KURAN VE SÜNNET IŞIĞINDA
RAMAZAN AYININ BİDATLERİ
Ramazan ayı, cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların zincire vurulduğu, ibadetlerin doruğa çıktığı rahmet ayıdır. Müslümanların, bu ayı bidatlere düşmeden ibadetlerle, salih amellerle, kuran ve sünnetten gelen delillerle ilim öğrenerek, yeryüzündeki mazlumlara, işgal altındaki müslüman kardeşlerine dualar ederek geçirmeleri gerekir. Ramazan ayında Müslümanlar, sünnete uygun, bidatten uzak oruç tutmaları imanlarının gereğidir. Aşağıda sizlere ramazan ayında işlenen bidatler öğretilmektedir. Lütfen bu hacmi küçük, daveti büyük olan risaleyi ezberleyin.
Allah ramazanı imanla, ihlasla, sünnete uygun amel etmeyi nasip etsin.
1.Soru-Ramazan ayına takvim hesabı yaparak, takvimin belirlediği günde başlamak bidat midir ?
Ramazan ayını takvim hesabına göre veya takvimlerde geldiği gibi tutmak sünnet değil, bidattir. Rasulullah (s.a.v.) ramazan ayına hilali gözetleyerek, onu gördükten sonra veya bir sahabinin gördüğünü söylemesi üzerine başlardı. Dolayısıyla Ramazan ayı; hilalin görünmesi ile başlanan bir ibadet ayıdır. Müslümanların bu sünnet şeklini göz önünde bulundurarak bu aya başlamaları gerekir. Kim takvimlere uyarak oruç tutmaya başlarsa bidat işlemiş olur.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir. Ayet, takvimle hesap yapmanın kuran ve sünnette olmaması dolayısıyla amel etmenin bidat olduğu hususuna delildir. Sünnet olan hilale göre oruç tutmaktır.
2.Delil : İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu : “ Hilali görmedikçe (ramazan orucuna başlamak için) oruç tutmayın, hilali görmedikçe (bayrama girdik sanarak orucu terk ederek) iftar etmeyin. Eğer hilal üzerinize bulutlanırsa miktarını (Şaban’ı 30’a tamamlayarak) hesap edin.” ( İmam Müslim )
Açıklama : Hadis, açıkça ramazan ayında oruca hilali gördüğümüz zaman başlanacağını bildirmektedir. Rasulullah (s.a.v.) hilali görünce, ramazan ayının ilk orucunu tutun, yine hilali görünce de ramazan bayramının ilk gününde iftar edin diye emretmektedir. Bu sebeple hilal görünmeden, göründüğüne dair bize haber ulaşmadan, oruca başlamak bidattir.
3.Delil: Abdullah İbn Ömer diyor ki, “ (Sahabiler) hilali gözetliyorlardı Ben Hilali gördüm ve bunu Rasulullah’â haber verdim, (bunun üzerine) oruca başladı ve herkese de emretti.” (Ebu Davud, Hakim, İbn Hibban, sahihtir )
Açıklama : Hadis, Rasulullah ve ashabının hilali gözetlediklerine ve görünce de ramazana başladıklarına delildir.
4.Delil : İmam İbn Teymiyye’yi dinleyelim: “Ay hesabı yaparak ramazana itimat etmek, sahih sünnette ve sahabenin eserlerinde olmayan açık bir bidat olduğunda şüphe yoktur. Kim bunu yaparsa şeriatın yolundan sapmış, bidatçi olmuş olur.”
2.Soru-Ramazandan bir veya iki gün önce kendimi oruca alıştırmak için oruca erken başlamam bidat midir ?
Müslümanın ibadeti, Allah ve Resulünün belirttiği hudutlar dahilinde olur. İbadetleri ve onların vakitlerini belirleyen, Allah ve Resulüdür. Hiçbir müslümanın aklından-hevasından bir ibadet ve o ibadetin vaktini koyma hakkı yoktur. Dinde hüküm koyma yetkisi Allah’ın ve Resulünündür. Bizler din koyucuları mıyız ki, ibadetler ve onların vakitlerini belirleyelim ? Rasulullah (s.a.v.) iman edilmesi ve amel edilmesi gerekenleri, ümmetine en güzel bir şekilde iman ederek ve amel ederek bildirmiştir. Ümmet, dinini kuran ve sünnetten alarak aydınlanmıştır. Ramazandan 1 veya 2 önce ramazana başlamak, Rasulullah’ın sünnetinde olmayan ve bizzat peygamberin yasakladığı kötü bir ameldir. Bu sebeple ramazandan 1 veya 2 önce oruç tutmaya başlamak bidattir.
1.Delil : Ebu Hureyre (r.a.) şöyle dedi, Rasulullah (s.a.v.) 1 gün ve 2 gün evvelden oruç tutmak suretiyle sakın ramazanın önüne geçmeyiniz. Bir kimsenin adet edindiği bir orucu tutar olması müstesnadır. Böyle kişi adet edindiği o orucu varsın tutsun.” (Müslim )
Açıklama : Rasulullah açıkça 1 ve 2 evvelden ramazan öncesi oruca başlamamamızı emretmiştir. Fakat, bir müslüman daha önceden tutmuş olduğu oruçlar olan pazartesi-Perşembe-kaza oruçları gibi oruçları varsa bu oruçlarda 1 veya 2 önceye gelirse tutabilir.
3.Soru-Sahurda dille “ niyet ettim Allah rızası için yarın oruç tutmaya ” demek bidat midir ?
İbadetlerimizin niyete göre sevap aldığı şüphesizdir. Niyet ederken; Rasulullah’ın sünnetine uygun bir şekilde niyet etmek gerekir. Müslümanlar, günümüzde dille niyet etmeye alıştırılmışlardır. Oysa ki; dille niyet etmek Rasulullah’ın sünnetinde sabit olmayıp bidat bir ameldir. Zira niyetin merkezi kalptir. Kalp, amellerin tasarlandığı ilk karargahtır. Bu sebeple dille yukarıdaki lafızla niyet etmenin doğruluğunu savunan müslüman olursa bize bunun delilini ispat etmesi gerekir. Allah bizleri sünnetin izinde gidenlerden eylesin.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin (sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Dille niyet etmek sünnette olmaması dolayısıyla bu amel bidattir. Allah sünnette olmayan bir ibadet ameli kabul etmez.
4.Soru-Şabanın 29.günü “ yarın ramazan mı değil mi ” diye şüphe içinde iken, o günü oruçlu geçirmek bidat midir ?
Şaban ayının 29. günü hilal görünürse 30. gün beklenilmeden oruca başlamak sünnettendir. Fakat Şaban ayının 29.günü hilal görünmez, bulutlu bir güne denk gelinirse bu durumda şüpheli bu günde oruç tutmak bidattir. Zira sünnet olan şaban ayını 30’a tamamlamaktır. Dolayısıyla kim şek yani şüpheli günde oruç tutarsa bidat işlemiş olur.
1.Delil: Rasulullah şöyle buyurmuştur: “ Kim şüpheli günde oruç tutarsa oruç tutan Ebu’l Kasım’a (Muhammed’e) isyan etmiştir.” (Buhari-Ahmed bin Hanbel-İbn Hibban-İbn Huzeyme)
Açıklama : Hadis, şüpheli günde oruç tutmanın yasaklandığını, yapıldığı takdirde de, bidat işlenmiş olacağını beyan eder.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “ Şabanı otuza tamamlayın ” (Buhari)
Açıklama : “ Yarın mı ramazan yoksa öbür gün mü ” diye bir şüphe içinde olunduğu zaman oruç tutmayıp şabanı 30’a tamamlamak bu hadisle sabittir.
5.Soru-Sahur vaktinin ezanla bittiğine inanmak bidat midir ?
Müslüman ibadetlerinin delilini ayet ve hadislere dayandırır. Dinde, akla-hevaya-atalara-babalara-büyüklere yer bırakılmamış, Allah ve resulünün emrettiklerine sarılma emredilmiştir. Sahura kalkmak sünnettir. Sahur vaktinin bittiği an olarak günümüzde erken okunan ezanı kabullenmek Kuranın ve sünnetin emirlerine muhalefettir. Zira sahur vaktinin ne zaman bittiğini Allah ayetinde ve Rasulullah da bu ayetin tefsirinde bizlere bildirmiştir. Sahur vaktinin ezanla bittiğine inanarak yemekten-içmekten kesilmek bidat bir ameldir. Müslüman, fecri sadık’ın doğuşuna kadar ( ki bundan maksat havanın aydınlığını belirmesidir) yemesine ve içmesine devam edebilir. Bu Allah’ın ve Resulünün emridir. Günümüzde havanın aydınlanması ile ezan arasında yaklaşık 45-50 dakika gibi zaman farkı vardır. Bu zaman dilimi arasında müslümanların yemeden içmeden geçilmesi sünnette olmayan bir amel olup yapılması bidattir.
1.Delil : “……..Fecrin beyaz ipliği, siyah ipliğinden tarafınızdan seçilinceye kadar yeyin, için, sonra orucu geceye (güneş batıncaya) kadar tamamlayın……” (Bakara-187)
Açıklama : Ayetteki, Fecrin beyaz ipliği, siyah ipliğinden maksat havanın aydınlanmasına kadar demektir. Müslüman, bu ayete göre havanın aydınlanmasını görünceye kadar yiyebilir ve içebilir.
2.Delil : Adiyy İbn Hatim şöyle dedi. “ sizin için fecrin beyaz ipliği siyah iplikten seçilinceye kadar ” ayeti nazil olduğu zaman Adiy, peygambere hitaben : “ Ya Rasulullah Ben yastığımın altına bir beyaz birde siyah iplik olmak üzere iki ip koyuyorum da geceyi gündüzden fark edemiyorum ” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) muhakkak ki senin yastığın çok enlidir. Bu beyaz iplik ile siyah iplik gecenin karanlığı ile gündüzün beyazlığından ibarettir.” ( Müslim )
Açıklama : Rasulullah (s.a.v.) açıkça beyaz iplik ile siyah iplik gecenin karanlığı ile gündüzün beyazlığıdır diyerek havanın aydınlığının belirmesini kastetmiştir. Rasulullah’ın bu tefsiri en doğru tefsirdir.
3.Delil: Rasulullah bu ayeti tefsir ederek şöyle buyurmuştur: “Bu gecenin karanlığı, gündüzün aydınlığıdır.” (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah’ın siyah ipliğin gece, beyaz ipliğinde aydınlık olduğunu söylemesi, havanın aydınlanması seçilinceye kadar sahur vaktinin devam ettiğini ispat eder.
6.Soru-Sahur yemeği yememek veya sahura kalkmamak bidat midir ?
Müslüman, Rasulullah’ın amel ettiğini amel eder ve amel etmediklerini de amel etmez. Rasulullah, bizlere en güzel örnektir. Allah ayetlerinde, Rasulullah’ın ümmetine merhametli, şefkatli, acıyan bir ahlakı olduğunu söyler. (lütfen/Tevbe-128) Rasulullah sahura kalkmıştır. Rasulullah sahura kalkmamızı da emretmiştir. Ümmetine en çok acıyan Rasulullah bu emirle onların hayrını, huzurunu, saadetini istemiştir. Allah ve Resulü asla müslümanlara güçlük vermezler. Bu yüzden yorgunluğu, uykusuzluğu, iştahsızlığı ileri sürerek sahura kalkmamak sünnet bir amel olmayıp bidat bir ameldir.
1.Delil : Enes (r.a.) şöyle demiştir. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “ Sahur yemeği yeyiniz. Çünkü sahur yemeğinizde bereket vardır.” (Müslim )
Açıklama : Rasulullah sahur yemeğinde bereket olduğunu söylemesi sahura kalkmanın önemini ve gerekliliğini belirler. Bu yüzden sahura çeşitli gerekçelerle kalkmamak bidattir.
7.Soru-Oruç geceleri “ müslüman zevcesi ile cima edemez, ederse çocuğu sakat doğar ” diye cima etmemesi bidat midir ?
Müslüman dini emirleri atadan-babadan-anadan-hocadan-molladan-ilahiyatçıdan değil de, Allah ve Resulünün kaynaklarından almalıdır. Yüzyıllardır müslümanlar, dini bilgilerini ehliyetsiz-ilimden yoksun-cehaleti boyunu aşmış çeşitli insanlardan almıştır. Bu sebeple atadan duyma bir din anlayışı denen bir anlayış türemiştir. Çağımızda müslümanlar, atalarının yanlış-batıl-şirk-küfür söz ve amellerini tartmadan ve kuran ve sünnet ölçeğine taşımadan almaya alışmışlardır. Bu anlayış değişmeden de sahih akide ve sahih sünnet yoluna eremeyecekler, kafirlerin tasallutundan kurtulamayacaklardır. Soruya gelince; oruç gecesi cima etmeme düşüncesi sünnette olmayan, bidat bir düşünce ve ameldir. Rasulullah böyle bir şeyi emretmemiş ve yapmamıştır. Ramazan gecesi cima etmenin sakıncası yoktur.
1.Delil : “ Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin elbiseniz sizde onlar için elbisesiniz.” (Bakara-187 )
Açıklama : Ayet bu gecede cima yasağı olmadığını açıkça beyan etmektedir.
8.Soru-Tuzla-zeytinle iftar etmek bidat midir ?
Atalarımızın kötü bir miras olarak bıraktığı bir diğer bidatte budur. Müslüman, atalarının mirasını değil de Allah ve Resulünün emrettiklerini güzel görmeli ve amel etmelidir. Sünnet olan tuzla iftar etmek olmayıp, varsa ilkin hurma ile yoksa da su ile etmektir.
1.Delil : Enes (r.a.) rivayet eder, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu. “ Peygamber namazını kılmadan önce taze birkaç hurma ile orucunu açardı. Taze hurma yoksa kuru hurma ile onlarda yoksa birkaç yudum su içerdi.” (Ebu Davud-Tirmizi-Müsned-Darekutni)
Açıklama : Hadis, Rasulullah’ın hurma ile yoksa da su ile iftarını açtığını açıklar.
9.Soru-Hayızlı bir kadının oruç tutması bidat midir ?
İslam, müslüman erkek ve kadının yapması gerekenleri ve yapmaması gerekenleri belirlemiştir. Hayızlı kadının oruç tutması bidatten öte haramdır. Hayızlı kadın, oruç tutsa da orucu kabul olmaz, batıldır. Bu sebeple Hayızlı kadının oruç tutması hem bidat hem de haramdır.
1.Delil: Aişe Annemiz diyor ki, “Rasulullah döneminde hayızlı olduğumuz zamanlarda tutamadığımız oruçları kaza etmekle, kılmadığımız namazları da kaza etmemekle emir olunduk.” (Buhari-Müslim )
Açıklama : Hadis, hayızlı kadının oruç tutmayacağını bu amelin bidat ve haram olduğunu açıkça belirler.
10.Soru-Bayram günü oruç tutmak bidat midir ?
Müslümanın iki bayramı bulunur. Bu iki bayram ramazan ve kurban bayramıdır. Rasulullah bu iki bayram gününde oruç tutmayı yasaklamıştır. Beşeri düzenlerin velayeti altında yaşayan kimileri bu günlerde sünnete değil de takvimlere güvenerek bayram etmekteler. Bu amel Rasulullah’ın emretmediği kötü bir ameldir. Bu sebeple bayram günü oruç tutmak hem bidat hem de haramdır.
1.Delil: “Rasulullah iki günde oruç tutmayı yasakladı, ramazan bayramında ve kurban bayramının (ilk günlerinde) ” (Ahmed bin Hanbel ve diğer sünen kaynakları)
Açıklama : Hadis, bayram günü oruç tutmanın bidatliğini ve haramlığını açıkça belirler.
2.Delil : Hicaz’ın büyük alimlerinden İbn Useymin (r.h.) : “ Allah’ın kulları arasında din hususunda bidat çıkarmak; Allah’ın hükmünde ortak olmaktır. Dinde bidat çıkarmak iki sebep taşır. Birinci sebep Ya Peygamber dini bilmiyordu cahildi, ikinci sebep ya da dini gizledi. Birinci görüşe bakılırsa peygamber Şeriatın hükümlerini bilmiyor diye suçlanmış olur, ikinciye bakılınca da öğrettiği Allah’ın dinini bilmiyor diye suçlanmış sayılır. Bu iki görüşte peygamberi yaralamaktır. (www.islamway.com/Fetvalar bölümü)
11.Soru-Bir müslümanın hilali gördüğünü söylemesine rağmen onu doğrulamayıp takvime inanarak oruç tutmak bidat midir ?
Müslüman, müslümanın sözüne itimad eder ve onun güvenirliliğine şahitlik eder. Müslüman bir kardeşimiz, hilalini gördüğünü söylerse veya hilal emin gözler ve salihler tarafından görünmüştür derse ona itimad etmek sünnettendir. Dolayısıyla hilalin göründüğünü söyleyen bir müslümanın doğruluğuna inanmalı ve oruca başlanmalıdır.
1.Delil :Abdullah İbn Ömer diyor ki, “ (Sahabiler) hilali gözetliyorlardı. Ben Hilali gördüm ve bunu Rasulullah’â haber verdim, (bunun üzerine) oruca başladı ve herkese de emretti.” (Ebu Davud, Hakim, İbn Hibban, sahihtir )
Açıklama : Hadis, sahabinin sözüne inanan Rasulullah’ın oruca başladığı açıktır.
12.Soru-Teravih namazlarının aralarında Allah Resulüne salavat (Allahumme salli…) getirilmektedir bu bidat midir ?
Teravih namazlarının aralarında okunan salavatlar, ilahiler, sünnet olmayıp, bidattir. Zira Rasulullah, Ashabı, Müçtehid İmamlar bizlere bunları emretmemiştir. Müslüman bidatler ortaya koyan değil onları kaldıran olmalıdır.
1.Delil: Rasulullah yatsı namazını bitirdikten sonra sabaha kadar 11 rekat namaz kılardı. Her iki rekat arasında selam verir ve sora vitr olarak tek bir rekat kılardı.
Açıklama : Rasulullah hadiste de görüldüğü gibi asla iki veya dört rekat arasında salavatlar getirmemiştir.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin (sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Teravih namazının aralarında salavatlar getirmek sünnetle sabit olmadığı için bidattir. Hadis buna delildir.
13.Soru-Ramazanın son on gününde yapılan itikafı mescidde değil de evimde yapsam bidat olur mu ?
Rasulullah’ın Ramazanın son On gününde itikaf ettiği sabittir. İtikaf, müslümanın mescidde Rabbinin azametini bilerek ona kulluk etmesi, duada bulunması amacıyla gerçekleştirdiği bir sünnet ibadettir. İtikaf evde olmaz ancak mescidde olur. Evde yapılan itikaf bidattir. Zira Rasulullah itikaflarını mescidde yapmıştır.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir.
2.Delil: Rasulullah ramazanın son 10 gününde mescidde itikaf ederdi.” (Buhari- Ebu Davud, İbn Mace )
Açıklama : Bu hadis, Rasulullah’ın itikafını mescidde yaptığına açık delildir.
14.Soru-Ramazan geceleri “ teravih namazını ayrı ayrı 7 camide kılmak daha çok sevaptır ” demek bidat midir ?
Ramazan geceleri teravih namazı kılmak sünnettendir. Rasulullah (s.a.v.) Asr-ı Saadette iken, ayrı ayrı 7 camide namaz kılmamıştır.
Eğer ayrı ayrı 7 camide namaz kılmak çok sevap olsaydı bunu ilkin peygamber yapardı. Peygamber böyle bir sevabı yapmaktan uzak kalır mıydı ? Elbette ki kalmazdı. O halde peygamberin yapmadığı bu ameli yapmak bidattir.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah ve ashabı teravihi yedi yerde kılmadıkları için, bu ameli yapmak bidattir.
15.Soru-Teravih namazını 20 rekat kılmak bidat midir ?
Rasulullah’ın 11 ( 8 +3 vitr ) ve 20 rekat kıldığı sabittir. Bu konuda en sahih amel 8 rekat kılınandır. Rasulullah’ın 20 rekatı sabittir. Bu sebeple 20 kılmak bidat değildir.
16.Soru-Teravih namazını cemaatle kılmak bidat midir ?
Rasulullah’ın ramazanın son üç gününe kadar cemaatle teravih kıldığı ve sonra da tek başına kıldığı sabittir. Rasulullah’ın sünneti hem cemaatle kılmak hem de tek olarak kılmaktır. Bu yüzden cemaatle teravih kılmak bidat değil, sünnettir.
1.Delil: Rasulullah yatsı namazını bitirdikten sonra sabaha kadar 11 rekat namaz kılardı. Her iki rekat arasında selam verir ve sora vitr olarak tek bir rekat kılardı.
Açıklama : Hadis, Rasulullah’ın 11 rekat namaz kıldığını(bunun 8 rekatını teravih 3 rekatını da vitr olarak) ispat eder.
2.Delil: Rasulullah ramazanda olsun, başka aylarda olsun 11 raketten fazla kılmazdı. Önce dört, dinlenir sonra dört kılar, sonra da üç kılardı.”(Buhari )
Açıklama : Hadis Rasulullah’ın 11 rekat namaz kıldığını(bunun 8 rekatını teravih 3 rekatını da vitr olarak) ispat eder.
17.Soru-İftarımızı kalelerden atılan topla açmak bidat midir ?
Rasulullah döneminde iftar vaktinin ilanı, güneşin batmasından sonra, ezan okumakla olurdu. Asıl vakit ise, güneşin batışıyla gerçekleşir. Ezan ise, güneşin batması ile okunması gerekir. Bu sebeple ezan okumak, iftarın ilanını bildiren sünnet bir ameldir. Kalelerden atılan topla iftar açmak sünnette olmadığı için bidattir.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah’ın ve ashabının döneminde iftar açılması konusunda top atışları olmamıştır . Kim bu ameli meşrulaştırırsa bidat işlemiş olur.
18.Soru-Teravih namazını 20 rekat kılmak amacı ile acele acele kılmak bidat midir ?
Teravih namazı adı üstünde dinlenerek kılınan namazdır. Fakat memleketimizde maalesef, müslümanlar tıklım tıklım doldurdukları camilerde çok acele ile namaz kılmaktalar ve namazlarından çalmaktalar. Rasulullah ve ashabının hiçbir zaman yapmadıkları bir ameli yapmaktadırlar. Zira Rasulullah sahih hadislerinde en büyük hırsızın namazından çalan hırsız olduğunu söylemişlerdir. Acele ile kılınan bu namazlar sünnet olmayıp bidattir.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah ve ashabının acele acele namaz kılmamaları dolayısıyla yapılan bu amel bidattir.
19.Soru-“ Kadir gecesinde toplu zikir çekenler bulunmaktadır ” yapılan bu amel bidat midir ?
Allah ve Resulü dinini tamamlamıştır. Dinde yeni ibadetler, sünnette olmayan toplantılar, Rasulullah ve ashabının amel olarak yapmadıkları kutlamalar etmek, dinde bidat çıkarmaktır. Kimi müslümanlar, Dinini öğrenirken usulünü, din alma yönetimini bilemediklerinden bu gibi amelleri güzel görerek “ kadir gecesinde Allah adını anmanın, peygambere salavat getirmenin bir sakıncası mı olur muş ” diyerek akıllarınca bidatlerine meşru kılıf aramaktadırlar. Bu insanlar sünneti öğrenirken ve öğretirken bir usulle bilmek gerektiğini kavramak istemezler. Onlara göre akıllarının hoş gördüğü her şeyi yapmak mubahtır. Bu ise ancak aklı saptıran bir şeydir. Zira ibadetler ve dünyavi bir takım ameller hususunda güzeli ve kötüyü belirleyen akıllar –atalar-toplumlar değil Allah ve Resulüdür. Kadir gecesini ibadetle, duayla, kuran okumakla, sadaka vererek geçirmek şüphesiz güzeldir. Buna kimsenin itirazı yoktur. Fakat o gece toplu olarak birikmiş bir halde coşarak-kafaları sallayarak zikretmek bidattir. Zira Rasulullah ve ashabı böyle bir ameli kadir gecesinde yapmış değillerdir. Kadir gecesini, ferdi olarak veya ihlaslı bazı müslümanlar ile ayet ve hadislerle öğüt vererek, kuranlar okuyarak, dualar ederek, namazlar kılarak ibadet etmenin bir sakıncası yoktur.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Kadir gecesinde yapılan bu toplu zikir, Rasulullah ve ashabının yapmadıkları amel olduğundan bu amel bidattir ve kabul görmez. Hadis, bu amelin delili olmadığı için, sünnetle sabit olmaması dolayısıyla kabul edilmeyeceğine delildir.
20.Soru-Ramazan ayında her Cuma gecesi yemekler ve tatlılar yaparak dağıtmak bidat midir ?
İbadetlerde asıl olan Kuran ve sünnetten delillere dayanmasıdır. Eğer yapılan bir ibadet Kuran ve sünnetten bir delile dayanmıyorsa, bu dinde din koymak ve bidat çıkartmaktır. Her şeyin bir usule dayandığı günümüzde, dinimizin de bir usule dayandığı şüphe götürmeyen bir gerçektir. Müslümanın ibadet olarak yaptıklarını kuran ve sünnet kaynaklarına göre delillendirmesi gerekir. Aksi halde “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21) ayetiyle muhatab olur. Soruya gelince ramazanın ayının her cuma gecesi yemek yaparak dağıtmak sünnette olmadığından bunu yapmak bidattir.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim)
Açıklama : Hadis, bu amelin delili olmadığı için, sünnetle sabit olmaması dolayısıyla kabul edilmeyeceğine delildir.
Son olarak;
Değerli müslüman ! Allah ve Resulünün emrettiklerinde senin için hayat vardır. Allah’ın ve Resulünün sana emrettiklerine tutunman yeterlidir. Kuran ve sünnet senin için gerekli olan din hususunda her şeyi beyan etmiştir. Sen dinde bidat çıkarmaya, bidatleri yaşamaya, onlara davet etmeye değil de sünnetleri öğrenmeye çalışmalısın. Bizler hangi sünnetleri öğrendik ve amel ettik de bidatleri savunmaya zaman buluyoruz ? Ey Müslüman kardeşim Allah “ Benden size bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, hem sapıtmaz, hem bedbaht olmaz.” (Taha-123) diye buyurmuyor mu ? Yine Allah “ Siz kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp (dinlerinde) ayrılığa düşenler gibi olmayın.” (Al-i İmran-105) diye buyurmamış mıdır ? Yine Allah “ Allah’ın ayetleri size okunup durmakta ve O’nun peygamberi aranızda iken nasıl oluyor da inkar edersiniz” (Al-i İmran-101) diye ikaz etmiyor mu ? Yine Rabbimiz “ Dinlerini parça parça edip fırka fırka ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur.” (Enam-159) diye bizi fırkalara ayrılmaktan sakındırmıyor mu ? Yine Allah “ Allah’ın indirdiğine ve Resulüne geliniz denildiği zaman Atalarımız üzerinde bulduğumuz şey bize yeter dediler. Ya ataları hiçbir şey bilmeyen ve doğru yola gitmeyen kimseler idiyse” (Maide-104) diye ataların batıl akidelerinden ve bidat amellerinden kaçınmayı emretmiyor mu ? Unutma kardeşim dinde bidat çıkarmak; bir sünneti kaldırır, müslümanların bölünmesine yol açar, fırkaları çoğaltır, müslümanlar arasındaki vahdeti yıkar, müslümanı haktan sapık yollara kaydırır, şeriatı zedeler, dinde hüküm koyucu kılar. Sen bu günahları taşımaktan korkmalısın. Müslümanların bölünmüşlüğüne bakarak ders almalısın. Allah, seni tevhidin, sünnetin, davetin yolunda giden müslüman eylesin.
[1] Bidat : Hakkında Kuran ve sünnetten delil bulunmayan sözler ve amellerdir. Bir başka tanımla; Rasulullah ve ashabının yapmadıklarını yapmaktır.
ubeydullah arslan
İslamabad Uluslararası Üniversitesi
RAMAZAN AYININ BİDATLERİ
Ramazan ayı, cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların zincire vurulduğu, ibadetlerin doruğa çıktığı rahmet ayıdır. Müslümanların, bu ayı bidatlere düşmeden ibadetlerle, salih amellerle, kuran ve sünnetten gelen delillerle ilim öğrenerek, yeryüzündeki mazlumlara, işgal altındaki müslüman kardeşlerine dualar ederek geçirmeleri gerekir. Ramazan ayında Müslümanlar, sünnete uygun, bidatten uzak oruç tutmaları imanlarının gereğidir. Aşağıda sizlere ramazan ayında işlenen bidatler öğretilmektedir. Lütfen bu hacmi küçük, daveti büyük olan risaleyi ezberleyin.
Allah ramazanı imanla, ihlasla, sünnete uygun amel etmeyi nasip etsin.
1.Soru-Ramazan ayına takvim hesabı yaparak, takvimin belirlediği günde başlamak bidat midir ?
Ramazan ayını takvim hesabına göre veya takvimlerde geldiği gibi tutmak sünnet değil, bidattir. Rasulullah (s.a.v.) ramazan ayına hilali gözetleyerek, onu gördükten sonra veya bir sahabinin gördüğünü söylemesi üzerine başlardı. Dolayısıyla Ramazan ayı; hilalin görünmesi ile başlanan bir ibadet ayıdır. Müslümanların bu sünnet şeklini göz önünde bulundurarak bu aya başlamaları gerekir. Kim takvimlere uyarak oruç tutmaya başlarsa bidat işlemiş olur.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir. Ayet, takvimle hesap yapmanın kuran ve sünnette olmaması dolayısıyla amel etmenin bidat olduğu hususuna delildir. Sünnet olan hilale göre oruç tutmaktır.
2.Delil : İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu : “ Hilali görmedikçe (ramazan orucuna başlamak için) oruç tutmayın, hilali görmedikçe (bayrama girdik sanarak orucu terk ederek) iftar etmeyin. Eğer hilal üzerinize bulutlanırsa miktarını (Şaban’ı 30’a tamamlayarak) hesap edin.” ( İmam Müslim )
Açıklama : Hadis, açıkça ramazan ayında oruca hilali gördüğümüz zaman başlanacağını bildirmektedir. Rasulullah (s.a.v.) hilali görünce, ramazan ayının ilk orucunu tutun, yine hilali görünce de ramazan bayramının ilk gününde iftar edin diye emretmektedir. Bu sebeple hilal görünmeden, göründüğüne dair bize haber ulaşmadan, oruca başlamak bidattir.
3.Delil: Abdullah İbn Ömer diyor ki, “ (Sahabiler) hilali gözetliyorlardı Ben Hilali gördüm ve bunu Rasulullah’â haber verdim, (bunun üzerine) oruca başladı ve herkese de emretti.” (Ebu Davud, Hakim, İbn Hibban, sahihtir )
Açıklama : Hadis, Rasulullah ve ashabının hilali gözetlediklerine ve görünce de ramazana başladıklarına delildir.
4.Delil : İmam İbn Teymiyye’yi dinleyelim: “Ay hesabı yaparak ramazana itimat etmek, sahih sünnette ve sahabenin eserlerinde olmayan açık bir bidat olduğunda şüphe yoktur. Kim bunu yaparsa şeriatın yolundan sapmış, bidatçi olmuş olur.”
2.Soru-Ramazandan bir veya iki gün önce kendimi oruca alıştırmak için oruca erken başlamam bidat midir ?
Müslümanın ibadeti, Allah ve Resulünün belirttiği hudutlar dahilinde olur. İbadetleri ve onların vakitlerini belirleyen, Allah ve Resulüdür. Hiçbir müslümanın aklından-hevasından bir ibadet ve o ibadetin vaktini koyma hakkı yoktur. Dinde hüküm koyma yetkisi Allah’ın ve Resulünündür. Bizler din koyucuları mıyız ki, ibadetler ve onların vakitlerini belirleyelim ? Rasulullah (s.a.v.) iman edilmesi ve amel edilmesi gerekenleri, ümmetine en güzel bir şekilde iman ederek ve amel ederek bildirmiştir. Ümmet, dinini kuran ve sünnetten alarak aydınlanmıştır. Ramazandan 1 veya 2 önce ramazana başlamak, Rasulullah’ın sünnetinde olmayan ve bizzat peygamberin yasakladığı kötü bir ameldir. Bu sebeple ramazandan 1 veya 2 önce oruç tutmaya başlamak bidattir.
1.Delil : Ebu Hureyre (r.a.) şöyle dedi, Rasulullah (s.a.v.) 1 gün ve 2 gün evvelden oruç tutmak suretiyle sakın ramazanın önüne geçmeyiniz. Bir kimsenin adet edindiği bir orucu tutar olması müstesnadır. Böyle kişi adet edindiği o orucu varsın tutsun.” (Müslim )
Açıklama : Rasulullah açıkça 1 ve 2 evvelden ramazan öncesi oruca başlamamamızı emretmiştir. Fakat, bir müslüman daha önceden tutmuş olduğu oruçlar olan pazartesi-Perşembe-kaza oruçları gibi oruçları varsa bu oruçlarda 1 veya 2 önceye gelirse tutabilir.
3.Soru-Sahurda dille “ niyet ettim Allah rızası için yarın oruç tutmaya ” demek bidat midir ?
İbadetlerimizin niyete göre sevap aldığı şüphesizdir. Niyet ederken; Rasulullah’ın sünnetine uygun bir şekilde niyet etmek gerekir. Müslümanlar, günümüzde dille niyet etmeye alıştırılmışlardır. Oysa ki; dille niyet etmek Rasulullah’ın sünnetinde sabit olmayıp bidat bir ameldir. Zira niyetin merkezi kalptir. Kalp, amellerin tasarlandığı ilk karargahtır. Bu sebeple dille yukarıdaki lafızla niyet etmenin doğruluğunu savunan müslüman olursa bize bunun delilini ispat etmesi gerekir. Allah bizleri sünnetin izinde gidenlerden eylesin.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin (sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Dille niyet etmek sünnette olmaması dolayısıyla bu amel bidattir. Allah sünnette olmayan bir ibadet ameli kabul etmez.
4.Soru-Şabanın 29.günü “ yarın ramazan mı değil mi ” diye şüphe içinde iken, o günü oruçlu geçirmek bidat midir ?
Şaban ayının 29. günü hilal görünürse 30. gün beklenilmeden oruca başlamak sünnettendir. Fakat Şaban ayının 29.günü hilal görünmez, bulutlu bir güne denk gelinirse bu durumda şüpheli bu günde oruç tutmak bidattir. Zira sünnet olan şaban ayını 30’a tamamlamaktır. Dolayısıyla kim şek yani şüpheli günde oruç tutarsa bidat işlemiş olur.
1.Delil: Rasulullah şöyle buyurmuştur: “ Kim şüpheli günde oruç tutarsa oruç tutan Ebu’l Kasım’a (Muhammed’e) isyan etmiştir.” (Buhari-Ahmed bin Hanbel-İbn Hibban-İbn Huzeyme)
Açıklama : Hadis, şüpheli günde oruç tutmanın yasaklandığını, yapıldığı takdirde de, bidat işlenmiş olacağını beyan eder.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “ Şabanı otuza tamamlayın ” (Buhari)
Açıklama : “ Yarın mı ramazan yoksa öbür gün mü ” diye bir şüphe içinde olunduğu zaman oruç tutmayıp şabanı 30’a tamamlamak bu hadisle sabittir.
5.Soru-Sahur vaktinin ezanla bittiğine inanmak bidat midir ?
Müslüman ibadetlerinin delilini ayet ve hadislere dayandırır. Dinde, akla-hevaya-atalara-babalara-büyüklere yer bırakılmamış, Allah ve resulünün emrettiklerine sarılma emredilmiştir. Sahura kalkmak sünnettir. Sahur vaktinin bittiği an olarak günümüzde erken okunan ezanı kabullenmek Kuranın ve sünnetin emirlerine muhalefettir. Zira sahur vaktinin ne zaman bittiğini Allah ayetinde ve Rasulullah da bu ayetin tefsirinde bizlere bildirmiştir. Sahur vaktinin ezanla bittiğine inanarak yemekten-içmekten kesilmek bidat bir ameldir. Müslüman, fecri sadık’ın doğuşuna kadar ( ki bundan maksat havanın aydınlığını belirmesidir) yemesine ve içmesine devam edebilir. Bu Allah’ın ve Resulünün emridir. Günümüzde havanın aydınlanması ile ezan arasında yaklaşık 45-50 dakika gibi zaman farkı vardır. Bu zaman dilimi arasında müslümanların yemeden içmeden geçilmesi sünnette olmayan bir amel olup yapılması bidattir.
1.Delil : “……..Fecrin beyaz ipliği, siyah ipliğinden tarafınızdan seçilinceye kadar yeyin, için, sonra orucu geceye (güneş batıncaya) kadar tamamlayın……” (Bakara-187)
Açıklama : Ayetteki, Fecrin beyaz ipliği, siyah ipliğinden maksat havanın aydınlanmasına kadar demektir. Müslüman, bu ayete göre havanın aydınlanmasını görünceye kadar yiyebilir ve içebilir.
2.Delil : Adiyy İbn Hatim şöyle dedi. “ sizin için fecrin beyaz ipliği siyah iplikten seçilinceye kadar ” ayeti nazil olduğu zaman Adiy, peygambere hitaben : “ Ya Rasulullah Ben yastığımın altına bir beyaz birde siyah iplik olmak üzere iki ip koyuyorum da geceyi gündüzden fark edemiyorum ” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) muhakkak ki senin yastığın çok enlidir. Bu beyaz iplik ile siyah iplik gecenin karanlığı ile gündüzün beyazlığından ibarettir.” ( Müslim )
Açıklama : Rasulullah (s.a.v.) açıkça beyaz iplik ile siyah iplik gecenin karanlığı ile gündüzün beyazlığıdır diyerek havanın aydınlığının belirmesini kastetmiştir. Rasulullah’ın bu tefsiri en doğru tefsirdir.
3.Delil: Rasulullah bu ayeti tefsir ederek şöyle buyurmuştur: “Bu gecenin karanlığı, gündüzün aydınlığıdır.” (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah’ın siyah ipliğin gece, beyaz ipliğinde aydınlık olduğunu söylemesi, havanın aydınlanması seçilinceye kadar sahur vaktinin devam ettiğini ispat eder.
6.Soru-Sahur yemeği yememek veya sahura kalkmamak bidat midir ?
Müslüman, Rasulullah’ın amel ettiğini amel eder ve amel etmediklerini de amel etmez. Rasulullah, bizlere en güzel örnektir. Allah ayetlerinde, Rasulullah’ın ümmetine merhametli, şefkatli, acıyan bir ahlakı olduğunu söyler. (lütfen/Tevbe-128) Rasulullah sahura kalkmıştır. Rasulullah sahura kalkmamızı da emretmiştir. Ümmetine en çok acıyan Rasulullah bu emirle onların hayrını, huzurunu, saadetini istemiştir. Allah ve Resulü asla müslümanlara güçlük vermezler. Bu yüzden yorgunluğu, uykusuzluğu, iştahsızlığı ileri sürerek sahura kalkmamak sünnet bir amel olmayıp bidat bir ameldir.
1.Delil : Enes (r.a.) şöyle demiştir. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “ Sahur yemeği yeyiniz. Çünkü sahur yemeğinizde bereket vardır.” (Müslim )
Açıklama : Rasulullah sahur yemeğinde bereket olduğunu söylemesi sahura kalkmanın önemini ve gerekliliğini belirler. Bu yüzden sahura çeşitli gerekçelerle kalkmamak bidattir.
7.Soru-Oruç geceleri “ müslüman zevcesi ile cima edemez, ederse çocuğu sakat doğar ” diye cima etmemesi bidat midir ?
Müslüman dini emirleri atadan-babadan-anadan-hocadan-molladan-ilahiyatçıdan değil de, Allah ve Resulünün kaynaklarından almalıdır. Yüzyıllardır müslümanlar, dini bilgilerini ehliyetsiz-ilimden yoksun-cehaleti boyunu aşmış çeşitli insanlardan almıştır. Bu sebeple atadan duyma bir din anlayışı denen bir anlayış türemiştir. Çağımızda müslümanlar, atalarının yanlış-batıl-şirk-küfür söz ve amellerini tartmadan ve kuran ve sünnet ölçeğine taşımadan almaya alışmışlardır. Bu anlayış değişmeden de sahih akide ve sahih sünnet yoluna eremeyecekler, kafirlerin tasallutundan kurtulamayacaklardır. Soruya gelince; oruç gecesi cima etmeme düşüncesi sünnette olmayan, bidat bir düşünce ve ameldir. Rasulullah böyle bir şeyi emretmemiş ve yapmamıştır. Ramazan gecesi cima etmenin sakıncası yoktur.
1.Delil : “ Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin elbiseniz sizde onlar için elbisesiniz.” (Bakara-187 )
Açıklama : Ayet bu gecede cima yasağı olmadığını açıkça beyan etmektedir.
8.Soru-Tuzla-zeytinle iftar etmek bidat midir ?
Atalarımızın kötü bir miras olarak bıraktığı bir diğer bidatte budur. Müslüman, atalarının mirasını değil de Allah ve Resulünün emrettiklerini güzel görmeli ve amel etmelidir. Sünnet olan tuzla iftar etmek olmayıp, varsa ilkin hurma ile yoksa da su ile etmektir.
1.Delil : Enes (r.a.) rivayet eder, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu. “ Peygamber namazını kılmadan önce taze birkaç hurma ile orucunu açardı. Taze hurma yoksa kuru hurma ile onlarda yoksa birkaç yudum su içerdi.” (Ebu Davud-Tirmizi-Müsned-Darekutni)
Açıklama : Hadis, Rasulullah’ın hurma ile yoksa da su ile iftarını açtığını açıklar.
9.Soru-Hayızlı bir kadının oruç tutması bidat midir ?
İslam, müslüman erkek ve kadının yapması gerekenleri ve yapmaması gerekenleri belirlemiştir. Hayızlı kadının oruç tutması bidatten öte haramdır. Hayızlı kadın, oruç tutsa da orucu kabul olmaz, batıldır. Bu sebeple Hayızlı kadının oruç tutması hem bidat hem de haramdır.
1.Delil: Aişe Annemiz diyor ki, “Rasulullah döneminde hayızlı olduğumuz zamanlarda tutamadığımız oruçları kaza etmekle, kılmadığımız namazları da kaza etmemekle emir olunduk.” (Buhari-Müslim )
Açıklama : Hadis, hayızlı kadının oruç tutmayacağını bu amelin bidat ve haram olduğunu açıkça belirler.
10.Soru-Bayram günü oruç tutmak bidat midir ?
Müslümanın iki bayramı bulunur. Bu iki bayram ramazan ve kurban bayramıdır. Rasulullah bu iki bayram gününde oruç tutmayı yasaklamıştır. Beşeri düzenlerin velayeti altında yaşayan kimileri bu günlerde sünnete değil de takvimlere güvenerek bayram etmekteler. Bu amel Rasulullah’ın emretmediği kötü bir ameldir. Bu sebeple bayram günü oruç tutmak hem bidat hem de haramdır.
1.Delil: “Rasulullah iki günde oruç tutmayı yasakladı, ramazan bayramında ve kurban bayramının (ilk günlerinde) ” (Ahmed bin Hanbel ve diğer sünen kaynakları)
Açıklama : Hadis, bayram günü oruç tutmanın bidatliğini ve haramlığını açıkça belirler.
2.Delil : Hicaz’ın büyük alimlerinden İbn Useymin (r.h.) : “ Allah’ın kulları arasında din hususunda bidat çıkarmak; Allah’ın hükmünde ortak olmaktır. Dinde bidat çıkarmak iki sebep taşır. Birinci sebep Ya Peygamber dini bilmiyordu cahildi, ikinci sebep ya da dini gizledi. Birinci görüşe bakılırsa peygamber Şeriatın hükümlerini bilmiyor diye suçlanmış olur, ikinciye bakılınca da öğrettiği Allah’ın dinini bilmiyor diye suçlanmış sayılır. Bu iki görüşte peygamberi yaralamaktır. (www.islamway.com/Fetvalar bölümü)
11.Soru-Bir müslümanın hilali gördüğünü söylemesine rağmen onu doğrulamayıp takvime inanarak oruç tutmak bidat midir ?
Müslüman, müslümanın sözüne itimad eder ve onun güvenirliliğine şahitlik eder. Müslüman bir kardeşimiz, hilalini gördüğünü söylerse veya hilal emin gözler ve salihler tarafından görünmüştür derse ona itimad etmek sünnettendir. Dolayısıyla hilalin göründüğünü söyleyen bir müslümanın doğruluğuna inanmalı ve oruca başlanmalıdır.
1.Delil :Abdullah İbn Ömer diyor ki, “ (Sahabiler) hilali gözetliyorlardı. Ben Hilali gördüm ve bunu Rasulullah’â haber verdim, (bunun üzerine) oruca başladı ve herkese de emretti.” (Ebu Davud, Hakim, İbn Hibban, sahihtir )
Açıklama : Hadis, sahabinin sözüne inanan Rasulullah’ın oruca başladığı açıktır.
12.Soru-Teravih namazlarının aralarında Allah Resulüne salavat (Allahumme salli…) getirilmektedir bu bidat midir ?
Teravih namazlarının aralarında okunan salavatlar, ilahiler, sünnet olmayıp, bidattir. Zira Rasulullah, Ashabı, Müçtehid İmamlar bizlere bunları emretmemiştir. Müslüman bidatler ortaya koyan değil onları kaldıran olmalıdır.
1.Delil: Rasulullah yatsı namazını bitirdikten sonra sabaha kadar 11 rekat namaz kılardı. Her iki rekat arasında selam verir ve sora vitr olarak tek bir rekat kılardı.
Açıklama : Rasulullah hadiste de görüldüğü gibi asla iki veya dört rekat arasında salavatlar getirmemiştir.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin (sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Teravih namazının aralarında salavatlar getirmek sünnetle sabit olmadığı için bidattir. Hadis buna delildir.
13.Soru-Ramazanın son on gününde yapılan itikafı mescidde değil de evimde yapsam bidat olur mu ?
Rasulullah’ın Ramazanın son On gününde itikaf ettiği sabittir. İtikaf, müslümanın mescidde Rabbinin azametini bilerek ona kulluk etmesi, duada bulunması amacıyla gerçekleştirdiği bir sünnet ibadettir. İtikaf evde olmaz ancak mescidde olur. Evde yapılan itikaf bidattir. Zira Rasulullah itikaflarını mescidde yapmıştır.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir.
2.Delil: Rasulullah ramazanın son 10 gününde mescidde itikaf ederdi.” (Buhari- Ebu Davud, İbn Mace )
Açıklama : Bu hadis, Rasulullah’ın itikafını mescidde yaptığına açık delildir.
14.Soru-Ramazan geceleri “ teravih namazını ayrı ayrı 7 camide kılmak daha çok sevaptır ” demek bidat midir ?
Ramazan geceleri teravih namazı kılmak sünnettendir. Rasulullah (s.a.v.) Asr-ı Saadette iken, ayrı ayrı 7 camide namaz kılmamıştır.
Eğer ayrı ayrı 7 camide namaz kılmak çok sevap olsaydı bunu ilkin peygamber yapardı. Peygamber böyle bir sevabı yapmaktan uzak kalır mıydı ? Elbette ki kalmazdı. O halde peygamberin yapmadığı bu ameli yapmak bidattir.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah ve ashabı teravihi yedi yerde kılmadıkları için, bu ameli yapmak bidattir.
15.Soru-Teravih namazını 20 rekat kılmak bidat midir ?
Rasulullah’ın 11 ( 8 +3 vitr ) ve 20 rekat kıldığı sabittir. Bu konuda en sahih amel 8 rekat kılınandır. Rasulullah’ın 20 rekatı sabittir. Bu sebeple 20 kılmak bidat değildir.
16.Soru-Teravih namazını cemaatle kılmak bidat midir ?
Rasulullah’ın ramazanın son üç gününe kadar cemaatle teravih kıldığı ve sonra da tek başına kıldığı sabittir. Rasulullah’ın sünneti hem cemaatle kılmak hem de tek olarak kılmaktır. Bu yüzden cemaatle teravih kılmak bidat değil, sünnettir.
1.Delil: Rasulullah yatsı namazını bitirdikten sonra sabaha kadar 11 rekat namaz kılardı. Her iki rekat arasında selam verir ve sora vitr olarak tek bir rekat kılardı.
Açıklama : Hadis, Rasulullah’ın 11 rekat namaz kıldığını(bunun 8 rekatını teravih 3 rekatını da vitr olarak) ispat eder.
2.Delil: Rasulullah ramazanda olsun, başka aylarda olsun 11 raketten fazla kılmazdı. Önce dört, dinlenir sonra dört kılar, sonra da üç kılardı.”(Buhari )
Açıklama : Hadis Rasulullah’ın 11 rekat namaz kıldığını(bunun 8 rekatını teravih 3 rekatını da vitr olarak) ispat eder.
17.Soru-İftarımızı kalelerden atılan topla açmak bidat midir ?
Rasulullah döneminde iftar vaktinin ilanı, güneşin batmasından sonra, ezan okumakla olurdu. Asıl vakit ise, güneşin batışıyla gerçekleşir. Ezan ise, güneşin batması ile okunması gerekir. Bu sebeple ezan okumak, iftarın ilanını bildiren sünnet bir ameldir. Kalelerden atılan topla iftar açmak sünnette olmadığı için bidattir.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah’ın ve ashabının döneminde iftar açılması konusunda top atışları olmamıştır . Kim bu ameli meşrulaştırırsa bidat işlemiş olur.
18.Soru-Teravih namazını 20 rekat kılmak amacı ile acele acele kılmak bidat midir ?
Teravih namazı adı üstünde dinlenerek kılınan namazdır. Fakat memleketimizde maalesef, müslümanlar tıklım tıklım doldurdukları camilerde çok acele ile namaz kılmaktalar ve namazlarından çalmaktalar. Rasulullah ve ashabının hiçbir zaman yapmadıkları bir ameli yapmaktadırlar. Zira Rasulullah sahih hadislerinde en büyük hırsızın namazından çalan hırsız olduğunu söylemişlerdir. Acele ile kılınan bu namazlar sünnet olmayıp bidattir.
1.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Rasulullah ve ashabının acele acele namaz kılmamaları dolayısıyla yapılan bu amel bidattir.
19.Soru-“ Kadir gecesinde toplu zikir çekenler bulunmaktadır ” yapılan bu amel bidat midir ?
Allah ve Resulü dinini tamamlamıştır. Dinde yeni ibadetler, sünnette olmayan toplantılar, Rasulullah ve ashabının amel olarak yapmadıkları kutlamalar etmek, dinde bidat çıkarmaktır. Kimi müslümanlar, Dinini öğrenirken usulünü, din alma yönetimini bilemediklerinden bu gibi amelleri güzel görerek “ kadir gecesinde Allah adını anmanın, peygambere salavat getirmenin bir sakıncası mı olur muş ” diyerek akıllarınca bidatlerine meşru kılıf aramaktadırlar. Bu insanlar sünneti öğrenirken ve öğretirken bir usulle bilmek gerektiğini kavramak istemezler. Onlara göre akıllarının hoş gördüğü her şeyi yapmak mubahtır. Bu ise ancak aklı saptıran bir şeydir. Zira ibadetler ve dünyavi bir takım ameller hususunda güzeli ve kötüyü belirleyen akıllar –atalar-toplumlar değil Allah ve Resulüdür. Kadir gecesini ibadetle, duayla, kuran okumakla, sadaka vererek geçirmek şüphesiz güzeldir. Buna kimsenin itirazı yoktur. Fakat o gece toplu olarak birikmiş bir halde coşarak-kafaları sallayarak zikretmek bidattir. Zira Rasulullah ve ashabı böyle bir ameli kadir gecesinde yapmış değillerdir. Kadir gecesini, ferdi olarak veya ihlaslı bazı müslümanlar ile ayet ve hadislerle öğüt vererek, kuranlar okuyarak, dualar ederek, namazlar kılarak ibadet etmenin bir sakıncası yoktur.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim )
Açıklama : Kadir gecesinde yapılan bu toplu zikir, Rasulullah ve ashabının yapmadıkları amel olduğundan bu amel bidattir ve kabul görmez. Hadis, bu amelin delili olmadığı için, sünnetle sabit olmaması dolayısıyla kabul edilmeyeceğine delildir.
20.Soru-Ramazan ayında her Cuma gecesi yemekler ve tatlılar yaparak dağıtmak bidat midir ?
İbadetlerde asıl olan Kuran ve sünnetten delillere dayanmasıdır. Eğer yapılan bir ibadet Kuran ve sünnetten bir delile dayanmıyorsa, bu dinde din koymak ve bidat çıkartmaktır. Her şeyin bir usule dayandığı günümüzde, dinimizin de bir usule dayandığı şüphe götürmeyen bir gerçektir. Müslümanın ibadet olarak yaptıklarını kuran ve sünnet kaynaklarına göre delillendirmesi gerekir. Aksi halde “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21) ayetiyle muhatab olur. Soruya gelince ramazanın ayının her cuma gecesi yemek yaparak dağıtmak sünnette olmadığından bunu yapmak bidattir.
1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir.
2.Delil : Rasulullah (s.a.v.) : “ Kim bir amel işler ve o amel emrimizin(sünnetimizin) dışında olursa o amel kabul edilmez. “ (Buhari-Müslim)
Açıklama : Hadis, bu amelin delili olmadığı için, sünnetle sabit olmaması dolayısıyla kabul edilmeyeceğine delildir.
Son olarak;
Değerli müslüman ! Allah ve Resulünün emrettiklerinde senin için hayat vardır. Allah’ın ve Resulünün sana emrettiklerine tutunman yeterlidir. Kuran ve sünnet senin için gerekli olan din hususunda her şeyi beyan etmiştir. Sen dinde bidat çıkarmaya, bidatleri yaşamaya, onlara davet etmeye değil de sünnetleri öğrenmeye çalışmalısın. Bizler hangi sünnetleri öğrendik ve amel ettik de bidatleri savunmaya zaman buluyoruz ? Ey Müslüman kardeşim Allah “ Benden size bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, hem sapıtmaz, hem bedbaht olmaz.” (Taha-123) diye buyurmuyor mu ? Yine Allah “ Siz kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp (dinlerinde) ayrılığa düşenler gibi olmayın.” (Al-i İmran-105) diye buyurmamış mıdır ? Yine Allah “ Allah’ın ayetleri size okunup durmakta ve O’nun peygamberi aranızda iken nasıl oluyor da inkar edersiniz” (Al-i İmran-101) diye ikaz etmiyor mu ? Yine Rabbimiz “ Dinlerini parça parça edip fırka fırka ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur.” (Enam-159) diye bizi fırkalara ayrılmaktan sakındırmıyor mu ? Yine Allah “ Allah’ın indirdiğine ve Resulüne geliniz denildiği zaman Atalarımız üzerinde bulduğumuz şey bize yeter dediler. Ya ataları hiçbir şey bilmeyen ve doğru yola gitmeyen kimseler idiyse” (Maide-104) diye ataların batıl akidelerinden ve bidat amellerinden kaçınmayı emretmiyor mu ? Unutma kardeşim dinde bidat çıkarmak; bir sünneti kaldırır, müslümanların bölünmesine yol açar, fırkaları çoğaltır, müslümanlar arasındaki vahdeti yıkar, müslümanı haktan sapık yollara kaydırır, şeriatı zedeler, dinde hüküm koyucu kılar. Sen bu günahları taşımaktan korkmalısın. Müslümanların bölünmüşlüğüne bakarak ders almalısın. Allah, seni tevhidin, sünnetin, davetin yolunda giden müslüman eylesin.
[1] Bidat : Hakkında Kuran ve sünnetten delil bulunmayan sözler ve amellerdir. Bir başka tanımla; Rasulullah ve ashabının yapmadıklarını yapmaktır.
ubeydullah arslan
İslamabad Uluslararası Üniversitesi