Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Ruku'da Birden Fazla Farklı Tesbihat ve Secdedeki Sunnet Olan Duayı Değiştirerek Okumak Caiz

H Çevrimdışı

Hattab571

Üye
İslam-TR Üyesi
SElamun Aleykum kardeşlerim... Hisnul müslim deki ruku duaları kısmında 2 yeni dua aldım..ben rukuya gittiğimde 'Allahım sana ruku ettim sana iman ettim' duasının ardından ' Rabbimiz olan Allahım Sana hamd ederek seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim beni bağışla' duasınıda okuyabiliyormuyum. yoksa sadece bir tanesini okumak zorundamıyım.. DAha açık bir şekilde dua etmede sınır var mı ?
2. olarak.. Secde dualarından 'Rabbimiz olan Allahım Sana hamd ederek seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim beni bağışla' Duanın sonundaki Allahumağfirli ifadesini çıkarıp yine secde dualarından olan Allahummağfirli Zembi Kulluh ifadesiyle dewam etip o duayı okuyabiliyormuyum. Bu yaptığım şey duayı tahrif oluyormu....
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hattab571;278551' Alıntı:
SElamun Aleykum kardeşlerim...
Hisnul müslim deki ruku duaları kısmında 2 yeni dua aldım..ben rukuya gittiğimde 'Allahım sana ruku ettim sana iman ettim' duasının ardından ' Rabbimiz olan Allahım Sana hamd ederek seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim beni bağışla' duasınıda okuyabiliyormuyum. yoksa sadece bir tanesini okumak zorundamıyım.. DAha açık bir şekilde dua etmede sınır var mı ?

2. olarak.. Secde dualarından 'Rabbimiz olan Allahım Sana hamd ederek seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim beni bağışla' Duanın sonundaki Allahumağfirli ifadesini çıkarıp yine secde dualarından olan Allahummağfirli Zembi Kulluh ifadesiyle dewam etip o duayı okuyabiliyormuyum. Bu yaptığım şey duayı tahrif oluyormu..
..

Aleykum selam we rahmetullah ;

C 1- Abdullah İbn Mes’ûd (radıyallahu anh)’den rivayete göre, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Sizden biriniz rukû’a varınca rukû’ halinde iken üç sefer; “Subhâne Rabbiye’l-Azîm” derse yaptığı rukû’ tamam olur, bu en azıdır.
Secdeye varınca secdelerinde de üç kez “Subhâne Rabbiye’l- A’lâ” derse secdeleri tamam olmuş olur, bu da
(sunnet olarak) en az söylenmesi gereken miktarıdır.”

(Tirmizî, Salât, 194)

Bize, Ebu Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Abdullah b. Nümeyr ile Ebû Muâviye rivayet ettiler.

Bize, Zuheyr b. Harb ile İshâk b. İbrahim hep birden Cerîr'den ve bu râvîlerin hepsi birden A'meş'den naklen rivayet ettiler. H,
Bİze, îbni Numeyr dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki) : Bize, babam rivayet etti. (Dedi ki) : Bize A'meş, Sa'd b. Ubeyde'den, o da Mustevrid b. Ahnef'den (Kûfe'lidir. Muslim'in râvüeirindendir.), O da Saletu'bnu (Ebu Bekir Siletubnu Zufer El-Absî: Kûfe'lidir. Mus'ab b. Zubeyr zamanında vefat etmişdir) Zufer'den, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti.

Huzeyfe şöyle demiş:
«Bir gece Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile bîrlikde namaz kıldım. Bakara sûresine başladı, ben (içimden) yüz âyeti tamamlayınca rukû' eder; dedim. Sonra devam etti. Ben (içimden) bütün sûreyi bir rek'ât dâ okuyacak; dedim. O yine devam etti. Ben bu sûre ile rukû'a varır; dedim. Sonra nisa' sûresine başladı. Onu da okudu. Sonra Âl-i Imrân sûresine balşadı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, içinde tesbîh bulunan bir âyete gelince tesbîh ediyor; istek âyetine gelince istiyor; teavvuz âyetine gelince (Allah'a) sığınıyordu.
Sonra rukû'a gitti ve «Büyük Allah'ımı tenzih ederim.» demeye başladı.
Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in rukû'u dahî kıyamı kadardı.
Sonra : «Allah kendisine hamd edenin hamdini işidir.» dedi.
Sonra rukû'una yakın uzun bir muddet ayakta durdu.
Sonra secde etti. Ve: «Ulu Allahımı tesbîh eylerim.» dedi. Sucûdu dahi kıyamına yakındı.
(Muslim, Yolcu Namazı / salat-u Musafirun, Bab 27, Hadis no : 203 , 772)
Râvî der ki: «Cerîr'in hadîsinde: (Allah kendisine hamd edenin hamdini kabul eder. Ey Rabbimiz! Hamd sana mahsûsdur.. dedi) ziyâdesi vardır.»

(...) Bize, İsmaîl b. Halil ile Suveyd b. Saîd, Alîyu'bnu Mushir'den, o da A'meş'den bu isnâdla, bu hadîsin mislini rivayet ettiler.
«Ben, içimden bütün sûreyi bir rek'âtda okuyacak dedim...» cümlesindeki rek'âtdan murâd, namazdır.
Huzeyfe'nin içinden geçen de bu sûre ile iki rek'âtlık bir namazı kılmasıdır. Yâni o uzun sûreyi iki rek'âta böleceğini sanmışdır.
Nevevî bu te'vîli zarurî görüyor. Cümlenin bundan sonraki kısmının ancak bu suretle düzeleceğini söylüyor.
«Sonra devam etti.» cümlesinden murâd sûrenin ekserisini okumasıdır. Hattâ kendisinde Sûre-i Bakara'yi ilk rek'âtda okuyacak zannı hâsıl olmuşdur. Fakat Rasûl-u Zîşân (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz, Bakara sûresini bitirince rukû' etmemiş; arkasından Sûre-i Nisa'yi, onun arkasından sûre-i Âl-i Imrân'i okumuştur.

Kaadı îyâz (476-544) : «Bu hadîsde (Sûrelerin tertibi, müslümanların içtihadı ile olmuştur. Peygamber s.a.v.'den değildir. O, bu işi vefatından sonra ummetine bırakmıştır.) diyenlere delîl vardır. İmam Mâ1ik'1e, cumhûr-u ulemânın kavli de budur. Kaadî Ebû Bekr-i Bâkıllânî dahî bu kavli ihtiyar etmişdir...» diyor.
Kaadî îyâz bu babda sözü hayli uzatmış; ve sûrelerin tertibi ummetin içtihadı ile yapıldığını fakat her sûredeki âyetlerin tertibi Allah tarafından bu gün görüldüğü şekilde tevkîfî olduğunu söylemiş, bu husûsda 'ulemâ arasında hîlâf bulunmadığını; ummetin bu mes'eleyi Peygamberi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den. böylece naklettiğini hildirmişdir.

Yine Kaadî'nin beyânına göre: «sûrelerin tertibi, tevkifidir. Onların yerlerini Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bildirmişdir. Netekim Osman'in yazdırdığı mushaflarda da bu tertibe riâyet edilmişdir...» diyenler Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in buradaki namazında evvelâ Nisa' sonra Âl-i Imrân sûresini okumasını tertip bildirilmezden önce olmuşdur; diye te'vü ederler. Zâten Ubeyy'in mushafinda bu iki sûre, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in okuduğu şekilde tertîb edilmişdir.
Ebû Vâi1 hadîsini, Buhârî «Kîtâbu't-Teheccud» de; Tirmizî «Kitâbu's-Şemâil» de; îbni Mâce dahî «Kitâbu's-Salât» da muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Bu Hadislerden Çıkarılan Hükümler :


1- Bâzıları Huzeyfe hadisinde Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in tesbîh âyetini okuduğunda teşbih, istek âyetini okuduğunda dilekde bulunmasına bakarak bu gibi şeylerin gerek namazda gerekse namaz dışında herkese mustehab olduğunu söylemişlerdir. Şâfiî1er'in mezhebi budur. Onlara göre teşbih, istek ve teavvuz âyetleri okundukda imama, cemaata ve yalnız kılana teşbih ve teavvuzde bulunmak mustehabdır.
2- Huzeyfe (Radiyallahû anh) hadîsi, rukû' ve secdelerde teşbihlerin muteaddid yapılmasının mustehad olduğuna delildir:
îmam A'zam ile Kufe ulemâsının, İmam Şafiî, imam Ahmed b. Hanbel ve cumhur-u ulemânın mezhebleri budur.
İmam Mâ1ik'e göre, muteaddid defa tesbîhde bulunmanın mustehab oluşu teayyun etmiş değildir.
3- Ayni hadîs, rukû'dan doğruldukda uzun zaman durmanın caiz olduğuna delîl gösterilmektedir.
Nevevî: «Ulemâmız bunun caiz olmadığını, namazı bozacağını söylüyorlar.» demişdir

4- Farz olmayan namazlarda dahî imama uymak caizdir.
5- Gece namazını uzatmak mustehabdır. Fakat ulemâ bu meselede ihtilâf etmişlerdir. Bâzılarına göre, rukû' ve secdelerin adedini çoğaltmak, kırâeti uzun tutmakdan efdaldır. Delilleri Mus1im'in rivayet ettiği Sevbân hadîsidir. Mezkûr hadîsde :
«Amellerin en faziletlisi çok rukû, ve secde yapmakdır.» buyurulmuşdur.
Bundan mâda İbni Mâce'nin rivayet ettiği Ubâdetu' bnu's - Sâmit ve Kesîr b. Murra hadîsleri ve Tahâvî'nin rivayet ettiği Ebû Zerr hadîsi ile istidlal etmişlerdir. Bu hadîsi İmam Ahmed ile Beyhakî dahî rivayet etmişlerse de Nesâî ile Zehebî onu zayıf bulmuşlardır.

Yine Tahâvî 'nin rivayet ettiği bir hadîse göre Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anh) namaz kılan bir genç görmüş.
Genç namazı uzatmış, namazdan çıktıktan sonra Abdullah:
Bunu kim tanıyor? diye sormuş, orada bulunan bir zât :
Ben tanırım, deyince Abdullah b. Ömer (Radiyallahû anh)
Bu zâtı tanımış olsam, ona rukû' ve sucûdu uzatmasını emrederdim. Çünkü Ben, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:
«Bir kul namaza kalktı mı, günahları getirilerek başının ve omuzlarının üzerine konur da; her rukû' ve secde ettikçe üzerinden dökülürler.» buyururken işittim... demiş.
Bu hadîsi Beyhakî dahî tahrîc etmişdir. Evzâî, bir rivayette imam Şafiî, bir rivâyetde İmam Ahmed b. Hanbel ile Hanefîler'den imam Muhammed b. Hasen'in mezhebleri budur. Mezkûr kavil Abdullah b. Ömer'in de mezhebi olduğu rivayet edilir.

Ulemâdan bir cemaatla, Tâbiîn'in cumhuruna göre, nafile namazda kırâeti uzatmak, çok rukû' ve secde etmekten efdaldır.
Mesrûk, İbrahim Nehaî, Hasan-ı Basri, imam A'zam, imam Ebû Yûsuf, bir kavline göre imam Şafiî ve bir rivâyetde imam Ahmed buna kaaildirler.
Delilleri babımızın hadîsi ile Muslim'in rivayet ettiği Câbir hadîsidir. Mezkûr hadîsde:
«Rasûlullah (Sailallahu Aleyhi ve Sellem)'e hangi namazın efdal olduğu soruldu da: «Kunut'u uzun olandır.» buyurdular ve bununla kıyamın uzunluğunu kasdettiler denilmektedir.

C 2- Rasulullah (s.a.v.)'in secdede yaptığı duayı aynen okumanızı öneririm. Böylece duanın haricinde sunnet sevabı da kazanmış oluruz.

İlgili Konu :


Farz Namazın Secdesinde Anadilde/ Türkçe Dua Edilir mi?
Çözüldü - Farz Namazın Secdesinde Anadilde/ Türkçe Dua Edilir mi?


 
Üst Ana Sayfa Alt