ÖLÜNÜN YIKANMASI
Hükmü: Ölünün yıkanması "Vacibi kifâye"dir. Rasulullah (s.a.s) kızı Zeyneb vefâat ettiğinde ona gusl yaptırmalarını emretti.
(Buhari, Müslim)
ÖLÜ NASIL YIKANIR:
1- Ölünün, yıkanılması esnasında üzerine dökülen suların altında birikmemesi için bir teneşir üzerine konulması gerekir. Avret yerlerinin görünmemesi için de üstüne bir bez parçası atıldıktan sonra elbisesi çıkartılır. Sahih olan kavle göre yalnız galiz avretinin örtülmesi kâfidir ki, kolaylıkla yıkanabilsin. Ölüye namaz abdesti gibi âbdest aldırılır. Ancak suyu tekrar çıkarmak mümkün olmadığı için ağzına ve burnuna su verilmez.
2- Ölünün suyu kaynatılır ve temin edilebirse içine sedir yaprakları veya çöven konulur.
3- Ölünün abdesti tamamlanınca öncelikle, hatmi denilen güzel kokulu bir ot ile başı ve sakalı taranmak sızın yıkanır. Sonra sol tarafına çevrilerek tâki altına su kavuştuğu anlaşılıncaya kadar yıkanır. Sonra sağ tarafına çevrilir ve sol tarafta olduğu gibi aynı şekilde yıkanır.
4- Ölünün bu şekilde yıkanması tamamlanınca oturtulur ve karnı ovulur. Bir şey çıkarsa o da yıkanır. Fakat bunun için ölü tekrar yıkanmaz.
5- Yıkama işlemi bitince ölü, havlu ile kurulanır, baş ve sakalına güzel kokulu şeyler sürülür. Secde yerlerine kâfur sürülür.
6- Ölünün saçı, sakalı taranmaz, tırnakları ve saçı kesilmez. Ümmü Atiyye (r.a)'nın şöyle dediği rivayet edildi: "Rasulullah (s.a.s) ölmüş olan kızı Zeyneb'in cenazesinin nasıl yıkanacağını anlatırken: "Sağ uzuvlarından başlayarak, önce abdest uzuvlarını yıkayınız" buyurdu."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi,i Nesei)
Ümmu Atiyye (r.a)'nın şöyle dediği rivayet edildi:
"Biz, Rasulullah (s.a.s)'in kızı Zeyneb'in cenazesini yıkarken, Rasulullah (s.a.s) girip: "O'nu üç yahud beş defa veya daha fazla su ve sidr (sabun gibi köpüren nesne) ile yıkayınız ve son yıkayışınızda kâfur karıştırınız" buyurdu."
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Aişe (r.a) ölü bir kadının saçını, taranırken görünce: "Ölülerinizin perçemini ne diye alıyorsunuz?" diyerek buna itiraz etmiştir.
(Beyhaki, Abdurrezzak "Musannefin"de. rivayet etti.)
ÖLÜYÜ KEFENLEMEK:
1 - Erkek ölü üç beyaz.kefen ile kefenlenir. Bunlar sırasıyla şöyledir:
a) Kamis: Gömlek kısmı.
b) İzar: Don ve eteklik kısmı.
c) Lifafe: Bütün vücudu kaplayan parça.
Yahya b. Said anlatıyor: Duyduğuma göre Hz. Ebu Bekr hastalandığı zaman Hz. Aişe'ye Rasulullah (s.a.s)'in kaç kat kefene sarıldığını sordu. O da:
"Üç kat kefenle sarıldı" diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Ebu Bekr üzerine kırmızı çamur mu yoksa zaferan mı sürülmüş olan elbiseyi işaret ederek:
"Alın bunu yıkayın, iki kat dahaâbularak beni bununla kefenleyin" dedi. Hz. Aişe:
"Bu eski elbiseyle mi?" diye sorunca, Hz. Ebu Bekr:
"Yaşayanlar yeniye ölülerden daha çok muhtaçtırlar. Nasıl olsa çürüyüp gidecek, onun için yeni olması gerekmez" cevabını verdi.
(Buhari, Malik)
2- Sadece izar ve lifafe ile kefenlemek te caizdir.
Çünkü Hz. Ebu Bekr (r.a) vefat ederken: "Benim bu iki parça elbisemi yıkayın ve onlarla kefenleyin" diye vasi yet etmiştir.
(Ahmed ve Abdurrezzak "Musannefihi"nde
sahih senedle rivayet etti.)
3- Zaruret olmadan bir elbise ile kefenlemek mekruhtur. Zira Mus'ab b. Umeyr (r.a) şehid düştüğü zaman (zarurete binaen) O'nu, sadece bir elbise ile sarmışlardır.
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Abdullah b. Amr b. As (r.a) anlatıyor:
"Ölü, bir gömlek, bir etek, bir de bunların üze rine üçüncü kat bir bezle kefenlenir. Bu üç kat bulunmaz da sedece bir kat kefen bulunursa onunla iktifa edilir."
(Malik)
ERKEĞİ KEFENLEME ŞEKLİ:
Önce lifafe (sargı) yere serilir. Ondan sonra izar, lifafenin (sargının) üzerine ve kamis (gömlek) de izarın üzerine serildikten sonra ölü, gömleğin üzerine konulur. Ondan sonra parçalar birer birer önce soldan, sonra sağdan ölüye sarılır. Şayet kefenin açılmasından korkulursa kefenler bir ince sargı ile bağlanır.
Gömlek; boyun kökünden ayaklara kadar uzanır. İzar; baştan ayaklara kadar olan kısmı kaplar.
KADINI KEFENLEME ŞEKLİ:
1- Kadının kefeni de erkeğinki gibidir. Sadece fazla olarak kadının baş örtüsü, bir de göğüslerine bağlanan göğüs örtüsü olmak üzere beş parça içinde kefenlenir, izar, lifafe ve bir de baş örtüsü ile kefenlemek te caizdir.
2- Ölü kadına önce gömlek giydirilir. Ondan sonra saçı iki örgü yapılarak ve göğsü üzerine sarkıtılarak gömleğin üstüne gelecek şekilde konulur. Ondan sonra ona başörtüsü giydirilir. Ondan sonra izar ve daha sonra da boydan boya olan parça ona sarılır.
Leyla b. Kânif es-Sekafiyye (r.a)'nın şöyle dediği rivayet edildi: Rasulullah (s.a.s)'in kızı Ümmü Gülsüm öldüğü vakit cenazesini yıkayanlar arasında idim de Rasulullah (s.a.s)'in bize ilk verdiği şey (Hika) denilen elbise, sonra gömlek, sonra baş örtüsü, sonra da milhafe
(kadınların sarındığı bol elbise) idi. Bunlardan sonra da (bütün vücudunu kaplayan) bir elbise içine konuldu.Leylâ devam ederek: (Bu sırada) Rasulullah (s.a.s) yanında Ümmü Gülsüm'ün tekfini için kullanılacak elbise olduğu halde kapıda duruyor ve bunları birer birer bize
veriyordu.
(Ebu Davud, Ahmed)’Zayıf hadis.
Kefen henüz ölü içine konulmamışken buhurlanır. Hişam b. Urve (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Ebu Bekr (r.a)'nün kızı Esma, ailesine:
“Öldüğüm zaman kefenimi buhurlayın” diye vasiyet etti.
(Malik, Hakim, Nevevi rivayet ettiler ve sahih dediler.)