Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Rasulullaha Hakaret Edenlerin İnfazı Üzerine Muslumanlara Sövenlere Nasıl Karşılık Verelim?

E Çevrimdışı

Ebu Said

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Abdülmuziz abi :
Resulullah a hakaretle ilgili yaziyi okudum orda zimmilerle ilgili hukum var. Bu son olaydaki gibi kafirlerin diyarinda hukum nedir?
__ yani sorunun asli : bu fransadaki mizah dergisine olan olayla ilgili ilmi bir aciklama yapar misin? Mucahidlere laf ediyorlar cevap veremiyoruz bazen
__ bir de su ayeti bu konu baglaminda nasil anlamaliyiz :

"Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir." (Al i imran/186)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"Mallarınız ve canlarınız hususunda imtihana çekilecek ve sizden önce kendilerine kitab verilenlerden ve muşriklerden de herhalde incitici birçok şey işiteceksiniz. Eğer bunlara katlanır sakınırsanız işte bu, hadiselere karşı bir azim ve metanettendir." (Âl-i İmran 186)

Yahya ibn Fâris kanalıyla Kâb ibn Mâlik'ten o da babasından rivayet eder ki Kâb ibnu Eşref, Peygamber
'i hicveder ve Kurayş muşriklerini aleyhine tahrik ederdi. Peygamber (s.a.v.) Medine-i Munevvere'ye geldiğinde oranın ahalisi müslumanlardan, puta tapanlardan ve yahudilerden olmak üzere karışıktı.
Yahudiler, Peygamber
ve ashabına eziyet ederlerken Allah Tealâ, Rasûlu'ne sabır ve afvı emretmişti. İşte onlar hakkında "sizden önce kendilerine kitab verilenlerden ve müşriklerden de herhalde incitici birçok şey işiteceksiniz.." âyetini indirdi de Kâb ibnu'l-Eşref, Peygamberce eziyetinden vazgeçmeyince Efendimiz , Sâd ibn Muâz'a "Kâb'ı öldürmek üzere bir grubun gönderilmesini" emretti. O da Muhammed ibn Mesleme'yi gönderdi ve onlar da Kâb ibnu'l-Eşref i öldürdüler.
Kâb ibnu'l-Eşref in öldürülmesi üzerine yahudiler ve muşrikler korkup Peygamber
'e geldiler ve "Arkadaşımızın kapısı çalındı ve hile ile öldürüldü" dediler.
Efendimiz de onlara, daha önceki sözünü hatırlattı ve müslümanlara eziyetten vazgeçmelerine, yahudîlerle müslümanlar arasında bir andlaşma yapmaya davet etti. Kabul etmeleri üzerine bir sayfaya yahudiler ve müslümanları bağlıyacak bir andlaşma yazıldı. (Ebu Davud, el-Harâc ve'I-Fey' ve'l-İmâra, Bab 22, hadis no: 3000)

Taberî'nin tefsirinde Kâb ibnu'l-Eşref in öldürülüşü ile ilgili Zuhrî'den rivayetle tahric olunan haberde bazı ayrıntılara da yer verilmektedir. Buna göre son derece zeki ve ihtiyatlı olan Kâb ibnu'l-Eşref i, onu öldürmeye giden sahabîler ancak hile ile yanlarına gelmesini sağlıyarak öldürebilmişlerdir. Gönderilenlerden birisi kaçmasını önlemek üzere ona sarılmış, Ebu İsa böğrüne ilk darbeyi vurmuş arkasından Muhammed ibn Mesleme de tepesine binerek kılıcıyla işini bitirmiştir. (Taberî Tefsiri, IV, 134)
Kâb ibnu'l-Eşref in öldürülmesi hadisesi Bedr Gazvesinden kısa bir süre sonradır ve öldürülmesi ile ilgili birçok ayrıntı ile onun şiirinden, öldürülmesi üzerine söylenen şiirlerden örnekler İbn Hişâm'ın Sîre'sinde yer almaktadır. Buradaki çarpıcı ayrıntılardan biri, onu öldürmeye giden sahabîlerin içinde Kâb'in bir süt kardeşinin de yer almasıdır. Silkân ibn Selâme ibn Vakş adındaki bu sahabînin hey'ette yer alması Kâb'ın bu hey'etin yanına gelmeye razı olmasında büyük rol oynamış görünüyor. (İbn Hişâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, Kahire 1375/1955,11,51-58)

Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm bir gün): "Kâb İbnu'l-Eşref'in hakkından kim gelecek? Zira bu Allah ve Rasûlüne ezâ veriyor!" buyurdular.
Muhammed İbnu Mesleme (radıyallahu anh) atılarak: "Onu öldürmemi ister misiniz?" dedi.
Aleyhissalâtu ve's selâm: "Evet!" deyince,
Muhammed İbnu Mesleme: "Hakkınızda menfi şeyler söylememe de izin veriyor musunuz? (Güvenini kazanmamız için buna gerek olacak)" dedi.
Aleyhissalâtu vesselâm: "(İstediğinizi) söyle(yin)" buyurdu.

Bunun üzerine Muhammed İbnu Mesleme (radıyallahu anh) Ka'b-İbnu'l-Eşref'e gelip onunla konuştu, aralarındaki (eski) dostluğu hatırlattı ve: "Şu adam var ya, sadaka istiyor ve bize sıkıntı oluyor!" dedi.
Kâb bunu işitince: "Ha şöyle! Vallahi ondan daha da çekeceksiniz!" dedi.
Muhammed İbnu Mesleme: "Biz ona şimdi gerçekten tâbi olduk. Onu büsbütün terkedip sonunun ne olacağını seyretmekten de korkuyoruz." dedi.
Kâb: "Söyle bana dedi, içinde ne var, ne yapmak istiyorsunuz?"
Muhammed: "Onu yalnız bırakmak, ondan ayrılmak istiyoruz." deyince,
Kâb: "Şimdi beni mesrur ettin." dedi.
Muhammed ilave etti: "Bana biraz ödünç vermeni talebediyorum..." dedi.
Kâb da: "Bana rehin olarak ne bırakacaksın?" diye sordu.
Muhammed İbnu Mesleme: "Ne istersin?" dedi.
Kâb: "Kadınlarınızı bana rehin bırakmalısın!" dedi.
Muhammed İbnu Mesleme: "Ama sen Arabların en yakışıklısısın. Sana kadınlarımızı nasıl rehin bırakalım? (Şu yakışıklılığın sebebiyle hangi kadın nefsini senden men edebilir?)" dedi.
Kâb: "Öyleyse çocuklarınızı rehin bırakırsınız!" dedi.
Muhammed İbnu Mesleme: "Ama nasıl olur, birimizin çocuğuna hakaret edip: "Bir veya iki vask hurma karşılığında rehin edildin." diye başına kakarlar. Ama sana zırhları yani silahı rehin bırakalım." dedi.
(Kâb bu teklifi makul bulub) "Pekala, bu olur!" dedi.
Bunun üzerine Muhammed İbnu Mesleme, ona el Hâris İbnu'l-Evs, Ebu Abs İbnu Cebr ve Abbâd İbnu Bişr ile birlikte gelmek üzere randevulaştı. Bunlar geceleyin gelip onu (dışarı) çağırdılar.
Kâb yanlarına indi. Kadını: "Ben bazı sesler işitiyorum, bu sanki kan sesidir (gitme!)" dedi.
Ancak O: "Hayır, bu gelen Muhammed İbnu Mesleme ile süt kardeşi ve Ebu Nâile'dir. Mert kişi geceleyin yaralanmaya bile çağırılsa icabet eder!" dedi.
Muhammed İbnu Mesleme arkadaşına: "Gelince, ben elimi başına uzatacağım. Onu tam yakaladım mı göreyim sizi!" dedi.
Kâb kılıncını kuşanmış olarak indi.
"Sende tîyb kokusu hissediyoruz!" dediler.
Kâb: "Evet! nikahımda falan kadın var. Arab kadınlarının (sevdiği) kokuyu sürüyorum." dedi.
Muhammed İbnu Mesleme: "Ondan koklamama musaade eder misin?" dedi.
Kâb: "Tabi ederim, kokla!" dedi.
Muhammed yakalayıp kokladı.
Sonra: "Bir kere daha koklamama musaade eder misin?" dedi.
Sonra onu yakaladı. "Göreyim sizi!" dedi ve orada öldürdüler."
(Buhârî, Megâzî 15, Rehn 3, Cihâd 158, 159; Muslim, Cihad 119, (1801); Ebu Dâvud, Cihad 169, (2768)



Rasulullah'ın İntikamcısı Said ve Cherif Kouachi Kardeşler


İlgili Konular :

Allah'a, Peygambere Küfredeni Öldürmenin Hükmü Nedir?
Çözüldü - Allah'a, Peygambere Küfreden Komutanı Öldürmenin Hükmü Nedir?

Rasulullah'a Hakaret Edenlere Sabredilmeli Diyenlere Cevab?
Çözüldü - İslam'a, Rasulullah'a Hakaret Edenlere Sabredilmeli Diyenlere Cevap?
 
E Çevrimdışı

Ebu Said

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
abdulmuziz abi ben senin zamanının kısıtlı olduğunu biliyorum ama anlayamadım durumu.

''sizden önce kendilerine kitab verilenlerden ve müşriklerden de herhalde incitici birçok şey işiteceksiniz.." âyetini indirdi de Ka'b ibnu'l-Eşref, Peygamberce eziyetinden vazgeçmeyince Efendimiz (s.a.v.), Sa'd ibn Muâz'a "Ka'b'ı öldürmek üzere bir grubun gönderilmesini" emretti.

ben bunu anlayamadım. ayette Allah bunlara katlanın demiyor mu? o zaman resulullah öldürme emrini neden veriyor. sahih hadisle ayet çelişmez usul bilgime göre (hanefileri ayrı tutuyorum) o zaman bizim bu ayetin delaletini farklı anlamamız gerekemz mi? yoksa Allah sabredin katlanın derken Allah resulu tersini yapabilir mi
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim;
Allah (c.c.)'nin buyruğu tavsiye babındadır. Ne olursa olsun sabredin değil. İnciltici sözün şiddeti ve ısrarında durum değişebilir. Zaten Rasulullah (s.a.v.)'dan daha iyi ayetleri kimse anlayamaz, amel edemezdi, nitekim öyle de oldu.
"... Mûminler mûminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mucâhede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar...." (Maide 54)
 
Üst Ana Sayfa Alt