Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

(özgürlük Kahramanları Cuması)gününde Hama’da Nusayri Ve Baasçı Katliamı

Muhammed Yusuf Çevrimdışı

Muhammed Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
حان وقت سقوط دولة الكفر و الطغيان


يا دولة الكفر أسقطى


Suriye’de kan akarken ve bugün Hama’da Cuma namazından çıkan göstercilerin üzerine, İsrail düşmanı (!) Golan kahramanları (!) silahlarını acımazca çevirirlerken ve bedenlerine ateşten kurşunlarını saplarlarken, Türkiyeli müteşeyyi' saptırıcılar da burada kurşunlarını yüreklerimize sıkıyorlar.

Kırk yıldır Baas’ın küfrü ve zulmü altında inim inim inleyen Suriye’li Müslümanların; Sünnilik adına kıyam ettikleri ve ABD’den destek aldıklarını söyleyerek hedef saptırmaya ve İran’ın Suriyede’ki küfr rejimiyle olan işbirliğini gizlemek için iftiraya başladılar.

Türkiye Müslümanlarına sesleniyorum! Yıllardır aldatılıyorsunuz... Kırk yıldır Müslümanlara kan kusturan bir küfr devletinin yaptıklarını yazacakları yerde, ABD’nin nasıl işin arkasında olduğunu yazan, Türkiye’deki vicdansızlar ve Şii militanları, şimdi de Suriye muhalefetinin İsrail’den yardım istediğini yazıyorlar.

Sanki Suriye’deki bütün Muhalefet Müslümanlardan, Sünnilerden ve İhvan-ı Müslimin’den oluşuyor zannediyorlar.

Bu da şunu gösteriyor; Suriye rejimi öyle tağutî ve zalim bir rejim ki, Müslüman olmayanlar bile bu rejimin zulmünden feryad ediyorlar. ABD Suriye’de Sünni bir devlet istiyormuş! Peki, bu kâfir ABD, Suriye’de Sünni devlet istiyorsa, acaba İslam devleti olduğunu söyleyen İran ve Türkiye’deki şakşakçıları neden Suriye’de Sünni bir devletin kurulmasını istemiyorlar?

Suriye’de Şiiliğin iradesine teslim olmuş, Lübnan ve Suriye’de kardeşlerimize kırk yıldır kan kusturan zalim ve kâfir bir rejimin savunmasına soyunuyorlar. İslam’dan vahdetten ve Kudüs’ten söz eden sahtekârların ve takiyyecilerin, Suriye’de toprağa düşen bu kadar cana yürekleri bir kez sızlamış mıdır?

Suriye rejimini savunan ve muhalefetin dış güçlerle işbirliği yaptığı tezinden söz edenler-ki bu tez Baas partisinin tezleridir- bilsinler ki, bunun velev ki bir gerçeği olsa bile bunun sebebi, Şam’daki küfr ve İnkâr rejimidir. Suriye rejimine arka çıkan siz Türkiyeli Şiilere sesleniyorum: Gerçek yüzünüzü görünmüştür.(İnsaflılarınıza bir şey demiyorum) Kâfir Baas rejimini ve Nusayri kâfirlerini desteklemenizin kirleri bir kocakarının makyajı gibi akmaya başlamıştır. Bunu ne adına yaparsanız yapın, Kudüs davası iddianız ve İsrail düşmanlığına rağmen, takiyyeniz Müslümanlara karşı beslediğiniz duygularınızın gerçek yüzünü ortaya koyuyor.

Eğer siz Suriye’de bir İslam devleti veya Sünni ağırlıklı bir devletin kurulmasını istemiyorsanız; başta siz İsrail’in safında, sonra da Allah’ın düşmanı bir rejimini yanında yer almış olacaksınız. Bu hıncın ve kalemlerden bu iftiraların ve kanların akmasının tek sebebi var; İran’ın Suriye ve Lübnan üzerindeki planlarının suya düşmesi ve Hizbullah’ın yalnızlığa itilmesi. (Ki bu da zandan ibarettir) Hizbullah’ın yapması gereken; Filistinlilerin yanında durduğu gibi, Suriye’deki Müslüman kardeşlerinin de yanında durmaktır. Durabilir mi? Durmazsa, yarın Suriye’de bir devrimin gerçekleşmesi durumunda bugünkü tavrı ve bir hafta önceki açıklamalarının hesabını ve ayıbını nasıl kapatacaktır?

Şunu bilmiyorsunuz; İran, Hamas’a ve diğer Filistinli örgütlere İran maddi yardım yapabilir. Bunun sebebi; İsrail karşısında Suriye Baas ve Nusayri devletini güvenceye almak ve İsraili meşgul etmek ve Hatt-ı İmam felsefesini ve Şiiliği Filistinliler arasında yaymak.

Eğer İran ve Şiiler gerçekten İsrail’in düşmanlarıysa ve bu iddialarında doğru iseler; Suriye ordusuyla birlikte niçin Golan’ı kurtarmaya yardım etmiyorlar da Lübnan’da İsrail’le Hizbullah kanalıyla savaşmayı göze alabiliyorlar? Madem İsrail, Suriye rejiminin düşmanıdır Bütün Filistinli direniş örgütlerini Şam’da misafir etmesine rağmen, niçin bugüne kadar aralarında bir savaş çıkmadı? Baas rejimi ve Nusayri çeteler arkalarına İran’ı alarak aslında kendilerini Sünni Müslümanlara karşı korumaya almışlardır. Şimdi de ne derece doğru olup olmadığını bilmediğimiz haberleri sitelerinde yayınlayarak, Suudlu askerlerin Bahreyn’li Şiî kadınlarına tecavüz ettiklerini yazıyorlar.

Hem Arap rejimlerinin hainliğinden söz edip hem de bu rejimlerin gitmesinde iki yüzlülük edemeyiz.

Ey gözleri ve, kalpleri ölmüş olanlar ve İmamları ilahlaştıranlar ve ölülerden meded uman dalalet ehli, asıl bu "tecavüzleri" İran’ın arkasında durduğu Suriye Nusayrilerinin ve Baasçılarının işlemiş olmasına rağmen, neden bu küfr devletinin yıkılacağı bir zamanda Bahreyn’deki tevavüzlerden ne derece doğruolup olmadığını bilmediğimiz tacavüzlerden (!)söz ediyorsunuz? Bahreyn’de tecavüzlere yeltenenlerle, Müteşeyyi’lerin kâfir Baas rejiminin arkasında durmaları arasında ne fatrk vardır ki?Birileri kadınlara tecavüz ediyorsa, diğerleri de aynı şekilde ırzımıza el uzatan Nusayri ve Baas rejiminin yırtıcı hayvanlardan daha aşağı bir derekeye inmiş olan zalimleri Kudüs davası ve İsrail düşmanlığı şalıyla örtmeye çalışıyorlar.

Hangisi hangisinden iğrenç değil ki?

Bahreyn’de olanlar hiçbir zaman bunu onaylamamızı gerektirmediği gibi, Suriye'de şu anda bile tankların ve silahların ölüm ve ateş kustuğu bir gecede, zulme karşı geldikleri için hayatlarını tankların paletleri altında yitiren ve bu şerefli direnişte kanlarını feda edenlerin direnişini tecavüz senaryoları ve belki aslı olmayan haberlerle karatmaya ve kirletmeye kimsenin hakkı yoktur!(biraz önce gelen haberler, Hama'da öldürülenlerin 150 kişiy bulduğunu söylüyor: 23:26)
Hamza el-Hatib adlı çocuğu, insanlık dışı ve yırtıcı hayvanlara yakışan bir vahşetle işkence ederek öldüren bir rejimin katilleri, Suriye’yi sevmiş oluyorlar, Sünnilerin namusuna ve şerefine saygı duyuyorlar ve İsrail’in düşmanı ve Direniş örgütlerinin dostu oluyorlarmış!. Bilenler biliyorlar, bu direniş örgütlerinin Suriye’de hangi şartlar altında yaşadıklarını!

Baasçılar ve Nusayri militanları, utanmadan katlettikleri insanları kimin öldürdüklerini bilmiyorlarmış! Bunlar halkın üzerine ateş açan kimseler ve örgütler oluyormuş!. On binlerce Müslümanı Hama’da katleden bir rejim, utanmadan kendisine karşı silah kullanılmasını kınayabiliyor.. Yaptıklarının hesabı konusunda bu kadar pişkin ve alçak bir rejim olamaz. Müslümanlara karşı silah kullanmaktan ve mezbaha gibi katliam yapmaktan utanmayan ve korkmayan bir rejim, şimdi kendisine karşı silah kullananlardan söz ediyor. Rejim binlerce Müslümanları evlerinde, işyerlerinde ve sokaklarda katlederken, bu silahları İsrail ordusu mu kullanıyordu, bu kadar Müslümanı katledenler İsrail ordusu muydu?

Hama’da kaç İsrail askeri Müslümanlara karşı savaştı? Bu katliamların sorumlusu velev ki silahla da olsa mutlak bir gün hesap vermeliydi. Halkından acımadan onbinlercesini katleden ve on bilercesini zindanlarında katleden ve yok eden bir rejimin acaba Müslümanlardan nasıl bir karşılık bekliyordu ki? Zaten silah geç kalmıştı. Zaten Müslümanlar silahlarının olacağı bir günü bekliyorlardı ama kader böyle istedi.

Mazlum bir halka karşı ölüm kusan tanklar, asla hiçbir hainin ve zalimin ve bu zalimleri destekleyenlerin alnında şeref ışıltısı olmayacak, üstelik onlar, ar ve utanç içinde kalacak ve yüzlerinde de kıyamet günü karanlıklar olacaktır.

Bu tecavüz lafları, açık bir karatmanın ve İran’ın Ehl-i Sünnet Müslümalarına karşı Huzistan’da, Belucistan’da ve şimdi de İran’la derin ideolojik ilişkileri olan Suriye rejiminin işlemiş olduğu cinayetleri gizlemedir. Bir günde şerefli ve haysiyetli Suriye halkından yüzlerce İnsan, Hama’da bugün canlarını verirken, bununla ilgili tek satır yazamayanlar Bahreyn’deki tecavüzlerden söz ediyorlar. Ne sebeple olursa olsun; Allah’a ve Kitabına iman eden ve Rasulü’nü tasdik eden veya hiç İslam’a iman etmeyen bir kadına kim tecavüz ederse etsin, Allah’ın meleklerinin,yerde ve gökte bütün mahlûkatın laneti onun üzerine olsun.

Suriye zindanlarında ve hapishanelerinde tecavüze uğrayan binlerce Ehl-i Sünnetin kadınlarının hesabını kim soracak.?

Dilleriniz niçin bunu telaffuz etmeye varmıyor, kalemleriniz niçin bunu yazmaya güç yetiremiyor?

Demek ki Sünniler özgürlüklerini istediklerinde soğuk bir savaşla karşı karşıya kalacağız ve belki de uyduruk olan tecavüz iddialarıyla yüzü yüze kalacağız.

Türkiye’deki müteşeyyi takiyyeciler, Bu yalanlara inanacaklarına; Suriye’de burnumuzun ve gözümün önünde olanları da görseler ne olur acaba?

Varın Bahreyn için savaşın, varın Karmatî İsmaililerini; Hacer-i Esved-i kaçırıp parçalayanların torunlarını savunun. Bahreyn sizin olsun, Allah ve Rasulü’nden ve

O’nun ashabından razı olmak bizim olsun!

Afganistan ve Irak bütün müteşyyilerin ve onların arkasında duranların kirli oyunlarını bize göstermiştir.

Müslümanlardan böyle bir yazıyı yazmaktan ötürü özür diliyorum. Bunları söylemek istemezdim, ama bazılarının Türkiye’de Şia’nın borazanı haline gelmeleri ve utanmadan bizleri aldatmaya ve akidemizi bozmaya çalışmaları sebebiyle yazmak zorunda kaldım.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bir de burada Suriye rejimini savunuyorlar ve İran’ın politikalarını Türkiyeli Müslümanların politikalarıymış gibi, zavallı Ehl-i Sünnetin gençlerini afyonlamak için kullanıyorlar. Son günlerde bazılarının Suriye’yle ilgili yazdıkları çok ince bir siyasetle Şii -Sünni savaşını ve çatışmasını körüklemek için yazılıyor sanki.Bu, gerçekten çok iğrenç bir boyuta ulaştı ve artık bunun pis koksundan midemiz bulanıyor.

Aldanmışlara sesleniyorum: Allah’ın kitabına, Rasulü’nün (sallallahu aleyhi ve sellem)ve ashabının sahih akidesine dönün. Fitne ve küfr devletleri yüzünden Müslümanları küfr ehlinin ayakları altında bırakmayalım.

03.06.2011

Mehmet Emin Akın
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt