M
Çevrimdışı
Sevgili kardeşim! Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; "De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O,çok bağışlayan,çok esirgeyendir."(Zümer 53)
Resulullah(sallallahu aleyhi ve sellem)buyurdu ki:" Allah Teala, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar.Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz elini açar,bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir."(Müslim rivayet etmiştir.)
Saffan Bin Assal(radıyallahu anh)hadisinde şöyle buyrulmuştur;" Tevbe kapısının genişliği yetmiş senelik mesafededir.Bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar kapanmayacaktır."(Sahihtir.Tirmizi rivayet etmiştir.)
Abdullah bin Ömer(radıyallahu anh)'dan; Resulullah(sallallahu aleyhi ve sellem)buyurdu ki:" Allah Teâlâ,kulun tevbesini,can boğaza gelmedikçe kabul eder."(Ahmed,Tirmizi ve İbni Mace rivayet etmiştir.Sahihul Cami(1903)
O halde acele et Ey sevgili kardeş! Kapı kapanmadan,Güneş batıdan doğmadan önce,tevbe'nin fayda vermeyeceği gün gelmeden önce acele et! Ne biliyorsun belki de biz kıyametin büyük alametlerine çok yakınızdır. Ya da bunun kapısındayız da bilmiyoruz. Sana diyorum ki Can gırtlağına gelip ruhun çekilmeden önce tevbe et! Aksi halde o anda tevben kabul edilmeyecektir.
Enes(radıyallahu anh)'dan; Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; Her Ademoğlu hata edicidir. Hata edenlerin hayırlıları tevbe edenlerdir."(Ahmet,Tirmizi,İbni Mace ve Hakim rivayet etmiştir. Sahihul Cami(4515)
Ey sevgili kardeşim! Vallahi seni sevdiğimden ve sana şefkatimden dolayı Tevbe edenlerden olman için nasihat ediyorum. Hepimiz hata ediciyiz peki ama içimizden tevbe edenler kim?
Ey kardeş! İsyandan vazgeç. Allah'a tevbe et, tevbeni kabul eder. Günahlarla kaybettiklerinden pişmanlık duy. Geri gelmeyecek vakitleri değerlendirmede azimli ol.
Kardeşim! Tevbe kapısı açıktır,fırsatın hala devam ediyor. Önünde makbul bir bağış var.
Tevbe ettim de,Allah tevbeni kabul etsin.Allah'tan yardım iste,aciz olma. Şüphesiz yardım,sabırla beraberdir ve kurtuluş belayla beraberdir. Muhakkak ki zorluktan sonra kolaylık vardır. Şeytanın sana şöyle diyerek verdiği vesveselerden sakın;"Sen tevbeye güç yetiremeyeceksin." De ki;"İnşallah buna gücüm yeter. El-Kavi ve El-Metin olan Allah benimle beraberdir, bana yardım edecektir." Allah'a hüsnü zan et,O sana yardım eder.
Şu önemli hadisi bir düşün Ey kardeşim! Ebu İdris El-Havlani bu hadisi naklettiği zaman dizleri üzerine çöküp kalırdı. İmam Ahmet dedi ki;"Şam'lıların bu hadisten daha kıymetli bir hadisi yoktur." İşte o hadis;
Ebu Zer(radıyallahu anh)rivayet ediyor; Peygamber(sav)Allah azze ve celle'nin şöyle buyurduğunu bildirdi:
"Ey kullarım! Ben kendi zarıma zulmü haram ettim l,onu sizin aranızda da haram kıldım.Ey kullarım! Birbirinize zulmetmeyin. Benim doğru yola eriştirdiklerim dışında hepiniz delalettesiniz. Benim sizi doğru yola eriştirmemi isteyiniz ki,ben de sizi doğru yola eriştireyim. Ey kullarım! Benim kendilerine nimet verdiklerimin dışında hepiniz açsınız,benden rızık isteyiniz ki, ben de sizi rızıklandırayım.Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteğiniz ki, sizi giydireyim. Ey kullarım! Siz gece ve gündüz hata işlersiniz,ben de bütün hatalarınızı bağışlarım. Benim sizi bağışlamamı dileyiniz ki,ben de size bağışlayayım. Ey kullarım! Siz bana zarar verecek herhangi bir fenalık yapamazsınız. Aynı şekilde bana fayda sağlayacak bir iyilik de yapamazsınız. Ey kullarım! Eğer sizin baştan sona hepiniz insanlarınız,cinleriniz içinizden en takva sahibi kulun hali üzere olsanız,bu benim mülkümden bir şey arttırmaz. En kullarım! Eğer siz baştan sona hepiniz insanlarınız ve cinleriniz içinizden en fena kalpli kulun hali üzere olsanız,bu durum benim mülkümden bir şey eksiltmez. Ey kullarım! Eğer sizin baştan sona hepiniz insanlarınız ve cinleriniz bir hal üzere olup benden dilekte bulunsanız,ben de hepinizin dileğini versem bunun benim mülkümden eksilteceği bir iğnenin denize sokulup çıkarılması halinde alacağı sudan fazla değildir. Ey kullarım! Yaptıklarınızı sizin hesabınıza kaydediyorum,sonra bunların karşılıklarını size vereceğim. Kim bir iyilik bulursa,Allah'a hamd etsin. Kimde bir fenalık bulursa kendisinden başkasını kınamasın."(Müslim rivayet etmiştir.)
Allah'ın keremine bak! Kulların kapıları kilitlidir ve kapıların anahtarları Allah'ın elindedir. Allah'ın kapısı ise ona dua edenlere açıktır. "(Onlar mı hayırlı)yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren,sizi yeryüzünün hakimlerin kılan mı?"(Neml 62)
Ey hatalar sahibi! Nerede akan gözyaşların? Ey günahların esiri! Geçmiş günahlarına ağla! Ey açık kötülükler işleyen! Cehenneme sabredebilecek misin! Ey günahlarını unutan! Eğer dönüş yapmadan ölüm sana gelirse yazık sana! Tevbeye davet edilmene rağmen icabet etmezsen vah senin hüsrana! Yolculuk için nida edilince ne yapacaksın? Sen büyük günahları açıkça işleyen değil misin?!
Ömrüm boş yerlerde geçti,eşlerin bunlarla tükendi
Zekiler hazırlandı,ama ben işimden geri kaldım
İnsanlar kazandı,bense hüsrda kaldım
Ne olaydı keşke öğütleri kabul edip dinleseydim
Her gün günahlarım ve yalanlarım arasında rehinim
Esirlikten kurtulmak için keşke gayret gösterseydim
Ya da kabrime inmeden önce doğruluk giyinseydim
Yazık ki kalbime,mahşerdeki yerimi unuttu
Hatalarla meşgul oldum,Allah da sırtıma yükledi.
Kardeşim şunu iyi bil ki,tevbe sözden ibaret değildir.Şüphesiz Tevbe edenin kalbi kırık,gözü yaşlı,vicdanı diri,endişeli ve dürüsttür. Şuuru yerindedir,kalbi heyecanlıdır,gönlü tutuşmuştur. Şaşkın değildir,kibir bakımından fakirdir,iddia sahibi olmaktan uzaktır. Ümit ile korku, selamet ile hitap,kurtuluş ile helak arasındadır,kalbi yanmıştır,vicdanı kaygılıdır,yüzünde hüzün,gözyaşında sırlar vardır. Ayrılık ve kavuşmanın ve kavuşma ile karşılaşmanın anlamını bilir, karşılaşma ile ayrılığı,yönelme ile yüz çevirmeyi ayırt eder.Allah'tan uzaklıkta azabı,Allah'ın sevgisine yaklaştığı zaman da nimetleri tadar.
Tevbe eden,her olaydan ibret alır. Topluluk gördüğünde kıyameti hatırlar, günahına ağlayan birini gördüğünde kendi günahlarından korkar,nimet gördüğü zaman cennetten mahrum olmaktan korkar,ateş gördüğü zaman ona düşmüş gibi olur.
Tevbe eden;güvercin öttüğünde ağlar,kuş bağırdığında figan,eder bülbül şakıdığında zikreder. Şimşek çakınca kalbi titrer. Korkuyla titreyerek tesbih ve hamd eder. Taat için halavet,ibadet için talavet(güzellik),iman için taht ve İkbal için lezzet bulur. Gözyaşlarıyla kıssalar yazar,şiirler düzer. Ağlamasıyla konuşarak ülfet eder. Tıpkı çocuğu çalınan sonra da onu düşman elinden çalan anne gibidir. Bilir misin O zaman nasıl sevinir? Onun o andaki mutluluğunu tarif edebilir misin?
Tevbe eden;denizin dibine batan, kurtulmaktan ümidi kalmadıktan sonra kurtulup kenara çıkan kimse gibidir. Bebekle müjdelenen kısır gibi ve idama mahkum edilip affedilen adam gibidir. Tutkuların esaretinden azat olmuş,isyan hapishanesinden salıverilmiş,ruhu suç ağından çözülmüş,nefsi günah körüğünden çıkmıştır.
Şayet tevbe edeni gördüysen göz kapaklarının yaralı olduğunu görmüşsündür. Onu seherlerde özür dileme kapısına atılmış görürsün. Allah'ın vahyinde buyurduğuna kulak ver; "Samimi bir tövbe ile Allah'a dönün."(Tahrim 8)
Onun yemesi az,hüznü çoktur. Sıkıntısı etkileyicidir. Okla yaralanmış bir esir gibidir. Bedeni oruç ile zayıflamış,ayakları namaz ile yorulmuştur. Uykusuz kalmakta kararlıdır. Cesedini de ruhunu da harcar. "Samimi bir Tevbe ile Allah'a dönün."
Zillet onu yüceltir,hüzün onu zayıflatır. Hevasından dolayı nefsini kötüler böylece övülür hale gelir. Nerede ağlayanlar? Gençliğe kıymak amel defterini karartır. Kapıya gelenler nerede? Kapıyı açık bulacaktır. "Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün."
Ölüm sekeratı ve Kabir hayatı
Selahaddin Mahmud Hasan Zekeriyya
130-134
Resulullah(sallallahu aleyhi ve sellem)buyurdu ki:" Allah Teala, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar.Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz elini açar,bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir."(Müslim rivayet etmiştir.)
Saffan Bin Assal(radıyallahu anh)hadisinde şöyle buyrulmuştur;" Tevbe kapısının genişliği yetmiş senelik mesafededir.Bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar kapanmayacaktır."(Sahihtir.Tirmizi rivayet etmiştir.)
Abdullah bin Ömer(radıyallahu anh)'dan; Resulullah(sallallahu aleyhi ve sellem)buyurdu ki:" Allah Teâlâ,kulun tevbesini,can boğaza gelmedikçe kabul eder."(Ahmed,Tirmizi ve İbni Mace rivayet etmiştir.Sahihul Cami(1903)
O halde acele et Ey sevgili kardeş! Kapı kapanmadan,Güneş batıdan doğmadan önce,tevbe'nin fayda vermeyeceği gün gelmeden önce acele et! Ne biliyorsun belki de biz kıyametin büyük alametlerine çok yakınızdır. Ya da bunun kapısındayız da bilmiyoruz. Sana diyorum ki Can gırtlağına gelip ruhun çekilmeden önce tevbe et! Aksi halde o anda tevben kabul edilmeyecektir.
Enes(radıyallahu anh)'dan; Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; Her Ademoğlu hata edicidir. Hata edenlerin hayırlıları tevbe edenlerdir."(Ahmet,Tirmizi,İbni Mace ve Hakim rivayet etmiştir. Sahihul Cami(4515)
Ey sevgili kardeşim! Vallahi seni sevdiğimden ve sana şefkatimden dolayı Tevbe edenlerden olman için nasihat ediyorum. Hepimiz hata ediciyiz peki ama içimizden tevbe edenler kim?
Ey kardeş! İsyandan vazgeç. Allah'a tevbe et, tevbeni kabul eder. Günahlarla kaybettiklerinden pişmanlık duy. Geri gelmeyecek vakitleri değerlendirmede azimli ol.
Kardeşim! Tevbe kapısı açıktır,fırsatın hala devam ediyor. Önünde makbul bir bağış var.
Tevbe ettim de,Allah tevbeni kabul etsin.Allah'tan yardım iste,aciz olma. Şüphesiz yardım,sabırla beraberdir ve kurtuluş belayla beraberdir. Muhakkak ki zorluktan sonra kolaylık vardır. Şeytanın sana şöyle diyerek verdiği vesveselerden sakın;"Sen tevbeye güç yetiremeyeceksin." De ki;"İnşallah buna gücüm yeter. El-Kavi ve El-Metin olan Allah benimle beraberdir, bana yardım edecektir." Allah'a hüsnü zan et,O sana yardım eder.
Şu önemli hadisi bir düşün Ey kardeşim! Ebu İdris El-Havlani bu hadisi naklettiği zaman dizleri üzerine çöküp kalırdı. İmam Ahmet dedi ki;"Şam'lıların bu hadisten daha kıymetli bir hadisi yoktur." İşte o hadis;
Ebu Zer(radıyallahu anh)rivayet ediyor; Peygamber(sav)Allah azze ve celle'nin şöyle buyurduğunu bildirdi:
"Ey kullarım! Ben kendi zarıma zulmü haram ettim l,onu sizin aranızda da haram kıldım.Ey kullarım! Birbirinize zulmetmeyin. Benim doğru yola eriştirdiklerim dışında hepiniz delalettesiniz. Benim sizi doğru yola eriştirmemi isteyiniz ki,ben de sizi doğru yola eriştireyim. Ey kullarım! Benim kendilerine nimet verdiklerimin dışında hepiniz açsınız,benden rızık isteyiniz ki, ben de sizi rızıklandırayım.Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteğiniz ki, sizi giydireyim. Ey kullarım! Siz gece ve gündüz hata işlersiniz,ben de bütün hatalarınızı bağışlarım. Benim sizi bağışlamamı dileyiniz ki,ben de size bağışlayayım. Ey kullarım! Siz bana zarar verecek herhangi bir fenalık yapamazsınız. Aynı şekilde bana fayda sağlayacak bir iyilik de yapamazsınız. Ey kullarım! Eğer sizin baştan sona hepiniz insanlarınız,cinleriniz içinizden en takva sahibi kulun hali üzere olsanız,bu benim mülkümden bir şey arttırmaz. En kullarım! Eğer siz baştan sona hepiniz insanlarınız ve cinleriniz içinizden en fena kalpli kulun hali üzere olsanız,bu durum benim mülkümden bir şey eksiltmez. Ey kullarım! Eğer sizin baştan sona hepiniz insanlarınız ve cinleriniz bir hal üzere olup benden dilekte bulunsanız,ben de hepinizin dileğini versem bunun benim mülkümden eksilteceği bir iğnenin denize sokulup çıkarılması halinde alacağı sudan fazla değildir. Ey kullarım! Yaptıklarınızı sizin hesabınıza kaydediyorum,sonra bunların karşılıklarını size vereceğim. Kim bir iyilik bulursa,Allah'a hamd etsin. Kimde bir fenalık bulursa kendisinden başkasını kınamasın."(Müslim rivayet etmiştir.)
Allah'ın keremine bak! Kulların kapıları kilitlidir ve kapıların anahtarları Allah'ın elindedir. Allah'ın kapısı ise ona dua edenlere açıktır. "(Onlar mı hayırlı)yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren,sizi yeryüzünün hakimlerin kılan mı?"(Neml 62)
Ey hatalar sahibi! Nerede akan gözyaşların? Ey günahların esiri! Geçmiş günahlarına ağla! Ey açık kötülükler işleyen! Cehenneme sabredebilecek misin! Ey günahlarını unutan! Eğer dönüş yapmadan ölüm sana gelirse yazık sana! Tevbeye davet edilmene rağmen icabet etmezsen vah senin hüsrana! Yolculuk için nida edilince ne yapacaksın? Sen büyük günahları açıkça işleyen değil misin?!
Ömrüm boş yerlerde geçti,eşlerin bunlarla tükendi
Zekiler hazırlandı,ama ben işimden geri kaldım
İnsanlar kazandı,bense hüsrda kaldım
Ne olaydı keşke öğütleri kabul edip dinleseydim
Her gün günahlarım ve yalanlarım arasında rehinim
Esirlikten kurtulmak için keşke gayret gösterseydim
Ya da kabrime inmeden önce doğruluk giyinseydim
Yazık ki kalbime,mahşerdeki yerimi unuttu
Hatalarla meşgul oldum,Allah da sırtıma yükledi.
Kardeşim şunu iyi bil ki,tevbe sözden ibaret değildir.Şüphesiz Tevbe edenin kalbi kırık,gözü yaşlı,vicdanı diri,endişeli ve dürüsttür. Şuuru yerindedir,kalbi heyecanlıdır,gönlü tutuşmuştur. Şaşkın değildir,kibir bakımından fakirdir,iddia sahibi olmaktan uzaktır. Ümit ile korku, selamet ile hitap,kurtuluş ile helak arasındadır,kalbi yanmıştır,vicdanı kaygılıdır,yüzünde hüzün,gözyaşında sırlar vardır. Ayrılık ve kavuşmanın ve kavuşma ile karşılaşmanın anlamını bilir, karşılaşma ile ayrılığı,yönelme ile yüz çevirmeyi ayırt eder.Allah'tan uzaklıkta azabı,Allah'ın sevgisine yaklaştığı zaman da nimetleri tadar.
Tevbe eden,her olaydan ibret alır. Topluluk gördüğünde kıyameti hatırlar, günahına ağlayan birini gördüğünde kendi günahlarından korkar,nimet gördüğü zaman cennetten mahrum olmaktan korkar,ateş gördüğü zaman ona düşmüş gibi olur.
Tevbe eden;güvercin öttüğünde ağlar,kuş bağırdığında figan,eder bülbül şakıdığında zikreder. Şimşek çakınca kalbi titrer. Korkuyla titreyerek tesbih ve hamd eder. Taat için halavet,ibadet için talavet(güzellik),iman için taht ve İkbal için lezzet bulur. Gözyaşlarıyla kıssalar yazar,şiirler düzer. Ağlamasıyla konuşarak ülfet eder. Tıpkı çocuğu çalınan sonra da onu düşman elinden çalan anne gibidir. Bilir misin O zaman nasıl sevinir? Onun o andaki mutluluğunu tarif edebilir misin?
Tevbe eden;denizin dibine batan, kurtulmaktan ümidi kalmadıktan sonra kurtulup kenara çıkan kimse gibidir. Bebekle müjdelenen kısır gibi ve idama mahkum edilip affedilen adam gibidir. Tutkuların esaretinden azat olmuş,isyan hapishanesinden salıverilmiş,ruhu suç ağından çözülmüş,nefsi günah körüğünden çıkmıştır.
Şayet tevbe edeni gördüysen göz kapaklarının yaralı olduğunu görmüşsündür. Onu seherlerde özür dileme kapısına atılmış görürsün. Allah'ın vahyinde buyurduğuna kulak ver; "Samimi bir tövbe ile Allah'a dönün."(Tahrim 8)
Onun yemesi az,hüznü çoktur. Sıkıntısı etkileyicidir. Okla yaralanmış bir esir gibidir. Bedeni oruç ile zayıflamış,ayakları namaz ile yorulmuştur. Uykusuz kalmakta kararlıdır. Cesedini de ruhunu da harcar. "Samimi bir Tevbe ile Allah'a dönün."
Zillet onu yüceltir,hüzün onu zayıflatır. Hevasından dolayı nefsini kötüler böylece övülür hale gelir. Nerede ağlayanlar? Gençliğe kıymak amel defterini karartır. Kapıya gelenler nerede? Kapıyı açık bulacaktır. "Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün."
Ölüm sekeratı ve Kabir hayatı
Selahaddin Mahmud Hasan Zekeriyya
130-134