Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Rivayete Göre İnsanın Yaratılışı ve Allah'ın Gücünün Yetmemesi

  • Konbuyu başlatan montevo
  • Başlangıç tarihi
M Çevrimdışı

montevo

Misafir
“Rivayete göre Allah insanı yaratmak istediğinde topraktan toprak ister.ancak toprak toprak vermez.bunun üzerine Azrail gönderilir ve toprağın çeşitli yerlerinden toprak alıp Allah’a götürür.Böylece insan yaratılır.”

Bu hikaye orta okul zamanında din öğretmeni tarafından anlatıldı.öğertmen ne derse doğrudur diye kabul ettiğimiz için ve o şekilde programlandığımız için hiç bişey düşünmedik.ancak herşeye gücü yeten Allah’a bir Müslüman olarak gücü yetmiyor dedik.

buda başka bir anlatım

ADEM ALEYHİSSELAM’IN YARATILIŞI . ( Adem Aleyhisselam’ın Topragı )

Veheb bin Münebbih Hazretleri buyurdular ; Allahü Teala Hazretleri , Adem Aleyhisselam’ı yaratmayı murat ettiği zaman, yeryüzüne vahyetti yani yeryüzüne anlattı ve ona ilham etti.

‘’ Ben senden halife kılacagım, onlardan kim bana itaat ederse onu Cennetime koyarım ve onlardan kim bana asi olursa onu da Cehenneme koyarım.’’ Dedi. Yeryüzü ( Toprak ) ;

‘’ Benden bir varlık yaratacaksın da o da Cehennemlikmi olacak?’’ diye sordu : Allahü Teala Hazretleri:

‘’ Evet ‘’ dedi. Yeryüzü ( arz ) ağlamaya başladı. Topragın ağlamasından, kendisinden kıyamete kadar akacak olan pınarlar fışkırdı. Allahü Teala Hazretleri, yeryüzünün dört zaviyesinden toprağın siyahından,beyazından,kırmızısından,güzelinden ve ovasından kendisine bir avuç toprak getirmesi için, Cebrail Aleyhisselam’ı yeryüzüne gönderdi. Cebrail Aleyhisselam,yeryüzünden toprak almak için geldiğinde, toprak şöyle yalvardı :

‘’ Benden toprak alman için gönderen Allah’ın aşkına, benden bir şey alma,’’ diye yakardı.Çünkü Sultana yaklaşmakta birçok menfeatler olduğu gibi, büyük bir tehlıke de vardır.

Cebrail Aleyhisselam,ondan bir şey almadan mekanına geri döndü.

‘’ Yeryüzü senin büyük adına yemin ederek bana yalvardı.Bunun üzerine ondan birşeyı almayı kerih ( çirkin ve kötü ) gödüm.

Allahü Teala Hazretleri, Mikail Aleyhisselam’ı gönderdi. Mikail Aleyhisselam , yeryüzüne indi.Yeryüzü, Cebrail Aleyhisselam’a dediğinin aynısını söyledi. Mikail Aleyhisselam,bir şey almadan geri döndü ve Cebrail Aleyhisselam’ın söylediğinin aynısını söyledi.

Allahü Teala Hazretleri, İsrafil Aleyhisselam’ı gönderdi. İsrafil Aleyhisselam da bir şey almadan döndü, Cebrail Aleyhisselam’ın dediği gibi mazeret beyan etti.

Allahü Teala Hazretleri, ölüm melegi ( Azrail Aleyhisselamı ) gönderdi. Azrail Aleyhisselam, yeryüzüne geldiğinde, arz (yeryüzü ) ona:

‘’ Seni gönderen Allah’ın izzet ( ve üstünlüğüne ) sığınırım. Bugün benden alacagın bir avuç toprak yarın Cehennemde olacak ‘’ dedi, Azrail Aleyhisselam:

‘’ Bende o yüce ve aziz olan Allah’ın bie emrine asi olmaktan ona sığınırım,’’ dedi. Azrail Aleyhisselam, yeryüzünün dört köşesinde ( açı ve boyutunda ) kırk zira kadar bir avuç toprak kapıp aldı. Bundan dolayı topraktan yaratılan insan oglu, yeryüzünün değişik renklerinden dolayı değişik renk ve vasıflarda dünyaya gelmektedirler. Onlardan kimi beyaz,siyah,kırmızı, yumuşak ve serttir. Bütün zürriyet bu avuç topraktan oldu. İnsanın bedeninin aslı bu topraktır. İnsan vefat ettiği zaman, topragın alındığı yere defnedilir. Azrail Aleyhisselam bu toprağı aldıktan sonra göğe yükselir. Allahü Teala Hazretleri, Azrail Aleyhisselam’a sordu :

‘’ Yeryüzü sana yalvardığında ona rahmet edip acımadın mı ?’’ dedi. Azrail Aleyhisselam :

‘’ Ya Rabbi ! Senin emrinmi üstün, yeryüzünün yalvarması mı ? ‘’ dedi. Allahü Teala Hazretleri buyurdular:

‘’ Sen onun enladının ruhlarını kabzetmeye ( almaya ) elverişlisin.’’ Buyurdu.

Ravzatül-ulema’da buyuruldu : Yeryüzü Allahü Teala Hazretleri’ne şikayette bulundu:

‘’ Ya Rabbi ! ( İnsanın yaratılması için benden alınan toprak ile ) ben eksiliyorum.’’ Dedi. Allahü Teala Hazretleri:

‘’ ( Senden alınan toprağın ) en iyi ve en güzel kokar bir şekilde elbette sana geri iade edeceğim.’’ Buyurdu. Onun için cenazelere misk ve güzel kokular sürülmektedir.

Adem Aleyhisselam nerede yaratıldı ?

Allahü Teala Hazretleri, Azrail Aleyhisselam’a emretti. Adem Aleyhisselam için yeryüzünden alınan topragı,Mekke ile Taif arasında bulunan Nu’man vadisine koydu. Bu topragın yarısını Cennette ve diğer yarısını ateşe koyduktan sonra onu orada Allahü Teala Hazretlerinin dilediği zamana kadar terk etti. Sonra onu çıkarttı.Sonra üzerine ‘’ Kerem ‘’ yağmurunu yağdırdı. Onu yapışkan bir çamur haline getirdi. Allahü Teala Hazretleri, o topraktan Adem Aleyhisselama suret ve şekil verdi.

Adem Aleyhisselamın yaratılışında yaratıldığı yer hakkında ihtilaf ettiler. Bazı alimler tarafından denildi ki: Adem Aleyhisselam,gökte yaratıldı,Bazıları dünya cennetlerinden bir cennette yaratıldı.Nil’in ve diğer nehirlerin kendisine aktığı cennetler gibi.Müfessirlerin coguna göre, Adem Aleyhisselama ‘’ Adn cennet’’inde yaratıldığı ve oradan çıkarıldıgı görüşündedir.

Adem Aleyhisselamın yaratılışı

Hadis-i kudsi’de buyuruldu : ‘’ Ben Adem’in topragını kırk sabah ( yed-i ) kudretimle yoğurdum.’’

Yani kırk gün, ( o alemin her günü ) dünya seneleriyle tam bin sene kadar uzun bir zaman dilimidir. Sonra Allah onu kırk yıl terk etti yani olduğu gibi bıraktı. Ta kuruyasıya kadar. Adem Aleyhisselam’ın çamuru ‘’ salsal ‘’ ( kuru balçık ) haline geldi. Salsal, kurumuş bir çamurdur.Gayet kuruduğu için ‘’ fehhar ‘’ yani balçıktan yapılan çanak,çömlek, testi ve bardak gibi ses veriyordu. Sonra Allahü Teala Hazretleri onun üzerine tam otuz dokuz (39) yıl ‘’ hüzün ‘’ üzüntü yagmurunu yağdırdı. Sonra onun üzerine bir sene de ‘’ sürur ‘’ yani sevinç yağmurunu yagdırdı. Bundan dolayı insan olgunun düşünce ve üzüntüleri çok olur. Lakin ekıbeti sevinçle biter.

Melekler, Adem Aleyhisselamın ( daha kuru çamur halinde olan cesedine ) uğrayıp geçiyorlardı. Adem Aleyhisselam’ın suret ve şeklinin güzelliğine ve boyunun uzunluğuna taaccubla bakıp hayran kalıyorlardı. Çünkü uzunluğu beşyüz zira idi. Amma hangi zira ile beşyüz zira olduğunu ancak Allah bilir. Adem Aleyhisselam’ın başı göklere degiyordu. Melekler daha önce ona benzeyen bir suret görmemişlerdi.

İblis ona uğradı, Adem Aleyhisselam’ı gördü. Ona, niçin hangi iş için yaratıldın dedi.İblis eliyle Adem Aleyhisselam’ın salsal halindeki cesedine vurdu. ( Çıkardığı sesten ) içinin boş olduğunu anladı. İçine girip öbür tarafından cıktı. İblis beraberindeki meleklere: Bu boş olarak yaratılmış ! Bir yerde sabit kalamaz ve dayanılmaz, dedi. Sonra meleklere :

‘’ Siz bunun sizden daha faziletli olduğunu mu sanıyorsunuz? Siz ne yapıyorsunuz? ‘’ dedi. Melekler :

‘’ Biz Rabbimize itaat ediyoruz,’’ dediler. Şeytan kendi kendi-ne şöyle söylendi: Eğer bu benden faziletli yaratılırsa vallahi ben ona itaat etmem.Eger ben ondan üstün olursam elbette onu helak edecegim.’’ Akıbeti söyledigi gibi oldu. Tükrüğünü azgında topladı ve sonra tükrüğünü Adem Aleyhisselam’ın salsal halindeki cesedine fırlattı. Melun şeytanın tükrüğü, Adem Aleyhisselam’ın göbeginin olduğu yere düştü. Allahü Teala Hazretleri, Cebrail Aleyhisselam’a, Adem Aleyhisselam’ın karnından şeytanın tükrüğünü oyup çıkarmasını emretti. Cebrail Aleyhisselam’ın oymasıyla Adem Aleyhisselam’ın karnı kazılmış oldu.

Köpeğin yaratılışı

Cebrail Aleyhisselam’ın oyup çıkardığı Adem Aleyhisselam’ın göbeginden köpek yaratıldı.Köpekte üç izellik vardır.

1.Köpek Adem Aleyhisselam’ın çamurundan yaratıldığı için, insan olguna ünsiyet ve yakınlık etmektedir.

2.Gecelerin çoğunu uykusuz geçirir, Cebrail Aleyhisselam onun çamuruna dokunduğu için.

3. İnsan ve başkasını ısırır.Kendisine eziyet edildiği halde köpek sahibine ihanet etmez. İblisin tükrüğünün eser ve izi olarak.

Adem Aleyhisselam’a ruh verilme zamanı

Adem Aleyhisselam, Cuma günü ikindiden sonra yaratıldı.Yeryüzünden alınan topraktan yaratıldığı için kendisine ‘’ Adem ‘ adı verildi. Çünkü Adem Aleyhisselam, topragın her çeşidinden yaratıldı. Allahü Teala Hazretleri, Adem Aleyhisselam’a ruh üflemek istediği zaman, ruh’a Adem Aleyhisselam’ın içine girmesini emretti. Ruh:

‘’ Ya Rabbi ! Çok derin,uzak ve karanlık bir yerdir.’’ Dedi. Allahü Teala Hazretleri, ikinci kere emredince yine:

‘’ Ya Rabbi ! Çok derin,uzak ve karanlık bir yerdir.’’ Dedi. Üçüncü kere emredince yine:

‘’ Ya Rabbi ! Çok derin,uzak ve karanlık bir yerdir.’’ Dedi. Allahü Teala Hazretleri:

‘’ Ey ruh! Kerhen yani istemeyerek de olsa gir: kerhen de yani istemiyerek de çık. Bundan dolayı ruh bedenden ancak ( kerhen ) istemeyerek çıkar. Ruh, Adem Aleyhisselam’ın içine girdiğinde, Adem Aleyhisselam’ın başına,alnına,kulaklarına ve dillerine girmeye başladı. Sonra ruh, bütün cesedine sirayet etti. Hatta ruh ayaklarına indi. Ruh, çıkış yeri bulamadı. Burnuna geldi. Burnuna gelince aksırmaya başladı. Aksırdığı zaman, Rabbi ona:

Elhamdülillahirabbilalemin ‘’ Hamd alemrin Rabbine mahsustur.’’ Dedi. Adem Aleyhisselam,’’ Elhamdülillahirabbilalemin ‘’ deyince, Allahü Teala Hazretleri, ona’’ Yerhamkellah ‘’ Allah sana rahmet etsin dedi. Allahü Teala Hazretleri : ‘’ Ey Adem seni bunun için yarattım’’ buyurdu. Ruh dizlerine kadar indiğinde, Adem Aleyhisselam, sıçrayarak ayağa kalkmak istedi.Ayağa kalkamadı.Buna gücü yetmedi. Ruh ayaklarına ulaşınca, ayağa kalktı. Allahü Teala Hazretleri, ‘’Ve kanel insane acüle’’ insan pek acelecidir, Huligal insane min acel ‘’ insan aceleci olarak yaratılmıştır’’ buyurdu.

Böylece Adem Aleyhisselam, et,kan,kemik,sinir ve barsakları ( iç organları olan ) bir beşer ( insan )haline geldi. Sonra Allahü Teala Hazretleri ona , tırnaktan elbise giydirdi. Cesedi her gün, ziyadeleşmeye başladı.Hızla gelişti. Cesedinde dokuz kapı vardı. Başında iki kulak açıldı. Onlar ile işitmeye başladı. İki göz açıldı. Gözler ile görmeye başladı.İki burun deliği açıldı. Burun delikleriyle her tğrlü koku ve nefes aldı.Bir ağız açıldı.Ağzın içinde dili olup onunla konuşmaya başladı.Kendisine damak verildi.Damak ile her şeyin tadını buldu.İki kapı da cesedine açıldı. Onlar ön ve arkasıdır. Bunlardan da yediklerinin ve içtiklerinin ağırlıkları çıkmaktadır.

Allahü Teala Hazretleri,

Adem Aleyhisselam’ın: aklını dimağına,

iştahını böbreklerine,

Gadabını karaciğerine,

şeceatini ( cesaretini ) kalbine,

rağbetini ( bir şeye yönelmesini ) akciğerine,

gülmesini dalağına,

sevinç ve üzüntüsünü yüzüne koydu.

Adem Aleyhisselam’ı, kemikle işitir,yağ ile görür, et ile konuşur ve kan ile bilir hale getiren Allahü Teala Hazretleri gerçekten noksan sıfatlardan münezzehtir. Adem Aleyhisselam, tam tesviye edilince, her şeyi kendisine verilince ona kendi ruhundan üfledi.

Kaynak : Ruhu’ul Beyan Tercümesi – cilt – 1 – sayfa – 368-373

ikinci hikaye için şu ayet aklıma geldi
zumer 32 Allah hakkında yalan düzenden ve kendisine gelen doğruyu yalanlayandan daha zalim kim vardır? Cehennemde kafirler için bir barınak yok mu?
ali imran 78- Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. 'Bu Allah katındandır' derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ebu Musa el-Eş'arî(nin) haber verdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur:
"Allah, Adem'i yeryüzünün her tarafından avuçladığı bir avuç topraktan yarattı. Bu sebeble Ademoğulları (dünyaya, renk ve tabiat cihetiyle) yeryüzü(nün renkleri ve karakterleri) kadar (değişik şekillerde vücuda) geldiler. Onlardan kimisi kızıl, kimisi beyaz, kimisi siyah, kimisi de bunların karışımı, kimisi yumuşak, kimisi sert, kimisi kötü kimisi de iyi (huylu olarak dünyaya) geldi."

(Ebu Davud, Sunnet, Bab 16, Hadis no: 4693; Tirmîzi. tefsir 2/1; Ahmed b. Hanbel. IV 400, 406)
(Ebu Davud der ki): Yahya (b. Said)in rivayetinde "(Kimisi de) yumuşak ile sert ve kötü ile iyi arası" ilavesi (vardır). Yezid'in rivayetinde de bu hadis "ihbar" lafzıyla nakledilmiştir.


Yüce Allah, Adem (a.s.)'ı yeryüzünün her tarafından alınmış olan ve dolayısıyla yeryüzünün bütün karakterlerini taşıyan bir avuçluk topraktan yaratmıştır.
Bu toprağı yeryüzünün her tarafından seçib alan. bu hususta emir almış olan bir melektir. Fakat, melek bu işi Allah'ın emri ile aldığı için alma işi Allah'a nisbet edilmiştir.
Hadis-i şerifte özellikle kırmızı, siyah ve beyaz renklerden açıkça bahsedilirken diğer renklerden kapalı olarak bahsedilmesi, insanlarda ve toprakta bulunan renkler içerisinde bu üç rengin asıl renk, diğer renklerin de bu renklerin karışımından ibaret olmasındandır.

İşte metinde geçen "bunların karışımı" sözüyle kasdedilen de bu karışımdır.
Tîbî'nin açıklamasına göre, bu renkler insanların ve toprağın dış görünüşleriyle ilgili olduğu gibi metinde geçen diğer dört özellikle de yine insanların iç karakterleriyle ilgilidir. Şöyle ki "sehl" kelimesi insanın yumuşak huylu, toprağın da engebesiz düz arazi halinde olması anlamına gelmektedir.

"Hazen" kelimesi insan için sert mizaçlı, toprak için de engebeli ve sarp anlamında kullanılmıştır. Tayyib kelimesi de imanlı insan ve faydalı, verimli toprak manasına gelirken, Habis kelimesi, kâfir insan ve verimsiz, zararlı toprak manasına gelmektedir. (eI-Mubarakfûri, Tuhfetu'l-Ahvezî. VIII, 290-291)

Bütün bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, Allah daha kâinat yaratılmadan önce, herşeyin bütün inceliklerini bütün ayrıntılarıyla bilmiş ve kendi katında olacak olan şeyleri olacağı şekilde tesbit etmiştir. Bilindiği gibi Allah'ın herşeyi daha dünyaya gelmeden önce bilib bu şekilde tesbit etmesine kader diyoruz. Binaenaleyh bu hadis-i şerif herşeyin bir kader planına uygun olarak yaratıldığını söyleyen ehl-i sünnet ulemasının lehine, aksini iddia eden Mutezililerin de aleyhine bir delildir.
Ancak şurasını unutmamalıdır ki insanlar, Allah'ın bu tesbitinden dolayı mecburen iyi ya da kötü olmuş değillerdir. Bilakis Allah insanların hür iradelerini kullanarak, iyi veya kötü olacaklarını bildiği için onların durumunu, onlar yaratılmadan önce, kendi katında iyi veya kötü olarak tesbil ve tayin etmiştir ve Allah'ın iyiliğe rızası vardır, kötülüğe rızası yoktur. İyiliğin kadir kıymeti, ancak kötülüğün bulunmasıyla anlaşabileceği için iyiliğin yanında kötülüğü de yaratmıştır.
 
Üst Ana Sayfa Alt