Bismillahirrahmanirrahim…
(Arapça dua ediyor) Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu. Şam’ı ve Müslümanları zalimlerden ve zalimlerin yardımcılarından (uşaklarından) korumaya fırsat veren Allah’a hamd olsun. Ve bizlere kendi yolunda cihad etme fırsatı veren Allah’a hamd olsun. Biz Allah’tan amellerimizi sadece kendi yolunda ihlasla yaptırmasını istiyoruz. Bazı insanlar bize farklı isimler koyuyorlar (lakap takıyorlar) ve bizim yapmadığımız bizde olmayan şeylerle bizi suçluyorlar. Bu sebepten dolayı bazı kardeşlerimiz, bizden akidemizi ve menhecimizi açıklamamızı istediler. Ben Seyfullah Şişani Cemaati’nin emiriyim ve Nusret Cephesi’ne tabiiyim (biatlıyım). Cemaatimizin akidesi hakkında bütün cemaatimiz adına küçük bir açıklama yapacağım. Biz şahadet ederiz ki Allah’tan başka ibadet edilecek ilah yoktur ve yine şahadet ederiz ki Allah birdir. Hükmetmekte, ilahlıkta, Esmaül Hüsna’sında ve sıfatlarında ona denk yoktur. Biz inanıyoruz ki; Allah’ın insanları ve cinleri yaratmasının nedeni, yalnız ve yalnız ona ibadet etmeleridir.
Allah(s.v.t) dedi ki: ‘Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’(Zariyat/56)
Allah’tan başka yaratan, kulların sahibi, rızık veren ve bütün kâinata hükmeden kimse yoktur. Ve kainatta bütün hakimiyet O’na aittir.
“Dikkat edin, yaratmakta emretmekte Allah’a aittir. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.” (Araf/54).
Allah’ın helal ettiği şey helaldir ve haram kıldığı şey haramdır. Hüküm sadece Allah’a aittir ve Allah sadece O’na ibadet etmemizi emretti. Gerçekten Allah’tan başka kanun koyucu yoktur. Ve Biz Allah’tan başka ilah arzu etmiyoruz (istemiyoruz). Allah’tan başka koruyucumuz yoktur. Biz İslam dininden başka bir din istemiyoruz (kabul etmiyoruz). Biz şahitlik ederiz ki Muhammed bin Abdullah O’nun kulu ve Resulüdür. Allah onu din ve İslam nuruyla insanları karanlıktan çıkarması için gönderdi. İnsanları kula kulluk etmekten kurtarıp yalnız Allah’a ibadet etmeye çağırdı. Ve biz iddia ediyoruz ki; kim Resule uyarsa cennete girecek. Kim ona uymazsa cennetten vazgeçmiş olacak.
Hadis: “Benim tüm ümmetim cennete girecek sadece vazgeçenler hariç.” Sonra O’na sordular: “Kim o vazgeçenler?” Resul söyledi: “Kim bana uyarsa o cennete girecek, kim uymazsa cennetten vazgeçmiş durumunda olacak.”
Biz Ehli Sünnet ve’l Cemaat akidesine uyuyoruz. Sahabeleri, tabiini, bunlardan sonra gelen selefe uyan alimleri, Ebu Hanefi’yi, İmam Şafi’yi, İmam Malik bin Enes’i, İmam Ahmed bin Hanbel’i ve diğer salih insanları takip ediyoruz.
Ve biz söylüyoruz ki; Allah birdir. O’nun Esmaül Hüsna’sı ve sıfatları yalnız Allah’a aittir. Bu Esmaü’l Hüsna ve sıfat ile ona denk kimse yoktur. Allah’ın Kuran’da buyurduğu gibi;
“Deki: O Allah. Bir tekdir. Allah samettir (herşey ona muhtaçtır, o hiçbir şeye muhtaç değildir). O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey onun dengi ve benzeri değildir.”
Ve biz tekrar söylüyoruz, kim kanun koyarsa veya Allah’tan başkasının kanun koyabileceğini kabul ederse, o Allah’tan başka ilah kabul etmiş olur ve İslam’dan başka bir din tercih etmiş olur. Allah’ın buyurduğu gibi;
“Onlar Allah’ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih’i rableri olarak kabul ettiler”(Tevbe/31)
Biz demokrasi, anayasa, ve onun gibi başka necisleri küfür ve şirk olarak kabul ediyoruz. Ve söylüyoruz ki bugün cihad her Müslümana imkânı ölçüsünde farz-ı ayn oldu. Kimi malı ile kimi canı ile kimi diliyle ve ilimiylle kimi ise mesleği ile vb… Bizim cihadımızın hedefi, Allah’ın şeriatın ve adaletini Allah’ın kulları arasında hâkim kılmak. Biz para için, yer için, makam ve mevki için ya da sadece bir insanı öldürmek için savaşmıyoruz. Biz sadece şeriatı hâkim kılmak için savaşıyoruz. Ve İnanıyoruz ki; kim özgürlük için ve demokrasi için savaşıyorsa o kâfirdir ve mürteddir. Biz inanıyoruz ki, kim bir kâfiri kendisine yardımcı olarak kabul ederse o da kâfirdir.
Allah dedi ki: (Arapça ayet okuyor) “Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandir” (Maide/51)
Tekfir konusunda biz Ehli Sünnet ve’l Cemaat akidesine uyuyoruz. Kim Kuran ve Sünnette tekfir edilirse, bizde onu tekfir ediyoruz. Tabi ki tekfirin şartları ve engelleri hakkında incelememiz gereken konular var, onlar öğrenmemiz gereken önemli ilimlerdir. Biz tüm Şam halkını tekfir etmiyoruz. Biz bizim cemaatimizden olmayan ve bizim düşüncelerimize uymayan insanlarında hepsini tekfir etmiyoruz. Haricilerin yaptığı gibi…Biz onu yapan herkesi tekfir etmiyoruz yani biz küfür işleyen insanları tekfir ediyoruz ama küfrü yaptığına emin olmadan insanları tekfir etmiyoruz.
Biz şimdi Şeyh İbn-i Teymiyye’nin Mecmuul Fetava kitabında dediği gibi düşünüyoruz:
“Savunma savaşı, dine ve kutsallara saldıran düşmanı savmanın en çetin şeklidir. İcma ile vaciptir. Dini ve dünyayı bozan saldırgan düşmanı savmak, imandan sonra gelen en büyük vaciptir.”
Başka yerde İbn-i Teymiyye şöyle der: “Eğer düşman bir yerde Müslümanlara saldırmak isterse düşmanın saldırganlığını kovmak orda olup olmamasına rağmen her mü’min için vaciptir.”
Allah dedi ki: “Eğer sizden din konusunda yardım isterlerse yardım etmeniz gerekir.” (Enfal/72)
Ve bu ayet şeyhülislam İbn-i Teymiyye’nin söylediği gibi her mü’min için farzdır ve biz biliyoruz ki Şeriat budur. Yani şeriat, Allah’ın emirlerini gerçekleştirmektir ve Allah’ın yasakladıklarını yapmamaktır. İmandan sonra her mü’min için gelen en büyük vacip ise saldırgan düşmanı savmaktır. Biz şimdi şeriatı uyguluyoruz. Biz dini, Müslümanların canını ve onurunu koruyoruz.
Bununla beraber biz insanları dinin temellerine (tevhide) davet ediyoruz. Biz onlara dini konuları öğretiyoruz ve Şam’da yaşayan insanlara imkânlarımız ölçüsünde yardım ediyoruz.Elhamdülillah şeriat mahkemeleri açtık. Küfür ve şirk mahkemelerini kapattık. Biz bu toprakları huzura kavuşturana kadar ve Allah’ın sözü insanların sözünden üstün olana kadar kâfirlerle savaşacağız. Biz canlarımızı cennet karşılığında Allah’a sattık. Biz canlarımızı kız kardeşlerimizin kâfirlerin hapishanelerinden çıkartılması için Allah’a sattık. Biz canlarımızı Filistin’in Yahudilerden temizlenmesi için Allah’a sattık. Biz canlarımızı mü’min çocukların mutlu olması için Allah’a sattık. Ve biz şeriatsız ve cihadsız yaşayamayız.
Ey Muhammed’in (sav) ümmeti! Siz cihadı bıraktığınız gün aşağılanmış (rezil) olacaksınız. Neden korkuyorsunuz? –Allah’ın lanet ettiği düşmanlardan korkuyorsunuz… Neredesiniz ey zengin Müslümanlar?! Bu ümmetin acısından ve aşağılanmasından siz sorumlusunuz. Sizin cimri olduğunuz ve mücahidlere yardım etmeyi bıraktığınız gün bu ümmet aşağılanmıştır. Kâfirler topraklarımızı ele geçirdiler ve Müslümanları öldürmeye başladılar. Özellikle sizsiniz bu cihadı engelleyen! Allah can ile cihadddan bahsederken mal ile olan cihaddanda her zaman bahseder. Her zaman diyor ki: “Mal ile olan cihad can ile olandan önce gelir.” Şam’ı ve diğer cihad yerlerini canlandırmak sizden sorumludur.
Bununla beraber Ey Ümmetin Aslanları! Ey erkekler! Neden siz savaş alanında değilsiniz? Neden bu kadar zaman içerisinde kâfirlere bir kurşun bile atmadınız? Hâlbuki bu kâfirler sizin kız ve erkek kardeşlerinizin başına tonlarca roket atıyor. Neredesiniz Ey Ömer bin Hattab’ın torunları? Ey Halid bin Velid’in torunları? Ey Bera ibni Malik’in torunları? Neredesiniz ey erkekler? Ne zamana kadar kendinizi kandırıp, cihada katılmayıp böyle oturacaksınız?
Biz Şam’daki cihadın ne zaman biteceği için endişe etmiyoruz. Ya da cihadımızın yardımsız kalacağı için endişe etmiyoruz. Allah bizim koruyucumuzdur ve O bize yardım edecektir inşallah. Biz cihadımız için endişe etmiyoruz, biz sizler için endişe ediyoruz. Allah’ın huzurunu gittiğinizde Allah size sorarsa; “Ey kulum, düşmanlar senin Müslüman kardeşlerine saldırdığı zaman sen ne yaptın? Ben savaşmayı ve dinini korumayı emrettim. Neden öylece oturdun?” İşte o zaman siz bizim söylediklerimizi hatırlayacaksınız ama dönüş yolu olmayacak. Nasıl cevap vereceksiniz?
Biz Seyfullah’ın Cemaati olarak hala Şam’dayız. Biz Devle’ye katılmadık, kendi aramızda bölünmedik elhamdülillah. Biz Allah’ın yolunda Allah’ın düşmanlarıyla savaşıyoruz. Bizim resmi kaynaklarımızdan olmayan, bizim hakkımızdaki bilgiler sahtedir ve kafadan uydurulmuştur.Ve son olarak Kafkasya’da, Afganistan’da, Yemen’de, Somali’de, Cezayir’de, Mağrib’te, Hindistan’da, Filipin’de ve başka yerlerde olan mücahit kardeşlerimize selam söylüyoruz. Size Allah’tan, düşmanlarınıza karşı yardım etmesini ve sizin ellerinizle sizin topraklarınızdaki kâfirleri temizletmesini diliyoruz. Bununla birlikte başka Müslüman kardeşlerimize selam söylüyoruz. Bizim için ve mücahid kardeşleriniz için dua etmenizi istiyoruz. Cihada gitmek ve Şam’a hicret etmek isteyenlere Allah’ın yardım etmesini diliyoruz. Allah’a güvenin ve yapın(harekete geçin) inşaAllah. O kendi kullarına Bedir ve Hendek savaşında zafer veren Allah’tır.
Ya Rabb’el âlemin bizim günahlarımızı affet. Senin ve bizim düşmanlarımız üzerinden bize zafer ver. Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden isteriz.
Ümmet-i İslam