Çevrimdışı
وَلاَ تَسُبُّواْ الَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ اللّهِفَيَسُبُّواْ اللّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ كَذَلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍعَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِم مَّرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْيَعْمَلُونَ
Allah Azze ve Celle kitabında
“ Sakın Allah’tan başkasına ibadet edenlerin ibadet ettiklerine sövmeyin ki onlar da düşmanlık olarak Allah’a sövmesinler. İşte biz, böylece her ümmetin amellerini kendilerine süsledik. Sonra onların hepsinin dönüşleri rablerinedir. O gün onların yaptıklarını onlara bildirecektir.” buyurur.
(Meryem:17)
ABD, yeryüzünde işlediği fesadla bütün insanlığın geleceğini tehdid ediyor. ABD, yeryüzünde İslam’dan ve Müslümanlardan başka düşman görmemektedir. Batının tarihi kinlerini ve din savaşlarının başını çeken ABD İslam âlemini otuz yılı aşkındır kan gölüne çevirmiştir. ABD’nin işgaline ve zulmüne karşı gelenler ise, terörist olarak batılı devletlerin intikam ve nefret listesinin başında yer almaktadır. Müslüman ülkelerin siyasileri ve Müslümanları Allah’a rağmen yasalarla yönetenler; ABD’nin bu cinayetlerine Müslümanlara ve İslam’a hakaretlerine göz yummaktalar ve ABD askerlerinin bütün İslam topraklarında işledikleri katliamlara ortak olmaktadırlar.
Bütün Müslümanların haysiyetlerini ve dinlerini ayaklarının altına alan bu işbirlikçi devletler ve rejimler, İslam’ın izzetini ayaklar altına düşürmemek uğruna ABD ve Siyonist İsraile karşı savaş veren ve belki de ebedi bir işgalin Müslümanları sonu bilinmeyen bir köleliğe mahkûm etmemesi için direnenler ve Allah yolunda bunu cihad olarak görenleri İslam âleminin nifak hükümetleri ve Batı işbirlikçisi modern ve Allah’ın hükümlerini hayata geçirmeye çalışanlara karşı onlar da ABD ile birlikte stratejik ortaklık yapmaktalar.
Aslında Müslüman şehidlere geçenlerde Afganistan’da üzerilerine affınıza sığınarak söylüyorum işeyen ABD’li askerler böylece bütün bir İslam Ümmete hakaret etmişlerdir.
Hakaretler keşke bununla kalsaydı; yapılan işkencelerde deliren ve ve intihar eden nice Müslümanın acılı hayat hikâyelerini okumadık mı Guantanamo zindanlarında. Kadınlarının Erkeklere bile tecavüz ettiği söylenen (el-Cezire’den Sami el-Hac’cın ifadesi) bu iğrenç Medeniyet neyin nesi oluyor ki; Bush, Obama ve diğerleri bizi bunun için katlediyorlar ve bize karşı Haçlı seferleri düzenlediklerini söylüyorlar?
Hâlbuki Kur’an kâfir de olsalar düşmanlarımıza kötü davranmamayı bize emrediyor. Ancak düşmana misliyle muamele etmek ve bunun Sünnetle tefsir edilen uygulaması bundan müstesnadır. O halde onlar bize karşı haddi aşarlar ve savaşırlarsa biz de savaşırız, fakat onların ölülerine ABD’li askerlerin yaptıkları hakareti ve iğrençliği yapmayız.
Allah’ın Rasulü (sallallahu aleyhi ve selem) kâfirlerle savaşımızda bize şöyle vasiyette bulundu:
Süleyman İbn Bureyde babasından rivayet ediyor (et-Tirmizi:1617 )
“Allah yolunda gazveye çıkın ve Allah’a karşı kâfir olanları öldürün, ganimetleri çalmayın, hiyanet etmeyin ve cesedlere işkence etmeyin ve sakın çocukları öldürmeyin…”
Bu İslam’ın bize öğrettiği ahlak ve savaş edebi. Peki, ABD ve zalim askerleri bizlere neler öğretiyorlar?
Demokrasi, genelevleri, şarap, uyuşturucu, ölülere tecavüz, kadınlara tecavüz, insanlara pislik yedirme, işkence ve .. ve .. daha anlatılamayacak kadar iğrençlik tablosu!
Demokrasi, acaba bu ahlaksızlığı nasıl hazmedebiliyor?
Dünyanın insan hakları savunucuları nerede?
Bu mu Medeniyetler ittifakı denen nifak?
Bizler kimlerle Medeniyetler İttifakı üzerinde işbirliği yapıyoruz?
Bu ahlaksız manzaralar, ABD’nin ve Batının ahlaken ne kadar çöktüğünü ve insanî değerlerden en kadar uzaklaştığını göstermesi bakımından çok dikkatle incelenmesi gereken davranışlardır.
ABD, bu iğrenç fiilleri işleyen askerlerinin kendi zalim sistemlerine de başkaldırdığını görmelidir. Bu, ABD askerleri, Müslümanların sebatı ve imanı karşısında çıldırdıklarının açık belgesidir.
Batının yeniden işgalleri için zemin hazırlayan ve izzetleri için savaşan, namus ve vatanlarını korumak isteyen Müslümanlara karşı İslam âlemindeki nifak cephesinin İslam düşmanlarıyla işbirliğinin adını “Medeniyetler İttifakı” koyarak hiyanetimizi mi saklıyoruz, yoksa Allah’ın dininin yeryüzünden kaldırılması projesinde gönüllü olarak yer mi alıyoruz?
ABD, artık Müslümanların haklı savaşına karşı işkencelerden ve yeryüzündeki en iğrenç muamelelerinden vazgeçmeli ve İslam âleminden kirli ayaklarını ve kanlı ellerini çekip terk etmeli.
ABD’nin bu zulmü, Müslümanlara nerede olurlarsa olsunlar bu zulme ve hakerete karşı ebediyen savaşlarını meşru kılmıştır. Eğer bu savaş bugün meşru değilse, taliban’ı katiller çetesi gibi görenlere soruyorum peki ne zaman haklı olacaklar mış?
Müslümanların kadınlarına ve çocuklarına ve yaşlılarına ABD’nin yaptığı zulmü; silahtan başka bir yolla defedemeyen Müslümanlardan, acaba Müslümanım diyenler ne bekliyor?
ABD askerlerinin Müslümanların şehidlerinin ağızlarının üzerine pislemeleri ve üzerlerine daha da işemelerini mi?
Ey ümmet! Âlimlerimiz niçin susuyor?
Ey ümmetin daha iyi ve mürreffeh bir hayat yalaması için Demokrasiyi İslam’a tercih eden liderler nerdesiniz? Bugün Ümmetin eve onun şerefine ve haysiyetine sahip çıkmayanın şerefine ve izzetine de kimse saygı duymayacaktır.
Afganistan’da üzerine ABD askerlerinin üzerine çiş ettikleri birkaç mazlum insan değil, bütün bir ümmetin haysiyetidir. Orada bize hakaret eden sadece birkaç iğrenç, necis ve hayvanlardan da aşağı bir derekeye inmiş olan ABD askerler değil, ABD’nin bizzat kendisidir.
Fakat Allah’ın la’netini unutmasınlar bu zulümden yer ve gök inlemiştir. Ama biz duymuyoruz.. Biz hâlâ pis Taliban ve pis el-kaide diyoruz. Fakat gözlerimiz olanlardan uzak ve kalplerimiz hakikatlara karşı kör olmuş gibi..
Taliban’ın (Allah onların mücadelesini mübarek kılsın) meşru savaşını İslam ülkesi olduğunu söyleyen devletlerin ve Müslümanları desteklemesi artık vacib olmuştur.
Yeter bu kadar aymazlık, yeter bu kadar iz’ansızlık, yeter bu kadar imansızlık ve aldanmışlık! Ümmetin âlimleri adına Din’den ve İman’dan söz edenler, ABD’li askerlerin işledikleri bu aşağılık ve iğrenç hakareti kaleme almaları ve seslerini yükseltmeleri gerekmez mi?
Ümmet, Allah’ın kitabına ve Rasulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnetine sarılmadıkça ve İslam’ın düşmanlarına karşı koyduğu savaş hukukunu hayatına geçirmedikçe; bu ümmete daha çok dışkı yedirilir ve daha çok üzerimize işenir.
Bu iğrenç muameleyi Müslümanlara reva görenleri Allah’ın lanetiyle lanetliyor ve onların cehennemde elim bir azaba düçar olacağını ilan etmenizi istiyorum.
Bu zulme susanları; yarın “Medeniyetler İttifakı” masalları ve hamakatı kurtaramayacaktır. Alnı secdeye gelen siyasileri ve özellikle AKP hükümetini olayın üzerine gitmesinin gerektiğine inanıyor ve bunu onlar için en azında bir insani görev olarak yapmalarının Allah’a imanları varsa onların için farz olduğuna inanıyorum.
Uludere’de öldürülen masum insanların hakkını korumak ne ifade ediyorsa; Kurtuluş savaşında altınlarını, bilezik ve küpelerini bize gönderen Müslümanların mazlum torunlarının da hakkını görmek ve mazlumiyetine çare olmak da aynı şeyi ifade ediyor.
Onların ölüleri cehennemde, bizim ise cennette olacaklar inşaallah..
“Kim size karşı bir düşmanlıkta bulunursa, siz de onlara karşı size karşı işledikleri düşmanlık gibi düşmanlık edin”
(Bakara:194)
13.01.2012 Cuma
mehmet emin akın
Allah Azze ve Celle kitabında
“ Sakın Allah’tan başkasına ibadet edenlerin ibadet ettiklerine sövmeyin ki onlar da düşmanlık olarak Allah’a sövmesinler. İşte biz, böylece her ümmetin amellerini kendilerine süsledik. Sonra onların hepsinin dönüşleri rablerinedir. O gün onların yaptıklarını onlara bildirecektir.” buyurur.
(Meryem:17)
ABD, yeryüzünde işlediği fesadla bütün insanlığın geleceğini tehdid ediyor. ABD, yeryüzünde İslam’dan ve Müslümanlardan başka düşman görmemektedir. Batının tarihi kinlerini ve din savaşlarının başını çeken ABD İslam âlemini otuz yılı aşkındır kan gölüne çevirmiştir. ABD’nin işgaline ve zulmüne karşı gelenler ise, terörist olarak batılı devletlerin intikam ve nefret listesinin başında yer almaktadır. Müslüman ülkelerin siyasileri ve Müslümanları Allah’a rağmen yasalarla yönetenler; ABD’nin bu cinayetlerine Müslümanlara ve İslam’a hakaretlerine göz yummaktalar ve ABD askerlerinin bütün İslam topraklarında işledikleri katliamlara ortak olmaktadırlar.
Bütün Müslümanların haysiyetlerini ve dinlerini ayaklarının altına alan bu işbirlikçi devletler ve rejimler, İslam’ın izzetini ayaklar altına düşürmemek uğruna ABD ve Siyonist İsraile karşı savaş veren ve belki de ebedi bir işgalin Müslümanları sonu bilinmeyen bir köleliğe mahkûm etmemesi için direnenler ve Allah yolunda bunu cihad olarak görenleri İslam âleminin nifak hükümetleri ve Batı işbirlikçisi modern ve Allah’ın hükümlerini hayata geçirmeye çalışanlara karşı onlar da ABD ile birlikte stratejik ortaklık yapmaktalar.
Aslında Müslüman şehidlere geçenlerde Afganistan’da üzerilerine affınıza sığınarak söylüyorum işeyen ABD’li askerler böylece bütün bir İslam Ümmete hakaret etmişlerdir.
Hakaretler keşke bununla kalsaydı; yapılan işkencelerde deliren ve ve intihar eden nice Müslümanın acılı hayat hikâyelerini okumadık mı Guantanamo zindanlarında. Kadınlarının Erkeklere bile tecavüz ettiği söylenen (el-Cezire’den Sami el-Hac’cın ifadesi) bu iğrenç Medeniyet neyin nesi oluyor ki; Bush, Obama ve diğerleri bizi bunun için katlediyorlar ve bize karşı Haçlı seferleri düzenlediklerini söylüyorlar?
Hâlbuki Kur’an kâfir de olsalar düşmanlarımıza kötü davranmamayı bize emrediyor. Ancak düşmana misliyle muamele etmek ve bunun Sünnetle tefsir edilen uygulaması bundan müstesnadır. O halde onlar bize karşı haddi aşarlar ve savaşırlarsa biz de savaşırız, fakat onların ölülerine ABD’li askerlerin yaptıkları hakareti ve iğrençliği yapmayız.
Allah’ın Rasulü (sallallahu aleyhi ve selem) kâfirlerle savaşımızda bize şöyle vasiyette bulundu:
Süleyman İbn Bureyde babasından rivayet ediyor (et-Tirmizi:1617 )
“Allah yolunda gazveye çıkın ve Allah’a karşı kâfir olanları öldürün, ganimetleri çalmayın, hiyanet etmeyin ve cesedlere işkence etmeyin ve sakın çocukları öldürmeyin…”
Bu İslam’ın bize öğrettiği ahlak ve savaş edebi. Peki, ABD ve zalim askerleri bizlere neler öğretiyorlar?
Demokrasi, genelevleri, şarap, uyuşturucu, ölülere tecavüz, kadınlara tecavüz, insanlara pislik yedirme, işkence ve .. ve .. daha anlatılamayacak kadar iğrençlik tablosu!
Demokrasi, acaba bu ahlaksızlığı nasıl hazmedebiliyor?
Dünyanın insan hakları savunucuları nerede?
Bu mu Medeniyetler ittifakı denen nifak?
Bizler kimlerle Medeniyetler İttifakı üzerinde işbirliği yapıyoruz?
Bu ahlaksız manzaralar, ABD’nin ve Batının ahlaken ne kadar çöktüğünü ve insanî değerlerden en kadar uzaklaştığını göstermesi bakımından çok dikkatle incelenmesi gereken davranışlardır.
ABD, bu iğrenç fiilleri işleyen askerlerinin kendi zalim sistemlerine de başkaldırdığını görmelidir. Bu, ABD askerleri, Müslümanların sebatı ve imanı karşısında çıldırdıklarının açık belgesidir.
Batının yeniden işgalleri için zemin hazırlayan ve izzetleri için savaşan, namus ve vatanlarını korumak isteyen Müslümanlara karşı İslam âlemindeki nifak cephesinin İslam düşmanlarıyla işbirliğinin adını “Medeniyetler İttifakı” koyarak hiyanetimizi mi saklıyoruz, yoksa Allah’ın dininin yeryüzünden kaldırılması projesinde gönüllü olarak yer mi alıyoruz?
ABD, artık Müslümanların haklı savaşına karşı işkencelerden ve yeryüzündeki en iğrenç muamelelerinden vazgeçmeli ve İslam âleminden kirli ayaklarını ve kanlı ellerini çekip terk etmeli.
ABD’nin bu zulmü, Müslümanlara nerede olurlarsa olsunlar bu zulme ve hakerete karşı ebediyen savaşlarını meşru kılmıştır. Eğer bu savaş bugün meşru değilse, taliban’ı katiller çetesi gibi görenlere soruyorum peki ne zaman haklı olacaklar mış?
Müslümanların kadınlarına ve çocuklarına ve yaşlılarına ABD’nin yaptığı zulmü; silahtan başka bir yolla defedemeyen Müslümanlardan, acaba Müslümanım diyenler ne bekliyor?
ABD askerlerinin Müslümanların şehidlerinin ağızlarının üzerine pislemeleri ve üzerlerine daha da işemelerini mi?
Ey ümmet! Âlimlerimiz niçin susuyor?
Ey ümmetin daha iyi ve mürreffeh bir hayat yalaması için Demokrasiyi İslam’a tercih eden liderler nerdesiniz? Bugün Ümmetin eve onun şerefine ve haysiyetine sahip çıkmayanın şerefine ve izzetine de kimse saygı duymayacaktır.
Afganistan’da üzerine ABD askerlerinin üzerine çiş ettikleri birkaç mazlum insan değil, bütün bir ümmetin haysiyetidir. Orada bize hakaret eden sadece birkaç iğrenç, necis ve hayvanlardan da aşağı bir derekeye inmiş olan ABD askerler değil, ABD’nin bizzat kendisidir.
Fakat Allah’ın la’netini unutmasınlar bu zulümden yer ve gök inlemiştir. Ama biz duymuyoruz.. Biz hâlâ pis Taliban ve pis el-kaide diyoruz. Fakat gözlerimiz olanlardan uzak ve kalplerimiz hakikatlara karşı kör olmuş gibi..
Taliban’ın (Allah onların mücadelesini mübarek kılsın) meşru savaşını İslam ülkesi olduğunu söyleyen devletlerin ve Müslümanları desteklemesi artık vacib olmuştur.
Yeter bu kadar aymazlık, yeter bu kadar iz’ansızlık, yeter bu kadar imansızlık ve aldanmışlık! Ümmetin âlimleri adına Din’den ve İman’dan söz edenler, ABD’li askerlerin işledikleri bu aşağılık ve iğrenç hakareti kaleme almaları ve seslerini yükseltmeleri gerekmez mi?
Ümmet, Allah’ın kitabına ve Rasulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnetine sarılmadıkça ve İslam’ın düşmanlarına karşı koyduğu savaş hukukunu hayatına geçirmedikçe; bu ümmete daha çok dışkı yedirilir ve daha çok üzerimize işenir.
Bu iğrenç muameleyi Müslümanlara reva görenleri Allah’ın lanetiyle lanetliyor ve onların cehennemde elim bir azaba düçar olacağını ilan etmenizi istiyorum.
Bu zulme susanları; yarın “Medeniyetler İttifakı” masalları ve hamakatı kurtaramayacaktır. Alnı secdeye gelen siyasileri ve özellikle AKP hükümetini olayın üzerine gitmesinin gerektiğine inanıyor ve bunu onlar için en azında bir insani görev olarak yapmalarının Allah’a imanları varsa onların için farz olduğuna inanıyorum.
Uludere’de öldürülen masum insanların hakkını korumak ne ifade ediyorsa; Kurtuluş savaşında altınlarını, bilezik ve küpelerini bize gönderen Müslümanların mazlum torunlarının da hakkını görmek ve mazlumiyetine çare olmak da aynı şeyi ifade ediyor.
Onların ölüleri cehennemde, bizim ise cennette olacaklar inşaallah..
“Kim size karşı bir düşmanlıkta bulunursa, siz de onlara karşı size karşı işledikleri düşmanlık gibi düşmanlık edin”
(Bakara:194)
13.01.2012 Cuma
mehmet emin akın
