Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

peygamber sav medinede Müslüman Devleti zeminini Oluştururken Fertler Arasındaki Bağı nasıl kuvvetle

ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Devlet bir bina gibidir. Bina nasıl tuğlalardan oluşuyorsa, devlet de fertlerden oluşur. Eğer binayı oluşturan tuğlalar arasındaki bağ sağlam değilse bina ne kadar büyük olursa olsun, er geç yıkılmaya mahkumdur.

Bunun için Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Müslüman devleti kurar kurmaz ilk olarak işe devleti oluşturan fertler arasında sağlam bir bağ kurmakla başladı. Çünkü Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem fertleri arasında sıkı bir bağ bulunmayan bir devletin eninde sonunda yıkılmaya mahkum olduğunu çok iyi biliyordu.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem öncelikle muhacirler arasındaki bağları güçlendirmekle işe başlamıştı. Muhacirler arasında öyle bir kardeşlik kurdu ki; onlar birbirlerini kan kardeşlerinden daha çok sever bir hale geldiler. Hatta onların kardeşlikleri birbirlerine varis olabilecek bir hal aldı.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu hususta muhacirlere örnek oldu ve önce kendisi kalkıp Ali b. Ebu Talib'in elinden tuttu ve:

"Bu benim kardeşimdir" dedi.

Onu örnek alan Sahabileri de teker teker birbirleriyle kardeşlik akdi yapmaya başladılar.

Örneğin;

Hamza b. Abdulmuttalib Radıyallahu Anhu Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in azadlısı Zeyd b. Harise Radıyallahu Anhu ile, Ebu Bekir Radıyallahu Anhu Ömer Radıyallahu Anhu ile, Talha Radıyallahu Anhu Zübeyr Radıyallahu Anhu ile, Abdurrahman Radıyallahu Anhu Osman Radıyallahu Anhu ile kardeş oldular.

Böylece bütün sahabiler birer birer kardeş oldular. Bu öyle bir kardeşlikti ki Mekke'nin en şerefli ve zengin kişilerinden birisi olan Hamza ile daha önce bir köle olan Zeyd'i bir araya getiriyordu.

Onları öyle sağlam bağlarla birbirine bağlıyordu ki Hamza Radıyallahu Anhu Uhud gününde kardeşi Zeyd'e; "Ben şayet ölürsem şunu şunu vasiyet ediyorum" diyor ve Zeyd'i kendi öz kardeşlerinden daha üstün görüyor ona miras bırakıyordu.


Ensarın arasındaki kardeşlik ise büyük tebliğci Mus' ab b. Umeyr Radıyallahu Anhu'nun önderliğinde kurulmuştu.

Daha önce birbirlerinin can düşmanı olan Evs ve Hazreç kabileleri İslam'a girdikten sonra aralarındaki bütün düşmanlıkları unutmuş ve birbirlerini kardeş olarak benimsemişlerdi. Onların düşmanlıkları artık birbirlerine karşı değil Allah ve Rasûlüne karşı gelen, Allah ve Rasûlünün dinine uymayanlara karşıydı.

Hiçbir kuvvetin yok edemediği aralarındaki düşmanlığı İslam nuru yok etmişti.


Muhacirlerin ve Ensarın kendi aralarındaki kardeşlikten sonra sıra bu iki topluluğu birbiriyle kaynaştırmaya gelmişti.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'ye gelince muhacirler ile Ensarın arasını birleştirici bir mektup yazdı. Onların diğer ümmetlerden ayrı bir ümmet olduklarını, onların birbirlerinin kardeşi olduğunu, bunun için hiçbir Müslümanın diğer Müslüman kardeşini tek başına bırakmasının doğru olmayacağını, mü' minlerin birbirlerinin velileri olduğunu, Müslümanlar arasındaki üstünlüğün mal, mülk ile olmayacağını ancak takva ile olacağını bildirmişti.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in; "Allah için ikişer ikişer kardeş olun" emrine sımsıkı sarılan ensar ve muhacirler birbirleriyle kardeş olmaya başladılar.

Örneğin;

Zübeyr b. Avvam Radıyallahu Anhu Ka'b b. Malik Radıyallahu Anhu ile,

Mus'ab b. Ümeyr Radıyallahu Anhu Ebu Eyyüb El-Ensari Radıyallahu Anhu ile,

Sa'd b. Ebi Vakkas Radıyallahu Anhu Sa'd b. Muaz Radıyallahu Anhu ile kardeş oldular.


Onlar arasında öyle bir kardeşlik kuruldu ki; ensarlar muhacirleri kendi mallarına ve evlerine ortak ettiler. Hatta bir ensari bir muhacire gelip:

"Ey kardeşim! Benim iki karım var. Bunlardan birisini beğen onu boşayayım, iddet müddeti bitince onunla seni evlendireyim" diyordu.

Bu kardeşlik onları kendisinin terk edilmesi nefse çok ağır gelebilecek güzel şeyleri dahi gözü kapalı yapabilecek hale getirmişti. Hatta ensar, muhacirlere sadece evlerini ve mallarını paylaştırmakla kalmamışlar hatta Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e; "Ganimetlerden de bir şey istemiyoruz. Bunu muhacirlere paylaştır." demişlerdi.


Bu merhalede Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den rivayet edilen hadislere baktığımızda; daha çok kardeşlik ve kardeşlik hakları üzerinde durduğunu görüyoruz.

Bu hadislerin bazılarını şöyle zikredebiliriz:

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

"Mü'minler, duvarı oluşturan bölümler gibidir. Birbirini sımsıkı tutarlar." (Buhari - Müslim)

"Hiç biriniz kendisi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz." (Buhari - Müslim)

"Bütün Müslümanlar birbirinin kardeşidirler. Müslüman Müslümana zulmetmez, Müslüman Müslümanı terk etmez.

Kim Müslüman kardeşinin işine yardım ederse Allah da ona işinde yardım eder.

Bir Müslüman diğer bir Müslümandan dünya darlığını giderip onu neşelendirirse, Allah da kıyamet gününde onun kederini giderip, sevindirir.

Kim ki Müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Allah da kıya met gününde onun ayıbını örter." (Buhari - Müslim)

"Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir." (Müslim)


Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu hadisleri ve Ensar ile Muhacir arasında yapmış olduğu kardeşlik anlaşması bize onun Müslümanları tek bir vücut gibi sağlam bir yapıya kavuşturmaya çalıştığını gösteriyor.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu konu üzerinde bu kadar fazla durması boşuna değildi.

Zira devletin iç yapısı yani Müslümanlar arasındaki bağ sağlam olursa hem devletin içinde çıkabilecek fitnelerin kapısı kapanmış olur hem de devlet dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı dayanıklı olur.

ağızlarımızda islam devleti kurma söyleşileri hayalleri artık bir söylemden çıkıp peygamberimizin gittiği basamaklardan icraata geçme zamanı olmalıdır.
 
Üst Ana Sayfa Alt