defnettiler. Arkadaşlarını Ebû Cendel toplayıp Medine'ye götürdü. Böylece Kureyşin Şam ticâret yolu açıldı. Müslümanlar da anlaşmanın en ağır hükmünden kurtulmuş oldular.
Hudeybiye Barışı 2 yıl devâm etti. Anlaşmayı Kureyş bozdu. İki yıl sonra Mekke, Müslümanlar tarafından fethedildi. (20 Ramazan 8 H./11 Ocak 630 M.)
 
M Çevrimdışı

muhsin_ensar06

Üye
İslam-TR Üyesi
"OKU,AYRIL,AYIRT ET" sanki bu imza bir uyarı gibi..

Sunduğun referanduma nasıl delil oluyor..
Müslümanlar ozamanlar ayrımış bir güçtü..
En azından bir anlaşmanın tarafı olabilecek kadar..
Bir taraf var mı ve Recep Taip Erdoğan "Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyerek" müslümanların temsilcisi mi..İmamı mı?..





 
D Çevrimdışı

dehri visal

Üye
İslam-TR Üyesi
ORADAN BAKINCA HERŞEY ÇOK KOLAY GÖZÜKÜYOR DEĞİL Mİ KARDEŞ?? OTURDUĞUMUZ YERDEN AHKAM KESMEK ÇOK KOLAY...10 YIL ÖNCESİYLE ŞİMDİ BİRMİ ALLAH AŞKINA...MÜSLÜMAN MÜSLÜMANIN İPİNİ ÇEKİNCE DİĞERLERİNE SADECE MÜSLÜMAN KANIYLA KİRLENMİŞ ELLERİ SİLMELERİ İÇİN MENDİL UZATMAK KALIYOR...HEM ŞUNUDA UNUTMAYIN "TOPLUMLAR HAKETTİKLERİ ŞEKİLDE YÖNETİLİRLER"MADEM RAHATSIZSINIZ O ZAMAN KENDİNİZE BİR DÖNÜN BELKİ DÜZELTMENİN YOLUNU BULABİLİRSİNİZ....
 
kargı1 Çevrimdışı

kargı1

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum bu anayasa da evet veya hayır deyiip kavga etmemelyiz daha doğrusu bizim gündemimiz bu olmamalı ha evet diyoruz misal e bunu neden müslümanların gündemi yapıyoruz ki bu gun gündem cihad ülkeleri, filistin,pakistan,patani
olmalı şimdi bu anayasa ile 10.binlerce müslüman işkence görmüş kimi işkencelerde şehid olmuş şimdi değiştirme fırsatı bir daımda olsa elimize geçmiş bunu da tepersek elimiz boş kalacak ha şimdi biz oykullandığımızda kafir mi edilecez kardeşlerimiz bizi tekfirmi edecek bu oy kullan ma referandum için diyorum parti oylaması için değil bir itikat meselesi değildir şunu tekrar söylüyorum hadis tam aklımda değil ama o manada birşey yazayım iki zarar var biri daha zararsızsa onu alabirilir
kardeşlerime bunu da söyliyem en kötü karar kararsızlıktan iyidir
 
hila Çevrimdışı

hila

Üye
İslam-TR Üyesi
Abdullah İmamoğlu / 17.08.10
Öncelikle Hayrettin Karaman'ın 30-07-2010 tarihinde Yeni Şafak Gazetesi'nde kaleme almış olduğu "Müslümanlar referanduma katılabilirler mi?" başlıklı yazısı beni ne kadar mütessir kıldığını ifade etmek isterim.
Yazımızın içeriğine girmeden önce, ilim sahibi kimselerin konumları itibariyle nekadar sorumluluk taşıdıklarını, yaşadıları toplumlarda ne kadar etkin söz sahibi olabileceklerini ve diğer insanlara nazaran ne kadar farklı bir pozisyona sahip olduklarını bir kaç Şerî nassla hatırlatmak isterim. Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslâm âlimleri hakkında şöyle buyurmuştur:
إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ العُلَمَاءُ
"Kulları içinde ancak âlimler Allah'tan korkar." (Fâtır 28)
Rasul SallAllahu Aleyhi ve Sellem ise âlimlerin farklı oluşunu, konumlarının ehemmiyetini şu sözleriyle beyan etmiştir:
العُلَمَاءَ وَرَثَةُ الأَنْبِيَاءِ "Âlimler Enbiyâ'nın vârisleridir." (Ebû Dâvud ve Tirmizî, Ebû'd Derdâ Radıyallahu Anh kanalıyla tahriç ettiler)
Görüldüğü üzere İslâm, âlimlerine çok farklı bir kıymet vermiş ve sahip oldukları ilimlerinden ötürü onları Nebîlerin vârisleri olmakla ödüllendirmiştir. Allahu Teâlâ'nın buyruğundan hareketle, Allah'tan hakkıyla korkmaya layık zümreler şüphesiz İslâm âlimleridir. Âlimlerin pozisyonunu, pozisyonunu olduğu kadar kendilerine yüklenen sorumluluğun azametini idrak etmek açısından serdettiklerimiz pek mânidardır.
Bu hakikatleri sizlerle paylaştıktan sonra Hayrettin Karaman'ın Yeni Şafak Gazetesi'nde yayımlanan "Müslümanlar referanduma katılabilirler mi?" yazısını değerlendirmeye başlayabiliriz.
Hayrettin Karaman'ın yazısında şu ifadeler yer alıyor; " Referanduma katılma konusunda din kuralları bakımından tereddüt geçirenlerin bulunduğu anlaşılıyor. Bazı Müslümanlar ‘Bu anayasanın İslam'a uygun olmadığını, ona veya bazı maddelerine "Evet" demenin, İslam'a aykırı olan bir düzenlemeye "Evet" demek hükmünde olduğunu' ifade ediyorlar. Samimi düşüncelere, yorumlara, kanaatlere saygılı olmakla beraber eğer varsa farklı düşünce ve yorumları da dillendirmek gerekiyor.
Konusunu örneklendirmeyle sürdüren Karaman şöyle devam ediyor:
Şöyle düşünelim: Bir parti başörtüsü ile tesettürü serbest bırakacak, İmam Hatip Okullarından mezun olanların da imtihanını kazandığı üniversitelerde okumasına imkan verecek... bir düzenleme yapacağını vaad ediyor, bir başka parti de bunlara karşı çıkıyor. Seçim sandığı ortaya konduğunda Müslümanlar ya seçimi -yukarıda naklettiğim teze dayanarak- boykot ederler veya Müslümanların işine yarayacak düzenlemeleri yapacağını vaad eden partiye oy verirler. Birincisini yaptıkları takdirde Müslümanların dini hayatlarını yaşamaları daha da zorlaşacak, zaman içinde caiz olmayan davranışlara alışkanlık hasıl olacak ve uzun vadede dini korumak da mümkün olmayacaktır. İkincisini yaptıklarında ise -onların iradesi dışında laik kanunlar zaten var olduğu için- oylarını, İslam'a uygun olan veya Müslümanların, korumaları gereken maddi ve manevi değerlerini korumaları bakımından daha iyi bulunan kanunlara, kararlara ve düzenlemelere "Evet" demiş olacaklardır. (Yeni Şafak Gazetesi, 30-07-10)
Hayarettin Karaman'ın söylemlerini bir kaç zâviyeden ele almak ve değerlendirmek mümkün. Muhtasar bir şekilde, Şöyle ki;
1- Meselelerin, vakıaların değerlendirilmesinde, fiillerin tayininde pragmatik düşünce biçimi/yaklaşımı câiz değildir.
Pragmatik yaklaşım ya da pragmatizm anlayış şu şekilde izah edilmektedir: " Ameli, neticesinde görülen fayda ve zarara göre değerlendirme yaklaşımı. Amellerde fayda ve zararı ölçü kabul etme yaklaşımı." Başka bir ifadeyle " faydalı olan iyidir, yapılmalıdır, zararlı olan şey kötüdür ve yapılmamalıdır" anlayışı... Yani aklı amellerin tâyininde hakem kılmaktır bu yaklaşımın özü...
Kellâ!!!! Bu böyle değildir. Müslümanların amellerinde asıl belirleyici değişken olan menfaat değil, Ahkâmu Şer'iyyedir. Allahu Teâlâ'nın kullarına o konudaki hitabıdır belirleyici olan... Allahu Teâlâ'nın Rasûlu vasıtasıyla gönderdiği Risâlet'e başvurarak hayatımızı O Risâlet'e göre tanzim etmek esas olandır. Şâri'nin ‘hayır' olarak gördüğü hayır, ‘şer' olarak gördüğü ise şerdir bizim için. Müslümanlar için iyiyi-kötüyü, hayrı-şerri ve güzeli-çirkini belirleyecek merci ancak ve ancak Şeriat'tır. Konumuza ışık tutması bakımından şu âyet-i kerimeye tevcih etmek isabetli olacaktır:
كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ
"Cihad, hoşunuza gitmediği halde üzerinize farz kılındı. Bazan bir şeyi kerih görürsünüz halbuki o şey sizin için bir hayırdır. Ve bazan da bir şeyi seversiniz, halbuki o şey sizin için bir şerdir. Ve Allah Teâlâ bilir, sizler bilmezsiniz." (el-Bakara , 216)
Bazen menfaatlerle Şâri'nin hitabı çatışabilir. Ve Müslümanın burda segileyeceği tavır malumdur. Müslüman amellerinde Şerî Hükümlerle mukayyettir. Neticesi neye varırsa varsın vahye kulak vermeli ve O'na icâbet etmelidir. Allah Suhânehû ve Teâlâ'yı râzı etmenin yolu budur.
2- Fiillerde asıl olan Şerî Ahkamla kayıtlı olmaktır.
Müslümanların hayatlarını tanzim etme, karşılaşılan problemlere çözümler üretme selâhiyetine sahip tek kaynak İslam Risâleti'dir. Başka bir anlamda Şari'dir. Allah'ın rızasını arzulayan kimse Allahu Teâlâ'ya, Rasülüne ve getirdikleri hükümlere tâbii olmakta azami gayret göstermelidir.
Zaten Müslümanların hayatlarında, karşılaştıkları, çözüme muhtaç problemlerde Şari'nin hakem kılınması dini bir zarurettir. Müslümanlar amellerinin tayininde Şâri'nin hükmüne kulak vermeyip, beşeri akıldan neşet etmiş aklî çözümleri, kokuşmuş küfür sisiteminin bir parçası olan demokrasi îmâlatı olan Referandumu hakem kabul etmeleri kesinlikle caiz değildir. Konuya ışık tutması bakımından zikredeceğimiz âyet-i kerîmeler dikkate şâyandır. Allahu Teâlâ âyetinde şöyle buyurmaktadır:
إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ وَمَن يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللَّهَ وَيَتَّقْهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ
"Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve Resulüne çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: «İşittik ve itaat ettik» demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse ve Allah'tan korkup O'ndan sakınırsa, işte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır." (en-Nûr , 51-52)
Başka bir beyânında Allah Celle Celâluhû şöyle buyurmuştur:
وَمَنۡ أَعۡرَضَ عَن ذِڪۡرِى فَإِنَّ لَهُ ۥ مَعِيشَةً۬ ضَنكً۬ا وَنَحۡشُرُهُ ۥ يَوۡمَ ٱلۡقِيَـٰمَةِ أَعۡمَىٰ (١٢٤ قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرۡتَنِىٓ أَعۡمَىٰ وَقَدۡ كُنتُ بَصِيرً۬ا ( ١٢٥قَالَ كَذَٲلِكَ أَتَتۡكَ ءَايَـٰتُنَا فَنَسِيتَہَا*ۖ وَكَذَٲلِكَ ٱلۡيَوۡمَ تُنسَىٰ
"Kim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz. O da (şöyle) demiş olur: -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim? (Allah da) Der ki: İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın." (et-Tâ-hâ (20) , 123-126)
Allahu Teâlâ Ahzab süresi 36, ayetinde Şöyle buyuruyor:
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ ا
"Allah ve Resulü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min olan bir erkek ve mü'min olan bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur."
Referandum meseleside Şâri'ye müracat edilmesi gereken bir meseledir. Şâri'nin emri doğrultusunda hareket edilmelidir.
3- Kokuşmuş demokrasinin bir ürünü olan Referandum'a katılmak haramdır.
Mâlum referandum, Anayasa Değişiklik paketinin insanların oylamasına sunulmasıdır. İnsanların oylamasına sunulan Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti anayasasıdır. Yani gayri İslâmi bir anayasadır. Müslümanlardan istenilen ise gayri İslâmî kanunları onaylamak ve kendilerine kanun olarak belirlemektir. Bunun İslâmî açıdan kabulu asla sözkonusu değildir. Çünkü Cumhuriyet, laiklik ilkesi ve kokuşmuş demokrasi İslâmdan değildir. İslâm Akîdesiyle taban tabana zıttır. Bu yüzden İslâm'ın tasvib etmediği her türlü amel ve fikir merduttur. İslâm'dan değildir. İslâm'dan mış gibide gösterilemez. Bakınız Allah'ın Rasûlü Muhammed Sallallâhu Aleyhi ve Sellem nasıl buyuruyor:
من أحدث في أمرنا هذا ما ليس منه فهو رد
"Kim bizim işimize (dinimize) uygun olmayan bir şeyle gelirse o red olunmuştur."
(Müttefikun aleyh)
Yukarıda söylediklerimizin aksine, hayata egemen olan, söz sahibi olan, kanun koyan ve hükmeden ancak ve ancak Allah Subhânehû ve Teâlâ olmalıdır.
Allah Celle Celâluhû İslâm Risâletiyle insanlığa hüküm vermeyi emretmiştir. Bizler nasıl olurda Risâleti hayat sahasından, yönetimden ve devletten uzaklaştırabiliriz? Allahu Teâlâ kat'î surette kendi hükümleriye hükmedilmesini emretmekte ve o hükümlerden uzaklaşılmasınada asla rıza göstermemektedir. Allah Subhânehû ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَآ أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللّهُ إِلَيْكَ
"Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet/yönet ve onların arzularına uyma, Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarından sakın (Maide, 49)
Görüldüğü üzere Allahu Teâlâ hükümlerinin hayat sahasından uzaklaştırılmasına kesinlikle müsade etmemektedir. İşte kokuşmuş tâğuti düzeninin bizlerden istediği de budur. Allah'ın hükümlerini hiçe sayarak beşerin oluşturduğu kanunları onaylamak. Bizden istenen egemenliğin Allah Azze ve Cella yerine beşerî, Nizamlarına verilmesini onaylamak değilmidir? Allah aşkına bunun İslâm'daki yeri nerede?
Ey Kerîm Kardeşlerim!
Çözüm Müslümanların değerlerine hiç bir sûrette değer vermemiş bir tâğuti sistemin bekâsı için çalışmakta değildir. Çözüm İslâm'ı kâmil mânada hayat sahasına indirgeyip Müslümanların hayrına çalışacak olan II. Raşidî Hilâfet Devleti'nin ikâmesindedir.
Müslümanlara düşen görev Allah'ın lanetlediği bu sistemler içerisinde çözüm aramak yerine bu sistemleri alaşağı edip insanlığı zulümatlardan Nura çıkaracak, Rahmet kaynağını hayata hâkim kılacak II. Râşidî Hilâfet'in ikamesi için çalışmaktır.
لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلْ الْعَامِلُونَ "Çalışanlar bunun için çalışsınlar." (Saffât 61)
 
selsebil Çevrimdışı

selsebil

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" diyor Rasulü Kibriya...bu referandum ise yapılan haksızlıklara bir baş kaldırıdır...ya zulmün değişimi için cevabını ortaya koyacaksın,yada......bu konuda vebale girdiğinizi düşünüyorum,bence insanları yönlendirmemeliydiniz...vesselam


insanları gerçeğe yönlendirerek mi vebale gireceğiz?
anayasa değişikliğiyle kavuşmayı umduğunuz şeyler tamamen dünyevi menfaatler...
bu menfaatler uğruna Allah'tan başka hüküm koyucu seçin ve sonra da müslümanların geleceği için diyin...
şu gelecek korkusu helak edecek bizi.
yoksa siz de,referanduma katılım çağrısı yapan her müslüman da çok iyi biliyor ki bu anayasa Allah'ın bütün hükümlerine taban tabana zıt!
biz doğrusunu yapalım,gerisi için tevekkeltü alellah...
ayrıca rica ediyorum,hadisi çıkarlarınız için kullanmayın.
yoksa siz vebal altında kalacaksınız...
 
M Çevrimdışı

mucahit571

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
arkadaşar diyelimki dediğiniz gibi sandığa gitmek iyi değil
peki siz tarafsız gibi görünmeye çalıştığınız da gerçekten tarafınızı belli etmemiş mi oalcaksınız
yani ne evet dediniz nede hayır ve sonuçta evet yada hayır çıktı sizin kullanmadığınız oy acaba ne işe yaradı
 
D Çevrimdışı

dehri visal

Üye
İslam-TR Üyesi
insanları gerçeğe yönlendirerek mi vebale gireceğiz?
anayasa değişikliğiyle kavuşmayı umduğunuz şeyler tamamen dünyevi menfaatler...
bu menfaatler uğruna Allah'tan başka hüküm koyucu seçin ve sonra da müslümanların geleceği için diyin...
şu gelecek korkusu helak edecek bizi.
yoksa siz de,referanduma katılım çağrısı yapan her müslüman da çok iyi biliyor ki bu anayasa Allah'ın bütün hükümlerine taban tabana zıt!
biz doğrusunu yapalım,gerisi için tevekkeltü alellah...
ayrıca rica ediyorum,hadisi çıkarlarınız için kullanmayın.
yoksa siz vebal altında kalacaksınız...

referanduma evet çıkınca ben dünyanın zengini olmayacağım,yada devlet bana ölünceye kadar iş,aş garantisi vermeyecek...yani benim bu işden bir çıkarım yok,bu yüzden de hadisleri kullanmak gb bir gaflete ihtiyacım yok...bu şekilde zanlarda bulunarak hucurat suresi 12.ayete ters düşmeyin...ve size bir soru tağutu yıkmak için ne yapıyorsunuz?
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
hadisleri kullanmak gaflet mi oluyor ? tam anlayamadım açar mısın ?
hadisleri kendi hesabına kullanmak mı gaflet onu mu demek istedin
 
D Çevrimdışı

dehri visal

Üye
İslam-TR Üyesi
arkadaş hadisi kendi çıkarım için kullandığımı söylemiş,kimse hadisi çıkarı için kullanmaz,hem kullanmak ne demek,hadislerle amel edilir....
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
yani kelime oyununa gerek yok ben ne için kullandınız cümlede dedim.
kaldı ki bakın karşınızdaki bi şey anlatmaya çalısırken kullandığı sistem neyse sizde onu kullanın etkili olur.
kavga etmeden güzelce tartısmak lazım. laf değğil....
rahmanın kulları yürürken vakarla gezerler. biri sataştıında selam derler geçerler...
anlatmaya çalısalım inş
 
R Çevrimdışı

ramazanusta

Üye
İslam-TR Üyesi
Zulum değişmiyor..
Müslümanlar değişiyor..
Ve Allah Resullü zulmu böyle değiştirmedi..

Mekkeye başbakanlık teklif edildiğinde..
Mekkeye baş bakan olup, kadrolaşarak zulmü yavaş yavaş geriletme yoluna gidebilirdi..
O bir elime güneşi değerine ayı verseniz de olmaz dedi..
Başbakanlığı seçseydi ne boykotlar olurdu ne yıllarca süren işkenceler..
Putların gölgesinde sufyan ve ebu cehille bir araya gelerek meclislerine girerek görece bazı düzeltmelerde bulunabilir..Referandumlarla Mekke halkına sunabilirdi..

Deniyor ki çok zalim geleceğine az zalim başımızda olsun..
Allah Resulllu ebu çehil le sufyan arasında bir seçim yapmadı..
Yardım aldığı fakat asla yardım etmediği amcasını mekkenin başına rahatlıkla başkan seçebilir, destek olabilir ve ebu cehili saf dışı bırakabilirdi..

O bunların hiç birini yapmadı..
Nebevi bir metod ortaya koydu..

Ne yaptı..
O Darul erkamlar kuran evleri oluşturdu..
Bu gün bu ihtiyacı tevhidi şiar edinmiş vahyi referans alan vakıf ve dernekler karşılıyor..
Furkan vakfı..İlkav..Zeynepder..Gibi

O netti..Dikkat et sert değildi neti..
Netleştikçe belirdi, belirdikçe ayrıştı, ayrıştıkça AYIRDI-Kurtardı..


Bir güç yoluna gittikten sonra..
Putları kırmak cihad ve kıtal yollarını açtı..

analiz çok güzel aynen alıntı yaptım
 
selsebil Çevrimdışı

selsebil

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
referanduma evet çıkınca ben dünyanın zengini olmayacağım,yada devlet bana ölünceye kadar iş,aş garantisi vermeyecek...yani benim bu işden bir çıkarım yok,bu yüzden de hadisleri kullanmak gb bir gaflete ihtiyacım yok...bu şekilde zanlarda bulunarak hucurat suresi 12.ayete ters düşmeyin...ve size bir soru tağutu yıkmak için ne yapıyorsunuz?


bakın kardeş,

birincisi,
hadisi kullanmak tabirinde hata yoktur.'hadisi kötü emellerinize alet ettiniz'demek değildir bu.konuşurken ya da yazarken hadisten istifade ettiğiniz anlamına gelir.

ikincisi,
beşeri bi sistemde sırf Allah'ın rızasını kastederek oy kullandığınızı söylerseniz 'yok gayri!'diycem.
demekki dünyevi menfaatler var ortada.(bu menfaatlerin ev,araba olması şart değildir)
e siz de dünyevi çıkarlar için yaptığınız bişeyi bu hadisle savunuyosunuz.
hatta temize çıkarmaya çalışıyosunuz.
demekki menfaatleriniz için kullandınız.

üçüncüsü,

Allah'ın indirdiğyle hükmetmeyen hrkes,her sistem zalimdir,zulümdür.
o halde bu anayasanın en âlâsı gelecek olsa bizzat kendisi zulümdür.
zalime zalimle-zulme zulümle mi dur diyceksiniz,anlamış değilim...

dördüncüsü,

benim tağutu yıkmak için ne yaptığıma gelince...
hilafet gelecekse benim gibilerin eliyle gelmez biliyorum.
valla cürmüm böyle büyük işler için fazla küçük kısacası:)
ama en azından kendi hayatımda,içimde,kalbimde tağutu yıktığıma inanıyorum.
yarın sandık başına gitmeyecek olmam bile hayatımda,dinimde tağutu yıkmam anlamına gelir.


bu konuda çok değerli alimlerin değerli açıklamaları var.o yüzden benim şu konuda şu kadar yazmış olmam bile hadsizliktir diye düşünüyorum.onlardan fayadalanın diyorum...
konu benim için kapanmıştır...
 
samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
penguen_kapak_410.jpg

 
Üst Ana Sayfa Alt