Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Nusret Cephesi İdlib Emiri ve Ailesine IŞİD’in Yaptığı Suikastı Deşifre Etti

Kuteybe Çevrimdışı

Kuteybe

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İki hafta önce Nusret Cephesi İdlib Emiri Ebu Muhammed Fatih’e suikast yapılmış, saldırıda Emir’le beraber ailesi de katledilmişti. Olayı aydınlatan Nusret Cephesi şahitlerin ve itirafçıların konuşmasının yer aldığı bir video yayınladı. Yakalananların ve itirafçıların konuşmasında suikast yaparak Emiri ve ailesini katledenlerin Devle cemaati ile ilişkisi açıkça ortaya çıktı. Videonun Türkçe tam metnini ve altyazılı halini Ümmet-i İslam sunar:


* * *


“Bu Sizin Menhecinizdir”: Nusret Cephesi Emiri Ebu Muhammed Fatih ve Ailesine Yapılan Suikastın Detaylarının Deşifre Edilmesi


Emir Ebu Muhammed Fatih’in oğlu, katliamdan kurtulanlardan biri:

Birisi kapıyı çaldı, ben odadaydım, çıkarak kapıyı açtım. “Ebu Said burada mı” diye sordu. “Hayır” dedim. “İçeride kim var?” dedi. “Amcam var” dedim. “Amcan kim?” dediler. “Ebu Ratib” dedim. Boğazımdan tutarak beni ittiler ve bana ateş etmeye başladılar.

Beni boğazımdan tutuyorlardı, mücadele ederken omzumdan vurdular. İçeri gittim, önce amcam Mecid’i vurdular, içlerinden birisi kadınların odasına girerek onları vurdu. Diğerleri öteki odaya girdiler ve ateş etmeye başladılar. Babamla amcam onlara ateş etti, babam birisini boğazından vurdu, amcam da elinden vuruldu, eli kopmuştu. Sonra amcama ateş ederek öldürdüler, ben silahı kaptım ve onlara ateş açtım, mermiler başlarının üzerindeki cama isabet etti, eğer onları vursaydım intikam almış olacaktım.



Şeyh Ebu Süleyman Muhacir:

Idlib genelinden sorumlu olan kardeşimiz Ebu Muhammed Fatih (Allah ona rahmet etsin) 1000 adam kıymetindeydi. Tanışmakla şereflendiğimiz en iyi insanlardan biriydi, Allah’tan onu ve onunla birlikte öldürülenleri şehidler arasına kabul etmesini diliyoruz. Kendisi insanlarda nadir bulunan özelliklere sahip birisiydi.

Çok çekingendi, cesurdu ve Allah yolunda çok cömertti. Zahid birisiydi, başkalarının sahip olduğu şeylere imrenmezdi. Ümmetin meseleleri hakkında çok düşünürdü, insanlara olan muamelesinde ve kâfirlere karşı cihadında bu açıkça görülebilirdi.

Müslümanlar hakkında endişelendiğinden gecenin çoğunu uyanık geçirirdi. Allah’ın Kitabını ezberlemişti, gece ve gündüz onu terk etmezdi. Merhamet sahibiydi ve kardeşlerine karşı şefkatliydi.

Nusret Cephesi’ndeki tüm kardeşler onu tanımaktan onur duydular. Son zamanlarda Nusret Cephesi dışından birçok insan onu tanımıştı ve bu insanların eliyle suikasta uğrayarak ölmesinden son derece etkilendiler, onu öldüren zalimlerin, Haricilerin, Müslümanları öldüren zalimlerin eliyle… Allah İslam ümmetinin bunlardan kurtulmasına yardım etsin.

Şeyh Ebu Muhammed Fatih oldukça saygılı bir insandı, âlimler ve ilim talebeleriyle görüşüp onların tavsiyelerini almaya önem verirdi. Âlimlerin tavsiyesi dışında hareket etmezdi. İlim talebelerinin operasyonlara katılmasına dikkat ederdi, bu açıdan onu çok severdim.

Çok sayıda güzel haslete sahip bir insandı, ilmin pesinden koşar, benden sıklıkla kitap ister ve Şam dışındaki âlimlerin Şam’da olanlar hakkında neler söylediklerine önem verirdi.

Her şeyden önce kendi cihadı hakkında sorular sorar ve okurdu. Suikasta uğramasından birkaç gün önce onu ziyaret etmiştim. Arabası kaza yapıp ters dönmüştü ve sırtından kötü bir şekilde yaralanmış yatıyordu. O haldeyken bile Kuran okumanın ve zikrin önemi hakkında güzel bir sohbet yapmıştık. Bu Hariciler, soğukkanlı katiller tarafından öldürülmeden önce kısa bir süre evinde kalmıştı.



Bir Şahit (Güvenlik sebebiyle kimliği gizlenmiştir):

“Silahlı kişiler içeri girip ateş açtıktan sonra eve girdik, onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorduk, eve girdiler, kapıyı açtılar ve sonrasında evden rastgele ateş sesleri geldi. Tüm bu olanlar beş dakikayı geçmedi, eve giriş ve çıkışları arasında olanların hepsi beş dakika içinde gerçekleşti. Neyse, evin içinde olanlara gelince, kadınlar vurulmuştu, ölenler arasında tanıdıklarım Ebu Ratib ve hasta kardeşi (Ebu Muhammed Fatih) içerideydi, hepsi de vurulmuştu. Dışarı çıkardıklarımızın çoğu ölmüştü, gördüğümüz üç genci, iki kadını ve tam emin değilim ama galiba dört tane çocuğu dışarı çıkardık. Ortalık karmakarışıktı, sanırım çocuk dört taneydi. Bütün gördüklerim bunlar.”



Bir Şahit (Güvenlik sebebiyle kimliği gizlenmiştir):

Üç kere geldiler, Kia Rio marka koyu mavi bir araba, (ilk ikisinde) arabayı çalıştırıp gittiler. Son gelişlerinde durdular, oradaki kapıyı açarak (bir yeri işaret ediyor) eve bomba attılar, odada iki kadın vardı, Ebu Muhammed ile Ebu Ratib içeride uyuyordu, onlar vurdular, sonra Mecid adında biri vardı (Ebu Muhammed’in küçük kardeşi) o gözünden vurulmuştu. Sonundan insanlar toplandı, erkek ve kadınlar vurulmuştu, ölü bir kız vardı, adamın biri omzundan vurulmuştu, çocuklar… Tam bir katliamdı, çoğu ölmüştü. En son ambulansla onları Bab’ul Hava’daki hastaneye götürdük. Kadınlar, bir adam ve bir çocuk toplam 4 tane ölüyü geri getirdik.



Bir Şahit (Güvenlik sebebiyle kimliği gizlenmiştir):

Koyu mavi renkli Kia Rio marka bir taksiden dört genç adam geldi, camları filmle kaplı olduğundan arabanın içini göremedik, sadece arabayı gördük.

Arabada yaralı birini gördük, buradan çıkıp on metre kadar yürüdü, sonra yolun kapalı olduğunu veya arabanın orda olmadığını fark etti, geri gelip arabaya bindi ve diğerleriyle birlikte gittiler. Gördüklerimizin hepsi bu kadar.



Bir Şahit (Güvenlik sebebiyle kimliği gizlenmiştir):

Arabayla gelip şuraya arabayı bıraktılar (bir yer gösteriyor), ve şurada hazırlandılar, acele içindeydiler. Sonrasında aniden silah sesleri gelmeye başladı. Ebu Ratib’e birçok araba gelir o yüzden bilmiyorduk, şüphelenmemiştik. Silah seslerini duyunca hepimiz dışarı çıktık, onlar “Çabuk, çabuk arabaya!” diye bağırıyorlardı, tam olarak ne konuştuklarını anlamadık. Üç ya da dört kişiydiler, arabayı çalıştırıp roket gibi uzaklaştılar. Daha sonra çığlıklar duyup buraya geldik.



Suçun mağdurları:

Ebu Ratib’in kızı kurşunlanarak öldürüldü. Emir Ebu Muhammed kurşunlanarak katledildi. Kardeşimiz Ebu Ratib kurşunlanarak öldürüldü. Ebu Muhammed’in 13 yaşındaki kızı kurşunlanarak öldürüldü. Ebu Ratib’in esi kurşunlanarak öldürüldü. Ebu Muhammed’in küçük kardeşi (Macid) başından vurulduğu için ölüm döşeğindedir. Ebu Muhammed’in oğlu kurşunlanma sonucu kritik şekilde yaralıdır. Ebu Muhammed’in kızı kurşunlanma sonucu kritik şekilde yaralı. Ebu Muhammed’in oğlu kurşunlanarak yaralanmıştır.



4 suçluyu evinde barındıran, Devle cemaati üyesi Ebu Muhammed:

Birisi bana bu dört kişiyi getirdi ve Türkiye’ye gitmek istediklerini söyledi. Öncesinde Devle’deymişler, sonra ayrılmışlar. Türkiye’ye gitmek için hazırlık yapmak istiyorlardı, yolun güvenli olduğundan ve Suriye’yi terk edebileceklerinden emin olmak istiyorlardı.



4 suçlunun suç ortağı olan, Devle cemaati üyesi Hilal Said:

Yasir el Libi bana 4 kişi getirdi, 3 Tunuslu ve 1 Faslı, Arapçayı çok aksanlı konuşuyordu. Kendileriyle birlikte cephane, patlayıcı kemerler ve kalaşnikof tüfekler getirdiler.



4 suçlunun suç ortağı, Devle cemaati üyesi Yasir el Libi:

Kısa zaman önce Ebu Ömer Tunisi bana dört kişi getirdi, üç Tunuslu bir de Faslı vardı. İsimleri Ebu Hafs, Ebu Ömer, Ebu Musab ve Ebu Talha. Evimde beş gün kaldılar, sonra gitmek istediklerini söylediler.

El Bab’daki Devle’ye gitmek için seher vakti yola çıktılar, sonra geri geldiler, şaşırmıştım. Ne oldu, dedim. “Yolda bir kontrol noktasında bize ateş açtılar, bu kardeş vuruldu ilk yardım yapılması lazım” dediler. O kardeşi tıbbi müdahale yapılması için aldım, sonra geri geldiğimde arabanın problem olacağını söylediler, böylece arabayı gizledim.



Ebu Muhammed:

Çıktılar ve akşam vakti geri geldiler. Arabayla hızlıca geldiler, içlerinde omzundan yaralı biri vardı. Ne oldu, dedim. “Vallahi Ebu Muhammed, bilmiyoruz, kendisini vurdu, onu hastaneye götürebilir misin” dediler. Sonra Nusret Cephesi polisi kapıyı çaldı ve “Yasir el Libi” nerde diye sordu. Ben “Allah için, o burada değil, ne istediğinizi söyleyin yapabileceğim bir şeyse yardımcı olayım” dedim. “Yukarıda seninle birlikte kim var” dedi polis. “Üç kişi var, Yasir el Libi onları bana getirdi” dedim. Polis yukarı çıktı ve yukarıda arbede koptu, -suikastçılar- patlayıcı kemerleri mi kullandılar bilmiyorum ama ev havaya uçtu. Evin üst katı patlayarak uçtu.

* * *

Suçun işlenmesinden saatler sonra Nusret Cephesi güvenlik kuvvetleri katillerin makarını bastı, iki tanesi kendini patlattı, üçüncüsü de diğerlerinin kendini patlatması sonucu öldü. Patlama sonucu ölen başka kimse olmadı, dördüncü suçlu ise yakalandı ve yakında kendisi ile bir röportaj yapılacak inşallah.



Şeyh Eymen Zevahiri’nin ses kaydı:

Mücahitlerin üslerinde kendini patlatmamak, onlara patlayıcı yüklü araç göndermemek ve bunları yapanları desteklemeyi bırakmak her Müslümanın üzerine vazifedir. Bu günahlara duçar olanlar hatırlamalılar ki düşmanlarımızın tüm güçleriyle başaramadıklarını kendi elleriyle yapmışlardır.



İbn-i Kesir (r.a.) El Bidaye vel Nihaye isimli eserinde söyle der:

Ali (r.a.) Şam’i istila etmeye hazırlanırken Haricilerin yeryüzünde zulüm ve fesada sebep olduklarını, yolları kesip haramı helal saydıklarını (Müslümanların kan ve mallarını) biliyordu. Resulullah’in ashabından Abdullah bin Habbab da öldürdüklerinden biriydi. Onu ve hamile iken esini ele geçirdiler. Sordular: “Kimsin?” “Ben Peygamberin ashabından Abdullah bin Habbab’ım”. Onu öldürdüler ve eşine geldiler, eşi “Ben gebe bir kadınım Allah’tan korkmaz mısınız” dedi. Onu da öldürerek karnını açtılar ve bebeği çıkardılar. İnsanlar bunu duyunca Haricilerden korktular ve Ali’ye geldiler, onlar Şam’a gidince de aynı zulmü yapacaklar deyip önce Haricilerle savaşmasını sonra Şam’a birlikte gitmeyi teklif ettiler. Böylece insanlar Haricilerin fenalıklarından emin olacaktı. Böylece anlaştılar. Bunda hem onlar hem de Şam halkı için hayır vardı, çünkü eğer güçlenirlerse Irak ve Şam da dâhil tüm yeryüzünü ifsad edecek, kız – oğlan veya kadın – erkek demeden kimseyi canlı bırakmayacaklardı. Çünkü onlara göre insanlar ifsad olmuştur, fesadı yok etmenin yolu ise onların hepsini öldürmektir.



Şeyh Eymen Zevahiri’nin ses kaydı:

Şiir:

Yüksek mevkiler edinmeye çalışanların, halk içinde yasak olanı meşrulaştıranların, ataları üçüncü Halifeyi (Osman bin Affan) Kitab’ı okurken öldürmüşlerdi, huzur ve sükûnet içinde sabırla. İmam Ebu Hasan’ı (Ali bin Ebu Talib) namazda sırtından bıçakladılar, bu bıçak güneşi gölgeledi, onların torunları Şam’da başarılı olamayacaklar, rehber ve yardımcı olarak Allah yeter.



Çeviri: Ekrem Yılmaz

Videonun Aslı:



Ümmet-i İslam / Özel Haber



Video Türkçe Altyazı Olarak:
 
Üst Ana Sayfa Alt