Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

PuSuLa!

H Çevrimdışı

hümam

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Pusula
Bazen veryansın eden ahvalim oluyor. Mazime ve bu yazıyı yazdıran sebeplere karşı fevrileşiyorum. Çok insanla haşir oldum ama neşir olamadım. Hiç birinin nahoş huyları uymadı kaderime. Kimi dost görünmek istedi, kimi dost oldu, kimi de arkadaş, ama hepsinde aynı telâş. Ekseriyet bir darbe vurdu, çıkıp gitti hayatımdan. Ben darbe dedim, siz hayat kazığı anlayın. Çok yönlü dostluklarım vardı. Var olmasına vardı, ama insan değildi. Acaba dostluğun şahs-ı manevisi insanlardan nasibini alamadığı için, el-âlemin diyarına mı göçmüştü ya da sürgün vermişti başka kalplere. Ben kitaplara dosttum, çünkü onlar doğru olanı yansıtıyordu. Menşei vicdanım olan hayallerimle dosttum.
Dostluğu yine de birisinde aradım. Ararken de, insan niçin dosta muhtaç olabilir, diye ampuller yandı kafamda. Sonra yol gösteren fener oldular, bu yolda. Sanki dostluklar karanlıkta kalana fener olmaktı, inayetin tezahürüydü. Zor olana, kolay gelmekti. Hayatın rampalarına, düzlük olmaktı. Kafamdaki mânâsı bu meyandaydı o anda dostluğun. Belki yaşanabilecek ne mânâlar mahfuzdur dostlukta.
Fevri düşüncelerim olmadı dost arayışımda, rövanşist olmadım geçmişe. İç açıcı intiba bırakmasa da, birçok darbesini yedim. Yine de aradım, ararım...
Arıyorum... Arıyorum... Yoruldum, bir akşamüstü ve akşam geceye tekabül ediyor. Güneş, ay ve yıldızlar yerlerinde amade bekliyor. Ve gece başlıyordu. Uzanmışım ve yakaza halinde olduğumun farkındalığında, dalgaların aheste aheste kıyıya yanaşma sesi refakatinde şu cümleler dökülüyordu dilimden.


Ay ışığını yorgan yapıp örttüm üstüme,
Mehtapta yalnızlık üşütmüştü tenimi.
Yıldızlara sığındım.
Baktım onlarda yalnız,
Belki şimdilik, belki izafi,
Yalnızlığa alışmış gece,
Mehtap da, yarenleri de...
Bu halime eşlik eden uğultular,
Dalgaların sesi,
Rüzgârın Hakk’a zikri...
Adeta yalnız değilsin demek istiyorlar.
Lâkin ben insanların içindeyken bîtaraf kalmıştım.
Bertaraf olmuştum etraflarında, haksızlıklarına, bu ne diyeceksin kalbim...
Dayanamadım onlara.
İnsanlar safîliğini yitirmişti adeta,
Gençliğin yitirilmesi,
Ölüme kapı çalan ihtiyarlığa intikali gibi,
Telâkki ettim geri dönüşü yok gibi,
Arayamadım bu hasleti başkasında,
Sonra baktım ki yitirilmemiş sevdalar var.
Gözlerim ısırıyor gibi,
Evet onlar.
Yıldızlar, Ay ve Güneş,
Anladım ki bunlar ezelden kardeş,
Zira onlara hayat veren tek Bir’i var,
Onlara hayat veren, nurefşan yaptıran Bir’i var,
Yalnız düşene aradığını aratmayacak meziyetleri var.
Her birine ayrı mekânlarda rastladım,
Her biri ayrı eşkalde,
Ay gülerken dolunay halinde,
Güneş, iliklere kadar parlatan ışığında,
Yıldızlar yalnızlıkları süsleyen tüm ihtişamındaydı.
Onlar fersah fersah uzaktaydı benden,
Ama yakındı sohbetleri.
Ey dostlarıma hayat veren Bir ve Dost...
Kalbî nidalarım istidadımdır,
Mülteciyim mağfiretine,
Ey yalnızlara kesretli Rahmetiyle Vasi olan...
Mücrim etti insanlar beni,
Seyyiatın diyarlarından,
Mağfiret deryana seyyahım,
Dümeni kırık bir sefineyim,
Tövbe limanına yanaşıyorum,
İçime rahatlık ver,
Nefs-i nâdânıma müdebbir Bir,
En gür seda ile yalvarıyorum,
Dostlarım Sana müteveccih,
Dostların dostu Bir,
El kapılarını çaldım bir bir,
Bu hayıflanmalar,
Sanki doğruya, Sana gitmeye vesiledir anladım.
Onlar yalancıydı, doğruya mecbur oldum.
Dost doğru insanlar gördüm hayal meyal,
Biz tecelliyiz, Zeynabımız, membaımız var dediler,
Git O’na, O’nun dergâhı var.
Evet Senin dergâhın var,
Kapısı yok,
Çalmaya ne hacet var.
Kalplerden kiri pası atan, Gaffar Bir,
Senin yoluna namzet hüsn-ü niyetim,
Lahuti bir savt ile girmek isterim dostluk dergâhına,
Ellerim arşa kalkık,
Dillerde, dilimde Sen varsın.

Ali KARABİBER
 
Üst Ana Sayfa Alt