Reformizm

E Çevrimdışı

ebumuhammed

Üye
İslam-TR Üyesi
YENI BIR KURAN ANLAYISI ZIHNIYETINE KARSI MUHAFAZAKAR BIR CEVAP

Asrımızın müslümanı, imanının zaafa ugraması nedeniyle bir şahsiyyet krizi yaşamaktadır.
Bunun bir neticesi olarak da batıyı taklit etme özentisine kapılmıstır. Ancak bu taklitçilik, hayat modeline munhasır iken, maalesef bugün bu boyutu da aşma durumuna gelmiştir. Nitekim bu batılılaşma özentisi, Islami ilimlere de uygulanmak istenmektedir. “Yeni bir Kuran anlayışı, Sünnete yeni bir yaklaşım” gibi hezeyan dolu sözler yükselmeye yüz tutmuştur. Güya maksatları; Kuran ve Sünnete, çaga uygun bir yorum getirerek yeni bir hüviyet kazandırmak imiş!!! İşi meşrulaştırmak için, buna gerekçe olarak ta bugünkü Kuran ve sünnet anlayışının, çaga cevap vermedigini ileri sürmeleridir. Daha da garip olanı ise 14 asırlık ilim samimiyet ve kalite ile dolu geçmiste yetişmiş alim ve eserlerine kırmızı kalem çizerek, onlara klasik bir anlayış gözüyle bakmaktır. Bunun yanında yandaşları ve akıl hocaları olan oryantalistlerin, Islam adına cinayet işleyerek yazmış oldukları eserlere modern Islam anlayışı adını vermeleridir. Şimdi soruyorum size; bu çifte standart büyük bir zulüm, insafsızlık ve nankörlük degil midir? Ne yazık ki bütün gayretler batı ve sistemine ayak uydurma hesabına yapılmaktadır.

Kuran ve sünnetin evrenselligini ortay koymak için, illaki her ortaya çıkan görüş ve ideolojiye sahip çıkmak mı gerekir? Kaldı ki bu görüs ve ideolojiler hiç şüphesiz birer teselsül halinde kiyamete kadar devam edecektir. Kiyamete kadar her türlü tebdil ve tahriften korunma garantisi altında bulunan ve kemale ermesiyle her türlü ziyadelilikten müstagni olan Islam dininin, bu yabancı ve ithal edilmis düsünce ve anlayışlara ihtiyacı olmadığı gibi sahip çıkmaya da mecbur degildir. Farz-i muhal bu zihniyet kabul edilmiş olsaydı, Kuran vahiy bir değeri kalmış olmazdı. Böylelikle de Islam’ın asıl ilahi amaçları saptırılmış olurdu. Ona beşeri yorumlar getirmekle, beşeri sistemler seviyesine indirmekten başka birsey yapılmıs olmazdı. Bizim anladığımız evrensellik ise Kuran’ın, insanlığın maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap vermesidir.

Şimdi şunu sormak isterim; neden muhafazakar anlayışının batıya ayak uydurmasına gerek duyuluyor da batının bu anlayışa ayak uydurmasına gerek duyulmuyor? Batı ne zamandan beri Islam için ölçü olmustur. Evet; batılılaşma hamlesi konusunda , Hz.Peygamberin (s.a.v.) asırlar öncesi vermiş olduğu haberi tasdik etmemek elde degildir.

O söyle diyordu: “Siz, sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyacaksınız, öyle ki onlar kelerin deliğine girseler sizde oraya gireceksiniz. Denildiki ey Allah’ın resulu, o (uyulan) kimseler yahudi ve hiristiyanlar mıdır? O da cevaben “Ya baska kim olabilir?” demistir. (Buhari ve Müslimde)

Evet tarihten ibret alınmadığı zaman, tarih tekerrürden ibaret olur. Geçmiş ümmetlerdeki tahrif ve tebdil mukaddes kitapların lafızlarında yapılırken, bizdekiler dine çagdaş bir hüviyet kazandıralım diye vahyi Kuran’a yeni bir yorum anlayıs veya yaklaşım getirerek, kısacası bir reform yaparak sinsi bir tahrif türü gerçeklestirmeye yeltenmekteler. Belki de birçokları bunun farkında bile degildirler.

Bizim kanatimize göre; Islam vahyi hiçbir zaman çağın gerisinde kalmamıstır ve kalmayacaktır da. Orjinalliği kiyamete kadar tahriften salim kalacağı gibi hükümleri de kuyamete dek bakidir.

Bütün bu fasit ve tıkanmaların altında Kuran’ın vazgeçilmez tefsiri olan ve ilk üç faziletli asrın nesline dayanan sahihi sünnet kültüründen cahil yoksun habersiz ve önyargılılık yatmaktadır. Kısacası aklın her şeyi halledecegi fikri mevcuttur.

Bizce Kuran’ı anlamanın en salim yolu şu asamalarla gerçeklesebilir.

1. Kuran’ın önce Kur’anla tefsiri

2. Kuran’in sahih sünnetle tefsiri (Bu da tefsirle ilgili rivayetlerin tashihinde yogun bir çalısmayı gerektirmektedir.)

3. Sahih sünnetle tefsiri sabit olmayan ayetlerin, sahabe ve tabiinden varid olan kavil ve görüslerin en sihhatli olanlarin tefsiri.

4. Kuran’ı arapça dilin zenginliginden istifade ederek delalet ettiği manalarla tefsiri.

5. Arapça dilin yanında örf de tefsirde yardımcı unsur sayılabilir.

6. Müspet ilimlerle ilgili ayeti kerimelerin tefsirine gelince Kuran ve Sünnetin genel prensiplerinin dışına çıkılmaması şartıyla, ihtisas ehlinin bu konularla ilgili ittifak ettikleri ilmi verilerden istifade edilir.

Mezkur maddelerde bu tertibe riayet edilirse saglıklı bir tefsir meydana gelmis olur.Çağın getirmiş oldugu bazı sorunlara da egilirken de Kuran ve Sünnetin genel kaidelerinden istifade edilerek çözüme gidilmelidir.

Tefsirden Arındırılması Gereken Unsurlar:

1. Rey ve indi görüsler

2. Zayıf ve uydurulmuş hadisler.

3. Tefsir konusunda ilk üç nesilden gelen zayıf ve mercuh olan bütün vecih ve kaviller

4. Israiliyata ait haberlere gelince bunlar üç türlüdür.

a. Kuran ve Sünnetin prensiplerine zıt olanlar

b. Kuran ve Sünnetin prensiplerine uygunluk arzedenler

c. Ne tasdiki ne dogrulanması ve ne de yalanlanmasını gerektiren haberler.

Günümüzde tefsir konusunda zikrettigimiz maddelere uygun olarak hazırlanacak bir tefsire siddetle ihtiyaç vardır. Nitekim Islam dünyasında bu konuda bazı çalısmalar yapılmaktadir. Bunun daha da yogunlasmasi gerekir. Tefsir ve diger Islami ilimlerde iştigal eden ilim adamlarına büyük görevler düsmektedir. Bu da kollektif bir çalısmayı gerekli kılmaktadır. Kollektif çalısmada yer alacak olan ilim adamlarının çesitli sorunlara daha kapsamlı çözümler getirilebilmesi için, islam dünyasının her bölgesinden olusması gerekir.


Muaffakiyet alemlerin Rabbindendir.
Selam ve dua ile
 
temin_dari Çevrimdışı

temin_dari

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Güzel bir konuya deyinmişsin Allah c.c razı olsun dikkat etmelyiz...

En güzel cemaat cami camaati.... :yale
 
hayalet Çevrimdışı

hayalet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
YENI BIR KURAN ANLAYISI ZIHNIYETINE KARSI MUHAFAZAKAR BIR CEVAP
hocam ALLAH RAZI OLSUN DEGINDIGINIZ ICIN anlamaya calisiyorum :uzgunumm
 
Üst