EHLİ SÜNNETİN SALİH-ALİM KİŞİLER KONUSUNDA
AKİDESİ MENHECİ ASLINDA BİRAZ DA ŞÖYLEDİR;
İLİMDE ARACILAR ŞART; (Sünnetsiz ve Ulema'sız bir Mealcilik küfürdür,
Hadisler ve Alimler olmadan ilim talim edilemez)
İBADETTE ARACILAR İSE ŞİRK.. (Allah'dan gayrısını ilah da rab da
edinmek şirktir)
Cüppeli ve benzer müşrikler sözde ilimde aracılar alimler olacak kaidesini değiştirip sözde alim şeyh efendilerini rab ve ilah edinmişlerdir.. İbadette de araya sokmaya çalışmışlardır.. Şeyhlerini ve başka kulları ilah ve rab edinmişlerdir..
Bayındır gibi Felsefeci Mealci zındıklar ise güya ibadette aracılar olmasın diyor süsü vererek, ilimde de ara unsurları, vesileleri, ulemayı, selefi de halefi de hatta Sünneti de inkar ve tahrif etmişlerdir.. Hevalarını ilah edinmişlerdir..
Biri her ne sorsan "efendim bilir" diyen şii veya sufi kafasını; skolastikliği adeta;
Diğeri de her ne sorsan "ben bilirim" diyen gulatı mutezili-mealci zındıklığı; seküleristliği adeta
temsil eden; BİRBİRİNİ DOĞURMUŞ, BİRBİRİNİ İTEN, BİRBİRİNE GEBE;
VE DE BALL GİBİ DE BİRBİRLERİNE İHTİYACI OLAN,
BİRBİRİNDEN BESLENEN HASTALIKLI "ZIT"LAR..
Bu polarizasyon, EHLİ SÜNNET dediğimiz itidalli, vasat, Hak yoldan sapan iki,
ifrat ve tefrit batıl yolunun profilidir..
çok ibretlik çook...