Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Resim Yapmak ; Asmak : Ressamlık

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
RESİM YAPMAK; ASMAK : RESSAMLIK
images.jpg

Tasvir, bir şeyin suretini/resmini çizmektir. Heykeller yapmak da tasvirdendir. Tasvir, heykeltıraşçılığı da kapsar.
Resim bizzat ya da heykel surettir. Onlara lugatte tesâvir/tasvirler/resimler denir. Bu, heykelleri de kapsar.

Şeriat; insan, hayvan, kuş gibi canlı sureti yapmayı/ çizmeyi haram kılmıştır. Bu tür suret/resim çizimi, ister kağıt üzerine olsun, ister deri üzerine, ister elbise üzerine, ister kap-kacak üzerine olsun, ister dekorasyon ve ziynet üzerine olsun, ister para üzerine olsun (v.b.) fark etmez, hepsi de haramdır. Zira üzerine suret/resim çizilen ne olursa olsun sadece canlı sureti çizmek haramdır.
Canlı olmayan şeyin suretini yapmak caizdir, onda bir sakınca yoktur. Nitekim Şeriat ağaçların, dağların, çiçeklerin v.b. canlı olmayan şeylerin suretlerini yapmayı/resimlerini çizmeyi helal kılmıştır.

Canlı olanın suretinin yapılmasının haram kılınması şer'î nasslar ile sabittir.
Buhari, İbni Abbas hadisinden şöyle dediğini tahric etmiştir:
Nebi (s.a.v.), evde resimler olduğunu görünce, onların yok edilmesini emretmedikçe eve girmedi.”

(Buhari)

- Aişe’den (r.anha) rivayet edildi ki;
İçerisinde resimler olan bir örtüyü/perdeyi asmış. Rasulullah (s.a.v.) içeri girdiğinde o örtüyü söküp atmış.
Aişe dedi ki;
Sonra o örtüyü parçaladım, iki yastık yaptım. Rasul (s.a.v.), o iki yastığa yaslanıp dinleniyordu.”

(Muslim)

- Ahmed’in rivayetinde şu lafızla geçmekte:
O örtüyü alıp fırlattım. Sonra onu iki yastığa parçaladım. Sonra Rasulullah, içerisinde resim olduğu halde o iki yastığa yaslanmış gördüm.”

(Ahmed b. Hanbel)

- Buhari ve Muslim, Aişe hadisinden şöyle dediğini ortaya koydular:
Rasulullah (s.a.v.) bana geldiğinde, bana ait olan kapı girişini içerisinde resim olan bir çeşit nakışlı kumaş ile örtmüştüm.
Rasul (s.a.v.)onu görünce, yüz rengi kızararak onu çekip yırttı. Şöyle dedi:

يَاعَائِشَةُأَشَدُّالنَّاسِعَذَابًا عِنْدَ اللَّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ الَّذِينَ يُضَاهُونَ بِخَلْقِ اللَّهِ
Ey Aişe, Kıyamet Günü azab bakımından en zor durumda olanlar, yaratmakta Allah’a benzer olmaya çalışanlardır.”
(Buhari, Muslim, K. Lilbâs ve’z Zîneh, 3937)

- Muslim’in hadisinde, Aişe’den şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Rasulullah (s.a.v.) bir seferden geldi. Ben kapımı içerisinde kanatlar olan, at resmi olan bir örtü ile örttüm. Bunun üzerine bana o örtüyü indirmemi emretti.”

(Muslim)

- Buhari, İbn Abbas (r.anhuma) hadisinden Rasulullah (s.a.v.) ’in şöyle dediğini ortaya koydu:
مَنْصَوَّرَصُورَةًفِيالدُّنْيَاكُلِّفَيَوْمَالْقِيَامَةِأَنْيَنْفُخَفِيهَاالرُّوحَوَلَيْسَبِنَافِخٍ
Kim bir suret yaparsa, Kıyamet Günü o yaptığı surete can üfüresiye kadar Allah ona azab eder. Halbuki o üfüremez.”
(Buhari, K. Lilbâs, 5506)

- İbn Ömer yoluyla da Rasulullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini ortaya koydu:
إِنَّأَصْحَابَهَذِهِالصُّوَرِيَوْمَالْقِيَامَةِيُعَذَّبُونَفَيُقَالُلَهُمْأَحْيُوامَاخَلَقْتُمْ
Bu suretleri yapanlar Kıyamet Günü azab görürler. Onlara; ‘Yarattığınızı canlandırın’ denir.”
(Buhari, K. Buyu’, 1963)

- İbn Abbas’tan rivayet edilmiştir:
“Ona bir adam gelip dedi ki;
Ben bu suretleri çizip, bu suretleri yapıyorum. Onlar hakkında bana fetva ver.
Bunun üzerine o;
Bana yaklaş, dedi.
O, elini başına koyasıya kadar ona yaklaştı.
İbn Abbas (r.anhuma) dedi ki; Sana Rasulullah (s.a.v.)’den işittiğimi haber veriyorum.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle derken işittim:

كُلُّمُصَوِّرٍفِيالنَّارِيَجْعَلُلَهُبِكُلِّصُورَةٍصَوَّرَهَانَفْسًافَتُعَذِّبُهُفِيجَهَنَّمَ
Her suret yapan ateştedir. Yaptığı her surette onun için bir nefis/can verilir. O suret cehennemde ona âzab eder.” Eğer sen mutlaka yapmak zorundaysan ağaç ve canlı olmayan bir şey yap.”
(Muslim, K. Lilbâs ve’z Zîneh, 3945)

Ahmed, Ebu Hurayra’dan, Rasulullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini rivayet etti:
أَتَانِي جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلام فَقَالَ إِنِّي كُنْتُ أَتَيْتُكَ اللَّيْلَةَ فَلَمْ يَمْنَعْنِي أَنْ أَدْخُلَ عَلَيْكَ الْبَيْتَ الَّذِي أَنْتَ فِيهِ إِلا أَنَّهُ كَانَ فِي الْبَيْتِ تِمْثَالُ رَجُلٍ وَكَانَ فِي الْبَيْتِ قِرَامُ سِتْرٍ فِيهِ تَمَاثِيلُ فَمُرْ بِرَأْسِ التِّمْثَالِ يُقْطَعْ فَيُصَيَّرَ كَهَيْئَةِ الشَّجَرَةِ وَمُرْ بِالسِّتْرِ يُقْطَعْ فَيُجْعَلَ مِنْهُ وِسَادَتَانِ تُوطَآَنِ وَمُرْ بِالْكَلْبِ فَيُخْرَجَ فَفَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
"Bana Cibril (a.s) gelip şöyle dedi:
Ben sana gece geldim. Zira içerisinde senin olduğun evde sana gelmeme engel olan bir şey yoktu. Ancak evde bir adam heykeli olduğunda, içerisinde resimler olan nakışlı örtüler olduğunda, köpek olduğunda mustesna.
Sonra Rasul (s.a.v.) bir heykel ile karşılaştığında onu parçalıyor, o da ağaç şekli alıyordu.
Resimli örtü ile karşılaştığında onu parçalıyor sonra ondan iki yastık yapıyordu.
Köpek ile karşılaştığında onu evden dışarı çıkarıyordu. Rasulullah
(s.a.v.) böyle yapıyordu.

(Ahmed b. Hanbel, B. Mus. Mukessirîn, 7701)

- Buhari, Ebu Cuheyfe yoluyla şunu rivayet etti:
“O hacamet eden/deriyi tarayıp kanatan bir köle satın aldı.
Sonra şöyle dedi:
Nebi (s.a.v.), kanın bedelini, köpeğin bedelini, fahişenin kazancını yasakladı. Faiz yiyeni ve yedireni, dövme yapanı ve yaptıranı, suret yapanı/çizeni lanetledi.”

(Buhari)

Bu hadislerin tamamı, suret yapma/çizmenin terk edilmesinin kesin bir şekilde talebini içermektedirler. Bu suret yapmanın/çizmenin haram olduğuna dair delildir. Bu hadisler geneldir.
İster gölgesi olsun, ister tam olsun ister büst olsun, fark etmeksizin her sureti kapsamaktadır. Zira gölgesi olan suretin haram kılınması ile gölgesi olmayan suretin haram kılınması arasında, canlısı yaşaması mümkün olan tam sureti yapmanın haram kılınması ile yaşaması mümkün olmayan büst şeklindeki suretin haram kılınması arasında fark yoktur. Hadislerin genelliği nedeni ile hepsi de haramdır.
Ev hakkındaki İbn Abbas’ın hadisinde, Kâbe’deki suretler, resim olarak çizilmiş idiler, gölgeleri yoktu. Onlar yok edilmeden, Rasul (s.a.v.) ona girmedi. Aişe hadisi, örtüde gölgesi olmayan resmin çizilmiş olduğuna delâlet etmektedir.

Rivayet edildi ki; “Nebi (s.a.v.) Ali’yi bir seriyyeye gönderdi.
Ona şöyle dedi:

أَنْلاتَدَعَتِمْثَالاًإِلاطَمَسْتَهُوَلاقَبْرًامُشْرِفًاإِلاسَوَّيْتَهُ
Ortada yıkmadığın bir heykel, silip yok etmediğin bir suret/resim, dümdüz yapmadığın yüksek kabir bırakma.”
(Muslim, K. Cenâiz, 1609)

Dolayısıyla hadis her iki çeşit sureti de zikretti, heykeli yani gölgesi olanı ve silinen/kazınan resmi yani gölgesi olmayanı zikretti.
Gölgesi olan ile gölgesi olmayanı farklı görmek doğru değildir ve bir aslı yoktur. Çünkü suretin hayat sahibi olması ya da olmaması, haram kılınışının illeti değildir. Onu haram oluştan istisna eden bir delil de yoktur.
Can sahibi olmayan ağaç, dağ, v.b.'lerinin suretlerinin/resimlerinin yapılmasının câiz oluşu ise; suret yapmanın haram kılınması hakkında gelen hadislerde haram oluş, içerisinde can olanın sureti ile kayıtlı kılınmıştır. Bu, kendisi ile amel edilen bir mefhumu olan muteber bir kayıttır. Onun mefhumu ise, içerisinde can olmayanın sureti haram değildir.
Evet, bazı hadisler mutlak olarak gelmiştir. Fakat bazı hadisler de mukayyed/kayıdlı olarak gelmiştir. Usul ile ilgili kaide/kural ise, “Mutlak, mukayede hamledilir/ yorumlanır” şeklindedir.
Dolayısıyla haram kılma sadece, insan, hayvan, kuş gibi içerisinde ruh/can olanın suretine ait olur. Fakat bunun dışında kalan suretlerin yapılması haram olmaz, bilakis caiz olur. Ayrıca ağaç (v.b.) içerisinde can olmayanın suretinin yapılmasının mubah oluşu hadislerde açık olarak geçmiştir.
Zira Ebu Hurayra hadisinde;
Evin kapısında olan heykelin kafası ile karşılaştığında onu parçaladığı, onun ağaç şeklini aldığı” geçmektedir.

Bu demektir ki, ağaç heykelinde bir sakınca yoktur. İbn Abbas hadisinde de; “
Eğer onu mutlaka yapacaksan, ağaç ve canlı olmayanın suretini yap” denilmektedir.

Suret yapmanın haram kılınması ile ilgili gelen hadisler illetli değildir. Suret yapmak herhangi bir illet ile illetlendirilmemiştir. Onun için ona illet aranmaz.
İbn Ömer’den rivayet edilen Rasul (s.a.v.)’in şu sözüne;

فَيُقَالُلَهُمْأَحْيُوامَاخَلَقْتُمْ
Onlara yarattıklarınızı canlandırın denilir.”

Ve İbn Abbas hadisinde geçen şu;

أَنْيَنْفُخَفِيهَاالرُّوحَوَلَيْسَبِنَافِخٍ
O üfüremediği halde, ona ruh üfüresiye kadar sözüne;
Aişe hadisinde geçen;

أَشَدُّالنَّاسِعَذَابًاعِنْدَاللَّهِيَوْمَالْقِيَامَةِالَّذِينَيُضَاهُونَبِخَلْقِاللَّهِ
Kıyamet Günü insanların azab bakımından en zor/sıkıntılı olanı, Allah’ın yaratmasına misilleme yapandır.

Bunların hepsi de illetlendirme tarzında geçmemektedir. Bu hadislerde geçen lafızlar ve cümlelerden illetlik anlaşılmamaktadır. Bu hususta geçenin hepsi, Rasul (s.a.v.)’in suret yapmayı, yaratmaya, suret yapanı da yaratıcıya benzetiyor olmasıdır. Benzetmek ise illetlik ifade etmez. Bir şey başka bir şeye benzetildiğinde, illet olmaz. Benzeyen, kendisine benzetilenin illeti yapılmaz, o sadece ona ait bir vasıf olur. Bir şeyin vasfı ise, onun illeti değildir. Onun için “İçerisinde Allah’ın yaratmasına benzeşme olduğu için suret yapmak haramdır” denilmez.
Zira Allahu Teâlâ, insanı, hayvanı, kuşu yarattığı gibi ağaçları, dağları, çiçekleri de yarattı. Dolayısıyla insan, hayvan ve kuşun suretinin yapılması, Allah’ın yaratmasına benzeşme olduğu için haram olsaydı, bu illet; ağaçlarda, dağlarda, çiçeklerde ve diğerlerinde de vardır. Zira onları da Allah yarattı. O zaman onların suretlerinin yapılmasında da illet olduğu için onların suretlerini yapılması da haram olurdu. İllet, var olup olamama bakımından illetlendirilen ile birlikte döner. Halbuki nasslar, ağacın ve içerisinde ruh/can olmayan her şeyin suretinin yapılmasının câiz oluşuyla ilgili olarak geçmiştir.
Buna binaen, haram kılınması hakkında nassların geçmesinden dolayı insan ve hayvan suretinin yapılması haramdır. Bu haram oluş, bir illetten dolayı değildir. Ağaçlar, dağlar ve içerisinde can olmayan her şeyin suretinin yapılması ise caizdir. Mubah oluşu hakkında nassların geçmesinden dolayı bunda bir sakınca yoktur.
Allah’ın haram kıldığı suret yapmak, sadece insanın bizzat kendisinin doğrudan surat yaptığı hususlardan olan resim çizmek, nakış yapmak v.b. hususlardır.
Ayrıca hadislerde haram kılınması geçen “suret yapmak”, vasıflandırılmış ve çeşidi belirlenmiştir. O yaratmaya benzeyendir. İçerisinde bir şeyi icad etmek bakımından suret yapanın yaratıcıya benzediği şey ise, ya zihninden çizimle ya da önünde mevcud olanın aslından çizerek bir suretin icad edilmesidir. Her iki halde de suret icat edilmektedir. Çünkü onda icad etmek/yaratmak vardır.

Bu izahat suret yapmak bakımından idi. Yapılan suretleri elde etmeye gelince:
Eğer o mescid, namaz kılınan yer v.b. gibi ibadet için hazırlanmış bir yerde ise, o kesinlikle haramdır.
Bunun delili ise, İbn Abbas’ın hadisinde geçen Rasulullah (s.a.v.)’in, içinde bulunan resimlerin yok edilmeden Kâbe’ye girmeyi kabul etmemesidir. Bu terk için kesin bir taleptir, dolayısıyla haram kılmaya bir delil olur.
Evler, bürolar, okullar v.b. gibi ibadet için hazırlanmamış bir yerde o suretleri elde etmeye gelince; bu hususta ayrıntı vardır. Açıklaması ise şöyledir:
Sureti elde etmek/bulundurmak, ona tazim konumunda olursa, haram değil, mekruh olur. Tazim konumunda olmazsa caizdir, bir sakıncası yoktur.
Surete tazimin olduğu bir yerde, onun bulundurulmasının mekruh oluşu ise; Aişe hadisinden dolayıdır. Onda geçtiğine göre; Rasul (s.a.v.), içinde suret olan bir örtüyü çekip attı.
Ebu Hurayra hadisinde de Cibril, içerisinde heykeller, resimler ve köpek olduğu için eve girmeyi kabul etmedi.
Bu mekruh oluşun, içerisinde surete tazimin olduğu bir yerde konulmuş suretlere/resimlere has olması ve içerisinde surete tazimin olmadığı bir yerde suretlerin bulunmasında bir sakınca olmaması ise; Aişe hadisinde, Rasul (s.a.v.)’in içerisinde resimler olan örtüyü çekip atması ve içerisinde resimler olduğu halde koltuk yastığına yaslanmasıdır.
Ebu Hurayra hadisinde de;
Rasul (s.a.v.), resimli örtü ile karşılaştığında onu parçalıyor ve sonra ondan iki yastık yapıyordu” şeklinde geçmesidir.
Bu, nehyin suretin, kendisine tazim yapılan bir yerde konulmasına bağlı olduğuna, onu elde etme ve bulundurmaya bağlı olmadığına delâlet etmektedir.

Surete tazimin olduğu bir yerde suretin konulmasının haram değil de mekruh olmasına gelince:
Bu, bu hususta geçen nehyin, suret yapma hakkında olduğu gibi, suret bulunduranı azapla tehdit etmek ve zemmetmek v.b. kesinliğe delâlet eden bir karine ile birlikte gelmeyip bilakis, sadece terkin talebi şeklinde gelmesindendir. Bir takım başka hadislerin, heykeller bulundurmayı nehyederek de çizilmiş suretleri bulundurmayı caiz kılarak gelmesi, nehyin kesinlik için olmadığına karine sayılan hususlardandır.

Muslim, Ebu Talha’dan Rasulullah (s.a.v.) şöyle derken işittiğini rivayet etti:

لاتَدْخُلُالْمَلائِكَةُبَيْتًافِيهِكَلْبٌوَلاصُورَةٌ
İçerisindebir köpek ve suret olan bir eve Melek girmez.”
(Muslim, K. Lilbâs ve’z Zîneh, 3929)

Muslim’in rivayet ettiği başka bir rivayette ise şöyle denilmektedir:
إِلارَقْمًافِيثَوْبٍ
Kumaş elbise üzerine çizilmiş mustesna.
(Muslim, K. Lilbâs ve’z Zîneh, 3931)

Bu, kumaşa çizilmiş suretin istisna edildiğine delâlet etmektedir. Mefhumu ise; içerisinde kumaşa çizilmiş şekiller olan yani resim olarak çizilmiş suret olan eve melekler girer. Bu hadis, diğer nehiy hadisler ile bir araya getirildiğinde, suret bulundurmayı terkin talebinin kesin olmadığına karine olur.
Dolayısıyla suret taziminin olmadığı bir yerde suret bulundurmak, haram değil mekruhtur.


Haram olduğunu söyleyenlerin delilleri:

İbn Âbidn, Hasiye'sinde söyle der:
"Resim yapmak mutlak sûrette caiz değildir. Çünkü bu, Allah'ın yaratmasına benzer yaratma iddiasına kalkışmaktır" (İbn Âbidîn, Hâşiye, I, 608).

İmam Nevevi şöyle der:
Bizim ashabımıza ve diğer âlimlere göre, canlının resmini yapmak şiddetle haramdır. Bu aynı zamanda büyük günah (kebair)lardandır. Çünkü hadislerde onun hakkında şiddetli tehditler vardır. O, ister değersiz tutulmak için yapılsın, ister başka niyetle yapılsın. Onu yapmak tamamen haramdır. Çünkü onda Allah'ın yaratmasına benzetmek vardır. İsterse, bu elbisede, sergide, dirhemde, dinarda, felsde, kapkacakta, duvarda veya başka yerde olsun. Bütün bu durumlarda yapılan sûretin, gölgeli (boyutlu) olub olmaması fark etmez (Nevevî, Muslim Şerhi, XIV, 85).

İmam Kurtubi ise şöyle der:
Rasulullah (s.a.v) tasviri yapanlara, istisna yapmaksızın lanet etmiştir. "Bu sûret yapanlara kıyamet gününde azab edilecek ve onlara "yarattıklarınızı diriltiniz" denilecek" hadisinde de istisnada bulunmamıştır.
Sunen-i Tirmiz'de Ebû Hurayra'dan rivayet edilen bir hadis-i şerif şöyledir:
"Rasulullah (s.a.v) 'in söyle buyurduğunu işittim:
"Kıyamet gününde cehennemden bir boyun çıkar. Bunun bakan iki gözü, işiten iki kulağı ve konuşan bir dili vardır. Bu şöyle diyecektir:
"Ben üç şeyi ilan etmekle görevlendirildim: İnatçı bütün cebbarların, Allah'la beraber başka ilâhlara da sığınanların ve musavverlerin hakkından geleceğim"
(Ebû İsa et-Tirmizî: Bu hasen, garib sahih bir hadistir, demiştir.)

Buhari ve Muslim'de Abdullah b. Mes'ud (r.anhuma)'dan rivâyet edilen bir hadiste;
Rasulullah (s.a.v)'ın: "Kıyamet gününde azab yönünden insanların en şiddetlisi, resim yapanlardır" buyurması, her hangi bir şeyin resmini yapmanın memnû olduğuna delâlet etmektedir. Bu şey ne olursa olsun, durum değişmez.
(Kurtub, el-Câmi li Ahkami'l-Kur'an, XIV, 274)


RESMİ MEN EDEN ÇEŞİTLİ HADİSLER

1- Ebu Talha, Ali, Aişe, Selma Ummu Rafi, Ebu Hurayra,
Ebu Burde ve Usame (radıyallahu anhum), Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:
"Melekler içinde köpek ve suret (resim, heykel, biblo vs) bulunan eve girmezler"
(İbn Ebi Şeybe (6/71-72); Tirmizi (1749); Darimi (2666); Ebu Davud (taharet 90); Nesai (1/116); İbn Mace (2/1203); Ahmed (1/83, 104, 107); Tayalisi (s.17)


2- Halid b. Sad'den:
Ebu Mesud'u yemeğe davet ettim. Evde bir suret gördü ve ”onu ben kırmadıkça içeri girmedi."

(İbn Ebi Şeybe (6/71)

3- Eslem'den: Ömer (r.anhuma) Şam'a gelince biri onu yemeğe çağırdı. dedi ki:
"Bizler içinde suret bulunan eve girmeyiz"
(Buhari Edebul Mufred (1248) İbn Ebi Şeybe (7/71-72)


4- Ali (r.anh) içinde suret bulunan eve girmeyi çirkin görürdü.
(İbn Ebi Şeybe (7/72)


5- Ebu Cafer'den (r.anh):
"Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) içinde suret bulunan eve girmezdi"
(İbn Ebi Şeybe 7/73) bu muallak bir rivayettir.


6- Cabir'den (r.anh):
"Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) insanların bulundukları her yerde resim bulundurmaktan ve resim yapmaktan müslümanları yasakladı."
(Tirmizi (1749); Nesai (zinet 112); Ebu Davud (libas 45)



Üzerinde Canlı Resmi Bulunan Elbise Yapmak, Satmak, Giymek

Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Leys Bukeyr'den, o da Busr b. Saîd'den, o da Zeyd b. Hâlid'den, o da Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i sahabisi Ebû Talha'dan naklen rivayet etti ki, (Şöyle demiş) :
Gerçekten Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gerçekten melekler içinde suret bulunan eve girmezler.» buyurdular.

Busr demiş ki: Bir zaman sonra Zeyd hastalandı. Biz de kendisini dolaşmaya gittik. Bir de baktık ki, kapısında bir perde, perdede suret var.
Ben Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Meymûn'e'nin büyiittüğü Ubeydullah El-Havlânî'ye : — Bize geçen gün Zeyd suretlerden haber vermemiş miydi? dedim.
Ubeydullah: — Sen onun konuşması esnasında : «Yalnız elbisedeki bir rakım mustesna!» dediğini işitmedin mi? cevabını verdi.
(îbni Esir buradaki rakımdan nakış kaydedildiğini söylemiştir.)
(Muslim, Zinet - Libas, Bab 26, Hadis no: 85, 86)


Aişe (r.anha) anlatıyor:
Rasûlullah (s.a.v.) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez (perde) çekmiştim. Rasûlullah perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti.
"Ey Aişe!" buyurdular, "Bil ki, kıyamet günü insanların en çok azab görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklid edenlerdir."
aişe (r.anha) devamla: "Biz o bezi kestik, bir veya iki minder yaptık." demiştir.
(Buhari, Libas 91, 95)

İbn Hâcer bu konuyu şöyle özetler:
Âlimler, bu hadisi delil getirerek şu hükme varmışlardır: "Gölgesi olmayan tasvirler edinmek câizdir, ancak bunun hürmet ifade etmeyecek şekilde kullanılması gerekir. Yastık, minder yüzü gibi yere atılan, üzerine basılan eşya üzerinde olması gerekir."

Nevevi, bu hükmün cumhûrun görüşü olduğunu, Sahabe ve Tabiin'in ekseriyetinin bu kanaate vardıklarını, Sufyan-ı Sevri, İmam Malik, İmam-ı Âzam Ebû Hanife, İmam Şafii gibi muctehid imamların da bu görüşü benimsediklerini belirtir.
Ancak duvar üzerine asılmaları, elbisede veya sarıkta yer almaları halinde gölgeli, gölgesiz olması arasında fark gözetilmeden haram denmiştir. çünkü bu hallerde o tasvirlere (resimlere) hürmet manası hakimdir.
İmam Nevevi bu hususta: "Bu hadis canlıların resminin haram olduğunu, ancak ağaç ve benzeri ruhu olmayan şeylerin resmini yapmanın ve bu yoldan kazanç temin etmenin haram olmadığına delildir." demiştir.


Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hâlid b. Mâhled, Suleyman b, Bilâl'den, o da Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hurayra'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) :

Rasûlullah (Saliallahu Aleyhi ve Sellem): «İçinde timsâller veya suretler bulunan eve melekler girmez.» buyurdular.
(Muslim, Zinet - Libas, Bab 26, Hadis no: 102 - 2112)

Resim meselesine gelince, bu babda Nevevî şunları söylemektedir :
«Bizim ulemâmızla diğer bir takım ulemâ, hayvan resmi yapmanın şiddetle haram olduğunu söylemişlerdir. Hayvan resmi yapmak büyük günahlardandır. Çünkü bu hadislerde zikredilen şiddetli cezalar bunun üzerine tertib edilmiştir. Hayvan resmini küçümsenip tahkir edilen bir şey üzerine yapmakla küçümsenmeyen bir şey üzerine yapmak arasında fark yoktur, bunların ikisi de haramdır. Çünkü canlı resmi yapmakta Allah'ın yaratmasına benzeyiş vardır. Yapılan resmin elbisede, yaygıda, altın veya gümüş paralara, kaplarda, duvarda veya başka bir şey üzerinde olması hükmen hep birdir. Tabiat, ağaç ve deve semeri gıbı içinde canlı sûret olmayan şeylerin resmini yapmak haram değildir. Resim yapmanın hükmü budur. Canlı suretinin yapıldığı şey duvara asılır yahud resim, giyilen elbise ve serpuş gibi küçümsenip hor görülmeyen şeylere yapılırsa haramdır. Yaygı, döşek ve yastık gibi çiğnenip hor görülen şeyler üzerine yapılması haram değildir.

Bu hususta gölgesi olan eşya ile gölgesi olmayanların da bir farkı yoktur. Bu meselede bizim mezhebimizin hulâsası budur. Sahabe ve Tabiin ile onlardan sonra gelen ulemânın cumhuru da buna kaildirler. Sevrî ile Mâlik, Ebû Hanîfe ve diğer ulemânın mezhebleri dahî budur. Selefden bazıları sadece gölgesi olan şeyleri yapmanın haram olduğunu, gölgesi olmayan resimleri yapmakta beis bulunmadığını söylemişlerdir. Fakat bu mezheb bâtıldır. Çünkü Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kabul etmediği perdedeki suretin mezmum ve çirkin bir şey olduğunda hiç kimsenin şubhesi yoktur. Halbuki o suretin gölgesi yoktu. Bu babda vârîd olan mutlak hadîslerde bütün suretlere şâmildir.»

Zuhrî dahî nehyin umumî olduğunu söylermiş. Resim ister elbisede bir nakış olsun, ister duvara asılmış veya elbiseye yahud yaygıya yapılmış olsun, hakîr sayılsın, sayılmasın hükmün aynı olduğunu söylemiştir.

Ulemâdan bazıları, resim elbisede bir nakıs olursa tahkir edilsin, edilmesin duvara asılsın, asılmasın caiz olduğunu söylemişler; gölgesi olan heykel gibi şeylerle, duvara yapılan resimleri mekruh görmüşler, bundan yalnız elbisedeki nakşı istisna etmişlerdir. Kasım b. Muhammed'in mezhebi budur. Bunlar gölgesi olan şeylerin memnu' olduğuna ve değiştirilmesi icab ettiğine ittifak etmişlerdir. Kaadî Iyâd bu hususta küçük kız çocuklarının oynadıkları kukla gibi şeylere ruhsat verildiğini söylemiştir. Lâkin İmam-ı Mâlik bir kimsenin kızına böyle oyuncak almasını kerih görmüştür. Hattâ bazı ulemâ kız çocukları hakkında verilen ruhsatın bu hadîslerle neshedildiğini söylemişlerdir.

Aişe'nin rivayet ettiği kuş resimli örtü meselesi resim haram kılınmazdan önceye hamledilmiştir. Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selîem)'in girip çıkarken onu gördüğü halde ses çıkarmaması bundandır. Haram kılınınca onu derhal yırtıb atmıştır.


Ressamların en şiddetli azaba duçar olacaklarını bildiren rivayet resim ve heykeli tapılmak maksadıyle yapanlara hamledilmiştir. Bittabi başkası tapsın diye heykel yapan kimse kâfirdir. En şiddetli âzaba duçar olacaktır. Bazılarına göre şiddetli âzab hadisteki mânâyı kasdedenlere yani yaptığı resim ve heykelle kendini Allah'a benzetenleredir. Böyle bir itikad sahibi dahî kâfirdir. Küfrünün çirkinliğine göre azabı artar. Fakat yaptığı resim ve heykelden tapma ve benzeme gibi bir şey kasdetmeyen ressam fasık ve büyük günah işlemiş sayılırsa da kâfir olmaz. Ressamlara heykeltraşlara : «Yarattığmiz şeylere can verin!» diye vâki olacak emir usûlu fıkıh ulemâsının erar-i tâcizi dedikleri nevîdendir. Yâni bu emir onları âciz bırakmak için verilecektir. Kur'ân-ı Kerîm'de Teâlâ Hazretlerinin kuffâra Kur'ân-ı Kerîm'in on sûresine nazire getirmelerini emir buyurması bu kabildendir.
Hâsılı bu hadîsler canlı resmi yapmanın şiddetle haram kılındığına delildirler.

Ağaç taş gibi ruh taşımayan şeylerin resmini yapmak, alıb satmak ise haram değildir. Bu babda ulema muttefikdirler. Yalnız Mucâhid'in meyva veren ağacın resmini mekruh gördüğü rivayet edilir.



İlgili Konu:


İSLAMA GÖRE FOTOĞRAF ÇEKMEK

İlmi Konu - İslama Göre Fotoğraf Çekmek
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
ŞEKİL VEREN ALLAH'TIR
images.jpg
Allahu Teala şöyle buyurur:
O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır.” (Haşr, 24)

Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O’dur.” (Âl-i imran, 6)
Andolsun sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere, Âdem’e secde edin! diye emrettik.” (Âraf,11).
Yâni bütün mahlukatı yaratıp onları dilediği gibi tasvir eden (şekillendiren), hakiki musavvir (şekil verici) Allahu Teala’dır.

Kur’an-a Göre Heykel, Put ve Resimlerin Hükmü

Kur’an’da Allah’tan başka ibadet edilen tüm bu şeyler ayıplanarak zem edilmiş, onları yapanlar ve onlara ibadet edenlerin ise akılsız kimseler oldukları bildirilmiştir. Allahu Teala şöyle buyurdu:
İsrailoğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: Ey Musa! Onların ilahları olduğu gibi, sen de bizim için bir ilah yap! Dediler. Musa: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi (Âraf, 138)

İbrahim ve Nuh’un kavimlerinden ve İsrail oğullarından putlara tapanların kalıntıları günümüzde hala mevcuttur. Allahu Teala tüm bunları şeytan işi pislikler olarak adlandırır ve şöyle buyurur:
Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir, bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 90)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
Onlar, içlerinden salih bir adam öldüğü zaman kabri üzerine mescid bina ederler ve orayı resimlerle donatırlar. Allah katında insanların en şerlileri onlardır.
[Buhari, Muslim]

Bugün Hıristiyanlar hala birtakım resimlere, heykellere ve haç şekillerine tapmaktadırlar. Aynı şekilde Budistler ve dünyada mevcut bulunan başka bir çok dinin temel ibadetleri, resim ve heykellere tapmaktan ibarettir. Bunlar tağutların resim ve heykellerini yapmışlar, sonra da tapmışlardır. Günümüz tağutları için yapılanlar gibi.

Resimle İlgili Hadisler

1) Kıyamet gününde insanlar arasında en çok azab çekenler musavvirlerdir (resim yapanlardır):

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Kıyamet gününde insanlar arasında en çok azab çekenler resim yapanlardır
[Muslim]

Bu resimleri yapanlar, kıyamet gününde azaba uğrayacaklardır, onlara yaptığınızı diriltin denilecektir.”
[Buhari, Muslim]

Her resim yapan ateştedir. Yapmış olduğu her resme can verilecek ve can verilen o resimler cehennemde ona azab edeceklerdir.”
[Muslim]

Kıyamet günü insanların en çok azab görecek olanı Allah’ın yarattıklarını taklid edenlerdir.”
[Buhari, Muslim]

Kıyamet gününde ateşten, gören iki gözü, duyan iki kulağı ve konuşan dili olan bir boyun çıkar ve şöyle der: Ben üç grup insana azab etmekle memurum: İnatçı zorbalara, Allah’tan başka bir ilaha tapanlara ve resim yapanlara.”
[Tirmizi]

Sözü geçen ayet ve hadisleri düşünen herkes, resim yapmanın ne kadar büyük bir günah olduğunu görmüş olur.
Nevevî şöyle dedi:
Ruh taşıyan (insan ve hayvan) herhangi bir şeyin resmini yapmak kesinlikle haramdır ve büyük günahlardandır.”

Resmin haram olmasının nedeni şudur:
Allah’ın yarattığına benzetmek, O’nun yaptığına benzer bir şey yapmaya çalışmaktır. Oysa Allahu Teala bu sıfatları kendisine hasretmiştir.
Ressam, resim yaparak Allah’ın sıfatlarına tecavüz etmektedir ki bundan Allah’a sığınırız. Aynı şekilde bir diğer nedeni de, bunun resim ve heykellerin tazimine ve bunların Allah’tan başka İlahlar ve Rabb'ler edinilmesine vesile olmasıdır.

2) Resim yapanlara lanet edilmiştir:


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem kan ve köpeğin bedeli olan kazançtan fuhuş yolu ile kazanılan paradan neyh etti. Faiz alana ve verene, dövme yapana ve yaptırana, resim yapana lanet etti.”
[Buhari]

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Allah bir kavme bir şeyi yemeyi haram kılmış ise, onun bedeli olan kazancı da haram kılmıştır.”
[Ebu Davud]

3) Melekler, içinde köpek veya resim bulunan eve girmezler:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
İçinde resim bulunan bir eve melekler girmez.”

[Buhari, Muslim]

İçinde köpek ve heykeller bulunan bir eve melekler girmez.”
[ Muslim ]

Cibril aleyhisselam şöyle dedi: Biz içinde köpek ve resimler bulunan bir eve girmeyiz.”
[ Tirmizi ]

İçinde resimler bulunan bir eve, müminleri ziyaret edip onların hayrı için dua eden, zikir ve namaz halkalarında toplanan rahmet melekleri girmezler. Bu, o ev halkı için büyük bir mahrumiyettir. Aynı şekilde evde köpek bulunması da bu hayırdan mahrum olmaya neden olur.

4) Resimleri yok etmek vâcibdir:
Aişe radıyallahu anha’dan:

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem evinde bulunan her tasviri mutlaka yok ederdi.”
[ Buhari ]

Ali radıyallahu anh şöyle buyurdu:
Rasulullah’ın beni vazifelendirdiği şey ile seni vazifelendireyim mi? Silmediğin resim ve yerle bir etmediğin yüksek kabir kalmasın.”
[ Muslim ]

Usame radıyallahu anh’den:
Kâbe’de Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına girdim. O bir resim gördü. Benden bir kova su istedi, ben de getirdim. Rasulullah bu su ile o resmi silmeye başladı. Ve silerken şöyle diyordu:
“Allah yaratamadıkları şeylerin resimlerini yapanları kahretsin

[ Sahih, Tayâlîsi ]

Rasululllah sallallahu aleyhi ve sellem Mekke’nin fethi günü Ömer radıyallahu anh’e Kâbe’nin üç duvarında bulunan bütün resimlerin silinmesini emretti. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem burada bulunan bütün resimler silinmeden içeri girmedi.
[ Ebu Davud]

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bana Cibrîl aleyhisselam geldi ve: ‘Dün sana gelmiştim (ama yanına girmedim). Girmeyişimin sebebi de üzerinde timsaller bulunan perde bezi idi.

Orada bir de köpek vardı, kapının üzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin başlarının koparılmasını emret ki ağaç şekline dönsün. Örtüden ayak altına atılacak iki minder yapılmasını, köpeğin de dışarı çıkarılmasını söyle!’ Bu söylenenler yapıldı.”

[Muslim]

Bütün bu hadis ve eserlerden, resimlerin yok edilmesinin vacip olduğu anlaşılmaktadır. Ali hadisinde bunların yok edilmesi emir sigasıyla gelmiştir... Yukarıda Cibril hadisinde geçtiği gibi, resmin silinmesi veya resimdeki canlının başının kesilmesi durumunda haramlık illeti ortadan kalkmış olur. Zira yüz yaratılış kudretinin mahallidir.

5) Evlerin duvarlarına resim asmak ve örtülere nakşetmek haramdır.

Aişe radıyallahu anha anlatıyor:
(O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez çekmiştim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de kızarmıştı.
Ey Âişe! buyurdu, bil ki, Kıyamet günü insanların en çok azab görecek olanı Allah’ın yarattıklarını taklid edenlerdir.”
Âişe rivayetine devamla dedi ki:Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptık.”

[ Buhari, Muslim ]

Hadisten evlere resim asmanın, onlara saygı göstermenin haram olduğu sonucunu çıkarıyoruz. Zira bu hususta zahiren de olsa, büyüklerinin ve azizlerinin resimlerini evlerine asıp onlara tapan kafirlere benzemekten kaçınılmalıdır. Bu nedenle Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem hanımının, eve üzerinde resim bulunan bir bez astığını görünce çok kızmıştır.
Bilinmeli ki! Aişe’nin o resimleri saygı amacıyla astığını söylemek mümkün değildir. Fakat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem zahiren dahi olsa kafirlere benzemekten şiddetle kaçındırmış ve şirke giden tüm yolları kapamıştır.

Bu ve benzeri bütün hadisler, bütün canlıların resimlerinin haram ve büyük günahlardan biri olduğuna açıkça delalet eder. Bu hüküm geneldir ve duvarlar, örtüler, elbiseler üzerindeki resimler de buna dahildir. Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem gölgesi olan (heykel) yahut gölgesiz (resim) olanlar hususunda herhangi bir ayırım yapmamıştır. Bilakis resim yapanların en şiddetli azaba uğratılacaklarını haber verdi ve bu hususta herhangi bir istisna belirtmedi.

İstisna Edilen Resimler

Aişe radıyallahu anha anlatıyor:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında oyuncak bebeklerle oynardım. Arkadaşlarım (da oynamak için) yanıma gelirlerdi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem (eve gelince, utanarak) saklanırlardı. Ama aleyhissalâtu vesselâm onları tekrar bana gönderirdi. Beraber oynamaya devam ederdik.”

[ Buhari, Muslim ]

İbn Abbas Radiyallahu anhuma anlatıyor:
“Kendisine bir adam gelip:
Ben resim yapmakla geçimimi sağlayan bir insanım. Bana bu hususta fetva ver!” dedi.
İbn Abbas, adama: “
Bana yaklaş!” dedi, adam yaklaşınca:
Bana daha da yaklaş!” dedi.
Adam yaklaştı.
İbn Abbas elini başının üzerine koydu ve:
Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i dinledim. Şöyle diyordu:
Bütün tasvirciler ateştedir. Allah ressamın yaptığı her bir resim için onlara ruh verinceye kadar azab eder. O da ebediyyen onlara ruh veremez.”
Bunun üzerine adam korkusundan sarardı ve titredi.
İbn Abbas devamla adama dedi ki:
“İlla da resim yapacaksan ağaç yap, canı olmayan şeyin resmini yap.”
[ Buhari ]

Can sahibi olmayan nehirler, ağaçlar, tabi manzaralar ve cansız varlıkların yahut eğitim amacıyla bedenin, el, ayak gibi organlarının resimlerinin yapılmasında bir sakınca yoktur.
Oyuncak bebeklere gelince; alimler bu konuda ihtilaf etmişlerdir. Fakat en uygun ve tercihe şayan olan, bu tür resimli oyuncaklardan kaçınmaktır. Çünkü bunun helal olması hususunda şüphe vardır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Aişe’ye izin vermiş olması, resimlerin izale edilmesi emrinden önce olabilir ki bu durumda izin nesh edilmiş olabilir. Veya oyuncak olması hesebiyle aşağılandığı için oynamasına izin vermiş olabilir. Sözün kısası, bu tür şeylerin terk olunması daha evlâdır.
Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Seni şubheye düşüren şeyi bırak, şubhelenmediğin şeyi al.


Çocukların oynamaları, eğitimleri için zaruridir. Bu zarurete binâen geçmişte çaputtan yapılan ve ev oyuncağı denilen oyuncaklara cevaz verilmiştir. Ancak günümüzde alçı ve plastik gibi maddelerden yapılan ve tamamen Allah’ın yarattıklarına benzeyen oyuncaklar, yukarıda geçen hadislerden de anlaşılacağı gibi haramın ta kendisidir. Allah daha iyi bilir!


Fotoğraf Yolu İle Elde Edilen Resim

Son dönem alimleri fotoğraf makinesi yolu ile elde edilen resimler konusunda ihtilaf ettiler.
Fakat tercih olunan görüşe göre bu da caiz değildir. Zira neticede bu da bir tasvirdir... Bu durumda zaruret ve maslahat gereği ile yetinmek gerekir. Zira el ile çizilmemesine rağmen, gazete ve dergilerdeki fotoğraf yolu ile elde edilen resimlerde birçok muzır resim vardır ki, bunlar toplum için el ile çizilen resimlerden çok daha tehlikelidir.
Ayrıca resmin haram olmasının tek nedeni, Allah’ın yarattıklarını taklid etmek değildir.
Geçmiş kavimlerin çoğu resim yolu ile Allah’a şirk koşmuşlar ve resim putçuluğa açılan bir kapı olmuştur.
İçlerinden salih bir adam öldüğü zaman, anısını canlandırmak için onun resmini yaparlardı... Sonra gelen nesiller ise Allah’ı bırakıp bu resimlere taparlardı.

Resim de bir meslektir ve diğer meslekler gibi o da gelişme göstermiştir. O halde ister el ile yapılsın ister herhangi bir alet vasıtasıyla elde edilsin caiz değildir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem az söz ile çok anlam ifade edebilme özelliğine sahip idi ve buna göre O, genel hükmü içeren kapsamlı ifadelerle resim yapmayı haram kılmıştır.

Resimle İlgili Bazı Bid’atler

Süslü Taş Bebekler, Biblolar, Heykeller :


Çağımızda kafirleri taklid ve onlara benzeme arzusu neticesinde müslümanlar arasında yaygınlık kazanmış olan bid’atlerden biri de taş bebekler, insan ve hayvan biçimindeki çocuk oyuncakları ve çeşitli heykelciklerin kullanımının, bunları evlere bürolarda ve diğer ticari mahallere kadar taşınması suretiyle yaygın bir hale gelmiş olmasıdır. Bu iş kesinlikle haramdır. Hiçbir alim bu gibi timsallerin (heykel, heykelcik vb.) yapılmasına cevaz vermemiştir. Müslümanların, bu konuda Allah’tan korkmaları ve şeriate uygun olmayan süslemelere tevessül etmemeleri gerekir.

• Anıtlar Ve Meçhul Asker Anıtları:

Bu bid’at birçok müslüman ülkeye yayılmış durumdadır. Ülkeleri ve halkları için fedakarlık yapmış kimse veya kimselerin anılarını ebedileştirmek için anıtlar yapmak, müslümanlara batı sömürgeciliğinden miras kötü bir adettir. Eğer ölüleri tazim caiz olsa idi, herkesten önce peygamberler için caiz olurdu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.
Allah’ım! Kabrimi tapılan bir put kılma.”
[ Buhari, Muslim ]

Bu davranışın İslam ile hiçbir ilgisi yoktur ve İslam’ın hoş görmediği bir iştir.

Hakkı murad eden kimse için bugün gazeteler, dergiler ve sair matbuâtta yer alan ruh taşıyan varlıkların resimlerinin bu derece yayılmış olmasının bariz bir yanlış ve apaçık bir haram olduğu ortadadır. Bunu görebilen bir müslümanın, geçmişte yaptıklarına tevbe ederek nasihat ve uyarma ile kardeşlerini de bunlardan vaz geçirmeye çalışması gerekir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şubheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez.
Bu durumda, kim şubheli şeylerden kaçınırsa, dinini ve ırzını korumuş olur. Kim de şubheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır.”
[ Buhari, Muslim ]

Allahu Teala’dan, bizi dinimizde ince anlayış sahibi kılmasını, ihlas ile rızıklandırmasını, bize imanı sevdirip, kalplerimizi onunla süslemesini, küfür ve fısktan da uzak tutmasını dileriz.
Sözlerimizi bitirirken; Peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e, ailesine ve ashabına salât ve selam ederiz.
[ Abdullah Yolcu, İslam’da Resmin Hükmü ]

KUTUB-İ SİTTE'DEN RESİM BAHSİ
YEDİNCİ BÂB
NAKIŞLAR, SÛRETLER VE ÖRTÜLER HAKKINDA:
RESSAMLARIN ZEMMİ, RESİM VE ÖRTÜLERİN KERÂHETİ



ـ1ـ عن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال : ] قال رسول اللّه
إنَّ الَّذِينَ يَصْنَعُونَ هذِهِ الصُّوَرَ، وفي رواية إنَّ أصْحَابَ هذِهِ الصُّوَرِ يُعَذّبُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يُقَالُ لَهُمْ أحْيُوا مَا خَلَقْتُمْ
أخرجه الشيخان والنسائى

1. (2165)- İbnu Ömer (radıyallâhu anhumâ) anlatıyor:
"Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şu resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette:
"Şu resimlerin sahibleri var ya! Kıyâmet günü azab olunacaklar. Onlara: "Şu yaptıklarınızı diriltin" denir."
[Buhârî, Libâs 89, Tevhîd 56, Muslim, Libâs 103, (2018); Nesâî, Zînet 114, (8, 215).]


ـ2ـ وعن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ] قَدِمَ رسولُ اللّه # مِنْ سَفَرٍ وَقَدْ سَتَرتُ سَهْوَةً لى بِقِرَامٍ فِيهِ تَماثِيلُ. فَلَمَا رَآهُ هَتَكَهُ وَتَلَوَّنَ وَجْهُهُ، وقال: يَا عَائِشةُ أشَدُّ النَّاسِ عَذَاباً يَوْمَ الْقِيَامَةِ الَّذِينَ يُضَاهُونَ بِخَلْقِ اللّهِ. قالت: فَقَطَعْنَاهُ فَجَعَلْنَا مِنْهُ وِسَادَةً أوْ وِسَادَتَيْن [. أخرجه الثثة والنسائى.»السَّهْوَةُ« كالْكَوَّةِ: النافذة بين الدارين. وقيل هى الصُّفَةُ بين يدى البيت. وقيل هي صفة صغيرة كالمخدع.» وَالْقِرَامُ« الستر.»والمُضَاهَاةُ« المشابهة والمماثلة .

2. (2166)- Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez çekmiştim. Rasûlullah perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti.
"Ey Âişe! buyurdular, bil ki, Kıyamet günü insanların en çok azab görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklid edenlerdir."
Âişe rivayetine devamla dedi ki: "
Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptık."
[Buhârî, Libâs 91, 95; Muslim, Libâs 87, (2105); Muvatta, İsti'zân 8, (2, 966, 967); Nesâî, Zînet 112, 113, (8, 213); İbnu Mace, Libâs 45, (3653).]


AÇIKLAMA:

1- Yüklük diye tercüme ettiğimiz sehve, evin içinde bir yerdir. Şârihler tarifte ihtilâf eder:
Esas îtibâriyle içerisine eşya koymak için evin dâhilinde inşa edilen ve kapısına perde çekilerek örtülen bir yerdir. Ancak, sofa, raf, duvarda eşya koymak için te'sîs edilen oyuk (yüklük), ışık ve havalandırmak için açılan delik (kevve), evin bir kenarında altına eşya koymak için inşa edilen üzeri örtülü sabit hücreye -ki tariflere nazaran bugünkü divanı andırmaktadır- hatıra getiren tarifler ve tahminler de yapılmıştır.
2-Hadis, duvara asılı olduğu takdirde haram olan resmin minder yüzü yapılarak yere atılması halinde kullanılabileceğini ifade etmektedir. İbnu Hacer mevzuyu şöyle özetler:
"Ulemâ bu hadisle istidlal ederek şu hükme vardı:
"Gölgesi olmayan tasvirler edinmek câizdir, ancak bunun, hürmet ifade etmeyecek şekilde kullanılması gerekir: Yastık, minder yüzü gibi yere atılan, üzerine basılan eşya üzerinde olması şarttır. Nevevî, bu hükmün cumhurun görüşü olduğunu, Sahâbe, ve Tabiîn'in ekseriyetinin bu kanaate vardıklarını, Sevrî, Mâlik, Ebû Hanîfe, Şâfiî gibi müçtehîd imamların da bu görüşü iltizam ettiklerini belirtir. Ancak duvar üzerine asılmaları elbisede veya sarıkta yer almaları halinde gölgeli, gölgesiz olması arasında fark gözetilmeden haram denmiştir, çünkü bu hallerde o tasvirlere hürmet mânası hâkimdir.
"Bazı ilave açıklamaları 2173 numaralı hadisi açıklarken kaydedeceğiz:

ـ3ـ وعن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: ] أنَّهُ أتَاهُ رَجُلٌ فقَالَ: إنِّى أُصَوِّرُ هذِهِ الصُّوَرَ فَأفْتِنِى فِيهَا؟ فقَالَ: ادْنُ مِنِّى فَدَنَا. ثُمَّ قالَ : ادْنُ مِنِّى فَدَنَا حَتَّى وَضَعَ يَدَهُ عَلى رَأسِهِ! وقالَ : سَمِعْتُ رسولَ اللّه يَقُولُ: كُلُّ مُصَوِّرٍ في النَّارِ، يَجْعَلُ اللّهُ تَعالى لَهُ بِكُلِّ صُورَةٍ صَوَّرَهَا نَفْساً فَيُعَذِّبُهُ في جَهَنَّمَ! وقالَ: إنْ كُنْتَ َ بُدَّ فَاعًِ فَاصْنَعْ الشجَرَ وَمَاَ نَفْسَ لَهُ
أخرجه الشيخان والنسائى
.

3. (2167)- İbnu Abbâs (radıyallâhu anhumâ)'ın anlattığına göre:
"Kendisine bir adam gelip: "Ben ressamım, şu resimleri yaptım. Bana bu hususta fetva ver!" dedi.
İbnu Abbas adama: "Bana yaklaş!" emretti, adam yaklaşınca: "Bana daha da yaklaş!" dedi.
Adam yaklaştı. İbnu Abbas elini başının üzerine koydu ve: "Ben Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim. Şöyle diyordu:
"Bütün tasvirciler ateştedir. Allah ressamın yaptığı her bir resim için bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir."
İbnu Abbas devamla adama dedi ki:
"İlla da resim yapacaksan ağaç yap, canı olmayan şeyin resmini yap."
[Buhârî, Buyû 104; Muslim, Libâs 99, (2110); Nesâî, Zinet 112, (8, 212, 214).]


ـ4ـ وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال
قال رسُولُ اللّه
#: مَنْ صََوَّرَ صُورَةً عَذَّبَهُ اللّهُ بِهَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يَنْفُخَ فِيهَا الرُّوحَ وَمَا هُوَ بِنَافِخٍ أخرجه البخارى والترمذي والنسائى

4. (2168)- Yine İbnu Abbas (radıyallâhu anhumâ) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim resim yaparsa, Allah onu Kıyamet günü, yaptığı resim sebebiyle, onlara ruh üfleyinceye kadar azab eder. Hiçbir zaman da ruh üfleyici değildir."
[Buhârî, Ta'bir 45, Tirmizî, Libâs 19, (1751); Nesâî, Zinet 114, (8, 215).]

AÇIKLAMA:
Bu hadis, resim yapma işini mutlak bir uslubla yasaklamaktadır. Zâhiri esas alınınca canlının veya cansızın, ruh taşıyan veya taşımayan bütün eşyanın resmini yapmanın yasak olduğuna hükmedilir. Ancak, şârihlerin de dikkat çektiği üzere, İbnu Abbas, bu yasağı ruh sahipleriyle sınırlamıştır. Onun dışındakilerin resmi yapılabilir.
Esâsen hadiste geçen "ruh üfleme" emri de hadisin bidayetindeki ıtlakı kayıtlar. Ruh üfleyinceye kadar azabın devam etmesi, canlı tasviri yapanlara ebedî ceza verileceğini ifâde eder.

Nitekim âyet-i kerîmede de buna benzer bir ifâdeye yer verilmiştir

َ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتّى يَلِجَ الْجَمَلُ في سَمِّ الْخَيَّاطِ

"Doğrusu âyetlerimizi yalan sayıp onlara karşı büyüklük taslayanlara, göğün kapıları açılmaz. Deve iğnenin deliğinden geçmedikçe cennete de giremezler" (A'raf 40).

Âlimler, önce burada ortaya çıkan bir muşkile dikkat çekip, sonra cevabını verirler. Muşkil şudur: Bu hadisteki vaîd, Müslüman hakkında, başka nasslar açısından câiz değildir.
Ehl-i Sünnete göre âmden kâtil olan kimse hakkında gelen ebedî ceza hükmü uzun muddet'e hamledilmiştir. Buradaki vaîd ise mümkün olmayan ruh üflenmesi gibi bir şartla sınırlandırılmıştır. Öyle ise bundan muradın uzun müddet azabtan sonra kurtuluşa ererler diye te'vili sahîh olmaz.

Bu muşkil şöyle cevablandırılmıştır:

"Hadisten asıl murad: "Kâfirin maruz kalacağı ceza ile vaîdde (korkutmada) bulunarak şiddetle zecretmektir, bu uslubla zecrin daha müessir olması hedeflenmiştir. Hadisin zâhiri murad edilmemiştir."

Bu yorum, hadiste geçen fiili işleyerek isyana düşmüş olan hakkındadır. Ancak, bu işi helâl addederek, yapan kimse hakkında hadisin hükmü zâhiri üzere doğrudur, bu hususta bir muşkilât yok.

Nevevî der ki:
"Bu hadisler -yani İbnu Abbas ve diğerlerinin rivayetleri- hayvan tasvirinin haramlığında açıktır, bu iş şiddetle haramdır. Ancak ağaç vs. ruhu olmayan şeylerin resmini yapmak, bu yoldan kazanç têmin etmek haram değildir. Meyveli ve meyvesiz ağaç hepsi aynı hükme tabidir. Mucâhid dışında bütün ulemâ bu görüştedir. Sâdece Mûcâhid meyveli ağacın resmini yapmayı mekruh addetmiştir.
Bu hükmü Muslim'de gelen şu hadîs-i kudsîden çıkarmıştır:
وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ ذَهَبَ يَخْلُقُ خَلْقاً كَخَلْقِى

"Benim mahlukum gibi bir şey yaratmaya kalkandan daha zâlim kim vardır?.."

Cumhur da, şu hadisle ihticac etmiştir:

وَيُقَالُ لَهُمْ اَحْيُوا مَا خَلَقْتُمْ
"Canlı resmi yapanlara: "Yarattıklarınıza haydi hayat verin!" yani 'Haydi onları taklid ettiğiniz gibi ruh sahibi hayvanlar kılın!" denilir..."
 
A Çevrimdışı

Anti-Tagut

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
S.a abdulhak ahi bişey sorayım inş., yazının tamamını okumadım inş. vaktim olduğunda okurum, fakat merak ettiğim bir şeyi sorayım, fotoğrafçılık yapan kişilerin durumu nedir? yani o hadisin kapmasına girerlermi? çünku bildiğim kadarıyla bazı müslumanlar fotoğrafçılık yapiyor işte vesikalık felan, fotolar çekmek caizmidir? çünku çizmek ayrı makini ile çekmek ayrıdır (Allahualem) cvb versen sevnirm inş...selamele...
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Bir üst mesajda Fotoğraf Yolu İle Elde Edilen Resim başlığında sorunuza değinilmiştir kardeşim
 
kanepe21 Çevrimdışı

kanepe21

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
zaruret dışında kesinlikle fotoğraf çektirmenin caiz olmadığını mevdudinin fetvalar adlı kitabında da okumuştum.fırsatım oldukça bu yazıyıda okuyacam inşa..
 
M Çevrimdışı

Mümin1

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selamın Aleyküm
Bitkiler vb cansızların resmi yapılabilir yazılmış da bitkiler de canlı değil mi? Onlar niçin helaldir?
 
M Çevrimdışı

Mümin1

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
S.a
O dönemde Ağaç bitki vb cansız olarak biliniyordu. Günümüzde canlı oldugu biliniyor. Artık ağaç vb resim heykelini yapmak da haramdır diyebilir miyiz?(Sonuçta ağaçları herşeyi Allah yarattı)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeş kızmayın da anlayamadım. Yani şimdi ağaç ruhu olmadığı için helal midir?
Evet

Aslında yazıyı okusan cevap yazılı.

- İbn Abbas’tan rivayet edilmiştir:
“Ona bir adam gelip dedi ki; Ben bu suretleri çizip, bu suretleri yapıyorum. Onlar hakkında bana fetva ver. Bunun üzerine O; Bana yaklaş, dedi.
O, elini başına koyasıya kadar ona yaklaştı.
İbn Abbas dedi ki; Sana Rasulullah (s.a.v.)’den işittiğimi haber veriyorum. Rasulullah (s.a.v.)şöyle derken işittim:

كُلُّمُصَوِّرٍفِيالنَّارِيَجْعَلُلَهُبِكُلِّصُورَةٍصَوَّرَهَانَفْسًافَتُعَذِّبُهُفِيجَهَنَّمَ
Her suret yapan ateştedir. Yaptığı her surette onun için bir nefis/can verilir. O suret cehennemde ona azab eder. ”Eğer sen mutlaka yapmak zorundaysan ağaç ve canlı olmayan bir şey yap.”
[ Muslim, K. Lilbâs ve’z Zîneh, 3945]
 
C Çevrimdışı

cihad_38

Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum;
resmin her türlüsü fotoğrafda olsa caiz değil anlaşılan.sorum şu; oğlum hamza daha 4 yaşında,boya kalemleri ile bazı zamanlarda deftere resimler çiziyoruz,bilirsiniz oynamak için. tabi ki insan resimleride çiziyoruz,cin ali resimleri vardı eskiden öyle tarif edeyim. bu cin ali resimlerinin de mesuliyeti var mı ?
bir de fotoğraf konusunda bütün azaları yani boy resmi olmayan fotoğrafların,vesikalık gibi yada yarım boy fotoğrafların sakıncası yok diye okumuştum, bu doğrumudur.
 
cennet kuşu Çevrimdışı

cennet kuşu

Üye
İslam-TR Üyesi
En doğrusunu Allah bilir ama burda ehli sünnetin görüşü şu olmalıdır....Herşeyde olduğu gibi burdada niyet önemlidir....Bunu cevabını hemen bulamadığımız diğer pekçok konudada kullanabiliriz....Evet öncelikle niyete bakılır.....Şimdi fotoğrafta kendinizin veya başkalarının fotosunu çekerken niyetiniz Rabbimizin rızası olursa; örneğin hayatın ne kadar kısa olduğu,dostlukların hatırlanması gerektiği,hayırlı işlerin hatırlanması adına,Rabbimizin bir nimetini hatırlama babında vb o zaman foto çekmekte bir sakınca olmaz..Hatta bu yüzden sevapta olabilir....Fakat niyet bunlar olmayıp dünyevi istekler,dünyevi menfaatler ve bazı günahalrın hatırlanması vb olursa o zamanda elbette caiz olmaz...Fakat niyet hayırlıda olsa foto çekmenin kanımca bazı şartlarıda olması gerekir.... Bunlar 1.Niyeti muhafaza etmekle birlikte insan fotolarını sık sık çekmemek....Çünkü sık sık çekilen fotolarda niyet bozulur....Veya niyetin temiz olmadığı ve dünyevi isteklerin ön planda olduğu ortaya çıkar.... 2.Çekilen fotoda ehli dünyadan birinin olmamasına dikkat edilmeli....Çünkü o fotodan sadece siz deyil o fotodaki herkes yararlanacak.....3.Çekilen foto kalıcı olacağı için dünyevi hiçbir unsurun olmamasına ve kılık kıyafetimize vb özen gösterilmelidir...Birde foto çekmek için insanları deyil doğayı ve tarihi yapıları tercih etmeliyiz.....Selametle.....
 
cennet kuşu Çevrimdışı

cennet kuşu

Üye
İslam-TR Üyesi
Başta söyeyim ben fetva felan vermiyorum....Bunu nerden çıkarttın???..Kendi görüşümü söyledim....Bu konunun ihtilaflı bir mesele olduğunu söylüyorsun..İhtilaflı meslede her müslüman istediği tercihi yapabilir....Benim tercihim yukarıdaki gibi....Ve tercihimide sana akılcı bir şekilde açıklamışım....Benim akılcı bir şekilde açıkladığım tercihimede yine delil arıyorsun....Bizler her şeye delil bulabilseydik zaten burada böyle ihtilaflı konuları tartışmazdık...Aha nakli delilimiz der meseleyi ispatlardık....Yani nakli kesin bir delilimiz yok ki..... burada da aklımızla bir tercih yapıyoruz ve bu düşüncemi herkesle paylaşıyorum.....
 
E Çevrimdışı

ENSARİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şimdi foruma bakıyorumda hep mücahidlerin islamı tasvir figürlerinin yer aldığı pek çok suret var hemde fetva makamında paylaşım yapan yöneticilerinde var,..şimdi bunlar caizmi o zaman..onlarda bir nevi asılmış her gün onlara bakıyoruz zira..
 
Abdulafuv Çevrimdışı

Abdulafuv

Hak Ehli Susarsa Batıl Ehli Kendini Hak Zanneder
İslam-TR Üyesi
delillerin bir kısmını okudum ama bulamadım hocam Sosyal paylaşım siteleri ve diğer pek çok internet sitesinde suret çizimleri oluyor bunlara bakmak caizmidir. yada bunların paylaşımlarını v.s yapmak misal karikatürlerin
 
S Çevrimdışı

simurg

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şimdi foruma bakıyorumda hep mücahidlerin islamı tasvir figürlerinin yer aldığı pek çok suret var hemde fetva makamında paylaşım yapan yöneticilerinde var,..şimdi bunlar caizmi o zaman..onlarda bir nevi asılmış her gün onlara bakıyoruz zira..

Merak ettim doğrusu ?
 
y0lcu34 HARİCİSİ Çevrimdışı

y0lcu34 HARİCİSİ

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Merak ettim doğrusu ?

Kardeş fotoğraf ile resim arasında ihtilaf var. Suleyman Ulvan fotoğrafı ve videoyu da haram görüyor yanlış bilmiyor isem. Canlı resmetmek hakkında kati naslar mevcut ancak aynı şey fotoğraf için yok. Resim açık nas, fotoğraf ise kıyas meselesi anlayacağın. Meramını erken gidermek adına yazdım, bilmişlik tasladığım yok bilgin olsun :)
 
S Çevrimdışı

simurg

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yok bende birşey demedim biraderim (= Allah seni sevsin. İhtilaf arasında çoğunluk caiz değildir fetvası veriyor. Günümüzde videolar , fotoğraflar hele ki sosyal medya çok önemli bir yer tutuyor iletişimde. Bunları göz önünde bulundurursak azınlığa göre hareket edeceğiz sanırım.
 
y0lcu34 HARİCİSİ Çevrimdışı

y0lcu34 HARİCİSİ

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Yok bende birşey demedim biraderim (= Allah seni sevsin. İhtilaf arasında çoğunluk caiz değildir fetvası veriyor. Günümüzde videolar , fotoğraflar hele ki sosyal medya çok önemli bir yer tutuyor iletişimde. Bunları göz önünde bulundurursak azınlığa göre hareket edeceğiz sanırım.

Benim de takip ettiğim görüş bu, Allah en doğrusunu bilir.

Hadid Suresi 27. ayette Allah(svt) hristiyanların ruhbanlığı icat edişinden bahsediyor ya. Kendi kendilerine takvalı olmanın bir fetvasını verip buna da hakkıyla riayet etmiyorlar. Bu meseleyi de kendi nefsim adına öyle görüyorum. Allah'ın beni mesul kılmadığı birşeyi kati vacipmiş gibi nefsime yüklerim daha sonra da buna hakkıyla riayet edemem de gazabı üzerime çekerim.

Allah seni ve tüm müslümanları da sevsin, yeryüzü ehline de sevdirsin :)
 
Üst Ana Sayfa Alt