Ramazan Ayının Ve Orucun Ruh Dünyamıza Etkisi
Esselamu aleykum gönül kardeşlerim
Ramazan ayının ve dolayısı ile oruç ibadetinin ruh dünyamızda yaptığı değişimleri hepiniz mutlaka farkediyorsunuz kardeşlerim. Oruç insana öyle bir hissiyat veriyor ki, adeta insan olmanın insani duyguların zirvesine çıkmanın ve o zirvelerde dolaşmanın tadına vardırıyor.
Esselamu aleykum gönül kardeşlerim
Ramazan ayının ve dolayısı ile oruç ibadetinin ruh dünyamızda yaptığı değişimleri hepiniz mutlaka farkediyorsunuz kardeşlerim. Oruç insana öyle bir hissiyat veriyor ki, adeta insan olmanın insani duyguların zirvesine çıkmanın ve o zirvelerde dolaşmanın tadına vardırıyor.
Ramazan aynı zamanda kul olmanında tadına vardırıyor. En temel ihtiyaçlarımızı sadece ve sadece yaratıcımız öyle istedi diye terketmek, O’na kul olduğumuzu göstermek, O’nun emirleri ve nehiylerine nasıl raam olduğumuzu ispatlamak için bir fırsat dilimi sanki Ramazan.
Ramazan aynı zamanda ruhumuzla barışma ayı. Nefsimize ve nefsimizin sevdiklerine daha bir kolay söz geçirebiliyoruz Ramazan da. Bunun sebebi belkide Allah Resulünün hadislerinde belirtilen şeytanların zincirlenmesi, belkide Rabbimizin emrine amade oluşumuzun semeresi, siz ne dersiniz?
Ramazan aslında insan olarak irademizin ne denli güçlü olduğunu kendimize ispat ettiğimiz biz zaman dilimi. Eğer istersek, Rabbimiz emrederse, O’na dayanır ve güvenirsek altından kalkamayacağımız bir sorumluluğun olmadığını farkettiğimiz bir ay. Hani çoğunlukla arkasına sığındığımız (Yapamıyorum, dayanamıyorum, benim buna gücüm yetmez gibi...) mazeretlerin de aslında ne kadar temelsiz olduğunu bize gösteren bir ay.
Ramazan kurtuluş yolumuzu bize anlatan, bizi karanlıklardan nurun aydınlığına çıkaran, bizi cehennem çukurlarından cennetin lahuti iklimine taşıyan mesajın yeryüzü semalarına indiği ay. Hem dünyamızı hem ahiretimizi nasıl mutlu ve mesut hale getirebilirizin şifrelerinin bize gönderildiği bir ay.
Ramazan kendimizi tanıma, keşfetme, mesafe katetme, insanlık ve kulluk vasıflarında yücelme ayı. Ramazanın bu manevi ikliminden faydalabildiğimiz ve bu iklimi değerlendirebildiğimiz derecede de Rabbimizin affına mazhar olduğumuz bir ay.
Ramazan Allah subhanehu ve tealanın “affetme” sıfatının sağnak sağnak yağdığı bir zaman dilimi. Bu sağanak yağmurdan nasiplenebilenlere ne mutlu. Bu sağanak sağanak yağan af yağmurundan nasiplenemeyenlere de ne yazık!..
Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem bir keresinde minbere çıkıyordu. Merdivenden yukarı çıkarken birinci basamakta “amin!” dedi. İkinci basamakta yine “amin!” dedi. Üçüncü basamakta bir kere daha “amin!” dedi. Hutbeden sonra , sahabeler “Bu sefer senden daha önce duymadığımız bir şeyi duyduk yâ Rasûlallah! Eskiden böyle yapmıyordunuz, şimdi minbere çıkarken üç defa “amin” dediniz. Bunun hikmeti nedir?” diye sordular. Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
“Cebrâil aleyhisselam geldi ve ‘Anne-babasının ihtiyarlığında onların yanında olmuş ama anne-baba hakkını gözetmemiş, onlara iyi bakarak mağfireti yakalama gibi bir fırsatı değerlendirememiş kimseye yazıklar olsun, burnu yere sürtülsün onun!’ dedi, ben de ‘amin!’ dedim.
Cebrâil, ‘Yâ Rasûlallah, bir yerde adın anıldığı halde, Sana salât ü selâm getirmeyen de rahmetten uzak olsun, burnu yere sürtülsün!’ dedi, ben de ‘amin’ dedim.
Ve son basamakta Cebrâil, ‘Ramazana yetişmiş, Ramazanı idrak etmiş olduğu halde Allah’ın mağfiretini kazanamamış, afv ü mağfiret bulamamış kimseye de yazıklar olsun, rahmetten uzak olsun o!’ dedi, ben de ‘amin’ dedim.” (Tirmizi)
Bunlar içinde bulunduğumuz bu zaman diliminin bana bir anlık hissettirdikleri kardeşlerim. Sizinle paylaşmak istedim. Rabbim ramazanın sonunda hepimizi affolunan kullarından eylesin. Ramazanın sonunda bayrama kavuşturduğu gibi, ahirettede bizi cennetine ve cennetinde cemaline kavuştursun. Amiiin Ya Rabbi.
Saliha Yıldız
Yitirilmiş Manalar