E
Çevrimdışı
Halep Cezaevi’nde binlerce Müslüman kadının namusu her gün Nusayri kafirler tarafından kirletiliyor! Onlar Allah’ın 1095 gününden beri her gün Müslüman erkekler tarafından kurtarılmayı bekliyor! Onları kurtaracak hür erkekler nerede?
Yüzlerce yiğit Halep Cezaevin’deki esirlerimizi kurtarmak için kendini feda etti. Bunlardan biri de kıymetli kardeşimiz Emir Seyfullah Çeçen’di. Mücahitlerin imkanları mütevazi ve kısıtlı. Esad rejimininki ise neredeyse sınırsız. Rejime başını Rusya ve İran’ın çektiği, dünyanın dört bir yanınaki İslam düşmanı ülkelerden para ve silah yağıyor.Cezaevi kuşatmasını ve operasyonunu kırmak için Mücahitlerin üzerine gökten adeta varil, bomba, füze ve roket yağıyor. Mücahitler ise kısıtlı imkanları ile Ceza evini ele geçirmek için oldukça kararlı ve istekli.
Lakin Mücahitler, vurdumduymaz, uyuşmuş ve sıranın kendisine gelmesini bekleyen İslam alemi tarafından yardımsız bırakılmış durumdalar. Mücahitleri dünya hayatını terk ederek sırtındaki ceketi ile çıkıp gelen gençlerden başka desteleyenlerin sayısı yok denecek kadar az! O gençler ki bu dava için dünyanın en değerli şeyi olan canlarını feda edecek kadar cömert!
Ey kardeşlerim, Halep Cezaevi’ndeki bacılarınızın durumu oldukça kötü ki ; ben onların içinde bulundukları durumu kelimeler ile ifade edemem! Sadece sizlere durmu özetlemek için Halep’de bulunduğum dönemde operasyon emilerinden birinin eline ulaşan bir mektubun içeriğinden bahsedeceğim. Kardeşlerimin anlattığı kadarı ile, operasyon emiri eline ulaşan notu alınca üzerine yüklenen görevin büyüklüğünden rengi sararıyor ve terlemeye başlıyor. Halep Cezaevi’nde bulunan kadınların ondan bir isteği var: “Ey Emir bizleri kurtarabilmenizin oldukça zor olduğunu ve bu uğurda yüzlerce kardeşimizin şehit düştüğünü biliyoruz. Ey Emir; biz Merkezi Cezaevi’nde bulunan kadınlar ve erkekler ortak bir karar aldık. Alimlerimize danışın ve şayet şeri olarak caiz ise bizleri ceza evi ile birlikte yok edin. Çünkü burada bize her gün yaşatılan rezilliklere güç yetirememekteyiz!”
Bu mektubun Mücahitlerin eline ulaşması ile onlarca kardeşiniz bomba olup cezaevinde kafirlerin üzerine patlamak için birbirleriyle yarıştığında oradaydım! Kafir çok güçlü kardeşlerim. Allah’ın yardımı olduğu gibi bir de kevni sünneti olduğunu unutmayalım! Mücahitlerin mütevazi imkanları ile kafirlerin neredeyse sınırsız imkanları kıyas dahi edilecek durumda değil!
Ey Anneler; kafir medyanın ve Şeytan’ın sizi aldatmasına izin vermeyin, evlatlarınız ile bu mübarek Cihad’ı destekleyin! Kardeşleriniz zor durumda!
Ey Allah’ın kendilerini mal ile şereflendirdiği kimseler! Şeytan sizi cimrilik ve yoksulluk ile kandırmasın! Bu dava er yada geç zafer ile sonuçlanacak, lakin sen imtehanı geçebilecekmisin?
Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara (muhacir ve mücahitlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar. [Münafikun 7]
Son olarak 40 yıldır kafirler ile başarılı bir şekilde cihat eden cemaatimizi bölerek tefrika çıkaran ve gücümüzü kıran, Şeytan’ın kendilerini kandırdığı ve kötü olan amellerini süsleyerek kendilerine güzel gösterdiği kardeşlerimize sesleniyorum:
Allah’dan korkun ve izlediğiniz yanlış ve hikmetsiz siyaseti bırakın! Emirlerinizin emri ile Halep’te bacılarınızı kurtarmak için operasyon yapan kardeşlerinizi nasıl arkalarından vurduğunuza, ikmal yollarını kestiğinize bizzat şahitlik ettim! Allah’dan korkun! Mücahitleri için zaten oldukça zor olan Cihad’ı daha da zorlaştırmayın.
Onların yanlış siyasetinin sizler ile birlikte Ümmet’i de bir felakete sürüklediğinin farkında değilmisiniz? Neden İslam’ın 3000 erkeği Halep’teki 6000 Müslüman kadını ve on binlerce erkeği kurtamak yerine Kobani’de feda edildi? Üstelik Kobani’de tek bir esirimiz dahi bulunmakata iken. Maslahatı ve hikmeti idrak edemedim; neden Halep yerine Kobani? La havle vela kuvvet illa billah!
Muhammed İSRA/ Ümmet-i İslam
Yüzlerce yiğit Halep Cezaevin’deki esirlerimizi kurtarmak için kendini feda etti. Bunlardan biri de kıymetli kardeşimiz Emir Seyfullah Çeçen’di. Mücahitlerin imkanları mütevazi ve kısıtlı. Esad rejimininki ise neredeyse sınırsız. Rejime başını Rusya ve İran’ın çektiği, dünyanın dört bir yanınaki İslam düşmanı ülkelerden para ve silah yağıyor.Cezaevi kuşatmasını ve operasyonunu kırmak için Mücahitlerin üzerine gökten adeta varil, bomba, füze ve roket yağıyor. Mücahitler ise kısıtlı imkanları ile Ceza evini ele geçirmek için oldukça kararlı ve istekli.
Lakin Mücahitler, vurdumduymaz, uyuşmuş ve sıranın kendisine gelmesini bekleyen İslam alemi tarafından yardımsız bırakılmış durumdalar. Mücahitleri dünya hayatını terk ederek sırtındaki ceketi ile çıkıp gelen gençlerden başka desteleyenlerin sayısı yok denecek kadar az! O gençler ki bu dava için dünyanın en değerli şeyi olan canlarını feda edecek kadar cömert!
Ey kardeşlerim, Halep Cezaevi’ndeki bacılarınızın durumu oldukça kötü ki ; ben onların içinde bulundukları durumu kelimeler ile ifade edemem! Sadece sizlere durmu özetlemek için Halep’de bulunduğum dönemde operasyon emilerinden birinin eline ulaşan bir mektubun içeriğinden bahsedeceğim. Kardeşlerimin anlattığı kadarı ile, operasyon emiri eline ulaşan notu alınca üzerine yüklenen görevin büyüklüğünden rengi sararıyor ve terlemeye başlıyor. Halep Cezaevi’nde bulunan kadınların ondan bir isteği var: “Ey Emir bizleri kurtarabilmenizin oldukça zor olduğunu ve bu uğurda yüzlerce kardeşimizin şehit düştüğünü biliyoruz. Ey Emir; biz Merkezi Cezaevi’nde bulunan kadınlar ve erkekler ortak bir karar aldık. Alimlerimize danışın ve şayet şeri olarak caiz ise bizleri ceza evi ile birlikte yok edin. Çünkü burada bize her gün yaşatılan rezilliklere güç yetirememekteyiz!”
Bu mektubun Mücahitlerin eline ulaşması ile onlarca kardeşiniz bomba olup cezaevinde kafirlerin üzerine patlamak için birbirleriyle yarıştığında oradaydım! Kafir çok güçlü kardeşlerim. Allah’ın yardımı olduğu gibi bir de kevni sünneti olduğunu unutmayalım! Mücahitlerin mütevazi imkanları ile kafirlerin neredeyse sınırsız imkanları kıyas dahi edilecek durumda değil!
Ey Anneler; kafir medyanın ve Şeytan’ın sizi aldatmasına izin vermeyin, evlatlarınız ile bu mübarek Cihad’ı destekleyin! Kardeşleriniz zor durumda!
Ey Allah’ın kendilerini mal ile şereflendirdiği kimseler! Şeytan sizi cimrilik ve yoksulluk ile kandırmasın! Bu dava er yada geç zafer ile sonuçlanacak, lakin sen imtehanı geçebilecekmisin?
Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara (muhacir ve mücahitlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar. [Münafikun 7]
Son olarak 40 yıldır kafirler ile başarılı bir şekilde cihat eden cemaatimizi bölerek tefrika çıkaran ve gücümüzü kıran, Şeytan’ın kendilerini kandırdığı ve kötü olan amellerini süsleyerek kendilerine güzel gösterdiği kardeşlerimize sesleniyorum:
Allah’dan korkun ve izlediğiniz yanlış ve hikmetsiz siyaseti bırakın! Emirlerinizin emri ile Halep’te bacılarınızı kurtarmak için operasyon yapan kardeşlerinizi nasıl arkalarından vurduğunuza, ikmal yollarını kestiğinize bizzat şahitlik ettim! Allah’dan korkun! Mücahitleri için zaten oldukça zor olan Cihad’ı daha da zorlaştırmayın.
Onların yanlış siyasetinin sizler ile birlikte Ümmet’i de bir felakete sürüklediğinin farkında değilmisiniz? Neden İslam’ın 3000 erkeği Halep’teki 6000 Müslüman kadını ve on binlerce erkeği kurtamak yerine Kobani’de feda edildi? Üstelik Kobani’de tek bir esirimiz dahi bulunmakata iken. Maslahatı ve hikmeti idrak edemedim; neden Halep yerine Kobani? La havle vela kuvvet illa billah!
Muhammed İSRA/ Ümmet-i İslam
Moderatör tarafında düzenlendi: