Elhamdulillah ben bizimkileri uyardım ve akıllarına da yattı dediklerim. Artık izlemiyorlar.
Geçmiş yıllarda bir sahur vaktinde Kanal 7 televizyonunda Ömer Döngeloğlu adlı sunucu sunduğu sahur programına denk gelmiştim. Döngel bey ifk hadisesini anlatıyor ve anlatırken ağlıyor, hüzünleniyor ve Hz.Aişe annemize atılan iftirayı kötülüyordu. Stüdyoda seyirci olarak bulunan kadın ve erkekler de ağlıyordu.
Kuranı Kerimin tefsirini okurken ifk olayıyla alakalı sureyi okuduğumda ve konu ile alakalı hadislere de baktığımda şöyle düşündüm..
İfk olayında bizim almamız gereken mesaj neydi acaba? Çirkin bir iftirayı anlatan bir dizi film izler gibi veya masal dinler gibi Hz. Aişe annemize yapılan iftiradan dolayı hüzünlenip ağlamak mıydı?
Olayı kısmen hatırlayalım Hz. Aişe annemiz bir sefer dönüşü bazı sebepler sonucu (ki Allah istediği için bu olmuştu da bu una yönelik ayetler inmişti) geride kalınca arkadan gelen ordunun geride kalan unuttukları önemli eşyaları toplamakla görevli Safvan b. Muattal onu görüp tanımış ve geride kaldığını anlayınca hemen devesine alıp alel acele orduya yetiştirmek üzere yola koyulmuş ve ancak sabah orduya yetiştirrbilmiştir. Bu esnada münafıkların lideri Abdullah b.Übey b. Selul bunu görür ve bu çirkin iftirayı yayar ne yazık ki bu iftiraya inanan 3 Müslüman da bunu yayarlar ki bunlardan biri de Hz. Ebubekirin yardımlarıyla geçinen Mistah'tır, bir diğeri Safvan'dan hoşlanmayan Hassan b. Sabit idi. Ardından gelişen olaylar ve nihayetinde Nur suresi 11-20. ayetler iner.
Peki İslam dünyasının buradan onlarca önemli ders çıkarması gerekirken Döngeloğlu bey acıklı bir masal gibi olayı anlatıp ağlaması ve oraya seyirci olarak gelenlerin de hıçkıra hıçkıra ağlayarak ona iştirak etmeleri hayatlarında acaba ne gibi bir değişikliğe sebep olmuştur? Biz bir ayeti okuyup en az 10-15 dakika düşünüp beynimizde şimşekler çakması gerekiyorken, bu ayetlerde onlarca yanlışımızı görmemizi, bu ayeteri anlayıp tavbe etmememizi ve hayatımızı buna göre düzenlememizi nasip eden Rabbimize şükretmemiz gerekirken bir masal gibi dinleyip ağlamanın, gülmenin, hüzünlenmenin veya sevinmenin bize ne gibi bir faydası olabilirdi ki?
Sahur vaktinde evinde eşine çocuğuna sahur sofrası hazırlamak veya ibadet yapmak varken ya da bunları yapmasa bile en güvenilir en temiz yer olan evinde oturması gerekirken çıktığı canlı yayında o saçı başı açık halini tvde gösterip milyonları aleyhine şahit tutan o kadının Hz. Aişe annemize ağlamasının kendisine yararı nedir acaba? Ağlayarak sevap kazanacağını mı sanıyor yoksa Döngeloğlu onlara eğer bu olaya ağlarlarsa sevap kazanacaklarını mı söyledi?
Döngeloğlu neden o kadınlara ifk olayından çıkartılabilecek o muazzam dersleri anlatmıyorda acıklı bir hikayeyi anlatarak ağlatmayla yetiniyordu acaba?
Yoksa dili varmıyor muydu oradakilere şunları demeye:
1-a-kadınlara Bakın evinizden yanınızda mahreminizden bir erkek olmadan çıkmayın çünkü bir tehlike ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu programa ve diğer tv programlarına tek başınıza çıkıp geliyorsunuz . Bir musibet gelir, bir kaza olur, yanınızda mahreminiz yokken zor durumda kalırsınız, bu dinimizce uygun değil,
b-erkeklere-Eşinizin evden çok zaruri olmadıkça tek başına çıkmasına izin vermeyin, hanginiz eşinin olurda bir yerde yalnızken olurda düşüp bayılırsa mesela başka bir erkeğin gelip ona o haldeyken bile dokunmasından hoşnut olabilir ki?
2-kadınlara-Gecenin bu vakti bu programa gelmeyin oturun evinizde izleyin, saatler öncesinde yollara düşüp geldiniz, saatlerdir bu stüdyodasınız ve sabaha karşı ancak evinizde olursunuz bir kadının bu kadar saat dışarıda, hemde böyle bir programda erkeklerle yanyana oturmaları caiz değil, bu dinimizce uygun değil,
b-erkeklere-Eşiniz, anneniz veya kardeşiniz bu programda tv karşısında makyajlı saçı başı açık bir halde "dini program" bile olsa katılması ne kadar uygun, yanında siz olsanız dahi, çünkü kameralar herkesi çekiyor ve izleyen herkes bu kadınlarınız görüyor, kendinize gelin ve sizinle bile olsa böyle bir ortama eşlerinizi getirmeyin tek başlarına asla göndermeyin
3-a-kadınlara-Bu saatte dışardasınız şu an burada veya tek başınıza herhangi bir zaman dışarda olduğunuzda yanınıza bir komşunuz vaya bir tanıdık erkek gelip de sizinle konuşursa bir başkası bunu görüp hakkınızda dedikodu yapabilir olmaz demeyin herkes sizin dostunuz değil, unutmayın Hz. Aişe annemiz bir yanlışlık sonucu istemeyerek geride kalmış ve mecburen o sahabenin devesine binmesine rağmen bunu iftira konusu yaptı münafıklar ve müslümanlardan birileri de maalesef münafıklara inanıp uydu. Ki Hz Aişe Rasululah (sav)'ın eşi müminlerin annesi olmasına rağmen bu iftiraya maruz kaldı size neler neler demezler hiç düşünmüyor musunuz hele ki o zamanki münafıklara rahmet okutturacak münafıklarla doluyken etrafınız? Oysa siz zaruretten değil keyfiyetten buradasınız.
b-erkeklere-Kadınlarınızın tek başına dışarı çıkmasına müsaade ettiniz ve size böyle bir haber geldi (ki maalesef bu haberler asılsız olmasına rağmen maalesef çok kötü sonuçlarla bitiyor) ne yaparsınız? Şüphe insanı içten içe kemiren bir kurttur. Binlerce soru olur kafanızda, acaba mı diye diye yer bitirirsiniz kendinizi? Ve size bu haberi getirene de dikkat etmelesiniz? Ancak unutmayın Hz. Aişe annemize yapılan iftirayı yayanlar arsında müslümanlar da vardı hem de o şanlı Bedir savaşına katılan müslümanlar. Bugün sokağa çıkan açık veya kapalı her kadına yanında eşi, oğlu, kardeşi vs olduğu o pis bakışlarla bakan, salyaları akan hatta ileri gidip rahatsız eden bunca ırz düşmanı varken nasıl rahat edebiliyorsunuz.
Demesi gerekirken maalesef oraya gelenleri ve tv başındakileri hipnoz ederek uyutan, ağlatan, uyuşturan bir üslupla acıklı bir hikayeyi anlatarak sabaha karşı evlerine gönderiyor.
Evet ifk olayı çirkin bir iftira olayıdır, ancak orada bizi pek ilgilendiren bir durum söz konusu değildir çünkü bu kişisel bir hak tecavüzüdür ve Hz. Aişe annemiz ile bu iftirayı ortaya atanların ve yayanların Allah'ın huzuruna çıkıp hesaplaşacağını hepimiz biliyoruz. Hak yerini bulacaktır bu iftirayı atanlar karşılığını bulacaklardır. Dediklerim yanış anlaşılmasın bu olay önemsenmesin demiyorum ancak bu kişisel bir hak olayıdır. Biz elbette annemize yapılan bu iftiradan dolayı o zor zamanlarını düşünüp hem Peygamberimize (sav) hem de Aişe annemize üzülürüz ancak sonuçta hak yerini buluyor ve 4 temizleme olayı vardır kuranda geçen ki bu da onlardan biridir.
Asıl mesele bize bu hadiseyi anlatanlar bize bunu nasıl anlatmalılar, bize hangi öğütleri vermeliler biz neleri almalıyız. Yoksa o olay yaşandı Ayşe annemiz hasta olup yatağa da düştü, günlerce ağladı Peygamberimiz (sav) çok zor durumda kaldı, üzüldü ancak yüce Allah ayetleriyle bu çirkin iftirayı ortadan kaldırdı. Yani bizim bu olayı başkalarına ağlamaklı bir halde anlatarak onları da ağlatmamızın bir faydası yok. Çünkü bu olaydan gerekli dersleri almaz isek kendimiz ağlanacak hale düşeriz.
Rabbim hepimize kuranı okuduğumuzda anlamayı , öğüt almayı ve amellerimize yansıtmayı nasip etsin, razı olduğu kullardan olamayı bizlere nasip etsin ve inşaAllah Beyyine suresinde geçen "Radiyellahu anhum ve radu anh" "Allah onlardan(mü'minler) razıdır, onlarda Allah'tan razı" ayetindeki gibi bir sona bizleri mazhar kılsın.
Fiemanillah