Çevrimdışı
Müslüman öğrencilere zaman zaman elektronik posta göndererek öğrencilerin İslamiyet ile ilgili neler konuştuklarını, nasıl tepki verdiklerini dahi araştıran NYPD'nin tüm bu çalışmaları rapor olarak müdür Raymond Kelly'e iletilmiş.
Bir anlamda öğrencilerin mahrem bilgilerine kadar hemen her türlü özelini rapor eden NYPD'nin bu skandalına Kelly ile New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg ortak yanıt verdi. İkili yaptıkları yazılı açıklamada, NYPD'nin yasaların kendisine tanıdığı kanunların dışına çıkmadıklarını ve suça karşı alınmış bir önlem olduğunu savundu.
Kelly ile Bloomberg suça karşı alınmış önlem olarak niteledikleri fişleme olayında bugüne kadar NYPD'nin hazırladığı raporlarda takip edilen hiçbir Müslüman öğrencinin terör ya da başka suça karışmadığını yazdı.
NYPD dedektifleri üniversite ve çevresinde Müslüman öğrenciler hakkında bilgi toplamak için birçok kişi ile görüşürken izledikleri kişilerin günde kaç defa namaz kıldıklarını dahi rapor etmiş. AP tarafından geçilen haber Amerikan medyasında geniş yer bulurken, NYPD dedektifleri Müslüman öğrencilere ait web sitelerini de her gün tarayarak ne tür aktiviteler yaptığını yakından takip etmiş.
NYPD SÖZCÜSÜ YİNE YALAN SÖYLEDİ
Bu takipler sonunda bugüne kadar 12 Müslüman öğrencinin tutuklandığını açıklayan NYPD sözcüsü Paul Browne, bu kişilerin terör ile bağlantılarından şüphe edildiğini ileri sürdü. Ancak bugüne kadar hiçbir öğrenci hakkında ileri sürülen iddialar kanıtlanamadı. Amerika'da farklı üniversitedeki Müslüman öğrencilerin kurduğu 'Müslüman Öğrenciler Birliği'ni (MSA) takip etiklerini aktaran Browne, "Burada olup biteni daha iyi bilmek istiyoruz'' dedi. Öğrenciler hakkında rapor tutulduğunu gizlemeyen sözcü Browne, "Ancak bu sadece 2006-2007 yıllarında yapıldı'' dedi.
Browne en son olarak 2007 yılında Müslüman öğrencilerin takip edildiğini söylüyor fakat NYPD'nin hazırladığı rapor kendisini yalanlıyor. Zira NYPD son olarak 2 Ocak 2009'da da New York eyaletindeki Buffalo şehrinde Somalili Müslüman öğrenci ve akademisyenler hakkında rapor tuttuğu da ortaya çıktı. Browne, "Üçüncü Cihad'' isimli film için de yalan söylemiş ve NYPD'de bunun sadece bazı kişiler tarafından dar çevrede gösterildiğini ileri sürmüştü. Ancak belgelerin ortaya çıkmasıyla Müslümanları aşağılayan film üst düzey ve yeni göreve başlayan bin 500'e yakın NYPD mensubuna gösterilmiş. Olay bununla da kalmayıp NYPD müdürü Kelly filmin yapımı için bizzat yardımda bulunmuş ve 90 dakika bu yapım için özel mülakat da vermişti.
MSA üyesi Yanweer Haq, NYPD'nin Müslüman öğrenciler hakkında rapor hazırlamasını "Sivil haklara karşı yapılan bir şiddettir bu'' diye tepki verdi. Kimsenin ne NYPD ne de Federal Soruşturma Ofisi'nin (FBI) listesinde adını görmekten hoşlanmayacağını aktaran Haq, "Müslüman öğrenciler de bu ülkedeki diğer insanlar gibi özeli ile, hoşlandıklarıyla, özgürlüğü ve imkanlarıyla yaşamak istiyor'' dedi.
NYPD yetkilileri izledikleri yönetimin FBI'dan farklı olmadığını hatta bu yolu kullanmak için FBI'dan izin dahi aldıklarını ifade etti.
NYPD'YE ÜNİVERSİTELER DE TEPKİLİ
NYPD'nin Müslüman öğrencileri takip ederek fişlemesine üniversitelerden de tepki geldi. New York City College yaptığı açıklamada, "New York City Koleji olarak öğrencilerin geçmişi, dini veya politik görüşleri nedeniyle haklarında yapılan araştırmayı kabul etmiyor ve buna göz de yumuyoruz'' denildi.
Yale Üniversitesi NYPD'nin yaptığı araştırmayı kınar iken en sert tepki Columbia üniversitesinden geldi. Üniversite sözcüsü Robert Hornsby yaptığı yazılı açıklamada, "New York şehrinin olduğu gibi Amerikan üniversiteleri de dünyanın her hangi bölgesinden gelen farklı insanlara kucak açar ki bu bizlerin bakış açısıdır. Bu olay bizleri endişelendirdi ve akademinin temel değerleri olan özgürlük ve öğrencilerimizin özeline izinsiz girilmez'' denildi.
Pressmedya
