Şayet bu ülkede “şeriat ve (demokrasiyle perdelenmiş) laiklik” arasında tercih hakkı sunulsa burada ikinci şıkkı onaylamak caiz olmazdı. Ancak bu gün böyle bir şey söz konusu değildir. Halihazırda laik bir sistem vardır ve bu sistem dışında kalmak zordur. Nitekim bir çok resmi işlemlerde benzeri durumlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Ayrıca İslam alimlerinden bir kısmına göre yazı söz gibi iken, bir kısmına göre ise yazı söz gibi değil bilakis sözden kinayedir. Dolayısıyla yazı söze benzemez ve burada kişinin niyetine itibar edilir. Buna binaen, “yazı söz gibi değildir bilakis kinayedir” diyen alimlere göre; İslama zıt içerikli sözleşmeye imza atan kimse, buna rıza göstermediği takdirde sorun olmaz. Ancak zorunlu olmadan yapılan bu davranış masum bir davranış da değildir. Zira şayet bu sözleşmeler zorunlu ihtiyaç sınıfından değilse kişi bundan sorumlu olacaktır.
Ancak elektrik, su, telefon gibi kamu hizmetleri veren şirketler ile yapılan muamele, tüzük ve kurallarına zorunlu olarak boyun eğme hükmü altında işleyen bir muameledir. Tüketicilerin, bu akitlere düzenleme getirme imkanı yoktur, ya olduğu gibi kabul edecektir, ya da terk edecektir. İnsanların kendisinden ayrı kalması mümkün olmayan kamu hizmetlerinden olması sebebiyle bu sözleşmeleri terk etmek, yani elektrik, su, doğalgaz ve benzeri hizmetlerden faydalanmayı terk etmek, günümüz şartlarında insanlar için neredeyse mümkün değildir. İçeriğinde gecikme faizi veya güvence bedelinin ÜFE TÜFE ye göre hesaplanarak fazlasıyla geri ödenmesi şartını barındırsa da bu sözleşmelere girmek caiz kabul edilmiştir. Ancak, bu sözleşmeyi imzalamaya mecbur kalmış olmak, borcun gününde ödenmesine azami gayret göstermek ve ihmalde bulunmamak şartıyla.
Fetva: HGEV (Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı)
Ancak elektrik, su, telefon gibi kamu hizmetleri veren şirketler ile yapılan muamele, tüzük ve kurallarına zorunlu olarak boyun eğme hükmü altında işleyen bir muameledir. Tüketicilerin, bu akitlere düzenleme getirme imkanı yoktur, ya olduğu gibi kabul edecektir, ya da terk edecektir. İnsanların kendisinden ayrı kalması mümkün olmayan kamu hizmetlerinden olması sebebiyle bu sözleşmeleri terk etmek, yani elektrik, su, doğalgaz ve benzeri hizmetlerden faydalanmayı terk etmek, günümüz şartlarında insanlar için neredeyse mümkün değildir. İçeriğinde gecikme faizi veya güvence bedelinin ÜFE TÜFE ye göre hesaplanarak fazlasıyla geri ödenmesi şartını barındırsa da bu sözleşmelere girmek caiz kabul edilmiştir. Ancak, bu sözleşmeyi imzalamaya mecbur kalmış olmak, borcun gününde ödenmesine azami gayret göstermek ve ihmalde bulunmamak şartıyla.
Fetva: HGEV (Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı)