Çevrimdışı
Daha önce diğer konunun(https://www.islam-tr.org/konu/pkk-k...-halinde-muslumalara-saldiriyor.39179/page-37) içerisine yazmıştım fakat buraya da açayım dedim.
Fırtına öncesi sessizlik lafına katılmıyorum.
Türkiyede ister kabul edin ister etmeyin İslamcıların tamamı sinmiş durumdadır. Bu tür olayların hiçbiri İslamcılar tarafından ortaya çıkmaz. Dolayısı ile bu tür hareketlerde Müslümanlar savunma görevi dışında bir şey yapmazlar.
Fırtına dediğiniz üç beş itin havlamasıdır, bölgeyi bilen bilir bunlar yıllardır havlıyorlar ancak bu defa silah kullanılmış ve Devlet-PKK çatışması dışında PKK-Müslüman çatışması oluşmuştur. O silah kullananlarda Dağdan inen PKK lılar ve şehir yapılanmalarıdır. Yoksa BDP ye oy vermiş milyonlarca kitlesi bile ne silah kullanacak cesareti vardır ne de silah kullanmaya alışmamıştır. O kitle taş, molotof atmaya alışmıştır.
Bu nedenle FIRTINA MIRTINA kopmaz. Daha önce yazdığım gibi BU OLAYLARDA ÖLEN BURADA KALIR. SORUŞTURMA DAHİ AÇILMAZ.
ÖRNEK vermek gerekirse; 2011 Van Depremi sonrası Van halkının büyük çoğunluğunun göç etmesi ve kalanlarında çadır yada konteynırda olmaları hasabiyle evleri boştu. Evlerin boş olduğunu bilen hırsızlar Türkiyenin heryerinden çete çete Vana aktılar. Ve Vanda gece çöktüğü zaman hırsızlık olayları başlardı. Bir hırsızlık ihbar etmek için Polisi aradığınız zaman polis "bizim can güvenliğimiz yok biz gelemeyiz" demekteydi. Doğrusu Normal zamanda Vanın varoşlarına giremeyen Polis in cin top oynarken hiç girmiyordu. Açıkçası Karakolundan bile dışarı çıkmıyordu. Peki ne yapalım diyorduk. "Vurun öldürün, bir köşeye atın bizim haberimiz yok" diyorlardı. Hakikaten de vur emri vardı. Gece olduğu zaman silah sesleri sabaha kadar susmuyordu. Bir çok gece gerek linç ederek gerekse silahla öldürülen Hırsızlar, gündüz bir köşeye atılmış olarak bulunuyorlardı. Ne soruşturma ne mahkeme hikaye...
O yüzden diyordum, bu TSK ya da POLİS ya da Müslümanlar öldürebildiği kadar PKK li öldürselerdi en azından biraz sinerlerdi. Açıkçası Hizbullahın bunlara sıkması bölgede birçok vatandaş için dahi (bunlar frenlendiği için) iyi bir gelişmeydi.
Hiç bir İslamcı bu Kafirlerler gibi kalleşçe adam öldürmez, öldürmeye de teşvik etmez. Dolayısı ile bu savaşı onlar başlatıp onlar bitirdi ya da bitirecek. Tayyipde üç beş şey söyleyip İTİDAL çağrısı yaptı mı bitti gitti işte. 35 ölüm haberi var sitelerde 20 haber varsa sadece 1 ya da 2 haber ayırılıyordu en başından beri. Bu zaten Hükümetin Medyaya verdiği bir direktifti. O yüzden bir daha söylüyorum FIRTINA falan kopmaz bu ülkede...
Bununla beraber olayın sıcaklığı itibari ile Heyecanlanan bir kaç arkadaşımız Türkiyede Cihad başlıyor vs. gibi söylemlere girdiler.
Çok iddialı olacak ama ben Türkiye de bu iç Dinamikler ile Cihadın Başlayacağına İNANMIYORUM***
Bunu söyleyen arkadaşlar yaşadıkları toplumları iyi analiz edememişler. Bakın Türkiye toplumu Seküler bir toplumdur. Yani Liberal zihniyetli, paranın dini imanı olmaz diyen kimselerdir. Kısmen Atesit ve agnostiktirler de. Camiye de gitseler oruç da tutsalar. Konuşulan her muhabbette Burası Demokratik bir ülkedir söylemi bu bilinç yapısının ürünüdür.
Yani Türkiye toplumu DİNİ rafa kaldıralı YILLAR OLDU. Bana diyeceksiniz ki Irakda öyleydi Suriye de öyleydi Libya da öyleydi Yemen de öyleydi vs. Bakın Bu sayacağınız ülkeler her ne kadar toplum yapısı itibari ile Türkiyeden çok farklı olmasalar dahi kendi iç yapıları gereği kendilerini bir dine nispet etmekteydiler. Sorulduğu zaman kendilerini Müslüman ya da Dindar olarak nitelendirmekteydiler. Yöneticileri ve halkın büyük bir kısmı kendilerini bir İdeolojinin müntesipleri olarak görüyorlardı. Bu batı dünyası ile münasebetleri en az olması hasabiyle Bireyselci “DİNE NE GEREK VARMIŞ” (Dikkat edin Dine diyor İslam ya da Hristiyanlık vs. demiyor) söylemlerinden uzak yaşamaktaydılar. Heva heves zevk sefa vardı bu toplumlarda ancak DİN KAVRAMINI sorgulamaya açmamışlardı.
Bu nedenle Batı ile en az irtibatlı olan ülkelerde CİHAD da başlayabilir, halk buna ayak da uydurabilir. Örneğin SUUD her ne kadar krallık karşı çıkmaya çalışsa da buna gebe ya da BAE hatta ve hatta İRAN bile ortadoğuda LİBERAL olamamış bir topluluk. ANCAK LÜBNAN ÜRDÜN MISIR bu ülkeler Batıdan çok etkilenmiş ve Kısmen Liberalleşmişlerdir. Bu ülkelerde de Cihadın tabana yayılması çok zordur.
Türkiye’de Cihad Derseniz Genel toplum için konuşmak gerekirse ; BU TOPLUMDAN BİR CACIK OLMAZ. Ve Türkiye de CİHAD ın başlayacağına bu iç dinamikleri ile devam etmesi halinde inanmıyorum.
--Bu adamlar(toplum) CONİ gibi düşünüp Ahmed gibi yaşıyorlar. Dolayısı ile yaşantıları bize düşünceye dair hiçbir şey vermez.--
Ülkücülerden bahis geçti. Onlar sadece kof üç beş çapulcudan başkası değildir. Ülkücüler Hiçbir zaman Müslümanların Dostu olamaz. İtikadlari bozuk hiçbir yapı Müslümanlarla birlikte değerlendirilemez. Ancak bu olaylarda arada Erkeklik yapmak istemişler biz Müslümanlarda onlardan yararlanalım. Yoksa çizgiyi kaybedip Sanki Cihad ediyormuş edası ile PKK ya karşı ortak hareket etmeyelim.
Hizbullahcılar içinse olaylar hala sıcak ve hala devam etmesine rağmen şunları diyeyim. Demokrasi başlı başına Küfür ve Şirktir. Şia başlı başına Musibet ve Beladır. Hizbullah kuruluşundan günümüze kadar Demokrat olmayıp günümüzde Göstermelik Demokrat olmuşlardır. Aynı şekilde Hizbullahilerin en azından tanıdıklarım başta İrana biatlı iken şuan değillerdir. Ve dolayısı ile de ŞİA ya .
İnsan bu Kafir PKK ya karşı Hizbullahdan ümitli olmak istiyor. Bölgedeki dengeleyici unsur olarak PKK ya şamar atabilen nadir güçlerden. Müslümanlar olarak Kafir PKK ya karşı mücadelede destek olmaya çalışıyoruz ancak Hizbullah da İtikadını bu pisliklerden temizlemeli. Hattab Amedi Kardeş ile tanışana kadar Cihada (Nusra vs.) sempati duyan biz Hizbullahcı tanımamıştım. Ancak Lübnan Hizbullahına karşı savaşan Türkiye Hizbullahcısı da garip bir denklem oluşturuyor açıkçası.
AMA UMUTLUYUM. İNŞALLAH TÜRKİYE HİZBULLAHI YUKARIDA SAYDIĞIM PİSLİKLERDEN SIYRILIR DA GÖNÜL RAHATLIĞIYLA AYNI SAFTA YER ALIRIZ…
ALLAH TÜRK KÜRT ARAB TÜM MÜSLÜMANLARA VE CİHAD EDEN MÜSLÜMANLARA KAFİR ABD RUSYA İSRAİL İRAN ESAD PKK YA KARŞI YARDIM ETSİN AMİN…
***(Ama Allah diler Türkiye de de Cihad başlar, O zaman işittik ve itaat ettik der ve iştirak ederiz biiznillah)
Fırtına öncesi sessizlik lafına katılmıyorum.
Türkiyede ister kabul edin ister etmeyin İslamcıların tamamı sinmiş durumdadır. Bu tür olayların hiçbiri İslamcılar tarafından ortaya çıkmaz. Dolayısı ile bu tür hareketlerde Müslümanlar savunma görevi dışında bir şey yapmazlar.
Fırtına dediğiniz üç beş itin havlamasıdır, bölgeyi bilen bilir bunlar yıllardır havlıyorlar ancak bu defa silah kullanılmış ve Devlet-PKK çatışması dışında PKK-Müslüman çatışması oluşmuştur. O silah kullananlarda Dağdan inen PKK lılar ve şehir yapılanmalarıdır. Yoksa BDP ye oy vermiş milyonlarca kitlesi bile ne silah kullanacak cesareti vardır ne de silah kullanmaya alışmamıştır. O kitle taş, molotof atmaya alışmıştır.
Bu nedenle FIRTINA MIRTINA kopmaz. Daha önce yazdığım gibi BU OLAYLARDA ÖLEN BURADA KALIR. SORUŞTURMA DAHİ AÇILMAZ.
ÖRNEK vermek gerekirse; 2011 Van Depremi sonrası Van halkının büyük çoğunluğunun göç etmesi ve kalanlarında çadır yada konteynırda olmaları hasabiyle evleri boştu. Evlerin boş olduğunu bilen hırsızlar Türkiyenin heryerinden çete çete Vana aktılar. Ve Vanda gece çöktüğü zaman hırsızlık olayları başlardı. Bir hırsızlık ihbar etmek için Polisi aradığınız zaman polis "bizim can güvenliğimiz yok biz gelemeyiz" demekteydi. Doğrusu Normal zamanda Vanın varoşlarına giremeyen Polis in cin top oynarken hiç girmiyordu. Açıkçası Karakolundan bile dışarı çıkmıyordu. Peki ne yapalım diyorduk. "Vurun öldürün, bir köşeye atın bizim haberimiz yok" diyorlardı. Hakikaten de vur emri vardı. Gece olduğu zaman silah sesleri sabaha kadar susmuyordu. Bir çok gece gerek linç ederek gerekse silahla öldürülen Hırsızlar, gündüz bir köşeye atılmış olarak bulunuyorlardı. Ne soruşturma ne mahkeme hikaye...
O yüzden diyordum, bu TSK ya da POLİS ya da Müslümanlar öldürebildiği kadar PKK li öldürselerdi en azından biraz sinerlerdi. Açıkçası Hizbullahın bunlara sıkması bölgede birçok vatandaş için dahi (bunlar frenlendiği için) iyi bir gelişmeydi.
Hiç bir İslamcı bu Kafirlerler gibi kalleşçe adam öldürmez, öldürmeye de teşvik etmez. Dolayısı ile bu savaşı onlar başlatıp onlar bitirdi ya da bitirecek. Tayyipde üç beş şey söyleyip İTİDAL çağrısı yaptı mı bitti gitti işte. 35 ölüm haberi var sitelerde 20 haber varsa sadece 1 ya da 2 haber ayırılıyordu en başından beri. Bu zaten Hükümetin Medyaya verdiği bir direktifti. O yüzden bir daha söylüyorum FIRTINA falan kopmaz bu ülkede...
Bununla beraber olayın sıcaklığı itibari ile Heyecanlanan bir kaç arkadaşımız Türkiyede Cihad başlıyor vs. gibi söylemlere girdiler.
Çok iddialı olacak ama ben Türkiye de bu iç Dinamikler ile Cihadın Başlayacağına İNANMIYORUM***
Bunu söyleyen arkadaşlar yaşadıkları toplumları iyi analiz edememişler. Bakın Türkiye toplumu Seküler bir toplumdur. Yani Liberal zihniyetli, paranın dini imanı olmaz diyen kimselerdir. Kısmen Atesit ve agnostiktirler de. Camiye de gitseler oruç da tutsalar. Konuşulan her muhabbette Burası Demokratik bir ülkedir söylemi bu bilinç yapısının ürünüdür.
Yani Türkiye toplumu DİNİ rafa kaldıralı YILLAR OLDU. Bana diyeceksiniz ki Irakda öyleydi Suriye de öyleydi Libya da öyleydi Yemen de öyleydi vs. Bakın Bu sayacağınız ülkeler her ne kadar toplum yapısı itibari ile Türkiyeden çok farklı olmasalar dahi kendi iç yapıları gereği kendilerini bir dine nispet etmekteydiler. Sorulduğu zaman kendilerini Müslüman ya da Dindar olarak nitelendirmekteydiler. Yöneticileri ve halkın büyük bir kısmı kendilerini bir İdeolojinin müntesipleri olarak görüyorlardı. Bu batı dünyası ile münasebetleri en az olması hasabiyle Bireyselci “DİNE NE GEREK VARMIŞ” (Dikkat edin Dine diyor İslam ya da Hristiyanlık vs. demiyor) söylemlerinden uzak yaşamaktaydılar. Heva heves zevk sefa vardı bu toplumlarda ancak DİN KAVRAMINI sorgulamaya açmamışlardı.
Bu nedenle Batı ile en az irtibatlı olan ülkelerde CİHAD da başlayabilir, halk buna ayak da uydurabilir. Örneğin SUUD her ne kadar krallık karşı çıkmaya çalışsa da buna gebe ya da BAE hatta ve hatta İRAN bile ortadoğuda LİBERAL olamamış bir topluluk. ANCAK LÜBNAN ÜRDÜN MISIR bu ülkeler Batıdan çok etkilenmiş ve Kısmen Liberalleşmişlerdir. Bu ülkelerde de Cihadın tabana yayılması çok zordur.
Türkiye’de Cihad Derseniz Genel toplum için konuşmak gerekirse ; BU TOPLUMDAN BİR CACIK OLMAZ. Ve Türkiye de CİHAD ın başlayacağına bu iç dinamikleri ile devam etmesi halinde inanmıyorum.
--Bu adamlar(toplum) CONİ gibi düşünüp Ahmed gibi yaşıyorlar. Dolayısı ile yaşantıları bize düşünceye dair hiçbir şey vermez.--
Ülkücülerden bahis geçti. Onlar sadece kof üç beş çapulcudan başkası değildir. Ülkücüler Hiçbir zaman Müslümanların Dostu olamaz. İtikadlari bozuk hiçbir yapı Müslümanlarla birlikte değerlendirilemez. Ancak bu olaylarda arada Erkeklik yapmak istemişler biz Müslümanlarda onlardan yararlanalım. Yoksa çizgiyi kaybedip Sanki Cihad ediyormuş edası ile PKK ya karşı ortak hareket etmeyelim.
Hizbullahcılar içinse olaylar hala sıcak ve hala devam etmesine rağmen şunları diyeyim. Demokrasi başlı başına Küfür ve Şirktir. Şia başlı başına Musibet ve Beladır. Hizbullah kuruluşundan günümüze kadar Demokrat olmayıp günümüzde Göstermelik Demokrat olmuşlardır. Aynı şekilde Hizbullahilerin en azından tanıdıklarım başta İrana biatlı iken şuan değillerdir. Ve dolayısı ile de ŞİA ya .
İnsan bu Kafir PKK ya karşı Hizbullahdan ümitli olmak istiyor. Bölgedeki dengeleyici unsur olarak PKK ya şamar atabilen nadir güçlerden. Müslümanlar olarak Kafir PKK ya karşı mücadelede destek olmaya çalışıyoruz ancak Hizbullah da İtikadını bu pisliklerden temizlemeli. Hattab Amedi Kardeş ile tanışana kadar Cihada (Nusra vs.) sempati duyan biz Hizbullahcı tanımamıştım. Ancak Lübnan Hizbullahına karşı savaşan Türkiye Hizbullahcısı da garip bir denklem oluşturuyor açıkçası.
AMA UMUTLUYUM. İNŞALLAH TÜRKİYE HİZBULLAHI YUKARIDA SAYDIĞIM PİSLİKLERDEN SIYRILIR DA GÖNÜL RAHATLIĞIYLA AYNI SAFTA YER ALIRIZ…
ALLAH TÜRK KÜRT ARAB TÜM MÜSLÜMANLARA VE CİHAD EDEN MÜSLÜMANLARA KAFİR ABD RUSYA İSRAİL İRAN ESAD PKK YA KARŞI YARDIM ETSİN AMİN…
***(Ama Allah diler Türkiye de de Cihad başlar, O zaman işittik ve itaat ettik der ve iştirak ederiz biiznillah)
Üniversitede uluslararası ilişkiler okudum, ve çevremdeki akranlarıma şunu söyledim hep Türkiye bir İslam devrimine gebedir. Ama daha gebeliğin başında. Olumlu gelişmeler var. Türkiye'de tevhid akidesi tanınmaya başladı. Tabi ki tarikat ve cemaat esaslı bakış halen güçlü ama bundan mesela 5 sene öncesine göre inanın bana çok daha olumlu bir yerdeyiz. Ve ben açık söyleyeyim eğer Türkiye'de bir İslami kalkışma olacaksa bu ülkenin doğusundan başlayacaktır.
